Genel

Ahmet Altan: “Gelirlerse çayımızı içerler”

Yazan: [email protected]

Ahmet Şık Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın Taraf gazetesine tehdit içeren bir yazı göndererek bazı belgeler istemesi, istenen sonucu vermeyecek gibi görünüyor. Zira Taraf’ın baskın endişesiyle bilgisayarlarını dışarı taşıması ve Taraf’ın yayın yönetmeni Ahmet Altan’ın “Bir savcı bir gazeteye böyle yazı yazma cüretini nereden ve nasıl bulur?” demesi bunun kanıtı. Savcılık, Perşembe günü Taraf gazetesine faks […]

Ahmet Şık

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın Taraf gazetesine tehdit içeren bir yazı göndererek bazı belgeler istemesi, istenen sonucu vermeyecek gibi görünüyor. Zira Taraf’ın baskın endişesiyle bilgisayarlarını dışarı taşıması ve Taraf’ın yayın yönetmeni Ahmet Altan’ın “Bir savcı bir gazeteye böyle yazı yazma cüretini nereden ve nasıl bulur?” demesi bunun kanıtı.

Savcılık, Perşembe günü Taraf gazetesine faks yoluyla bir yazı göndererek “Dağlıca baskını biliniyordu” haberine konu olan istihbarat raporunun orijinal halleriyle teslim edilmesini istemişti.

Askeri savcı Hakim Yarbay Zekeriya Duran imzasıyla gönderilen yazıda,ifşa edilmemiş başka belgeler de isteniyordu. Bir de, belgelerin “rıza” ile teslim edilmemesi durumunda “bu tür eşyalara” el konulabileceği belirtiliyordu.

Sorularımız yanıtlayan Altan’ın söyledikleri, gazetenin bundan sonraki tavrının ne olacağını da gösteriyor: “İfşa edilmemiş belgeler hangi hukukla ne zaman suç kapsamına girdi, ben bilmiyorum. Yazıda kullanılan tehditkar ifadeler, çizgiyi aşmış bir savcı görüntüsü çiziyor. Askeri savcı hukukun çizgisi içinde durmuyor. Böyle tehdit olur mu? Herkes hukuk ve adaba uymalı. Bir savcı bir gazeteye böyle yazı yazma cüretini nereden ve nasıl bulur?”

Altan, Dağlıca baskınıyla ilgili yayınladıkları haberin belgelerinin istendiğini söyledi ve hangi şartta istenen belgeyi teslim edeceklerini açıkladı: “Basın Kanunu’nun 12. maddesi kaynağımızı açıklamama özgürlüğümüzü düzenler, ama Dağlıca haberimizden sonra da, istenilirse elimizdeki belgeyi mahkemede gösteririz dedik. Böyle dediğimiz için de sunacağız.”

Altan, kendilerinden istenen öbür belgelerin ne olduğunu anlamadıklarını ve bilmediklerini söyledi. “Ne olduğunu bilmediğimiz başka belgelerin de teslim edilmesi isteniyor. Başka belgelerin ne olduğu belirtilmemiş. Biz de bilmiyoruz. Ama biz elimize geçen belgeyi de bekletmeyiz. Doğrulattıktan hemen sonra yayınlıyoruz. Bizde başka belge de yok. Söylemek istediklerimizi haberlerimizle ifade ediyoruz.”

Altan, “Taraf gazetesine de Nokta dergisine yapıldığı gibi bir baskın söz konusu olabilir mi?” sorusuna ise, “Bizim sakladığımız bir şey yok. Gelirlerse çayımızı içerler” karşılığını verdi.

Nokta da Genelkurmay Başkanlığı’nca hazırlanan “medya andıcı, sivil toplum örgütlerinin kullanılarak AKP hükümetine muhalefet edilmesini içeren belge ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait darbe günlüklerini yayımlamasının ardından basılmıştı. Baskından kısa süre sonra da dergi, “dillendirilmeyen baskılar” nedeniyle bizzat sahibi tarafından kapatılmıştı.

Akıllara Nokta dergisine yapıldığı gibi bir baskın olabileceği olasılığını getiren yazıda, Savcı Zekeriya Duran, Dağlıca olayı raporuyla ne olduğu belirtilmeyen ve bilinmeyen “Genelkurmay çıkışlı diğer belgelerin” orijinal halleriyle 7 Temmuz 2008 Pazartesi tarihine kadar savcılığa gönderilmesini istedi. Yazının ulaşmasından sonra gazetenin basılacağı endişesiyle Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ve diğer çalışanlar dün gece geç saatlere dek Kadıköy’deki gazete binasından ayrılmadı.

Taraf gazetesi, bugünkü (4 Temmuz) sayısında ise haberi sürmanşetten, “Genelkurmay’ın Taraf’a Baskın Planı” başlığıyla duyurdu. Yayın Yönetmeni Altan da, “Taraf’ı basmaya hazırlanıyorlar” başlığıyla köşesinde bir yazı kaleme aldı. Altan yazısında, “O tehdit kokan cümleler ve istenen diğer belgeler neyin nesi?” diye sordu.

Faksla belge istendi

Son dönemde, Genelkurmay bünyesinde hazırlanan birçok “gizli” belgeyi haberleştiren Taraf gazetesine dün öğleden sonra Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından faks yoluyla resmi bir yazı gönderildi. Hakim Yarbay Genelkurmay Yardımcı Askeri Savcısı Zekeriya Duran imzası bulunan ve telefonla da ulaşıp ulaşmadığı teyit edilen yazıda, “gizli belgenin sızdırılması” olayı hakkında Genelkurmay tarafından soruşturma başlatıldığı belirtildi. Gazetenin 25 Haziran 2008’deki Dağlıca baskınına ilişkin manşet haberinde kullanılan gizli belgenin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı’nın PKK-KONGRAGEL’in dönemsel faaliyetlerini raporlama ve alınan duyumlara göre olası eylemlerini ikaz amacıyla hazırlandığı ve ilgili birimlere gönderildiği anlatıldı.

Taraf’ın sızmalardaki yeri

Dağlıca baskınıyla ilgili yerel askeri mahkemede süren davanın dışında, savcılığın, sözkonusu belgenin sızmasında sorumluluğu olan tüm birimler ve ilgili askeri personel hakkında soruşturma başlattığı da belirtilen yazıda şöyle deniyor:
“Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı gibi son derece kritik ve milli güvenliğe ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu bir birimden soruşturma konusu gizli belgenin yanısıra başkaca belgelerin sızdırılıp sızdırılmadığının, yayınlanan belgenin ne şekilde yetkisiz kişilerin eline geçtiğinin ve son dönemde bu tip bilgi ve belgelerin teslim ve tebliğ zemini olduğu gözlenen gazetenizin bu sorumluluk zincirindeki yerinin belirlenmesi de önem arz etmektedir. Çünkü TCK 326-339’uncu maddelerindeki suçlar kapsamındaki bu belgelerin temin edilmesi, açıklanması veya deşifre olması ulusal güvenlik açısından hayati önemi haiz olduğu gibi gazeteciliğin de bu suçlar bakımından hukuka uygunluk sebebi teşkil etmeyeceği açıktır.”

Baskın iması

Yazının devamında ise gazete yöneticilerine göre “tehdit” içeren şu ifadeler yer alıyor:
“Elinde bulunduranlarca bu belgelerin henüz ifşa edilmemesi bir şans olayıdır ancak böyle bir şansın sonsuza kadar devam etmesini ummak ve hayal etmenin de ulusal güvenlik açısından ciddi bir tedbirsizlik olacağı izahtan varestedir.”

Yazıda, yasaların askeri savcılığa, doğrudan ya da askeri adli veya diğer kolluk görevlileri aracılığıyla her türlü araştırmayı yapabileceği, bütün kamu görevlilerinden ve özel kuruluşlardan soruşturmaya ilişkin her türlü bilgiyi isteyebileceği yetkisi verdiği de vurgulandı.

Rızayla teslim edin yoksa…

Soruşturmaya konu gizli belgenin, hileyle alındığı veya çalındığının tespitine ilişkin suç delili niteliğinde olduğu belirtilen yazıda, “Bu belgenin savcılığımıza teslimine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu talep haber kaynağının açıklanmasına matuf olmayıp, sonuçları itibariyle ‘yeterince hayati’ ve kamu yararı açısından ‘ciddi bir karakter’ taşıyan soruşturmada, bu belgenin orijinal halinin suçun ve suçluların tespitine yönelik mutlak bir delil niteliğinde olduğu gözetilerek yapılmaktadır. Öte yandan CMK 122, 123 ve 124 ile diğer ilgili maddelerinde ispat aracı olarak yararlı görülen eşyanın muhafaza altına alınacağı, yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya el konulabileceğine dair hükümler de mevcuttur” deniyor.

Yorum yazın