Yaşam

Neden danışmana ihtiyaç duyuyoruz?

Yazan: Hazal Kardaşlar
Görsel Manuel Alvarez kaynak Pixabay

Son yıllarda herkesin dilinde dolaşan, en popüler ve en yüksek kazançlı mesleklerden biri olan danışmanlık hizmetine her geçen gün talep artıyor. Peki danışmana ve danışmaya neden bu kadar ihtiyaç duyuyoruz?

Danışman, Türk Dil Kurumu Sözlüğü‘ne göre belirli bir konu hakkında “Bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse” olarak tanımlanıyor. Günümüzde danışmana olan ihtiyaç sürekli artıyor. Önceki yıllarda insanların danışmaya ihtiyaç duymadığı çok farklı konular için bugün herkes psikologların, danışmanların, koçların kapısını aşındırıyor. Peki danışma ihtiyacımız neden bu kadar hızlı büyüyor?

Psikolog Bahar Çakır’a göre her konuda danışma ihtiyacı duymamızın nedeni, kendimizi hep iyi hissetmek, en iyisini yapmak ve suçluluk duymama saplantımızdan kaynaklanıyor. Bireylerin  çok kırılganlaşması, mükemmelliyetçi bir yaklaşımla hata yapmamak için önlemler alması, danışma ihtiyacını artırıyor. Çakır, bunun da geçmişte aile ilişkilerimizde yaşadığımız yaraların ya da pişmanlıkların onarım çabasından kaynaklandığını düşünüyor: “Özellikle bu süreçte danışmaya, yardım almaya ihtiyaç duyuluyor. Bu süreçte bireyler, psikolog ve danışmanlık hizmetini araştırabiliyor.”

Uzman Psikolog Sinem Durusal da meslektaşı ile benzer görüşte. İçimizde her geçen gün artan akıl danışma isteğini kendi içlerine ayna tutma ihtiyacına bağlıyor: “İnsanlar akıl danışmıyorlar aslında, içinde bulundukları durumdan çıkmak ve kurtulmak istiyorlar.Bu içinde bulundukları durumda göremedikleri bakış açısını görmek ve aynaya bakmak istiyorlar. Özellikle hayat alanları bulundukları durumdan etkilenmeye başladığı zaman, yani rahatsızlık aşamasında danışmana başvuruyorlar.”

 “İnsanların psikoloğa gitme nedenleri farklı”

İnsanlar; kaygılar, korkular, ilişkilerde yaşanan çıkmazlar, kararsızlıklar, çatışmalar, takıntılar, travmatik deneyimler, kendini tanımak, değişme ihtiyacı, hayati kararlar, büyümek, özgüven ve kendini ifade etme gibi konulardan dolayı psikologlardan destek alıyor.

Psikolog Bahar Çakır, danışmanlık hizmetinin bundan farklı olduğunu, insanların en iyi olma çabasından doğan bir kültür haline geldiğini söylüyor.  Özellikle ebeveynlik alanında birçok alt danışmanlık hizmeti bulunuyor. Çakır’a göre,  ebeveynlikle ilgili bu kadar alt danışmanlığın olması, geçmişte yaşadığımız olumsuz aile ilişkileri deneyimlerinin tekrarlanma korkusundan kaynaklanabiliyor: “Yeni bir nesil yetiştirmek istiyoruz, her ihtiyacı en iyi şekilde karşılanmış, kendini ifade edebilen, sınırları olan, sınırlar koyabilen, bireysel ihtiyaçlarının farkında ve hakkını savunan kendine güveni tam bireyler yetiştirmek istiyoruz. Bunun için de hamilelik öncesi süreçten doğuma, doğumdan yetişkinliğe kadar her konuda fikir duymaya ve öğrenmeye çok açız, bu yüzden öğrenme ve bilgi edinme sürecinde dikkatli olmalıyız.”

“Kitaptan okunan ya da etraftan dinlenen bilgiler bazen bize uymayabilir”

Psikologlara göre, bilgiye erişim günümüzde çok kolay bir hale geldi, bu süreçte bilgi bombardımanı altında kalarak iyice affallıyoruz, bunun sonucunda kaygı düzeyimiz artıyor. “Acaba doğru mu yaptım, şu kaynakta çoçuğa böyle davranmayın diyordu, travma mı yaşattım çoçuğuma?” gibi iç sesler oluşabiliyor. Bahar Çakır, bunun sonucunda onay isteğinin ortaya çıktığını belirtiyor. Ancak uzman görüşlerinin iç sesimizden daha önemli bir hale geldiğini, bu durumu da çok doğru ve faydalı bulmadığını söylüyor. Sonuç olarak uzmanlara göre, danışmanlardan bir fayda görmek istiyorsak danışmandan aldığımız fikirleri de içimizde süzgecten geçirmemiz ve verdiğimiz kararların sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor.

Yorum yazın