Genel

Cezaevlerinde onlarca Kuddusi Okkır

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com Ergenekon soruşturmasının zanlılarından Kuddusi Okkır’ın, cezaevinde kansere yakalanıp, hastalığı nedeniyle tahliye edilmesinden kısa süre sonra ölmesi ilgili ilgisiz herkesin tepkisini çekti. İnsan hakları savunucuları, zaten yıllardır uğraştıkları bu sorunu dillendirenlerin başında geliyordu. Gözaltında ya da cezaevinde tutulanların can güvenliğinden, bedensel ve ruhsal sağlığından devletin sorumlu olduğunu Okkır’ın ölümüyle beraber bir kez daha dile […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Ergenekon soruşturmasının zanlılarından Kuddusi Okkır’ın, cezaevinde kansere yakalanıp, hastalığı nedeniyle tahliye edilmesinden kısa süre sonra ölmesi ilgili ilgisiz herkesin tepkisini çekti. İnsan hakları savunucuları, zaten yıllardır uğraştıkları bu sorunu dillendirenlerin başında geliyordu. Gözaltında ya da cezaevinde tutulanların can güvenliğinden, bedensel ve ruhsal sağlığından devletin sorumlu olduğunu Okkır’ın ölümüyle beraber bir kez daha dile getirmekten kaçınmadılar. Neredeyse “Ergenekon yanlısı” ve “karşıtı” diye ikiye ayrılmış duruma gelen medyada, kendi meşreplerine göre verdiler konuyla ilgili haberleri. Özellikle Ergenekon soruşturmasını eleştiren yayınlara imza atan yazılı ve görsel medyada boy boy ve eleştirel haberler yayımlanırken, hükümet yanlısı duran yayın organları ise nesnel durmaya çalışır gibi görünse de habere hak ettiği ilgiyi göstermekten uzaktı.

Cezaevinde ölümler yeni değil

Cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri ya da tutukluların sağlık problemleri, Okkır’ın ölümüyle gecikmiş ancak sahte bir ilgi uyandırarak bu konuyu gündeme taşıdı. Okkır’la benzer kaderi paylaşanlardan ilk akla gelenler Şemsettin Kurt ve Murat Dil’di. 2004’te üç aylık ömrü kaldığı söylenen tutuklu Şemsettin Kurt, “Çocuklarımın yanında ölmek istiyorum” diyerek tahliyesini istedi. Reddedildi. 2005 Şubat’ında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan iki ay sonra kanserden öldü. Murat Dil isimli tutuklu da karaciğer kanseri teşhisiyle Gebze Cezaevinde uzun süre tedavi edilmeden yaşadı. Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’na Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun, “Sağlık koşulları nedeniyle tahliye edilmeyi” düzenleyen 399.maddesinden yararlanabilmek için yaptığı başvurusu kabul edildi. Ancak 9 Haziran 2000’de tahliye olan Murat Dil yaklaşık 1 ay sonra 6 Temmuz’da öldü.

Medyanın görmedikleri

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) 2007 yılı değerlendirme raporuna göre cezaevlerindeki koşullar nedeniyle ölümü bekleyen ya da ciddi rahatsızlıkları olan 42 mahkûm bulunuyor. Kimisi aylarca tedavi edilmeden tutulduktan sonra “tutuksuz yargılanmak” üzere serbest kalsa da birçok mahkûm halen cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Cezaevlerinde bulunan ve sağlık problemleri yaşayanlar ihtiyaç duyduğunda hekime ulaşamıyor. Hekime ulaştığında da gerekli tıbbi yardımı almakta ve sevklerde ciddi problemlerle karşılaşıyor. Kimisinin tedavisi engelleniyor, kimisi tıpkı Okkır gibi ölümü bekliyor. Okkır’la aynı kaçınılmaz sonu paylaşacak denli sağlık sorunları bulunan tutuklu ve hükümlüler sorunun bu kadar gündemde olmasına karşın hâlâ medyaya haber olabilmiş değil. Okkır’ın ölümünde haklı bir “yaygara” koparan medya ve diğer çevrelerin, aynı duyarlılığı şu an içeride ölümü bekleyen ya da ağır hastalıkların pençesinde yaşama mücadelesi veren diğer mahkûmlar için de gösterebilmesi için TİHV’nin 2007 raporunda sağlık durumları sıralanan, halen cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin listesini yayınlıyoruz:

Ayşe Asuman Özdemir:Yine Ergenekon soruşturmasında tutuklanarak cezaevine konulan zanlılardan Özdemir’in siroz olduğu açıklandı. İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada barodaki rapor içeriğine göre siroz teşhisi konulan Özdemir’in aynı zamanda epilepsi hastası da olduğu ve 2 ay içinde karaciğer transplantasyonu yapılması gerektiği belirtildi.

Aynur Epli:
Müebbet hapis cezasına çarptırılan Aynur Epli’ye kanser teşhisi kondu. Cezasının infazı için 15 yıl önce Sivas Cezaevi’ne oradan da Siirt Cezaevi’ne, nihayet Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne ve son olarak da tekrardan Siirt Cezaevi’ne sevk edildi ve bu 15 yıllık süreç hastalığının ilerlemesine neden oldu. Uzun süre mide rahatsızlığı şikayetiyle hastanelere başvuran ancak çoğu zaman güvenlik gerekçesi ya da hastaneyle ilgili teknik nedenlerden başvuruları reddedilen Epli 2007 yılı sonlarında hastaneye gidebildiğinde bağırsak kanseri teşhisi konuldu. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü’nden verilen raporda, “hastalığının hayatî tehlike arz edecek derecede ilerlediğinin tespit edildiği” yazıldı. Avukatının yaptığı uzun süren girişimler sonucu Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’ne getirildi. Tetkikleri yapılarak geri götürüldü. Siirt Cezaevi’ndeki görevliler Dicle Üniversitesi’nin randevu verdiği tarihlerde tetkik ve kontrollerinizin yapılması için, güvenlik gibi bahanelerle hatta “randevun yok” bile denilerek götürülmediği için tedavisi gecikti. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavisine devam edebilmek için bulunduğu Siirt cezaevinden Diyarbakır cezaevine sevk başvurusu yapan Aynur Epli’nin sevk öyküsü de tam Aziz Nesinlik. Önce dilekçesi kayboldu, sonra “yollamayı unuttuk” denildi. İHD’nin açtığı kampanyaların ardından nihayet Diyarbakır E Tipi Cezaevine nakledilebilen Aynur Epli’nin tedavisi için gerekli teçhizat Ankara’da bulunuyor. Aynur Epli içeride sessiz sedasız ölümü bekliyor.

Erol Zavar:
2001 yılında Ankara DGM tarafından müebbet hapis cezasına mahkûm edilen ve Ankara Sincan F Tipi Cezaevi’nde bulunan Odak Dergisi eski Yazı İşleri Müdürü Zavar’a 1999 yılında mesane kanseri teşhisi kondu. Otuza yakın tıbbi müdahale ya da ameliyat geçirdi. Tecrit koşulları hastalığını ölümcül düzeye taşıdığı gibi cezaevinde bulunduğu sırada başlayan migren ve safrakesesi ağrıları, daha önce geçirdiği tüberküloz, gözaltı sırasında gördüğü işkenceler ile dizlerinde oluşan menüsküs gibi bambaşka hastalık ve rahatsızlıklarla da tanışmasına neden oldu. Mart 2007’de safrakesesi alındı. Yapılan tüm başvurular rağmen Zavar’ın CMK 399. uyarınca tahliye olması ya da Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi mümkün olmadı. Erol Zavar Sincan F Tipi cezaevinde ölüm döşeğinde bekliyor.

Ali Çekin: Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 77 yaşındaki Ali Çekin yatalak halde koğuş arkadaşlarının yardımıyla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Okuma yazma bilmeyen Çekin’in sağlık sorunları sebebiyle tahliye edilebilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alması gerekiyor. Ancak, şu anda yatalak durumda olan Çekin’in cezaevi aracıyla İstanbul’a götürülmesi mümkün değil. İlgili resmi kurumlar ambulans tahsis etmediği için Çekin’in rapor için Adli Tıp Kurumu’na nakli de yapılmıyor. Koğuş arkadaşları tarafından İHD Genel Merkezi’ne ye gönderilen mektupta sadece serumla beslenebilen Çekin’in sağlık durumu şöyle anlatıldı: “Gözleri ve tüm vücudu limon sarısına dönüşmüş durumda. Derisi adeta kemiğe yapışmış, kaslarının tümü erimiş, zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda. An be an eriyor. Eğer acil bir girişimde bulunulmaz ise bu haliyle cezaevinden sağ çıkamayacak.”

İnayet Mete: Siirt E Tipi Kapalı Cezaevinde 13 yıldır tutuklu bulunan Mete, mahkumiyetinin ilk 3 yılını felçli olarak yatakta geçirdi. İHD Genel Merkezi’ne gönderilen mektupta Mete’nin teşhis edilen hastalıkları, “Koroner ve miyokardit kalp hastalığı, polinöropati, bel fıtığı, boyun fıtığı, omurilik zedelenmesi, karaciğerde siroz, hiperlipidemi, yüksek kolesterol, yüksek trigliserid, mide ülseri, hemoroit, gravitasyonel egzama, kronik egzama” olarak sıralandı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin ilgili bölümlerinin raporları ve tedavi önerilerine de yer verilen mektupta Mete’nin belirli aralıklarla Diyarbakır’a tedavi için gitmesi gerektiği ve bu sevklerden birinde kalp krizi geçirdiği için 1ay boyunca tedavi gördüğü de anlatıldı.

Emrullah Aslan:
İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Özgür Halk Dergisi İzmir çalışanı Emrullah Aslan’ın alçıdaki ameliyatlı kolu, askerlerin kelepçe takma konusundaki ısrarı nedeniyle tedavi edilemiyor. Anne Rabia Aslan, oğlunun alçıda olan ameliyatlı koluna kelepçe takmayı reddettiği için hastaneye götürülmediğini, gerekli tedavi yapılmadığı için de oğlunun kolunun kesilme riskinin bulunduğunu söyledi.

Fethullah Demirtaş:Çene kemiğindeki erime nedeniyle sıvı gıdayla beslenmesi gerektiğine dair raporu bulunan Demirtaş’da ayrıca boyun fıtığı, sol kol ve omuzda soğukluk sorunları da bulunuyor.

Mesut Deniz:Ankara Sincan F Tipi Cezaevi’ndeki Deniz’e Adlî Tıp Kurumu tarafından “F tipi cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremez” raporu verilmesine rağmen, F tipi cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. İleri derece şizofren; yaşamının en temel gereklerini dahi yerine getiremeyecek durumda olmasına karşın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle tek kişilik hücrede bulunan Deniz, yemek yemiyor, yataktan çıkmıyor.

Cengiz Kahraman:Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Kahraman’a ölüm orucuna bağlı olarak Wernicke Korsakoff teşhisi konuldu. Kahraman yemeğini ve ilaçlarını almakta zorlanıyor.

Bünyamin Bilge:27 Nisan 2007 tarihinde silahlı yaralanma sonucunda felç olan Bilge, tedavisi bitmeden mahkemeye çıkarılarak tutuklandı. Yatalak olan ve tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayacağına dair raporu bulunmasına rağmen Bilge’nin cezaevinde tedavisi yapılmıyor.

Remzi Aydın:
F tipi cezaevlerine geçişi ve cezaevlerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 26 Haziran 2003’te ölüm orucu eylemine giren Aydın, eyleminin 539’uncu gününde isteği dışında zorla tıbbi müdahaleye maruz kaldı. Tekerlekli sandalye ile hareket edebilen ve ihtiyaçlarını tek başına gideremeyen Aydın’ın 9.5 yıldır süren tutukluluk hali, AİHM’nin 20 Şubat 2007 tarihli “tutukluluk süresi makul süreyi aşmıştır” yönündeki kararına rağmen devam ediyor. Aydın, hastalığına rağmen sürekli sevklere maruz kalıyor. İhtiyaçlarını tek başına karşılamakta zorlanıyor olmasına rağmen, Tekirdağ hapishanesindeki arkadaşlarının yanından alınıp zorla Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

Taylan Baltacı:Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Baltacı, midede gastrit ve bir bölgede iltihaplanma, bağırsaklarda kronik iltihaplanma ve su kaybı, her iki bacakta kısmi hissizlik, bel fıtığı, kronik farenjit ve sinüzit, ölüm orucu sonrası vücudun çeşitli yerlerinde iltihaplı sivilce ve yaralar, unutkanlık, el ve ayak tırnaklarında döküntü ve morartı gibi rahatsızlıklar yaşıyor.

Engin Aydınalp: Sulu zatürree, tüberküloz, karın ve midede şişkinlik, idrarda kanama sorunları bulunuyor.

Hamit Babat: Göz, ülser, migren ve kalp sorunu bulunuyor.

Vedat Bakır:İki kolda iş gücü kaybı ve iki böbrekte de taş problemi var.

Zeliha Bulut: Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Bulut yumurtalıklarda kist, böbreklerde taş, son süreçlerde gözlerde yoğun ağrı ve batma hissi şikayetleri var.

Figen Çağrı: Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Çağrı’da tansiyon düşüklüğü, şeker, Hepatit-B sorunları var.

Cengiz Sinan Halis Çelik: Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan Çelik’in midesindeki ülser rahatsızlığı nedeniyle sık sık kanama geçiriyor.

Nesimi Kalkan:1992 yılında tutuklanarak cezaevine konulan Kalkan’a, 1996 yılında girmiş oldukları açlık grevi sonrası yakalandığı çölyak hastalığı tanısı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi tarafından konuldu. Mersin Silifke M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve hastaneye gitmesi çeşitli bahanelerle engellenen Kalkan, hastalığı nedeniyle günlük ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda.

Tevfik Kalkan:
Hepatit B, ülser, deride halen tam çözülemeyen kaşıntı, dökülme, morarma gibi belirtiler gösteren rahatsızlıkları bulunuyor.

Hayati Kaytan:Donmadan kaynaklı sol ayak parmakları kökten, sağ ayak parmakları ilk eklemden kesilmiş durumda Sol topuk ve kemiği alınan sağ serçe parmağı sürekli yara halde ve iyileşmemekte.

Afyon Korkmaz:
1998’de mayına basma sonucu bir ayağını yitiren Korkmaz, 2005 yılında Antalya’da gözaltına alınıp “PKK üyesi olmakla” suçlanarak cezaevine konuldu. Bergama Cezaevi’nde tutuklu bulunan Korkmaz’ın protezi, kemiği uzadığı için zaman zaman değiştirilmesi gerekmesine karşın kendine ait bir kimliği olmadığı için tedavi edilmiyor. Cezaevi idaresinden, “Nüfus kaydınız yok bu yüzden devlet tarafından tedaviniz yapılamaz. Protezini değiştirme maliyetini sen karşılarsan olur” denilen Korkmaz, hakkında açılan davada nüfus cüzdanı çıkarılmadığı için üç yıldır yerinde sayıyor.
Bülent Güneş: Ayak yan çapraz bağlarında kopma bulunan Güneş’in ameliyat olması gerekiyor.

Ali Baba Arı:
Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Arı Hepatit B hastası. Son 3 yıldır başında kramp şeklinde ağrılar yaşıyor. Işığa, sese karşı duyarlı olma, aşırı tepki, unutkanlık, okuduğunu anlamada güçlük çekme, boyun ve bel fıtığı gibi rahatsızlıkları mevcut.

Kemal Ertürk: Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Kemal Ertürk, gizli şeker ve hipertansiyon, mide ve bağırsak sorunları nedeniyle halsizlik, ateşlenme, baş ve kas ağrıları, uykusuzluk, gözlerde bulanıklık sorunları yaşıyor. Ertürk, ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu olduğu için tek kişilik hücrede ve sınırlı havalandırma saati uygulamasına maruz kaldığı için sorunları daha da artıyor. Kimi zaman 15-20 gün yataktan kalkamıyor. Suyuna bile yataktan sürünerek ulaşabiliyor. Bırakmak bir yana gerekli ilaçlar bile verilmiyor. Doktorlar diyet yemekleri yemesi gerektiğini söylüyor fakat 2 yıldır bu yemekler idare tarafından verilmiyor.

Ufuk Keskin:Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Keskin’e diyabet teşhisi konuldu.

Yaşar İnce:Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan İnce, hepatit B, bel fıtığı, böbreklerinde taş, midede ülseri ve kalp yetmezliği gibi şikâyetleri ile revire başvurdu. Durumu acil olmasına karşın İnce’ye geç müdahale edildi; hastaneye sevki ise araç olmadığı gerekçesiyle yapılmadı.

Salih Korkut:Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Korkut’a kronik bronşit ve ülser teşhisi kondu.

Enver Yanık: Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yanık’ın beyninde ödem ve uzun süreli açlığa bağlı hidrosefali tespit edildi. Ancak kimi ilaçları “Maliye Bakanlığı karşılamıyor” denilerek verilmeyen Yanık’a doktorların reçetesine yazdığı ağrı kesicilerin “pahalı” olduğu gerekçesiyle alınmadığı bunların yerine daha ucuz, etkisi olmayan ağrı kesiciler alındığı ileri sürüldü.

Cemal Yalçın:
Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan ve “cezai ehliyet olmadığı”na dair raporu bulunan Yıldırım Haziran 2007’de kriz geçirip camları kırdı ve eşyaları ateşe verdi. İdare Disiplin Kurulu kendisine yanan yatağı için para cezası verdi.

Naim Ekmekçi:Sağ kol omuzdan, sağ bacak dizinden itibaren yok, protez kullanıyor.

Hasan Metin: 18 Haziran 2007 tarihinde 27 BH 789 plakalı kamyonetiyle Erzincan’a giderken askerler tarafından “dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle silahlarla tarandı. Yaralanan 52 yaşındaki Hasan Metin kaldırıldığı Erzincan, Erzurum hastanelerinde önce hastane personeli, ardından da yurttaşlar tarafından linç edilmek istendi. Linçten kurtulan Metin, iddiaya göre doktorlar tarafından ‘Biz terörist tedavi etmeyiz, bunu hayvan hastanesine götürün’ denilerek tedavi edilmedi. Yaralı halde Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tek kişilik odada tutulan Metin’in avukatı Hüseyin Aygün, 27 Haziran’da tedaviyi yapmayan doktor ve linç etmek isteyen hastane personeliyle yurttaşlar hakkında Erzurum Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Gökçe Otlu: Aralık 2006 tarihinde tutuklanan ve Sincan Kadın Cezaevi’nde tutulan Otlu’nun kemik erimesi şikayeti var. Cezaevine girmeden önce tedavi gören Otlu’ya çene kemiğindeki erime nedeniyle platin takıldı. Otlu zaman zaman ağrı şikayeti olmasına karşın doktora sevkedilmiyor.

Fadime Özkan:Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Özkan’ın kemik erimesi problemine rağmen ilaçlarının verilmiyor. Özkan aynı zamanda bel fıtığı.

Nizamettin Özoğlu: Sol el bilekten yüzde 80, sağ el omuzdan yüzde 40 sakat durumda.

Sinan Türkmen:
Hepatit B taşıyıcısı olan Türkmen’in, Behçet hastalığına sbağlı olarak her iki gözünde kalıcı hasar bulunuyor.

Resmiye Vatansever: Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve iç guatr teşhisi konulan Vatansever’de ayrıca göğüs ve koltuk altlarında kist bulunuyor.

Nihat Yağız: Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Yağız’a göz, bel ve böbreklerinde rahatsızlık teşhisi konuldu.

Yorum yazın