Genel

AKP sessiz, CHP memnun

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle kabul ettiği AKP’nin kapatılması istemli iddianameye hükümet çevresinden en üst düzeyde yorumu ilk Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten geldi. Çiçek, gazetecilerin konuyla ilgili sorularına, ”Hep beraber bu süreci göreceğiz. Biz kendi işimize bakıyoruz. Bu iş mahkemenin işidir” karşılığını verdi. Çiçek, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla ilgili, ”Bir […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle kabul ettiği AKP’nin kapatılması istemli iddianameye hükümet çevresinden en üst düzeyde yorumu ilk Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten geldi. Çiçek, gazetecilerin konuyla ilgili sorularına, ”Hep beraber bu süreci göreceğiz. Biz kendi işimize bakıyoruz. Bu iş mahkemenin işidir” karşılığını verdi. Çiçek, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla ilgili, ”Bir hukukçu olarak konuya şöyle bakarım: Bu parti kapatma davası Anayasa Mahkemesine ilk defa açılıyor değil. Daha evvel de Anayasa Mahkemesine sayısız dava açılmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, hem Anayasa, hem de kuruluş yasasına uygun olarak bu tip davalarda hangi usulü takip ediyorsa o usül çerçevesinde bugün AK Parti’yle ilgili de bu süreci değerlendirmiştir. Dolayısıyla bize ayrık, bize mahsus bir uygulama söz konusu değildir. Hep beraber bu süreci göreceğiz. Biz kendi işimize bakıyoruz. Bu iş mahkemenin işidir. Yüksek Mahkeme bu süreci işletecek. Parti olarak da hukuken kendimiz için ne söylenmesi gerekiyorsa uluslararası hukuk açısından, kendi hukukumuz açısından, ortaya konulan iddialar açısından söylenmesi gereken ne varsa Anayasa’nın ve yasanın yetki çerçevesinde mahkemeye bildireceğiz. Hükümet olarak kendi işimize bakıyoruz ve ekonomik gelişmeler en öncelikli meselelerimizdir. Yapılacak reformlar en öncelikli konular arasında bulunmaktadır” dedi.

AKP referanduma hazır”

AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün de, anayasa değişikliği için Meclis’te uzlaşma sağlanamazsa referanduma gitmeye hazır olduklarını söyledi. Bundan sonraki süreçte, konuyla ilgili siyasi partiler arasında görüşmeler yapılabileceğini belirten Ergün, “Eğer düzenlemeler mutabakat halinde Parlamentodan geçirilirse, süratli bir şekilde sistem düzeltilmiş olur. Parlamentoda büyük bir mutabakat olmazsa, olabildiği kadarıyla olur. Sorun o şekilde çözülmüş olur. Ama referandum konusu da bir seçenek olarak hala masada durmaktadır. Gerekirse Parlamento, bu düzenlemeyi yapar ve konuyu emanetin gerçek sahipleri olan millete götürür. Biz isteriz ki milletten önce, milletin temsilcileriyle uzlaşılsın ve onların eliyle bu sorun bir çözüme kavuşturulsun” diye konuştu.Bundan sonraki değerlendirmelerin farklı olacağını, Anayasa Mahkemesinin kararlarına ya da yargılama sürecine dönük bir değerlendirmede bulunulmayacağını ifade eden Ergün, “Bundan sonraki değerlendirmeler, daha çok Türkiye’de siyasi parti kapatma sistemimizin restorasyonuna dönük olacaktır. Bizim Anayasamızdaki siyasi parti kapatma sistemimiz, siyaseti çözüm üretme konusunda yeterince serbest bırakmayan bir sistemdir. Siyasetçi bu sistem içinde düşüncelerini açıklamakta çok zorlanacaktır ve zorlanmaktadır. Siyasi partiler çözüm üretme konusunda son derece zorlanacaktır. Hatta Parlamento, toplumsal problemlere çözüm üretme, onları tartışma, onlarla ilgili düzenleme yapma konusunda çok sıkışıklık içinde gözükmektedir. Mevcut kapatma sistemi, siyasetin bir nevi elini kolunu bağlayan, onun alanının son derece daraltan bir sistem olarak görülmektedir. Bu sistemin tadil edilmesi zarureti vardır. Burada, AK Parti’ye açılan kapatma davasıyla gördüğümüz şey budur. İddianamede kanun teklifine imza attığı için siyasi yasak talebinde bulunulan milletvekilleri vardır. Savcı iddianameyi Anayasa değişikliği sebebiyle açtığını bir takım görüşmelerde, basınla yaptığı görüşmelerde ortaya koymuştur” dedi. Anayasa değişikliği teklifinin de bir kanun teklifi olduğunu, milletvekillerinin partilerden bağımsız bir şekilde bu teklifi TBMM’ye sunduğunu ve oylamasının da gizli yapıldığını anımsatan Ergün, “AK Parti’den 330 milletvekili bu değişikliğe imza atmıştır. Eğer 330 milletvekili iddianameye siyasi yasak talebiyle konulmuş olsaydı -ki olabilirdi, savcının bunu yapma yetkisi vardı- ve mahkeme de bu istikamette karar almış olsaydı, bu o zaman parti kapatma davası olmazdı, Meclisi kapatma davası olurdu. Bizim siyasi parti kapatma sistemimizin Parlamentoyu kapatma, yasama faaliyetlerini durdurma noktasına kadar uzanabilen bir açıklıkta olduğunu görüyoruz. Bu kadar ucu açık bir siyasi parti kapatma istemi, açıkçası doğru bir sistem olarak görülmüyor. Bu nedenle, bu kapatma sistemini düzenleyen Anayasanın 68 ve 69. maddelerinde bir değişiklik yaparak Parlamentonun bu sistemi düzeltmesi ve siyasetin alanını genişleten yeni bir düzene kavuşmasını sağlamalıdır. Parlamentonun bunu yapabilme imkânı vardır” dedi.

CHP’liler memnun

Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla ilgili AKP’lilerin sessizliğine karşın CHP cephesinde ise memnuniyet vardı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili sorulara, “Tek gündemimiz İzmir’in EXPO 2015 adaylığı. Oylamaya saatler kala, şu anda sadece İzmir’i düşünüyoruz. Bu konu ile ilgili yorum yapmayacağım” derken kurmayları memnuniyetlerini belirten açıklamalar yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek yaptığı ise bu kararı beklediklerini belirterek, “Bu, davanın esası ile özüyle ilgili bir karar değil. Usulüne uygun yeterli belgeleri, bilgileri içeren davanın açıldığını Anayasa Mahkemesi kabul etti. Özellikle AKP çevrelerince sanki farklı karar verilebilir şeklinde izlenim yaratıldı. Normal bir karar. Pek çok dava açılmıştır. Hiçbir dava sırasında iddianame kabul edilecek mi edilmeyecek mi tartışmaları yapılmadı. Buna tamamen AKP yol açtı. Görülmekte olan bir davayı etkileyecek ya da düşürecek yasa değişikliği, anayasamızdaki kuvvetler ayrılığına ters düşer. Bu çalışma, ‘Mademki beni kapatıyorsunuz, öyleyse ben de senin elindeki yetkileri alayım’ diye düşünülebilir. Bu davayı düşürme amacıyla yapılacak bir anayasa değişikliği hukuka aykırı olur. AKP’nin meşruiyetini sorgular nitelikte olur” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da “Artık yargılama süreci başlamıştır ve AKP savunmasını verecektir. Kendilerine tavsiyem, laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmadığının savunmasını yapsınlar. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırılmasına yönelik anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi halinde, değişikliğin 367’nin altında ve 330’un üzerinde bir oyla kabul edilmesi, referandum sonucunu doğuracaktır. Ancak yasamanın, yargıyı etkisizleştirmeye yönelik bir düzenleme yapması, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. AKP hakkındaki dava laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği iddiasıyla açılmıştır. Bu nedenle yapılacak anayasa değişikliğinin toplumda yeni gerginlik ve kırılganlıklara neden olarak, laikliğin oylanmasına dönüşür. Böyle bir anayasa değişikliğinden vazgeçilmelidir. CHP olarak değişikliğin genel kurulda kabul edilmesi halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, Anayasa Mahkemesi’nin kararınının ne AKP’nin kapatılmasına ne de kapatılmamasına yönelik olduğunu belirterek “Yani sadece sürecin değerlendirilmesine başlanacak bir karardır. Ancak, bu kararla Cumhurbaşkanı Gül’ün, bu makama seçilmeden önceki fiilleri nedeniyle yargılanmasının önü açılmıştır. Cumhurbaşkanları, yargılanabilirler. Bu gerçek ortaya çıkmıştır. Bu çok önemlidir. Bu konuda gerek akademik çevrelerde, gerek siyasi çevrelerde tartışmalar vardı, bu tartışmalar mahkemenin verdiği kararla noktalanmıştır” dedi.

MHP temkinli

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da, “Gelinen nokta hiçbir şekilde güzel olmamıştır. Ülkenin getirildiği noktanın sorumlusu, AKP’dir. Ama Anayasa Mahkemesinin süreci, sorgulanmamalıdır. Herkes de buna saygı göstermek zorundadır” dedi. Şandır, parti olarak kendi aralarında bir değerlendirme yaptıktan sonra açıklama yapılacağını söyledi.
MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı da, hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına herkesin uyması ve saygı göstermesini istediğini açıklamasında, “İddianame Anayasa Mahkemesi’nde şekil yönünden incelenerek kabul edilmiştir. Bu süreç, hukuki bir prosedürün yerine getirilmesidir. Hukuki süreç fiilen başlamış durumdadır. Bundan sonra bu süreçle ilgili yorum yapmanın doğru olmadığı kanaatindeyiz. Hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına herkes uymalı ve saygı göstermelidir. İddianamenin gönderilmesinden itibaren siyasi sonuçlarının sıkıntılı olduğunu daha önce ifade ettik. Bundan sonraki süreçte herkesin sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde davranması, gerginliği artıracak beyan ve tutumlardan kaçınması gerekir” dedi.

DTP: Parti kapatmak zorlaştırılmalı

Kendi partileri hakkında da kapatma davası açılan DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, kararın sürpriz olmadığını belirterek, “AKP bu aşamadan sonra parti kapatılmasını zorlaştırmayı gündeme getirmeli. Sadece AKP’yi kurtaracak bir girişime destek vermeyiz; ama demokrasi paketiyle bir bütün olarak parti kapatmalar zorlaştırılabilir. Sivil anayasa gündeme taşınıp tümden bir demokratikleşmeye gidilmeli. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında şerh konulmuş olmasına da bir anlam veremiyorum. Anayasa Mahkemesi’nde şimdiye kadar kişiler ayrıştırılmadı. Sayın Gül’le ilgili muhalefet şerhinin gerekçesine bakmak gerekir” diye konuştu.

BBP: İstikrar bozulmasın

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da, ”Keşke yasalarımız zamanında demokratik kurallar çerçevesinde daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulmuş olsaydı. Türkiye’nin istikrarını bozacak ve ülkemizi daha derin ve kaygı verici istikrarsızlığa sürükleyecek bir gelişme olmamasını temenni ediyorum” dediği yazılı açıklamasında Anayasa Mahkemesi tarafından görüşülecek bir davayla ilgili çok fazla yorum yapmayı doğru bulmadığını söyledi.

Yorum yazın