Sanat

Efsane geri dönüyor

Yazan: Ali Can Demirci

Son demlerinde bile gözleri parıldayan, yürekleri aşkla ve sevgiyle dolu olan, müziğin ritmini her daim içlerinde hisseden Küba’nın efsanevi grubu Bueno Vista Social Club 28 Nisan’da Santral İstanbul’da. Kimilerine göre süper dedeler, kimilerine göre ihtiyar delikanlılar. Daha önce Türkiye’ye hem teker teker hem de grup olarak gelen “Buena Vista” bir çok kayba rağmen hâlâ ayakta […]

Son demlerinde bile gözleri parıldayan, yürekleri aşkla ve sevgiyle dolu olan, müziğin ritmini her daim içlerinde hisseden Küba’nın efsanevi grubu Bueno Vista Social Club 28 Nisan’da Santral İstanbul’da.

Kimilerine göre süper dedeler, kimilerine göre ihtiyar delikanlılar. Daha önce Türkiye’ye hem teker teker hem de grup olarak gelen “Buena Vista” bir çok kayba rağmen hâlâ ayakta ve geride kalan üyeleriyle tekrar Türkiye’de.

Bueno Vista, Küba’nın yerel müziğini ve danslarını kendi aralarında paylaşmak için 1940’lı yıllarda Havana’da kurulan bir sosyal klüp. Latin Amerika’daki ABD işgalleri ve müdahaleleri sonrası, olağanca kayıp ve fakirliklere rağmen hayata umutla bakabilen yüz binlerce insan için yaşama ışığını yansıtıyordu. İçlerindeki yaşama coşkusu, kalplerindeki aşk ateşi hiç sönmeyen bu ihtiyar delikanlıların, devrim öncesi hemen hemen hiç kimse Havana’da ne yaptığını bilmiyordu.

Bir çok müzisyenin Küba’dan kaçtığı yıllarda ülkesinde kalan ve Küba’yı dünyanın çeşitli festival ve konser salonlarında temsil eden Buena Vista yoksulluğa rağmen hayata bağlılıklarıyla insana umut veriyor. Ölümlerine az bir zaman kala ellerinde müziklerinin dışında hiçbir şey olmayan ihtiyar delikanlılar Küba müziğinin bir numaralı temsilcisi olarak kabul ediliyor.

90’larda Amerikalı yapımcı Ry (Ryland) Cooder’ in çabaları ve Alman yönetmen Wim Wenders’ in gözüyle “Buena Vista Social Club” adlı belgeseli ile hayatlarının sonbaharında tanıyabildiğimiz ustalar, “geç kaldınız” dercesine peşi sıra göçüp gittiler. Dünya çapında Küba müziğine yeni bir ilgi duyulmasını sağlayan Buena Vista’nın, canlanan bu merak sayesinde Küba’nın kitlesel turizmin en gözde uğraklarından biri haline gelmesinde büyük rolü bulunuyor.

Oscar’a aday olan belgeselde Havana’dan çıkıp Hollanda’nın Amsterdam kentine ve Amerika’ya kadar grubu turnede kameraya alan Wenders, kulüpte çalan bütün müzisyenlerin tek tek yaşamlarından görüntüler aktarıyor. 80’li ve 90’lı yaşlarına gelmiş bu muhteşem müzisyenlerin içlerindeki yaşama içgüdüsü, hayata bağlılıkları ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjilerinin kaynağını araştırıyor.

Muhteşem Küba müzikleri ve egzotik mekânlarının yanısıra sefaleti de gözler önüne seren film, kendileri yaşlı ama ruhları genç müzisyenler İbrahim Ferrer, Compay Segundo, Ruben Gonzalez, Omara Portuondo ve arkadaşlarının olağanüstü güzellikteki performanslarını ekrana getiriyor. Grubun marşı haline gelmiş “Chan Chan” parçası, sevgiliye söylenebilecek ya da en azından dinletilebilecek en güzel şarkılardan olan “Dos Gardenias” ve 7 dakikalık müzikal şölen olan “Candela” filmde de yerini alıyor.

Topluluğun tek kadın ve yaşayan tek üyesi olan Omara Portuondo daha önce Türkiye ye gelmişti fakat bu sefer ki etkinlikte bulunmuyor. Sesindeki tutku ve duygu yüklü dürüstlük, onu Küba`da çok sevilen biri haline getirmesinin yanı sıra “Küba’nın Edith Piaf’i” ve “Latin Müziğinin Divası” gibi unvanına sahip olmasını sağlamış. “Buena Vista Social Club” ile 2000 yılında “Buena Vista Social Club Presents: Omara Portuondo” adlı albümü yayınladı.
“Flor de Amor” albümüyle Latin ve Tropikal dallarında iki kez Grammy ödüllerine aday gösterilen sanatçı, 2005 yılında Billboard Latin Müziği Ödüllerinde kadın sanatçılar kategorisinde “Yılın Albümü” seçildi

Kuruluşundaki isimlerden, solist Compay Segundo, vokalistler Ferrer ve Pio Leyva ile piyanist Ruben Gonzalez’i son yıllarda birer birer kaybeden grup son olarak geçen ay “Cachaito” Lopez’i kaybetti. 28 Nisan’da Türkiye’ye gelecek ekip arasında ise hala 3 efsane müzisyen bulunuyor.

Piyanist, aynı zamanda aranjör Manuel Galban; Küba’nın en önemli gruplarından Los Zafiros’un müzik direktörlüğünü yaptı ve 1998 yılında Ibrahim Ferrer’in albümünde çalıştı. Bunun yanısıra 2004 yılında ‘Mambo Sinuendo’ ile Grammy alan bir albümde çalan Galban, stilini Cachaito Lopez’in “Cachaito” ve Ibrahim Ferrer’in “Buenos Hermanos” adlı albümlerine de yansıttı.

Manuel “Guajiro” Mirabal (Trompet); “Afro-Cuban All Stars” ile “A Toda Cuba Le Gutsa”, “Buena Vista Social Club”, ve “Introducing Rubén González” gibi Buena Vista serilerinin en önemli üyelerinden olan ve Ibrahim Ferrer’in turne ekibinde de yer alan bu önemli müzisyen, 2004 yılında Latin Grammy ödüllerine aday olan Buena Vista Social Club Presents Manuel Guajiro Mirabal adlı albümünde de yer aldı.

Jesus “Aguaje” Ramos (Trombon);Buena Vista Social Club ve Afro-Cuban Stars albümlerinde yer aldığı gibi, Ibrahim Ferrer, Rubén González ve Omara Portuondo ile turnelerde bulundu. Aynı zamanda Rubén González’ in müzik direktörlüğünü üstlenen Aguaje 1997’den beri de Buena Vista Social Club projeleri kapsamında dünyayı turluyor.

Yorum yazın