“Türkiye’de bir internet sitesine saldırı yaparak çökerten ve rumuzu ‘Hacker Diablo’ olan bir kişinin bu isimle bir sene boyunca arandığını biliyor muydunuz?”
Bu ironik soruyu soran bilişim hukukçusu Avukat Gökhan Ahi elindeki TCK-CMK ve İnfaz Kanunu kitabını göstererek konuşmasına devam ediyor; “Aslında yazılan, kabul edilen kanunlar var. Bu ne kadar iyi veya kötü tartışılır ancak uygulamada bu elimde gördüğünüz kanun kitabı kesinlikle dikkate alınmıyor.”
23 Haziran’da Alternatif Bilişim Derneği tarafından düzenlenen “HackCon I: Hacker nedir, ne değildir?” panelinde konuşan Avukat Gökhan Ahi, bir başka örnek olarak da, internet sitesine saldırı yapılan bir bankanın, Türk Telekom tarafından belirlenen bir IP listesini Emniyet’e vermesinden sonra yaşananları anlattı:
“Bu listede IP numaraları ve kimler tarafından kullanıldığına dair bilgiler bulunurken adli merciler sırf ismi ‘hacker’ kelimesini çağırıştırıyor diye Hakkı Erdem isimli vatandaşı gözaltına alıyorlar. Neyse ki bu durumu daha sonra düzelttik ve takipsizlik kararı çıkarttık.”
Bir televizyon programında kendisine “Bilişim Suçları ile ilgili cezalar neden diğer işlenen suçlara uygulanan yaptırımlardan daha az?” sorusunun yöneltildğini anlatan Ahi, “Hack” kültürünün toplumsal ilerlemeyi desteklemesi nedeniyle cezaların düşük tutulduğunu söyledi.
Beşiktaş’ta Elektrik Mühendisleri Odası’nda Alternatif Bilişim Derneği’nden Gökhan Gören’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin diğer konuşmacıları Anadolu Üniversitesi‘nden Ufuk Eriş ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Erkan Saka’ydı.
Ufuk Eriş, “hacker” kelimesinin aslında Yunan Mitolojisi’ne kadar dayandığından söz etti: “Truvalı Paris, Sparta Kralı Menelaus'un karısı Helen'i kaçırdığı zaman Anadolu’daki Truva kapısında 10 yıl boyunca süren savaşı sonlandıran adımı Odysseus atmıştır. Yunanlıların savaştan çekildiklerini hem de bir hediye bıraktıklarını zanneden Truvalılar aslında yanılmışlardır. Odysseus’un fikriyle Epeisos tarafından yapılan tahta atın içerisinde şehire girerler ve savaşı kazanırlar. Bilgisayar dünyasına “Truva Atı” terimi buradan gelmektedir ve tarihteki ilk hacker aslında Odysseus’tur. Hacker aslında aldatan, yanıltan, sağ gösterip sol vuran insan demektir.”
Hackerlığın en başında merak etmek olgusuna yattığına vurgu yapan Eriş “Kendi kaderimizi aynen Odysseus’un Poseidon’a başkaldırıp kendi çizdiği gibi biz çizeriz” diyerek kaderin, cesaret, aydınlanma ve merak duygusuyla belirlendiğini vurguladı.
“Hacking faaliyeti aslında bir zanaatkârlıktır”
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Erkan Saka ise konuşmasında hackerliğin bir tür zanaat olduğunu söyledi:
“Hacking faaliyeti sermayeden çok, nitelikli emeğe dayalı; öğrenimin yanısıra el becerisi ve ustalık sahibi insanlar tarafından üretilmektedir. Bunlar kısaca zanaatkârdır. Sıradan kullanıcıyı sıradanın ötesine geçirmektir. Ve yine söylüyorum hacking faaliyetinin bir sınırlaması yoktur. Bu faaliyetleri eyleme geçiren insanları aktivist olarak görüyorum.”
Panelde bir dinleyici Avukat Gökhan Ahi’ye, Red Hack ve Anonymous grupları hakkında ne düşündüğünü ve bu grupların düzenlediği sanal eylemler sonucunda bir hukuki boyutun ortaya çıkıp çıkmadığını sordu. Gökhan Ahi’nin yanıtı ise Red Hack ve Anoniymous’un sahip olduğu toplumsal desteğin nedenini açıklar nitelikteydi:
“Açık yüreklilikle söylemek isterim ki, her iki grubun da eylemlerini destekliyorum. Önceden haber vererek gerçekleştirdikleri bu eylemlerin kamu yararı taşıdığına inanıyorum.”