Genel

Vahşetin haberleri de sansürleniyor

Yazan: Aslı Tunç

Gazze Şeridi’ne İsrail saldırılarının başlamasının 14. gününe girerken vahşet görüntülerini ancak hâlihazırda bu bölgede olan Filistinli gazetecilerden öğrenebiliyoruz. Ramatta ve Ma’an gibi sayılı sayıda yerel çaplı Filistinli bağımsız haber ajansı, Katar merkezli El Cezire televizyonuna ve Amerikan CNN’e görüntü geçmeyi sürdürüyor. Buna karşılık yüzlerce yabancı gazeteci bölgeye sokulmuyor ve sınırda bekletiliyor. Aslında İsrail’in yabancı gazetecilere […]

Gazze Şeridi’ne İsrail saldırılarının başlamasının 14. gününe girerken vahşet görüntülerini ancak hâlihazırda bu bölgede olan Filistinli gazetecilerden öğrenebiliyoruz. Ramatta ve Ma’an gibi sayılı sayıda yerel çaplı Filistinli bağımsız haber ajansı, Katar merkezli El Cezire televizyonuna ve Amerikan CNN’e görüntü geçmeyi sürdürüyor. Buna karşılık yüzlerce yabancı gazeteci bölgeye sokulmuyor ve sınırda bekletiliyor. Aslında İsrail’in yabancı gazetecilere koyduğu bu yasak iki aydır, yani 5 Kasım’dan beri arasıra esneklik sağlanarak sürüyordu.
Ancak 27 Aralık günkü saldırılarla beraber bu uygulama tekrar sıkılaştı. 2 Aralık günü Yabancı Basın Birliği’nin (International Press Association) bastırmasıyla İsrail Yüksek Mahkemesi bir karar çıkartmış ve sadece sekiz gazetecinin sınırı geçebileceğini bildirmişti. Bu karar hiçbir zaman uygulamaya konulmadı. Onun yerine sınırda bekletilen yüzlerce basın mensubu İsrail’in Hamas roketleriyle nasıl yara aldığını sergileme amaçlı “halkla ilişkiler turları”yla oyalanıp durdu. Ne de olsa tüm savaşlar gibi haber medyasına hâkimiyet ve medyayı yönlendirme çabaları son derece önemliydi.

Can güvenliği” bahanesi

Üstelik İsrail bu kez 2006 yılında Hizbullah’a karşı savaştığı Lübnan Savaşı’nda yaptığı medya yönetim hatalarını yapmak istemiyordu. O dönemde televizyonların naklen yayınlarına ek olarak internet de yoğun olarak kullanılmıştı. Anlaşılan İsrail hükümeti Lübnan savaşında televizyon kameralarına görüş bildiren askeri komutanlarına ve internette askeri planları paylaşan blogger’lara hala öfkeliydi. Bunun için de çareyi “can güvenliğini” bahane ederek sınırı tamamen basına kapamakta bulmuştu.
Uluslararası Basın Örgütleri Gazze Şeridi’nde yaşananları hala tam olarak bilmediğimizi söyleyerek saldırının başladığı günden beri çeşitli platformlarda çağrılarda bulunuyor. Tahmin edileceği gibi bütün bu çığlıklara kimsenin kulak astığı yok. Savunma Bakanlığı sözcüsü Shlomo Dror ise en son Hamas militanları saldırıyı kestiği anda bütün gazetecilere sınırları açacağını söylüyordu. Aslında Dror’a göre İsrail bu güne dek uluslararası medyanın sunduğu “abartılı Filistin trajedisi”nden asla memnun olmadı. Bu gerekçeyle bu kez sınırı açmaya hiç niyetleri yok. Hem İsrail hem Hamas bağımsız haber kaynaklarından yoksun bu ortamda proganda mekanizmalarını sonuna kadar kullanmak için çırpınıyorlar. Dedikodu ve söylentiler kasıtlı bir şekilde yayılmaya çalışılıyor. Pek çok bilgi asla doğrulanamıyor. İsrail’in korkularının Hamas’ın, askeri planlarını bağımsız haber kuruluşlarından öğrenmeleri ya da Batılı bir gazetecinin bombalardan ölmesi olduğu söyleniyor.

Kimsenin masum olmadığı savaş

İsrail uluslararası medyayı sınırda bekletedursun El Cezire Televizyonu ölen sivilleri ve özellikler çocuk cesetlerini göstererek Arap dünyasında etkisini perçinliyor. Ama aynı El Cezire şaşırtıcı bir şekilde Tel Aviv’de İsrailli kalabalıkların savaş karşıtı gösterilerine de yer veriyor ve çılgınca yükselen anti-semitizm’i soğutmaya çalışıyor. Hiçbir Batılı ajans ise bu görüntülere yer vermiyor. Bu kirli savaşta kimse masum değil kuşkusuz. 14. günde artık ateşkes sözleri havada uçuşurken yüzlerce gazeteci, propaganda adına hala Gazze’nin sınırında bekletiliyor; oysa bilmezler ki üstü örtülmeye çalışılan kan hızla dünyaya sızıyor.

Yorum yazın