Genel

Davraz ve Hazro meselesi!

Yazan: HaberVs

Mehmet Kara İki haberi aşağı yukarı peş peşe duyduk. 1) Isparta’da, bir kayak merkezinin de yer aldığı Davraz dağına Türkçe isim aranıyormuş. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi de buyurmuş: Davraz adı Toros kelimesinden geliyor. Halkın dilinde yuvarlana yuvarlana bu hale gelmiş olabilir. Vali demiş ki; “Kelimenin Türkçe karşılığı yok. Kayaklı Dağ gibi bir […]

Mehmet Kara

İki haberi aşağı yukarı peş peşe duyduk.

1) Isparta’da, bir kayak merkezinin de yer aldığı Davraz dağına Türkçe isim aranıyormuş. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi de buyurmuş: Davraz adı Toros kelimesinden geliyor. Halkın dilinde yuvarlana yuvarlana bu hale gelmiş olabilir. Vali demiş ki; “Kelimenin Türkçe karşılığı yok. Kayaklı Dağ gibi bir ad koyabiliriz.”

2) Hazro ilçesinin adının telefonda konuşulurken çoğunlukla “Hanzo” olarak anlaşıldığı gerekçesiyle kaymakam bey ilçe adının değiştirilmesi için düğmeye basmış. İlçede anket bile yapılmış da büyük oranda “hayır” çıkmış…

Şimdi ne denir bunlara? Doğru, “memlekette hanzo çok” diyebilirsiniz. Ama “ileri görüşlü” bazı bürokratlarımız da işi gücü bırakmış, bence sonunun nereye varacağına, uzun vadede ne tür etkilerinin olacağına hiç dikkat etmeden eften püften (Isparta Burdur taraflarında söylendiği şekliyle “gavız gapçık” işlerle uğraşıyor…

Ben bir dil ve kültür uzmanı değilim. Ama mesleği itibariyle dili kullanan birisi olarak şu kadarını düşünebiliyorum:
Dil ortak kültürün en temel belirleyicisidir, harcıdır. Kuşaklar arasındaki bağı bu belirleyici unsur ile ile müzikle, şiirle, romanla, tarih kitaplarıyla kurabilirsiniz. Atalarımızın Davraz ya da Hazro dediğine bizler başka şey söylemeye başlarsak bu bağı koparmış olmaz mıyız?

Tarih kitaplarımız yazıyor. Türk-Rus harbi sonrası imzalanan Ayastafanos Anlaşması, Rus birliklerinin Midye-Enez Hattı’nın gerisine kadar çekilmesini öngörür. Bugün nasıl olduysa Enez hala Enez ve çoğumuz biliyoruz ya da yerini bilmesek de adını en azından duymuşuzdur. Ama insaf edin, Ayastafanos’un şimdiki adının Yeşilköy (İstanbul’da, şu meşhur havalimanının bulunduğu semt) kaç kişi hatırlıyor? Ya da Midye’yi bilen var mı aranızda? Şimdiki adı Kıyıköy…

Aynı yazılı metinden dedemle aynı şeyi anlamam tabii ki mümkün değil. Ama bu farklı algılama aynı yaş ve aynı kültürdeki insanlar için de geçerlidir. Ancak coğrafi yer isimleri dedeme neyi anlatıyorsa, bana da aynısını anlatabilir, anlatabilmeli…
Hazro kaymakamı ile Isparta valisi benim sesimi duyar mı bilemem. Ama yazık bu ülkeye ve ülkenin insanlarına be kardeşim! Geçmişimizle bağımızı kopartmayın.

Kaymakam, vali ya da bilmem kim… Siz gidin okullarımızda çocukların balık istifi ders yapmalarının önüne geçin. Ya da küçücük çocukları sabahın köründe ya da akşam karanlığında ayazda, karda, yağmurda, çamurda yollara dökmemek için bütün okullarda tam gün eğitime geçilmesine çalışın… Ve de bu çocuklardan, onları torna tezgâhından geçirir gibi tek tip insanlar yetiştirmeye çalışmayın. Onları bilgiyle donatın, kişilikli insanlar çıkmasını sağlayın… İnsanlarımızı köksüz bırakmayın. Çocuklarımızın yerel kültür ve tarihleriyle iç içe yetişerek evrensel değerlerle bütünleşmesi için çabalayın…

İnternette Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne gidip baktım. Evet, Davraz yazıyorum, “karşılığı bulunamadı” diyor. Bursa’nın da, Muğla’nın da Türkçe karşılığı yok, sadece “özel isim, yer adı” yazıyor. Toros için “karşılığı bulunamadı” diyor. Antakya yazdım, karşılığı “bulunamadı”, Hatay yazdım, “özel isim, yer adı” yazıyor.
Bizim köyde bir yayla vardır; Baranda. TDK sözlüğüne girememiş. “Bulunamadi” diyor. Türk Dil Kurumu’nun, bu kelimeleri görebileceğimiz başka yayınları var mıdır bilmiyorum. Ama eğer yoksa bunları da derlemeliler…

Yorum yazın