Genel

Amiral gemisi karaya oturdu

Yazan: [email protected]

Mustafa Alp Dağıstanlı Hmmm! Yine birileri, “nesebi gayrısahih” Tarafgazetesine bir gizli belge/bilgi uçurmuş, di mi? Bilmeyenler için söyleyelim: Yeni bir darbe planı daha ortaya çıktı: “Kod adı Eldiven: Ergenekon’un üçüncü darbe planı.” Peki, acaba öbür gazetelere neden haber uçurmuyorlar? Memlekette birileri darbe planlıyor ve siz oralı olmuyorsanız, size neden göndersinler. İlgilenene gönderirler ve Taraf’ın yaptığı […]

Mustafa Alp Dağıstanlı

Hmmm! Yine birileri, “nesebi gayrısahih” Tarafgazetesine bir gizli belge/bilgi uçurmuş, di mi? Bilmeyenler için söyleyelim: Yeni bir darbe planı daha ortaya çıktı: “Kod adı Eldiven: Ergenekon’un üçüncü darbe planı.”

Peki, acaba öbür gazetelere neden haber uçurmuyorlar? Memlekette birileri darbe planlıyor ve siz oralı olmuyorsanız, size neden göndersinler. İlgilenene gönderirler ve Taraf’ın yaptığı da bu: İlgilenmek.

Bugünkü gazetelere bakınca durum gayet açık anlaşılıyor. Türk medyasının “amiral gemisi”, en iyi haber kaynağına sahip gazetesi Hürriyet mesela, Cumhuriyet’in Ankara temsilcisi Mustafa Balbay’ın Avrasya TV’de Emin Çölaşan’a anlattığı şeylere (bayat “haber”) mal bulmuş mağribi gibi sarılıp dalga geçmeyi tercih etmiş: “Ne sorgu ama.”

Bence Hürriyet, bu Ergenekon soruşturmasından dişe dokunur bir şey çıkmayacak olmasını kambura yatmış bekliyor. Sonra da “Yaa işte böyle, boşuna dalga geçmiyorduk biz. Ya sizin o atmasyonlarınız, gizli belgeleriniz ne oldu!” demeyi umuyor.

Halbuki, bunu diyecek bir şansa sahip olması, zaten cehennemî kötülükte bir durumla karşı karşıya bırakır bu toplumu. Ama bu idrak noktasında değiller.

Aynı grubun gazetelerinden Vatanda, bal tutan parmağını yalar misali, yine Balbay’ın laflarını kullanıp dalga geçiyor.

Milliyetde Balbay’ın anlattıklarına manşetten takılmış. Fakat yine de, Milliyet(gayet küçük göstererek) ve Vatan(sürmanşete taşıyarak) iki orgeneralin Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmak”la suçlandıklarını verdi.

Aynı grubun gazetesi Radikalise bu bilgiyi sekiz sütuna manşet yapmış. Hükümete yakın gazeteler de zaten vermiş haberi. Sadece hükümete yakın gazeteler vermiş olsa bu haberi, diyeceğiz ki, sızdırmışlar! Ama öyle değil.

Peki, o zaman medyanın amiral gemisi Hürriyet’te neden yok bu haber?

Aslında, bu görmeme durumu hiç yeni değil ve sadece darbe haberleriyle de sınırlı değil. Medya, 2002 Kasımından beri, kimi korkularla veya avanta kapma arsızlığıyla AKP hükumetine yamanmayıp bir mesafe koysaydı arasına ve gazetecilik yapmayı tercih etseydi, şimdi Taraf’a aktığı gibi bir sürü bilgi onlara da akardı bu hükümetin yolsuzluklarıyla, soysuzluklarıyla ilgili.

Aslında, durum bundan da kötü bence. Medyaya bu tür bilgiler mutlaka sızmıştır, ama işte yamanma ihtiyacından dolayı bu sızanların büyük bölümü genellikle kullanılmamıştır. Yani, Nokta’nın ve Taraf’ın gösterdiği cesareti gösteremediler. Hükümetin üstüne gidemediler. Sadece yolsuzluk meseleleriyle ilgili olarak değil, fikir özgürlüğü konusunda da gidemediler mesela, demokrasinin alçak sürünmeden hiç olmazsa emeklemeye geçmesi konusunda da gidemediler. Ama zaten bunlarda üstüne gidecek olsalardı, şimdi darbecilerin de üstüne gidebilirlerdi.

Şüphesiz, gazetecilik, size sızdırılan haberleri vermekten ibaret bir şey değil ve sadece bu kadarı iyi bir gazetecilik için yeterli sayılamaz. Fakat, sadece şimdiki gibi kritik durumlarda değil, her zaman, alacağınız tavır gazetecilik yapıp yapmadığınızı belirler.

Türkiye’de gazetecilik yapılmadığını biliyoruz. Şimdi Tarafkritik bir yerde bir gedik açarak başladı. En azından bir gazetecilik cesareti gösterdi. Ama ben bugünkü gazetelerin yıldızı Mustafa Balbay’dan da bir cesaret bekliyorum. Küçük bir cesaret gösterip, yine birileri sızdırmadan şu sorunun cevabını verebilir mi: Haberi olmadan kaydedilmiş o video görüntülerinde kendisinden ne gibi bilgiler edinmek istedi generaller ve o nelerle, kimlerle ilgili ne bilgiler verdi?

Yorum yazın