Euro 2016 Avrupa Elemeleri'ne üçte üçle başlayan İzlanda Milli Takımı, A Grubu'nda lider durumda. İlk 3 maçında sırasıyla Türkiye, Letonya ve dünya devi Hollanda'yı yenerek grupta lider olan İzlanda, bu üç maçta 8 gol atıp hiç gol yemedi. Bu ilgi çekici skorlardan sonra dünyanın gözü bu küçük ada ülkesine çevrildi. FIFA'nın (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) dünya sıralamasında Türkiye'nin dört sıra üstünde 34'üncü sırada bulunan ada ülkesi, tarihinde hiç bir büyük turnuvaya katılamadı.
Elemelere flaş bir giriş yapan küçük ada ülkesinin futboldaki bu göz kamaştıran başarı grafiği, yaklaşık 10 yıl önce başlayan yatırımlara dayanıyor. İzlanda bugün, on yıl önce karar verip uygulamaya koyduğu antrenör eğitimleri, altyapı ve tesisleşmedeki gelişimiyle gelecek yıllar için de umut veriyor.
İzlanda'nın iki starı
Fransa'da düzenlenecek olan Euro 2016 için gruptan çıkmak isteyen İzlanda takımın hücum gücünü sırtlayan iki isim 2011'deki yıldız U-21 kadrosundan gelen Gyfli Sigurdsson ve Kolbein Sigthorsson.
Gyfli Sigurdsson iki sezon önce İngiltere'nin büyük klüplerinden Tottenham'a 1899 Hoffenheim'dan 8.8 milyon pound karşılığında transfer olmuştu daha sonra Tottenham'da istediğini bulamayan Sigurdsson, 2014-2015 sezonunda İngiltere Premier Ligi'nde oynayan Galler takımı Swansea City'e transfer oldu. Üstün yetenekli bir sağ ayağa sahip olan Sigurdsson İzlanda Milli Takımı'nın en önemli yıldızı konumunda.
Kolbein Sigthorsson ise “Buz Ülkesi”nden çıktıktan sonra Hollanda'nın yolunu tuttu. İlk senesinde Az Alkmaar'da gösterdiği performansla, Hollanda'nın en önemli takımlarından Ajax'a transfer oldu. Burada 2011 yılından beri gösterdiği yüksek performansla taraftarların kalbini kazandı. Şu anda milli takımda attığı 16 golle, İzlanda'nın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olarak gösterilen Eidur Gudjohnsen'in 24 gollük rekoruna da henüz 24 yaşında yaklaşmış durumda.
Nüfusu 325 bin olan İzlanda'nın, yaklaşık 25 bin vatandaşı futbolcu lisansı sahibi. Bu da ülkenin yüzde 13'üne tekabül ediyor. Ülkenin nüfusunun bu kadar az olmasına rağmen gösterdiği performans ise göz dolduruyor. Her geçen yıl lisanslı futbolcu sayısının artması, beraberinde daha çok futbolcu ve daha çok yıldız çıkarıyor.
Grönland ile Britanya adalarının arasında kalan ada ülkesinin en büyük sorunu ise hava koşulları. İzlanda'daki sıcaklık -35 derecelere varırken, ülkede en çok ilgi gören spor dalı olan futbolun bu sıcaklıkta oynanması çok güç oluyor. Bu nedenle İzlanda Futbol Federasyonu özellikle 2006'dan beri tesisleşmeye çok önem veriyor. 2006 yılından beri İzlanda Futbol Federasyonu ülkenin dört bir yanına kapalı spor salonları ve suni çim sahalar inşa ederek, hava koşullarının futbolu etkilemesini önlemeye çalışıyor.
Hava koşulları nedeniyle dünyanın en kısa ligi olan İzlanda Ligi, Mayıs'ın ilk haftası başlayıp, Ekim'in ilk haftası sona eriyor. Şu anda 12 takımlı olan İzlanda Ligi, eskiden 10 takımlıydı ve Mayıs'ta başlayıp Eylül'de bitiyordu. Eylül'den Mart ayına kadar hiçbir ön sezon çalışması yapmayan futbolcular, 2006 yılından itibaren geliştirilen suni çim sahalar ve kapalı spor salonlarıyla birlikte artık çalışmalarını yapabiliyorlar. İzlanda Milli Takımı'nın şu anda en gözde futbolcusu olan Gyfli Sigurdsson, 2012 yılında New York Times'a verdiği röpörtajda, “2006 yılından beri yapılan tesisleşmeyle birlikte bir sürü kapalı futbol sahasına sahip olduk. Bu sayede İzlandalı futbolcular karda oynamak yerine artık normal çimde oynayabiliyor. Bu da teknik anlamda futbolcuların gelişimine ve yıl boyu çimde oynayabilmelerini sağlıyor. Eskiden sadece 4-5 ay çimde oynayabiliyorduk” diyor.
İzlanda futbolunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olarak gösterilen Eidur Gudjohnsen ise 2013 yılında The Guardian'a verdiği röpörtajda tesislerin önemine şu sözlerde dikkat çekiyor: “Bu jenerasyon küçük yaşlarda kapalı futbol sahasıyla oynayabilen ilk jenerasyon. Bu nedenle teknik kapasiteleri oldukça yüksek. Eskiden 5-6 çim saha görebilirken şimdi 12 ay çim sahada çalışabiliyorlar”
Kapalı sahaların yanı sıra son 10 yılda antrenör eğitimine yapılan yatırımlar da meyvelerini vermişe benziyor. İzlanda Futbol Federasyonu'nun 2000 yılında başlattığı “İyi oyuncu geliştirmek için iyi antrenörlere ihtiyaç vardır, iyi antrenörleri geliştirebilmek için ise iyi antrenörlük eğitimlerine” sloganıyla birlikte 2000 ile 2011 yılları arasında geliştirilen antrenörlük eğitimlerine toplam 4000 insanın başvurması ülkenin daha fazla futbolcu üretmesini sağlıyor. Bazı kuzey ülkelerinde olduğu gibi, İzlanda da çoklu teknik direktör tekniğini kullanıyor. İzlanda A Milli Takımı'nın başında bulunan Lars Lagerback ve Heimir Hallgrimsson, takımın bu noktalara gelmesindeki baş aktörler. Lars Lagerback hiçbir profesyonel futbolculuğu olmamasına rağmen başarılı olmuş ender teknik adamlardan biri.
İzlanda'nın futboldaki bu yükselişi 2011 yılındaki U-21 Avrupa Şampiyonası'na dayanıyor. Altyapı eğitimlerinin geliştirilmesiyle birlikte, o şampiyonada gruptan çıkmayı başaran İzlanda, halihazırdaki A milli takımın da çekirdeğini oluşturuyor. Şu ana kadar hiçbir turnuvaya katılamayan İzlanda, 2014'te Brezilya'daki Dünya Kupası'na katılmak için ise Avrupa Elemeleri'nde gruptan çıkmayı 2'nci olarak başarmış fakat Play-Off'ta Hırvatistan'a elenerek son anda Brezilya'ya gidememişti. Euro 2016 elemelerine ise hızlı bir giriş yapan İzlanda, bu sefer şeytanın bacağını kıracakmış gibi gözüküyor.