Yaşam

ABD: Eve doktor çağırmak yeniden keşfediliyor!

Yazan: [email protected]

Duygu Ertürk Ekonominin hemen her sektöründeki “kurumsallaşma” eğilimi, eve doktor çağırma âdetini neredeyse ortadan kaldırmıştı. Ancak “kurumsallaşma”nın hem doktorlar hem de tüketiciler için maliyetinin yükselmesi, diğer yandan da mobil haberleşmenin ve internetin gelişmesi bu eski alışkanlığı yeniden canlandırıyor. Ama işin adı bu kez çağa uyup “mobil doktor” oluyor. Yaşı 40’ı geçenler çocukluklarından, henüz 20’lerinde olanlar […]

Duygu Ertürk

Ekonominin hemen her sektöründeki “kurumsallaşma” eğilimi, eve doktor çağırma âdetini neredeyse ortadan kaldırmıştı. Ancak “kurumsallaşma”nın hem doktorlar hem de tüketiciler için maliyetinin yükselmesi, diğer yandan da mobil haberleşmenin ve internetin gelişmesi bu eski alışkanlığı yeniden canlandırıyor. Ama işin adı bu kez çağa uyup “mobil doktor” oluyor.

Yaşı 40’ı geçenler çocukluklarından, henüz 20’lerinde olanlar ise eski Türk filmlerinden hatırlayacaktır. Eskiden insanlar hasta olduklarında “doktor amca”yı ararlar; doktor amca elinde kahverengi çantası, içinde her daim stetoskop odaya girer, muayeneden sonra, genelde ince hastalığa tutulmuş olan hastanın yakınına: “Üç aylık ömrü kalmış ama Allah’tan ümit kesilmez” derdi.

Türkiye’de yaygın olmasa da varlığını sürdürmeye devam eden bu yöntem ABD gibi ülkelerde çoktan tarihe karışmıştı. Ancak Amerikalı bir doktor, Jay Parkinson, bu eski sağlık geleneğini canlandırmak için harekete geçti ve ‘mobil doktor’ olmaya karar verdi. Herhangi bir hastanede çalışmayan ve kendine ait muayenehanesi olmayan Parkinson, hastalarıyla internet üzerinden (e-mail ve chat yoluyla) iletişim kuruyor ve hastanın evine, hatta işyerine kadar gidiyor.

Parkinson’un hastası olabilmek için öncelikle yıllık 500 Dolar ödeme yapılması şart. Bu ödemeye, doktorun hastaya uygulayacağı ilk müdahale ve iki kere doktorla yüz yüze görüşme imkânı dahil. Üstelik hastaların sağlık sigortasının olması da gerekmiyor.

Ofisten uzak olmak, Parkinson’a özgür bir çalışma ortamı sağlamanın yanı sıra, onu kira ve yanında çalışanlara ücret ödeme yükümlülüğünden kurtarmış. Neden bu yöntemi tercih ettiği sorusuna ise Parkinson şöyle cevap veriyor. “Öncelikle, istendiği zaman erişilebilen bir doktorun, kişi sağlığını çok olumlu yönde etkileyeceğini düşündüm. Bunun dışında, sağlık sektörünün -ki buna sigorta şirketleri ve özel muayenehaneler dahil- insanlardan faydalandıklarını ve onları maddi yönden sömürdüklerini gördüm. Ben bunu hastalarıma asla yapmıyorum.”

Parkinson’un anlattıkları kulağa hoş geliyor. Eskilerde kalan bir sağlık geleneğiyle, bugünün teknolojilerini harmanlayan mobil doktorları çevrenizde tekrar görmeye başlarsanız sakın şaşırmayın!

Yorum yazın