Genel

AKP’ye kapatma davası kabul edildi

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com Anayasa Mahkemesi üyeleri bu sabah (31 Mart 2008), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından hazırlanan AKP’ye yönelik kapatma istemli iddianamenin ele alındığı ön inceleme toplantısı için bir araya geldi. Haşim Kılıç başkanlığında yaklaşık dört saat süren toplantı sırasında gazeteciler, daha öncekilerin aksine Anayasa Mahkemesi’nin önünde beklemelerine izin verilmeyerek uzaklaştırıldı. Yaklaşık dört saat süren […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Anayasa Mahkemesi üyeleri bu sabah (31 Mart 2008), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından hazırlanan AKP’ye yönelik kapatma istemli iddianamenin ele alındığı ön inceleme toplantısı için bir araya geldi. Haşim Kılıç başkanlığında yaklaşık dört saat süren toplantı sırasında gazeteciler, daha öncekilerin aksine Anayasa Mahkemesi’nin önünde beklemelerine izin verilmeyerek uzaklaştırıldı. Yaklaşık dört saat süren ve saat 14.15 sıralarında sona eren toplantının ardından Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, kısa bir açıklama yaparak iddianamenin kabul edildiğini söyledi. İddianamenin kabulüne oybirliğiyle karar alan 11 kişilik mahkeme heyeti, iddianamenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bölümünde ise görüş ayrılığı yaşadı. Bu bölüm, Başkan Haşim Kılıç ile üyeler Sacit Adalı, Serdar Özyıldız ve Ferruh Kaleli’nin kullandığı karşı oylar nedeniyle yediye karşı dört oyla kabul edildi.

Süreç nasıl işleyecek?

Anayasa Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianame, ön savunmasını yapması için AKP’ye gönderilecek. Yasal olarak AKP’nin bir ay içinde ön savunmasını vermesi gerekiyor. Ek süre talebinde bulunulması halinde Anayasa Mahkemesi bu talebi de değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesi’ne verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın esas hakkındaki görüşü AKP’ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya’nın sözlü açıklama, AKP yetkililerinin de sözlü savunma yapması gerekiyor. Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.
Bu işlemler sürerken gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AKP, ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Başkan Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.
Kapatma davasını Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde dört yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak. Anayasaya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi’nin 11 asıl üyesinin en az yedisinin oyu gerekecek. Mahkeme, anayasanın 69. maddesine göre, temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma kararı da verebilecek.

Dava süreci

Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, 14 Mart’ta “laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla AKP’’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Yalçınkaya iddianamesinde, partinin “takiye” ve “toplumsal mutabakat” yöntemiyle hareket ettiğini, önce ılımlı İslam’ı, sonra da şeriatı amaçladığını iddia etti. “Cumhuriyetin hiç olmadığı kadar büyük tehlike içinde olduğu”nu belirttiği 162 sayfalık iddianamesinde Yalçınkaya’nın partiye yönelik suçlamaları 11 ayrı başlıkta yer alıyor. Yalçınkaya ayrıca aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM eski Başkanı ve AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın da bulunduğu 71 partiliye siyasi yasak konulmasını istiyor. Erdoğan’ın 61, Arınç’ın 16, Gül’ün dışişleri bakanlığı dönemindeki 10 ayrı konuşma ve eylemi temel kanıt gösteriyor. Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, geçen hafta sunduğu ve mahkeme üyeleri için bağlayıcı nitelik taşımayan raporunda, “iddianamenin iade koşullarının bulunduğu” görüşünün yanı sıra “iddianamenin Anayasa Mahkemesi’ne sunulduğu anda kabul edilmiş sayılacağı” görüşünü de bildirilmişti.
Dava sürecinin başlamasının ardından, parti yetkilileri bir anayasa değişikliği yapabileceklerini bildirmişti. AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün, değişiklik taslağının hazırlandığını açıklamıştı. Fakat anayasa değişikliği için AKP’nin diğer partilerden destek alması gerekliyor. MHP ve CHP bu yönde bir destek vermeyeceklerini belirtirken DTP ise daha kapsamlı bir demokratikleşme paketi sunulması halinde destek olacağını açıklamıştı.

Parti kapatmalar demokrasinin önünde engel”

Anayasa Mahkemesi’nin kararını NTV’ye değerlendiren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar, parti kapatmada rekortmen olan Türkiye’de yüzde 47 oy alan iktidar partisine yönelik davanın, demokrasinin gelişmesinde büyük bir engel olduğunu söyledi. Siyasi partilerin kapatılmasının kolay başvurulan bir yol olmasının demokrasiyle ciddi çelişkiler yarattığını vurgulayan Sancar, “Demokrasiyle bağdaşmıyor. Çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Türkiye siyasi kapatma olaylarında anayasasında ‘demokratik hukuk devleti’ yazan ülkelerle kıyaslandığında çok açık ara birinci durumdadır. Yanlış hatırlamıyorsam, 24 siyasi parti mahkeme kararıyla kapatılmıştır. Bu durum demokrasinin yerleşmesinin önünde büyük bir engeldir. Siyasi kültür demokratikleşmesinde çok olumsuz rol oynadığını düşünüyorum. İktidar partisi, yüzde 47 oy almış bir parti de, kapatma davasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Meseleyi bu açıdan değil de, hangi konumda olursa olsun, siyasi partilere yönelik bu siyasal ve hukuksal tehdidin demokrasinin gelişmesinin önünde bir engel olduğunu düşünüyorum. Son dönemde HADEP, DEHAP ve DTP’den sonra, şimdi de AKP’ye yönelik bir dava var. Çok ciddi, Demokles’in kılıcı tarzı bir tehdit, siyasi hayatımızın demokrasinin üzerinde sallanmaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül hakkındaki siyasi yasak istemesiyle ilgili olarak da, “Henüz değerlendirme yapmak için erken. Başsavcının hazırladığı metni iyice değerlendirmek gerekiyor” diyen Sancar, “bu bir yargılama değil. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün isminin geçmesi, onun Anayasa Mahkemesi’nde yargılandığı anlamına gelmiyor. Gül için siyaset yasağı talep edildiği anlamına geliyor. Siyaset yasağı getirilmesi ile yargılama farklı şeylerdir. Siyaset yasağının olması cumhurbaşkanı olma konumunu etkilemeyecektir. Cumhurbaşkanı siyaset yapmıyor. Eğer kapatma olur, Anayasa Mahkemesi siyaset yasağı kararı verirse cumhurbaşkanının konumunu etkilemez” şeklinde görüş bildirdi.

“Cumhurbaşkanı çekilmeli”

Adalet eski Bakanı ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’de CNNTÜRK televizyonuna yaptığı açıklamada, dosyanın incelenip, davalı parti genel başkanlığı veya vekillerinin sözlü savunma yapabileceklerini belirterek, “Kapatma kararı ya da hazine yardımlarının kesilmesi kararı verilebilir. Kapatma kararı Cumhurbaşkanı Gül’ün görevine devam etmesine hukuki açıdan bir engel değil. Ancak ağır bir karar olur. Yani Cumhurbaşkanı’nın konumu etik açısından sarsılır. Çekilmesi gerekir. Anayasa değişikliği ise AKP’nin kendisi için bir af olarak yorumlanacaktır” dedi.

Rehn: “Müzakereler durabilir”

AB Komisyonu genişlemeden sorumlu üyesi Oli Rehn ise AKP’nin kapatılması halinde Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin askıya alınabileceğini söylemişti. Slovenya’da düzenlenen AB Dışişleri Bakanları toplantısının ardından yapılan basın açıklamasında soruları yanıtlayan Rehn, demokrasilerde bu gibi sorunların mahkemelerde değil sandıkta çözüldüğünü belirttiği konuşmasında, “Hükümetin sükunetini koruması ve reform sürecini hızlanarak devam ettirmesi gerekir” demişti.

Dünya basınından “flaş” haber

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davayı kabul etmesi dünya basınında da geniş yankı uyandırdı. Uluslararası ajanslar haberleri abonelerine flaş olarak duyurdu.

AFP:Fransız haber ajansı, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılma davasını kabul etmesini Türkiye’deki mevcut istikrar için tehdit oluşturduğunu söyledi. Ajans bu kararın Türkiye’yi Avrupa Birliği’nde uzaklaştırabileceğini de belirtti.

Reuters:İngiliz haber ajansı da “flaş” olarak geçtiği haberinde AKP’nin kapatılması davasının mahkeme tarafından kabul edilmesini Türkiye’yi politik yönden belirsizliğe sürükleyebileceğini yazdı. Haberde Başbakan Erdoğan’ın siyaset yapmasının da yasaklanmak istendiği belirtildi.

AP:
Amerikan haber ajansı, AKP’nin kapatılma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesini yorumsuz verdi. Haberde Anayasa Mahkemesi’nin iktidar partisinin kapatılması için açılan davayı kabul ettiği belirtildi.

BBC:
İngiliz yayın kuruluşu, başlatılan sürecin “Türkiye’de siyasi gündemi felce uğratacağını ve büyük bir olasılıkla yabancı sermayenin çıkışını tetikleyeceği”ni öne sürdü.

Piyasalar gitti geldi…

AKP’ye yönelik dava açılması isteminin Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesi, beklendiği gibi piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Bankalararası piyasada güne 1.28’den başlayan dolar, davayla ilgili haberler sonrasında 1.32 düzeyine çıktı. Dolar bu seviyeyi gördükten sonra, gelen satışlarla 1.3070 seviyesinden kapandı. İstanbul Borsası’nda ise hisse senetleri ortalama yüzde 1.23 geriledi.
İstanbul Borsası’nda da günün ilk seansında yüzde 2’lik gerileme yaşanmasının ardından dava kararıyla kayıp yüzde 3’e tırmandı. Ancak ilk şoku atlatan borsa, daha sonra gelen tepki alımlarıyla yönünü yukarı çevirdi. Endeks saat 14.55 itibariyle 38 bin 700’e çıkarken, değer kaybı yüzde 2.05’e kadar çekildi. Borsa gün sonunda ise yüzde 1.23 kayıpla 39 bin 15 puana geriledi. Böylece İMKB bir yıl önceki düzeyine dönmüş oldu.
Uzmanlar yaklaşık 6 ay sürecik bir sürecin başlangıç aşamasının piyasalardaki etkisinin sınırlı kaldığını, gerek dünyadaki kriz ortamı gerekse Türkiye’deki siyasi gerginlik nedeniyle önümüzdeki günlerde bir toparlanma beklemenin zor olacağını dile getiriyorlar.

Yorum yazın