Genel

AKP savunma vermezse…

Yazan: [email protected]

Ferda Balancar Medyakronik Gündem sayfalarında okuyabileceğiniz Mustafa Dağıstanlı’nın Demokratik Misak’a İhtiyacımız Var yazısında 27 Mayıs darbecilerinin kudretli isimlerinden Orhan Erkanlı’nın yayımlanmış anılarında geçen bir ifadeye dikkat çekiliyor: “Mahkemeyi reddetselerdi ne yapacağımızı bilmiyorduk.” Erkanlı, Yassıada yargılamaları başlarken Celal Bayar ve Adnan Menderes’in mahkemeyi reddetmesine engel olmak için DP’nin her iki lideriyle ilgili kişisel suçlamalar icat ettiklerini […]

Ferda Balancar

Medyakronik Gündem sayfalarında okuyabileceğiniz Mustafa Dağıstanlı’nın Demokratik Misak’a İhtiyacımız Var yazısında 27 Mayıs darbecilerinin kudretli isimlerinden Orhan Erkanlı’nın yayımlanmış anılarında geçen bir ifadeye dikkat çekiliyor: “Mahkemeyi reddetselerdi ne yapacağımızı bilmiyorduk.” Erkanlı, Yassıada yargılamaları başlarken Celal Bayar ve Adnan Menderes’in mahkemeyi reddetmesine engel olmak için DP’nin her iki lideriyle ilgili kişisel suçlamalar icat ettiklerini itiraf ediyor.

Yaklaşık 50 yıl sonra bir başka tarihi bir davada benzer bir durumla karşı karşıyayız. AKP’nin kapatma davası için Anayasa Mahkemesi’ne savunma vermeyi reddetmesi durumunda ne olacağı sorusunun henüz bir yanıtı yok. Ama AKP’ye savunma vermeyi reddetmeyi tavsiye edenler de yok değil.

Dün akşam Kanal 24’te yayımlanan Açık Görüş programında Etyen Mahçupyan, AKP’nin kapatma davasıyla ilgili kesinlikle savunma vermemesi gerektiğini vurguladı. Mahçupyan’ın bu ifadelerine MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal tepki gösterdi. Bal’a göre bu, “ülkede kargaşalık çıkmasına yarayacak anarşist ve marjinal bir görüş.” Mahçupyan ise Bal’a “Evet marjinal ama marjinal olduğu kadar da doğru bir düşünce. Doğru olduğu için de bu kadar rahatsız oluyorsunuz bu görüşten, çünkü siz de AKP’nin böyle bir tavır benimsemesi halinde neler olabileceğini biliyorsunuz ve bundan korkuyorsunuz” diye cevap verdi.

Programın akışı içinde “MHP’nin korktuğu aslında neydi?” “AKP savunma vermeyip de ne yapmalı?” gibi sorular net cevaplar bulamadı. Bu soruların yanıtlarını bugün kendisiyle konuştuğumuz Etyen Mahçupyan, öncelikle Türkiye’deki mevcut yüksek yargı sisteminin ve bu kapatma davasının hukuki meşruiyetinin sorgulanması gerektiğini vurguluyor.

Mahçupyan, Medyakronik’e yaptığı açıklamada yargı sisteminin hukuki meşruiyetinin iki kaynağı olduğunu belirtti. Ona göre evrensel normlar ve toplumsal talepler hukuki meşruiyetin iki kaynağı ve Anayasa Mahekemesi’ndeki bu kapatma davası ne evrensel normlar ne de toplumsal talepler açısından meşruiyet taşımıyor. Eğer AKP hukuken gayrimeşru olan bu davada savunma verirse davanın meşru olduğunu kabul etmiş olacak.

Mahçupyan’a göre AKP’nin önünüde bir başka yol daha var: Anayasa Mahekmesi’ne savunma vermeyi reddedip mevcut yargı sistemini evrensel normlar ve toplumsal talepler açısından meşru hale getirecek çok geniş bir anayasa reformunu gerçekleştirmek. AKP geniş toplumsal kesimlerin desteğini alabileceği bir anayasal reformu gerçekleştirebilirse sadece kendisini kurtarmakla kalmayacak Türkiye’nin demorkatikleşme serüveninde çok önemli bir aşama da kaydedilmiş olacak.

Mahçupyan bununla birlikte çok önemli bir tehlikeye de dikkat çekiyor. Eğer AKP sadece kendisini kurtarmaya yönelik, parti kapatmaları zorlaştırmakla sınırlı bir anayasal değişiklik yapmaya giderse bu da kapatma davası kadar gayrimeşru bir durum olacaktır. AKP hukuken gayrimeşru olan bir girişime, yine gayrimeşru bir hamleyle cevap vermiş olacak ve Anayasa Mahkemesi bu tarz bir değişikliği de kolaylıkla reddebilecek. Böylece hem AKP’nin kendisi kaybedecek hem de Türkiye’de demokratikleşme bir başka bahara kalmış olacak.

Yorum yazın