Voleybolda Türkiye takımlarının Avrupa serüveni 2012/13 sezonu için sona erdi. Kadınlar ve erkeklerde toplam 12 takımla temsil edilen Türk voleybolunun bu sezon için Avrupa ganimeti, iki kupa bir de final oldu. Kadınlar Şampiyonlar Ligi'nde Vakıfbank Türk Telekom, Erkekler CEV (Confédération Européenne de Volleyball- Avrupa Voleybol Konfederasyonu) Kupası’nda da Halkbank mutlu sona ulaşırken, Kadınlar CEV Kupası'nda Fenerbahçe finalde kaybetti. Böylece Türkiye'deki en başarılı takım sporu voleybolda tarihin en başarılı sezonu geride kalmış oldu.
Futbolun iki, basketbolun üç Avrupa kupasına toplam sekiz kupayla yanıt veren Türkiye voleybolu, bir kez daha “en başarılı benim” mesajını tekrarladı. Sezon boyunca Avrupa kupalarında toplam 101 maç oynayan temsilcilerimiz bunların 68'ini kazanmayı başardı. 234 set alırken, rakiplerine 149 set verdi. Takımlarımızın Avrupa karnelerine teker teker bakıp bu büyük başarıda ne kadar payları olduklarını inceleyelim.
Kadınlar Şampiyonlar Ligi
Geçen sezon Şampiyonlar Ligi dörtlü finalini son anda kaçıran, lig şampiyonluğunu da finalde Eczacıbaşı'na kaptıran Vakıfbank, sezon başında yaptığı transferlerle büyük ses getirmişti. 2011 Avrupa Şampiyonası'nın en değerli oyuncusu Sırp Jovana Brakocevic'i, Japon efsanesi Saori Kimura'yı ve milli pasör Naz Aydemir'i takıma katan sarı siyahlılar Glinka ve Fürst'ü de takımda tutunca yenilmesi zor bir takım haline gelmişlerdi. Gerçekten de yenilmediler. Sezon başından beri ligde, kupada ve Avrupa'da oynadığı 36 maçın 36'sını da kazanan takım, Şampiyonlar Ligi'nde 12'de 12 yaparak mutlu sona ulaştı ve şampiyon oldu. Şayet bu sezon Türkiye ligini de yenilmeden şampiyon bitirirlerse, “sporun oscarları” sayılabilecek Laureus Spor Ödülleri'ne ciddi bir adayımız var demektir.
Aynı kupada mücadele eden Galatasaray grup aşaması sonrası akıllıca davranıp dörtlü finalin ev sahipliğini üstlendi. Doğrudan katıldıkları yarı finalde önce Vakıfbank'a, üçüncülük maçında da grupta iki kez mağlup ettikleri Unendo Yamamay’a 3-2 yenilip Avrupa dördüncüsü oldular. Lo Bianco ve Calderon gibi dünyaca ünlü iki yıldıza sahip olmalarına rağmen iyi bir orta oyuncu eksikliği belki de kendileri adına Avrupa şampiyonluğuna mal oldu.
Avrupa Voleybol Konfederasyonu’nun aynı ülkeden takımları birbiriyle eşleştirme kuralı belki de en çok Eczacıbaşı'nı üzdü. Grupta aldığı beş galibiyet sonrası emin adımlarla dörtlü finale yürüyen Eczacı'nın yolunu diğer temsilcimiz Vakıfbank kesti. Aksi takdirde finalde iki temsilcimizi izleyebilirdik. Önümüzdeki yıl çalıştırıcı ve oyuncuların takımda kalıp kalmayacağı belirsiz. Başarı için daha genç ve kariyerli yabancılara yönelmek bir alternatif olabilir ancak en büyük rakipleri Vakıfbank bu sezon çıtayı çok yukarı koydu.
Erkekler Şampiyonlar Ligi
Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'nde dörtlü finale kalarak bir ilki başaran Arkasspor, bu yıl da aynı hedefle yola çıktı. Grubu sorunsuz aşan İzmir temsilcisi, 12’li play-off’un ilk maçında Polonya'nın Skra Belchatow takımına yenildi. Ancak deplasmanda 10 bin seyircinin önünde alınan 3-2'lik galibiyet ve sonrasında gelen altın set zaferi, sezonun en unutulmaz anlarından biriydi. 6'lı play-off'ta Zaksa takımına iki maçta da yenilen İzmir temsilcisi ikinci kez dörtlü finale kalma şansını kaçırdı.
Avrupa'daki en büyük hayal kırıklıklarımızdan birini ise Fenerbahçe yaşadı. Biraz da kura şanssızlığı sebebiyle Belchatow ve Dinamo Moskova ile aynı gruba düşen sarı lacivertliler bu takımlarla oynadığı dört maçı da kaybetti. Romen Tomis Constanta karşısında alınan tek galibiyet tur için yeterli olmayınca Şampiyonlar Ligi'nden ilk turda elendi. Milijkovic ve Marshall gibi iki üst düzey smaçöre sahip olan takım, belki de iyi bir pasör eksikliğinin bedelini ödedi. Sezon başında takımdan ayrılan Emre Batur'un yeri de bir türlü doldurulamayınca sonuç kaçınılmaz oldu.
Erkekler CEV Kupası
Erkek voleybolunun kadın voleyboluna nazaran geride kalmış olması Halkbank'ın başarısını anlamlı kılıyor. Başkent temsilcisi finalde İtalyan Andreali Latina takımını iki maçta da yenerek kupaya uzandı. Sezon başında dünyanın en iyi smaçörlerinden William Pridy'yi takıma getiren ve daha pek çok transfer yapan ekip, bunun meyvesini almış oldu. Böylece erkek voleybolunun kadın voleyboluna karşı boynu büküklüğü de bir nebze olsun giderilmiş oldu.
Aynı kupada mücadele eden Maliye Milli Piyango ise beklentilere göre en büyük başarıya imza attı. Yarı finale kalan ekip, ilk maçında Andreoli Latina'yı Ankara'da 3-1 yendi. Deplasmandaki maçı ve altın seti kaybedince finalde Halkbank'ın rakibi olma şansını kaçırdı.
Kadınlar CEV Kupası
Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Fenerbahçe, bu sezonki organizasyona katılmak için gerekli olan wild card'ı alamadı. Gerekçe olarak takımın geçen yılki dörtlü finalde çubuklu forma giymekte ısrar etmesinden, belirlenen otelde kalmayı reddetmesine kadar bir dizi disiplin sorunu öne sürüldü. Durum böyle olunca bir önceki yıl takımı zirveye çıkaran oyunculardan dördü, Naz, Sokolova, Fabiana ve Logan Tom takımdan ayrıldı. Kim'in etrafında şekillenen takım CEV Kupası'nın da favorisiydi ancak finalde karşılaşılan Polonya ekibi Muszyna geçilemedi. Berg'in pasördeki yetersizliği ve Seda'nın oyun düzeyi eleştiri konusu oldu. Artık Fenerbahçe'nin önünde yatırımlarını arttırıp dünya yıldızlarını geri getirmekle, daha genç bir kadroyla yola devam etmek gibi iki seçeneği var.
Aynı kupada mücadele eden TED Kolejliler ise ilk turda Belçika'nın Asterix takımına elenmekten kurtulamadı. TED, ligde de son sırada yer alıyor.
Erkekler Challenge Kupası
Avrupa'nın üçüncü kupasında çeyrek finale kadar yükselen Galatasaray, Rus ekibi Ural Ufa ile oynadığı ilk maçı 3-0 kaybetti. İstanbul'daki rövanş maçının dördüncü setinde maç topunda Coskovic topu fileye vurunca avantaj kullanılamayıp set ve maç Ufa'ya gitmişti. Çeyrek finalde elenen Galatasaray elindeki iyi kadroyla bu kupayı kazanabilirdi.
2009'da Türkiye ligini şampiyon bitiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ise bu kupanın üçüncü turunda elenmekten kurtulamadı.
Kadınlar Challenge Kupası
Avrupa'da başarılı takımlardan biri de İlbank oldu. Ligde orta sıralarda mücadele eden takım, üç ayrı ekibi saf dışı bırakarak Challenge Kupası'nda çeyrek finale çıktı. Ancak kupanın en güçlü takımı Dinamo Krasnodar'a iki maçta da yenilerek elenmekten kurtulamadı.
Alev Anakök – NTVSpor Yorumcusu
Kupalar tarihine baktığınız zaman 1968’e kadar uzanan bir başarımız var. Bu başarının içinde sadece birinciliği düşünmemek gerek, ikincilik ve üçüncülükleri de başarı olarak ele almak lazım. Bu senenin diğer senelere göre farkı CEV Kupası'nda ve Şampiyonlar Ligi'nde birinciliklerin gelmesi ve Fenerbahçe'nin CEV Kupası'nda ikinciliğe uzanması. Aynı sene içinde dört takımımızın da dörtlü finallere kadar yürüdüğü oldu ama iki birinciliğin üst üste geldiği ilk sene oldu.
Kadınlarda dünya voleybolunda büyük bir düşüş yaşanıyor. Avrupa ve dünya şampiyonalarında ve olimpiyatlarda bu net olarak görünüyor. Şu dönemde bizim için en iyi şans çok iyi ve tecrübeli bir jenerasyona sahip olmamız. Oyuncularımız genç ama çok maç oynadılar. Yıldız ve genç takımdan itibaren Avrupa, dünya şampiyonaları, A takım seviyesinde de kulüplerde ve milli takımda çok önemli maçlar çıkardılar. Kulüpler de kesenin ağzını açınca deneyimli oyuncu grubuna çok iyi yabancılar geldi.
Avrupa'da oyunculara yüksek para ödeyen ülke azaldı. Azerbaycan ilk sıradaysa Rusya ile birlikte ikinci sırada biz geliyoruz. Türk Milli Takımı'nın oyuncularıyla iyi yabancıları karıştırınca böyle bir sonuç çıktı ortaya. Bunun devamının da geleceğine inanıyorum. Ulusal takımımızın kadınlarda bu sene Avrupa şampiyonu olacağına inanıyorum.
Erkeklerde biraz daha sıkıntılıyız çünkü bu kategoride dünyada, kadın voleybolundaki düşüş yaşanmıyor. Ama Halkbank bunu aşmayı bildi, CEV Kupası'nı kazandı. Bu kupada Şampiyonlar Ligi'nden gelen dört takımla eşleşiyorsun, onları geçip bu başarıyı yakalamak da çok önemli. ARKAS'ın geçen sene dörtlü final oynaması ve bu sene direkten dönmesi bizim açımızdan çok önemli. Bunlar erkek voleybolunun da yavaş yavaş kıpırdandığını gösteriyor.
Üç yabancı bizim için ideal. Altı kişilik takımda yarı yarıya oynamak doğru. Basketbolda yabancı sayısı yarıdan bir fazla ve futbolda altı tane. Bunun bize getirisi oyuncuların yetişmesini sağlaması. Bu oyuncuların milli takıma katkısı da fazla oluyor. Federasyon iki sene önce çok akıllı bir şekilde yabancı oyuncu sayısını ikiye düşürdü. Bu sayede takımlarında yer alan oyuncular milli takımda grand prix üçüncülüğü, Avrupa üçüncülüğü ve olimpiyat katılımı gibi başarıları elde etti. Bu uygulama olimpiyat için yapılmıştı. Şimdi normale döndük ve üç yabancı çok normal geliyor.
