Yaşam

Kurusıkı deyip geçme

Yazan: [email protected]

Ersan Bayram Amerikan filmlerin beylik sahnesidir: Adamımız vızır vızır bir caddede bir dükkâna girer. Raflara sıra sıra dizili silahlara göz gezdirir. Satıcı, her birinin ne kadar üstün özellikleri olduğunu sıralar. Kahramanımız aklına ve eline yatan birisini seçer. Parayı öder, alır. Sonraki sahnelerde ise ortalama 90 dakikalık filmde onlarca insanın mevta oluşuna tanık oluruz. Filmden çıkanlar […]

Ersan Bayram

Amerikan filmlerin beylik sahnesidir: Adamımız vızır vızır bir caddede bir dükkâna girer. Raflara sıra sıra dizili silahlara göz gezdirir. Satıcı, her birinin ne kadar üstün özellikleri olduğunu sıralar. Kahramanımız aklına ve eline yatan birisini seçer. Parayı öder, alır. Sonraki sahnelerde ise ortalama 90 dakikalık filmde onlarca insanın mevta oluşuna tanık oluruz. Filmden çıkanlar mutlu ve huzurludur. Kötü adam kaybetmiştir. Peki, kaybeden sadece kötü adam mıdır? Ya da yarım saatlik çizgi filmlerden, haber bültenlerine ve neredeyse tüm TV kanallarını istila etmiş o kötü filmlere dek ekranlarımızdan evlerimizin içine bizlerin ve çocuklarımızın beynine yerleşen silahlı şiddet görüntülerinin asıl kurbanları kim? Kurbanın kim olduğuna bağlı olarak zaman zaman ilk sayfalara da taşınan “3. sayfa haberi”lerine konu olan düğünlerde, asker uğurlamalarında, maç kutlamalarında yılda 700 kişinin ölmesi ya da yaralanması yanıtlıyor aslında soruyu. Peki, bunun sorumlusu kim? Şiddet dolu çizgi filmleri çocuklarının izlemesinde sakınca görmeyen ebeveynler mi? Silaha sahip olup onu ortalıkta teşhir etmekte beis görmeyen, at-avrat-silah üçlemesini şiar edinmiş ‘delikanlılar’ mı? Silah satın alma ve ruhsat edinmeyi bu kadar kolaylaştıran kanun yapıcılar mı?

Küçük Amerika olma yolunda…

Filmlerde sıkça görülen silah satın alma sahneleri henüz Türkiye’de gerçekleşmese de silah sahipliğini nüfusa oranladığımızda küçük bir Amerika olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Bireysel silahsızlanmaya yönelik etkinlikler yürüten Umut Vakfı’nın verilerine göre şu anda yurt çapındaki ruhsatlı tabanca ve tüfek sayısı 3 milyon civarında. Buna ek olarak 7 milyonun üzerinde de ruhsatsız silah taşınıyor. Buna her yıl ortalama 3 bin kişinin ateşli silahlarla hayatını kaybettiğini eklersek “küçük Amerika’ olma yolunda ne kadar yol kat ettiğimiz de ortaya çıkar.

Kurusıkılar mafyanın da gözdesi

Gerçek silahları yasal yollardan dükkânlardan satın almanın zorlukları karşısında her yaştan “silah sever” çareyi yakın mesafeden atıldığında öldürücü olabildiği kanıtlanan kurusıkılara sahip olmakta bulmuştu. Yıllarca denetimden uzak ve sadece bir kimlik fotokopisiyle 18 yaşını dolduran tüm heveslilere satılabilen bu silahlardan Türkiye’de kaç kişide olduğuna dair kesin bir veri mevcut değil. 2004 istatistiklerine göre resmi kayıtlara girmiş 356 bin 218 kurusıkı silah bulunmasına karşın gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olduğu ifade ediliyor. Daha vahim ise herkesin kolaylıkla ulaşabildiği bu tabancaların küçük bir tadilatla gerçek ve öldürücü bir silaha dönüştürülebiliyor olması. Bu özelliğinin yanı sıra ucuz ve yasal takibinin zor olması dolayısıyla kurusıkılar organize suç örgütlerinin de gözdesi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre son 3 yılda organize suç çetelerine yönelik düzenlenen operasyonlarda kuru sıkı olarak tabir edilen ses ve gaz tabancasından çevrilme ele geçirilen tabanca sayısı 448 oldu. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin 2006 raporunda bu tür silahların öldürme, yaralama, adam kaçırma, kurşunlama, tehdit, senet imzalatma ve tahsil etme gibi olaylarda kullanıldığı belirtildi.

Nihayet yasal düzenleme

Kurusıkı silahlara sahip olanların sayısındaki artış ve bu silahların her yıl binlerce olayda kullanılması Emniyet Genel Müdürlüğü’nü harekete geçirdi. AKP’den geçen dönem İstanbul milletvekili olan Gülseren Topuz tarafından sunulan ”Kuru Sıkı Tabir Edilen Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkındaki Kanun Tasarısı” başlıklı teklif 2007 Kasımında İçişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Teklif yasalaşırsa 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis yatanlar ile ateşli silahlardan hüküm giymiş bulunanlar ve 18 yaşından küçükler bu silahları satın alamayacak.

Silahı satan da alan da bildirecek

Tasarı yasalaştığında kurusıkıların imali ve ithali Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın denetiminde yapılabilecek. İzinsiz bu silahı üretenlere üç yıla kadar hapis cezası verilecek. Kurusıkıların imalinde aranan “silaha dönüştürülememe” koşulu ithalatta da aranacak. Kurusıkıların satışına sadece silah ve mermi satılan ruhsatlı yerlerde izin verilecek. Kurusıkıları tadilatla gerçek silaha dönüştürenleri de hapis cezası bekliyor. Yasa çıktıktan sonra bu tür silahları ellerinde bulunduranlar bir yıl içinde mülki idare amirliklerine başvuracak. Bu silahların satışını yapmak için valiliklerden ruhsat alınması da tasarıda zorunlu hale getirildi. Silahlar nakliyat sırasında patlamaya hazır bir biçimde taşınamayacak şekilde kutulanıp taşınacak ve söz konusu hükümlere uymayan kişilere üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası verilebilecek. Bu silahları satan bayiler ve satın alan kişiler 1 ay içerisinde aldıkları ve sattıkları silahları mahalli kolluğa kayıt ettirmek zorundalar.

Hukukçular eksik buldu

İçişleri Komisyonu toplantısına Umut Vakfı adına katılan hukukçu Barış Günaydın, kurusıkılarla ilgili yapılan yasal düzenlemenin genelde olumlu olduğunu belirterek açık noktaların giderilmesi için önerilerde bulundu. Tasarıda öngörülen idari para cezalarının yeterli olmadığı ve arttırılması gerektiği savunan Günaydın, idari para cezalarının niteliği gereği caydırıcı olmadığı, Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai müeyyideler konulmasının yararlı olacağını belirtti. Tasarı kapsamında bulunan silahların her türlü medya vasıtasıyla teşvik edildiğinin altını çizen Günaydın, reklamlara yasak getirilmesinin bu tür silahlara karşı duyulan ilgiyi azaltacağını savunuyor.

Silah satıcıları endişeli

Tasarının yasalaşması durumunda mağdur olacaklarını ifade eden silah satıcıları, kurusıkı silahlarının satışından yüzde 60 gibi bir oranda zarara uğrayacaklarını iddia ediyor. Satıcıları en çok düşündüren konulardan biri, kurusıkı silahların savcılıktan alınacak temiz raporuyla satılacak olması. Daha önce sabıkası bulunmayan kişilere verilen bu raporu almanın vatandaşların işine gelmeyeceğini düşünen satıcılar, bu işten gelir sağlayan kişiler için bir takım kolaylıklar sağlanmasından yana.

Suç istatistikleri…

Umut Vakfı’nın yaptığı araştırmaya göre, 2006 yılında ateşli silahlarla yaralanma ve ölüm gerçekleşen 22 bin 428 olay yaşandı. Bu olaylarda ele geçirilen silahların ise sadece 2 bin 659’u ruhsatlı idi. Vakfın Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiler ışığında hazırladığı verilere göre, 2007 yılının ilk 4 ayında suçta kullanılan ruhsatsız silah sayısı ruhsatlıların 7,5 katından fazla.
2007 Ocak-Nisan ayları arasında kişilere, mal varlığına ve devlete karşı 276 bin 572 olay gerçekleştirildi. Olaylarda 3 bin 37 kişi hayatını kaybederken, 54 bin 350 kişi yaralandı. Bu olaylarda ele geçirilen ruhsatlı silah sayısı 767, ruhsatsız silah sayısı ise 5 bin 809 oldu. Emniyet verilerine göre 2002 yılından 2004 yılının Temmuz ayına kadar, kurusıkı silahlarla 11 bin 249 suç işlenirken bu silahların dolaylı olarak karıştığı suç adedinin de 4 bin 283 olduğu tespit edildi. 2006 yılının ilk dokuz ayında İstanbul’da sadece polis bölgesinde kurusıkı silahlarla 2 bin 475 olay meydana geldi. Bu olaylarda kurusıkı silahın gerçek silaha dönüştürülmesiyle 33 kişi hayatını kaybederken 766 kişi de yaralandı. Bu silahlarla 391 adet gasp olayı meydana geldi.

10 milyon dolarlık piyasa…

Kurusıkı silahların ilk üretimini 1994 yılında Sarsılmaz Silah Sanayii gerçekleştirdi. Yerli silahların cazip fiyatlarına karşın, ithallere oranla görüntü açısından herhangi bir farkının bulunmaması, aşırı talep oluşmasına neden oldu. Talep, yeni firmaları bu tip silah üretimine yönlendirdi. Sektörde faaliyet gösteren firma sayısı bir anda sekize ulaştı. Bu firmaların toplam yıllık satışları 180 bin adet civarındaydı, fakat üretim 400 bini bulunca büyük bir rekabet doğdu. Sonuçta oyuncak satılır gibi kurusıkı silah satışı başladı ve bugün yıllık cirosu 10 milyon doları bulan bir sektör oluştu. 1999 yılında kuru sıkı tabancalarla işlenen soygun ve gasp suçlarındaki artış nedeniyle dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından satışı yasaklanan kurusıkılar sektörü elinde tutan şirketlerin lobi faaliyetleriyle yeniden sahneye çıktı. Üretici firmaların gayretleri sonucunda 2000 yılı sonunda, av bayilerinin kuru sıkı silah satışına tekrar izin çıktı. Şu anda Türkiye genelinde yaklaşık 2 milyon kişide kurusıkı silah olduğu tahmin ediliyor.

Yorum yazın