Genel

Sakarya’ya “1 Mayıs önlemi” gerek

Yazan: [email protected]

Ahmet Şık Sakarya’da Demokratik Toplum Partisi il örgütünün düzenlediği şenliğin ülkücülerce basılmasıyla ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) ve İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nin (MAZLUMDER) oluşturduğu heyetin hazırladığı rapor açıklandı. Raporda, kentte daha önce de benzer linç girişimlerinin yaşandığı vurgulanarak, saatler süren son olayda yeterli güvenlik önlemleri almayıp linç girişiminde bulunan kişilerin dağıtılması görevini […]

Ahmet Şık

Sakarya’da Demokratik Toplum Partisi il örgütünün düzenlediği şenliğin ülkücülerce basılmasıyla ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) ve İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nin (MAZLUMDER) oluşturduğu heyetin hazırladığı rapor açıklandı. Raporda, kentte daha önce de benzer linç girişimlerinin yaşandığı vurgulanarak, saatler süren son olayda yeterli güvenlik önlemleri almayıp linç girişiminde bulunan kişilerin dağıtılması görevini yerine getirmeyen emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması gerektiği belirtildi. Raporda önlem alınmadığı takdirde Sakarya’da daha önemli olayların yaşanabileceği uyarısında bulunularak kamu görevlililerinin benzer olayların tekrarlamaması için ciddi önlem alması gerektiğinin de altı çizildi. 27 Nisan gecesi yaşanan olayda, binden fazla insan sekiz saat şenlik salonunda mahsur kalmış, kalp krizi geçiren bir kişi ölmüştü.

Emniyet müdür yardımcısı organize etti iddiası

Daha önce de üç kez benzer linç girişimlerinin yaşandığı Sakarya’da incelemelerde bulunan İHD ve MAZLUMDER üyelerinden oluşan heyet DTP yöneticileri, olayın mağdurları ve hayatını kaybeden Ebubekir Kalkan’ın ailesiyle görüşerek bir rapor hazırladı. Heyette bulunan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Nigar Gümrükçüoğlu ve İHD’den Veysi Atalay, daha önce de benzer olayların çıktığı belirterek yaşananların münferit olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Raporun hazırlanması sırasında görüşülmek istenen vali, savcı ve emniyet müdürünün kendilerine randevu vermediğini belirten heyet üyeleri, “Heyetimiz objektif bir rapor hazırlamak için, vali, emniyet müdürü, cumhuriyet başsavcısından da randevu talep etti. Ancak savcı tarafından ‘gerek olmadığı, vali tarafından ‘açıklama yapmaya gerek olmadığı” ve emniyet müdürü tarafından da ‘1 Mayıs’ bahaneleri öne sürülerek randevu verilmemiştir. Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet İşbitiren hakkında olayları organize ettiğine dair iddialar var. Kendisiyle bu konuda görüşmek istedik ancak bizimle görüşmedi. Ancak buna rağmen raporumuzun son derece gerçekçidir. Yaşanan olayda yaşam hakkı ihlal edilmiş ve toplantı hakkına müdahale edilmiştir” dedi.

“Münferit değil linç kültürü var”

Gerek mağdurlar gerekse görgü tanıklarıyla yapılan görüşmelerde, olayın tedirginliğinin halen devam ettiğini tespit ettiklerini belirten heyet üyeleri, “Olaylar sırasında bir kişi ölmüş, 3 hamile kadın rahatsızlık yaşamıştır. İçerde bulunan hamile bir kadının tahliyesi sırasında saldırı ve taciz yaşanmıştır. Sağlık müdahalelerinin yeterli olmaması insanların baygınlık geçirmesine neden olmuştur. Daha önce Ahmet Kaya tişörtü giyenlere yapılan saldırı, imza kampanyası standına saldırı ve fındık işçilerine yönelik saldırılar dikkate alındığında Sakarya’da sürekli bir hale gelen saldırıların vali tarafından ‘münferit’ olarak değerlendirilmesi anlaşılır değildir. Heyetimiz yaptığı incelemeler sonunda olaylarda güvenlik güçlerinin yeterli tedbir almadığı ve kalabalığın dağılması konusunda yeterli şekilde uyarı yapmadığı kanısına varmıştır. Önlem alınmadığı takdirde bir linç kültürünün oluştuğu Sakarya’da daha önemli olaylar yaşanacaktır” dedi.

Önlem alınmazsa devam edecek uyarısı

Olaylarda ölen Ebubekir Kalkan’ın ailesi, DTP Sakarya İl Yöneticileri, Alperen Ocakları Yöneticileri, DTP Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve olayın görgü tanıklarıyla yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan raporda olayların başlangıcını ateşleyen 40-50 kişilik grubun en başta dağıtılması halinde büyümesinin önüne geçilebileceği belirtilerek şu tespitlere yer verildi:

Meydana gelen olaylarda başta yaşam hakkı olmak üzere, işkence yasağı, gözaltına alınanlar ve salonda mahsur kalanlar açısından kişi güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.

Toplantı düzenleyen DTP yetkilileri ve salonda bulunan halkın ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiği kanaatine ulaşılmıştır.

İlk olarak düğün salonu içerisinde bulunan hastaların tahliyesinde ve sonrasında salonda bulunan insanların çıkarılması esnasında güvenlik güçlerinin etkin ve önleyici tedbir almadığı anlaşılmaktadır.

Muhtemel bir vakanın önüne geçilmesi için salon önünde toplanan kalabalığın dağıtılması için etkin uyarı yapılmadığı ve kalabalığın dağıtılmadığı kanaatine varılmıştır.

Geçmişte Sakarya’da yaşanan linç olaylarından hiç bir şekilde ders çıkarılmadığı kanaatine varılmıştır.

Salon toplantısına katılan insanların tahliyesi sonrasında yaşanan gözaltılar nedeniyle yine kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlal edilmiştir.

Düğün salonu önünde toplanan ve hava kararmasına rağmen uzun saatler orada toplu halde bekleyen grubu dağıtmayan Emniyet güçleri ayrıca görevlerini ihmal suçu işlemekten haklarında dava açılmalıdır.

Sakarya ilinde ilk defa gerçekleşmeyen linç teşebbüslerinin sonuncusu olan bu tip vakaların bir daha yaşanmaması için etkin tedbirler alınmalıdır.

Yorum yazın