Sanat Yaşam

Kulaklarımda bir ateş… Plak

Yazan: İzem Omay

Kendini dijital platformlara teslim eden müzik piyasasına inatla plak satışlarında hızlı bir yükseliş görülüyor. Türkiye’de daha ziyade eski kayıtlar üzerinden gözlemlenen bu eğilimin nedeni ne? Kadıköy’deki plakçılar cevaplıyor.

Plak satışları, müzik sektöründe yaygın olarak kullanıldığı 1986’dan itibaren ilk kez compact disk (CD) satışlarını geride bırakabilir. Independent Türkiye’nin, Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği (RIAA) raporlarına dayandırdığı haberine göre 2019’un ilk yarısında plak satışlarından elde edilen gelir (yaklaşık 1,3 milyar TL), CD satışından elde edilen 1,3 milyar TL’lik geliri yakalamış durumda. Uzmanlar, geride kalan bir yılda plak satışlarının yüzde 12 artması ve CD satışlarının da neredeyse aynı oranda kalması plak satışlarının yıl sonunda, tarihinde ilk kez CD’yi geçeceğini tahmin ediyor.

Spotify, Applme ve Youtube gibi, müzik dinleme platformlarına rağbetin ylükselmesine rağmen Türkiye’de de plaklara ilgi artıyor. İnternet üzerinden satın alımı yapıldığı gibi, her geçen gün yeni açılan plak dükkanları ile de karşılaşmak mümkün. Kadıköy Belediyesi, İstanbul’da Yüksek Kaldırım’daki dükkanların 2000’li yıllarda kapanmasından sonra plak tutkusunun merkezi haline gelen Kadıköy’de, dört senedir Plak Günleri düzenleniyor. Plakçılar ile plak müdavimlerini buluşturan etkinliğe, İstanbul’dan olduğu gibi, şehir dışından da pek çok kişi katılıyor.

Peki, rakamlara yansıdığı söylenen bu artış plak dükkanlarına nasıl yansıyor? Kadıköy’deki plak satıcıları ile konuştuk.

Analog ses kalitesi

Yaklaşık 10 senedir bu işi yapan plak satıcısı ve koleksiyoneri Cüneyt Ekizkuyu, son üç dört yıldır satışların her sene ikiye hatta üçe katlandığını söylüyor.
Kadıköy’deki Plak Burada isimli dükkanında plakları, müdavimleri ile buluşturan Ekizkuyu’ya göre plağa olan ilginin artmasının ilk nedeni analog kayıtların kalitesi. Müziğin sığdırılma boyutundan dolayı, plaktan dinlenen müziği, kulağımız çok daha hoş algılıyor ve dinleyiciye daha çok haz veriyor.

Cüneyt Ekizkuyu

Kadıköy’de bulunan Gramofon Antik adlı dükkânın sahibi ve gramofon tamircisi Mustafa Özkan da analog kaydedilen eski plaklardaki ses kalitesinin daha iyi ve özendirici olduğu görüşünde. Ona göre bu ses kalitesi yeni plaklarda bile yok: “Plak satışlarındaki artışın analog sesin yüksek kalitesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Herkes internetten istediği şarkıyı açıp dinleyebiliyor, ama o zevki alamıyor.”

Dedesinin 1941’de açtığı dükkanda paramparça olmuş gramofonları da tamir eden Mustafa Özkan, plağa yönelenlerin teknoloji karşısında, kendince güçlü bir duruş sergilediğine de inanıyor: Artık çoğu kişi evine birer tane pikap ya da gramofon almaya başladı. Çünkü insanlar artık internet aracılığıyla müzik dinlemekten bıktı ve yeni arayışlar içinde. Analog sesin kalitesinin farkına varınca, plaklardan vazgeçemiyor. Eski Yarım analog kayıtların yeri hep ayrı kalacak. Olması gereken de bu aslında, her şey zamanla aslına dönüyor.”

Plağa karşı büyük bir sevgi duyan, 4 binden fazla taş plağı bulunan Özkan, plağı sanata verilen değer olarak görüyor. Hatta bunu farklı bir boyuta taşımış ve Facebook üzerinden Pazar günleri yaptığı canlı yayınlarla insanlara plak dinletiyor. Ayrıca, dükkanının üst katında bir şark köşesi var. Gelen müşterilere plak dinletisi yapıyor. Gelen insanları eski günlere götürüyor. Bunu bir bakıma zamanda yolculuk olarak tanımlıyor.

“10 yıl önceye bakarsanız, gelir durumu daha iyi olan orta yaşlı kesim daha fazla plak dinliyordu, ama şimdi ulaşılabilirliğin artması ile gençler de bütçesi el verdiğince plak ve kasetlere yöneliyor.”

Mustafa Özkan, ayrıca plak koleksiyoneri.Özkan, dükkanına gelen müşterileri arasında, gençlerin de oldukça fazla olduğunu söylüyor. Plak koleksiyonerleri dışında, 17-18 yaşlarındaki gençler de sık sık dükkana uğruyor. “Genç nesilin şimdilerde plağa, gramofona ilgisi var. Paraları yettiği müddetçe, orijinal plak alanlar da var, yeni basılanları da. Bir şeye gönül vermek ayrı bir durum.”

“Nostalji hastalığı”

Cüneyt Ekizkuyu‘nun da müşterilerinin çoğu lise ve üniversite öğrencisi. Ancak Özkan’ın aksine, bu gençlerin önemli bir kısmının popüler kültürün getirdiği bir hevesle plağa yöneldiği görüşünde. Plak satıcıları aslında bu hevesin geçici olmasından memnun değil. Bu kişiler bir süre dinleyici olarak kalıyor ve koleksiyoner olma boyutuna ulaşamıyor: “Anlık bir hevesle başlayan kişiler 5-10 plak alıp bu işi bırakıyor, sonra pikabı bir köşeye koyuyor. Zaten genellikle istedikleri plaklar da Zeki Müren, Sezen Aksu ya da Barış Manço gibi hep daha çok bilinen kişiler oluyor, o plaklara yöneliyorlar.”

Ekizkuyu’ya göre, şimdiki gençlerde bir nostalji hastalığı var. Günümüzdeki karmaşadan sıkılan gençler, sadelik, sakinlik ve doğallık arıyor. Yorucu hayatlarımızdan bir nebze de olsa kaçış sağlıyor. Geçmişe duyulan meraktan dolayı, plakların gençleri çektiğini söylüyor. “Plak alırken keyif ve duygu satın alıyoruz aslında. Plak ya da pikabın evimizde durması geçmişten bir parça taşımak gibi hissettiriyor. Kulaklıkla müzik dinlerken, o müzik bir kulağımızdan girip ötekinden çıkıyor, fakat pikaptan dinleyince sanki hep aklımızda kalıyor, dinlerken aynı anda başka bir işle uğraşmak mümkün değil.”

Gramofon Tamircisi Mustafa Özkan

“Dikkat ederseniz, dizilerde ve fimlerde, insanların evlerinde bazen ofislerinde, hep bir plak çalar ya da plak koleksiyonu vardır. Dünyada bu yönde bir algı yönetimi  var” diyen Ekizkuyu, televizyondaki dizi ve filmler, Nostalji FM gibi çeşitli radyo kanalları sayesinde de, unutulmaya yüz tutan müziklerin fark edilmeye başlandığını ve bu nedenle daha çok insanın plaklara ulaşmaya çabaladığını düşünüyor. Özkan’a göre insanlar, sevdikleri müziğe sahip olmak, onu bir materyal olarak ellerinde tutmak istiyor:

“İnternetten ya da plaktan müzik dinlemenin farkı, sevdiğimiz şeyi hayal etmek yerine ona sahip olup elimizde tutmak.”

Ekizkuyu plak modasının bitmeyeceğine inanıyor ve eskinin kalitesinin her zaman hissedileceğini savunuyor. Yeni ve kaliteli bir üretim olmadıkça, insanların elindeki veriler artmadıkça her şey kendini tekrarlıyor ve böyle durumlarda eskinin kalitesi iyice ortaya çıkıyor. Müzik elektronikleştikçe ve sözler anlamsızlaştıkça eskileri arayacağımızı, hatta plak dışında CD ve kaset satışlarının da arttığını söylüyor ve daha da artabileceğini düşünüyor.

Plağın merkezi: Moda

Ekizkuyu’ya göre, Kadıköy sadece plağın değil, artık her şeyin merkezi haline gelen bir yer olduğu için, nerede yoğunluk varsa insanlar dükkanlarını orada açmak istiyor. “Artık çoğunlukla plak dükkanları Moda’da. 10 tane dükkan varsa doğal olarak 11. dükkan da burada açılıyor. Almak isteyen adam doğrudan buraya geliyor. 30’un üzerinde plak dükkanı mevcut.”

Yorum yazın