Gündem Medya Politika Söyleşi

Biden’la birlikte sağ popülizm nereye gidiyor?

Yazan: Cansu Caba
Fotoğraf: @JoeBiden

ABD’de Joe Biden’ın başkanlık koltuğuna oturacak olması, “dünyadaki sağ popülist dalganın gerilemesi için bir başlangıç olabilir mi” sorusu tartışılırken siyaset bilimciler buna pek ihtimal vermiyor. Popülizm ve medya konusunda hazırladığımız dosyanın tamamına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

ABD seçimlerinde Joe Biden’ın galibiyeti sonrası dünyada ve Türkiye’de sağ popülizmin nasıl etkileneceği tartışılırken Biden’ın seçilmesi ile birlikte dünyada “sağ popülizmin etkisi azalır mı” sorusu akıllara geliyor. Ancak siyaset bilimciler aynı görüşte değil. Çünkü sağ popülizmin temelinde yatan ekonomik ve sosyal sorunlar çözülmedikçe sağ popülizmin düşüşe geçmeyeceğini ve Biden’ın da popülist siyasi sistemin bir parçası olması nedeniyle sağ popülizmin düşüşünde keskin bir etkisi olmayacağını, yalnızca Trump kadar sert ve ötekileştirici söylemlerde bulunmayacağını söylüyorlar.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğçe Erçetin,  4-5 yıl önce popülizm konferanslarında “popülizmin tanımı nedir” tartışmasının hakim olduğunu dile getirirken, popülizmin bir ideoloji mi, strateji mi, söylem mi, performans mı, tarz mı olduğuna yönelik tanımlama tartışmalarının halen sürdüğünü ifade ediyor. Pandemi sonrası, bu tartışmaların popülizm bitti mi bitiyor mu sorusuna evrildiğine vurgu yapan Erçetin, otoriterliğin popülizm olarak görüldüğünü, milliyetçiliğin popülizm olarak okunduğunu ve ana akım denilebilecek geleneksel partilerin bile özellikle seçim dönemlerinde popülist performansının kampanyalarında yer aldığını söyleyerek, popülizm kavramının esnekleştiğini vurguluyor.

Popülizmi söylem ve performans olarak tanımlayan Erçetin, literatürde karizmatik liderlik ile popülist olmanın tartışılan bir durum olduğunu ancak karizmatik liderliğin olduğu yerde mutlaka popülizmden söz edileceğine dair bir kuralın olmadığını vurgulayan Erçetin, popülizmin, halk merkezli olmasının yanı sıra, seçkin karşıtı söyleminin de belirleyici olduğunu ekliyor. Erçetin, popülist söylemlerde yer verilen halkın refahına ve iyiliğine, halkın uyumuna, halkın birliğine zararlı olabilecek ya da halkın iradesine ve çıkarlarına zararlı olabilecek diğer ötekiler olarak tanımlanan bir kitleden söz ediyor. Bu kitlelerin önce seçkin karşıtlığı, kimi zaman muhalefet, göçmenler, mülteciler, azınlık grupları üzerinden tanımlanabildiğini ekliyor.

Trump bir neden değil bir sürecin parçası

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimci ve İletişimci Doç. Dr. Burak Özçetin, Trump’ın popülizme etkisi konusunda, tek başına bir sürecin sebebi, bir süreci taşıyan bir aktör değil, belirli siyasal, toplumsal, ekonomik ilişkilerin sonucunda yükselmiş bir siyasetin parçası şeklinde okunmasının mümkün olduğunu ifade ediyor.

donald trump

Fotoğraf: @realDonaldTrump

Özçetin’e göre, Trump’tan Biden yönetimine geçiş, Amerika Birleşik Devletleri için ciddi bir ferahlama getirecek. Macaristan, Brezilya, Polonya, Almanya, İtalya’ya bakıldığı zaman popülizmin tekil bir liderlik meselesi değil, sistemik bir kriz olduğuna da değinen Özçetin, Biden’ın gelişinin, Amerikan politikası açısından belirli rahatlamalar belirli nefes alma alanları sağlayacağını belirtiyor. Ancak popülizmin salt bir liderlik meselesi olmadığını vurgulayan Özçetin temsili demokrasinin, neo-liberal kapitalizmin, temsil ve bölüşüm mekanizmalarının çöküşe geldiği noktada kendini alternatif olarak sunan bir siyasetin yükselişi olduğunu unutmamak gerektiğini de ekliyor. Burak Özçetin, popülizmin geleceğini ele alırken, bunu tekil lider değişimleriyle değil, ciddi siyaset değişimleri, parti düzeyini aşan toplumsal hareketleriyle, toplumsal aktörleriyle total bir siyasal dönüşümle birlikte ele alınması gereken bir süreç olduğunu dile getiriyor.

ABD diplomasisi popülizmi etkiler

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nden Doç. Dr. Cemil Boyraz da Burak Özçetin gibi, sağ popülizmin Trump’tan önce de var olduğunu hatırlatıyor. Boyraz, sağ popülizmi ortaya çıkaran dinamiklerde bir eksilme olmadığını, bir liderin değişmesi ile sağ popülizmin zayıflayacağını söylemenin geçerli bir argüman olmayacağını dile getirirken, dünyada ötekileştirme, siyasal kutuplaşma, güçlü liderlere övgü üzerinden Trump’ın yürüttüğü siyasetin Biden ile birlikte artık var olmayacağını da ekliyor. Cemil Boyraz, demokratik değerlere referans veren Biden yönetiminin farklı ülkelerle geliştireceği diplomasiler sonucu ülkelerdeki rejimleri etkileyebileceğine vurgu yapıyor.

Boyraz sağ popülizmin düşüşe geçmesine ihtimal vermediğini ancak ivmenin düşüşe geçeceğini söylerken “Amerikan ekonomisindeki değişimler, Amerikan siyasetindeki değişimler dünyayı etkiliyor, tarihsel örnekleri 1929 buhranı, petrol krizi gibi tarihsel örnekleri de var. Elbette ABD’deki herhangi bir kriz dinamiğinin ya da herhangi bir siyasal gelişmenin tabi ki dünya siyasi iktisadı üzerinde etkileri var ama sağ popülist hareketlerin söneceği anlamına gelmiyor” ifadelerini kullanıyor.

Boyraz ek olarak, Latin Amerika’da Bolsonaro ve Macaristan’da Orban örnekleri bağlamında popülizmin biraz zayıflayabileceğini söylerken, sağ popülizmi var eden siyasi ve iktisadi kriz ağları çözülmedikçe sağ popülizmin var olacağını dile getiriyor. Biden yönetiminin bu durumla nasıl uğraşacağı hakkında fikir sahibi olmadığını ifade ederken, Biden’ın halihazırda umut dağıttığını ve somut olarak atacağı adımlar sonrasında değerlendirileceğini ekliyor.

Amerika’nın dünyada siyasi ve ekonomik anlamdaki egemenliği ve Biden galibiyeti ile sağ popülizmin durumunu  İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan şu sözlerle anlatıyor:

“Amerika Birleşik Devletleri’nde olan her şey dünyayı çok fazla etkileyebiliyor. Ancak Biden galibiyeti iç politika ile ilgili bir durum. ABD’de Trump seçimi kaybetmiş görünse dahi, popülizmin sona erdiğine dair bir ipucumuz yok. Gelir dağılımı, 2008 sonrasında yaşanan sanayisizleşme ve çok sayıda kişinin işsiz kalması ve benzeri konularda Amerikan elitlerinin bir çözüm bulamamaları onlara karşı tepkisel bir hareket geliştirdi.  Amerika’da Trump kaybetmiş olabilir ama popülizmin doğmasına yol açan sebepler hâlâ duruyor. Dolayısıyla, ayrımcı hareketlerinde bundan sonra güçlenmemesi için bir sebep yok.”

Sol popülizm yükselebilir

Erdoğan, sol popülizmin yükselişe geçmesini beklediklerini, ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde Biden’ın kazanmasının sol popülist hareketin yükselmesinin sonucu olmadığını, bilakis elitlerin tipik bir ürünü olarak kazandığını vurguluyor. Biden galibiyetinin demokrat partide bazı tartışmaların çıkmasına yol açtığına da değinen Emre Erdoğan, galibiyet için fırsat alanı doğmuş olduğunu belirtirken, ilerici bir ajandayla sağ popülistlerin elinden onların elindeki en güçlü silahları almanın mümkün olduğunu ancak Biden’ın o kişi olduğundan emin olmadığını dile getiriyor. Biden’ın müesses nizamın (yerleşik düzen-establishment) yani  siyasi yapıyı kontrol eden dominant grubun tipik bir temsilcisi olduğunu ileri süren Erdoğan, Biden’ın sol bir söyleme yaklaştığını, söylemlerinde eşitlik, gelir adaleti, ırk ayrımına son vermesi ve benzeri ilerici hareketlere yer verdiğini belirtiyor. Ancak benzer söylemlerin Obama yönetiminde de var olduğuna dikkat çeken Emre ERdoğan sağlık reformu hariç büyük performanslar gösterilmediğini dile getiriyor.

Biden’ın seçilmesindeki en önemli faktörün, Trump karşıtlığı olduğuna da vurgu yapan Erdoğan da Cemil Boyraz gibi Biden’ın ilerici söyleminin ne kadar hayata geçeceğini görmek için biraz beklemek gerektiğini düşünüyor:

“Biden, Trump karşıtlarından bir koalisyon üretti ama Trump karşıtı olmak ilerici olmaya yetmiyor. En önemli şeylerden biri ekonomik ve kültürel çatışmalar, kültürel çatışmada saf olmak sorunlara karşı duyarlı olduğunu göstermiyor. Görünüşte bir ilericilik olabilir, gerçekten söylem olarak ilerici olan Sanders gibi, Warren gibi, Ocasio Cortez gibi aktörler var ama bu aktörler yönetimde ne kadar yer bulacaklar henüz görmüş değiliz. O nedenle, ilerici bir ajandayı takip edecek mi diye biraz beklemek gerekecek.”

Yorum yazın