Genel

Mahkeme değil sirk

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın bugün yapılan 6. duruşmasında Coşkun İğci ilk kez dinlendi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davada Yasin Hayal’in eski eniştesi ve cinayetin işlendiği dönemde jandarma muhbiri olarak görev yapan Coşkun İğci, davanın tanığı iken sanığı haline geldiğinden yakınıp eski […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın bugün yapılan 6. duruşmasında Coşkun İğci ilk kez dinlendi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davada Yasin Hayal’in eski eniştesi ve cinayetin işlendiği dönemde jandarma muhbiri olarak görev yapan Coşkun İğci, davanın tanığı iken sanığı haline geldiğinden yakınıp eski ifadelerini tekrar etti. İğci, “Vatandaşlık görevimi yaptım Hayal’in bu işi yapmaması için çalıştım, baktım engelleyemeyeceğim jandarma kolluk birimine bildirdim. Bildirdikten sonra 1-1,5 ay silah alacağım diyerek Ekim 2006’ya kadar onu oyaladım. Ondan sonra hiç görüşmedim” dedi.
Dink cinayetinin duruşması, tetikçi Ogün Samast’ın 18 yaşını doldurması nedeniyle ilk kez basına ve izleyicilere de açıldı. Basına açık ilk duruşmaya sanıkların “sululukları” damga vurdu. Kendi aralarında eğlenen sanıklardan Samast, “Cinayetten önce beni Jennifer Lopez aradı” derken, cinayetin kilit ismi Erhan Tuncel sevgilisinin İsrail Cumhurbaşkanı’nın kızı olduğunu söyledi. Yasin Hayal ise gazeteciler aracılığıyla Muhsin Yazıcıoğlu’na selam gönderdi.

İğci suikastı jandarmanın bildiğini yine söyledi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Dink davasının ilk ‘açık’ duruşmasına tutuklu sanıklar Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu, Ahmet İskender, Mustafa Öztürk, Tuncay Uzundal ve tutuksuz yargılanan Coşkun İğci, Erbil Susaman, Veysel Toprak ve Salih Hacı Salihoğlu katıldı. Mahkeme karşısında ilk kez ifadesi alınan jandarma muhbiri İğci, Trabzon’da mahkemeye verdiği ifadeleri aynen tekrar etti. Sanıklardan bir tek Ahmet İskender’i tanıdığını belirten İğci, Yasin Hayal’in planladığı suikasttan haberdar olunca kendisini oyalamaya çalıştığını, engelleyemeyeceğini anlayınca da iki jandarmada istihbaratçısına durumu bildirdiğini anlattı. Jandarma istihbaratçılarını olaydan haberdar ettikten sonra Yasin Hayal ile Ekim 2006’dan itibaren görüşmediğini anlatan İğci, “Hrant Dink’in öldürüldüğünü duyunca şok oldum. ‘Eyvah Yasin bu işi yapmıştır’ dedim. Sonra Ogün Samast’ın ismini duyunca rahatladım. Olaylar aydınlığa kavuşunca Yasin’in de bu işin içinde olduğunu öğrendim” dedi.

“Yasin bu olayı yapacak kişi değil”

Mahkeme heyeti, duruşmada, Coşkun İğci”nin Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla alınan ifadesini okudu. İğci’nin bu ifadesinde, “Yasin Hayal’in, Hrant Dink’in Türklere hakaret ettiğini söylediği, Hayal’e cinayete karışmaması konusunda uyarıda bulunduğunu ve bu durumu jandarmada görevli iki istihbaratçıya bildirdiğini” anlattığı kaydedildi. Aynı ifadesinde “Hayal’in silah almak için biriktirdiği 300 YTL’yi alarak silah almasını engellemeye çalıştığını ve bu olayları da jandarmada görevlilere bildirdiğini söylediği” kaydedilen İğci’nin, ayrıca “jandarma görevlilerince kendisine söz konusu parayı Hayal’e iade etmesinin söylendiğini anlattığı” bildirildi. İğci’nin daha sonra bu durumu sorduğu jandarma görevlilerinden, “Yasin bu olayı yapacak kişi değil. Yasin’i takip ederiz bu işi çözeriz” yanıtını aldığını belirttiği de kaydedildi.

Hayal hep gözetim altındaymış

Mahkeme heyetinin bu ifadeyi okumasının ardından taraf avukatları Coşkun İğci’ye çeşitli sorular sordu. Coşkun İğci, sorular üzerine jandarmada görevli olduğunu söylediği istihbaratçıları 2004’ten beri tanıdığını ve Hayal’in, Hrant Dink cinayetinde adının geçtiğini duymasının ardından bu görevliler ile 5-6 kez görüştüğünü ifade etti. Bir başka soru üzerine, Hrant Dink’in adını ilk kez Hayal’den duyduğunu söyleyen İğci, “Yasin’i koruyabilmek için böyle bir eyleme katılacak diye durumu jandarmaya bildirdim. ‘Parasını iade et’ demeleri üzerine de parasını iade ettim” dedi. İğci, “Jandarma görevlilerinin Yasin Hayal’le ilgili değerlendirmesi nedir?” şeklindeki soruyu, “Böyle bir değerlendirme olamaz. Eğer bir etkim olabilseydi Yasin’i engellerdim ama arkadaşlar her zamanki gibi soğukkanlı cevap verdiler” diye yanıtladı.
Jandarma görevlilerinin “Yasin Hayal’i, vukuatlı bir kişi olduğu için jandarma bölgesinde sürekli gözetim altında tutuyoruz” dediklerini de öne süren Coşkun İğci, “Bu kişiler üstlerine bilgi veriyorlar mıydı?” şeklindeki soruya, “Bunu ben bilemem ama üstlerine bildirdiklerini Trabzon’daki ifadelerinde söylediler” yanıtını verdi. Hayal ile yaptığı konuşmalarda sanıklardan Ahmet İskender ve Ersin Yolcu’nun adının hiç geçmediğini anlatan İğci, bu isimleri duyması durumunda zaten jandarmaya bildireceğini söyledi. Bazı basın yayın organlarında Ogün Samast ile 67 kez görüştüğü yönünde çıkan haberlerin de doğru olmadığını savunan Coşkun İğci, “Samast’ı tanımıyorum” dedi.
Coşkun İğci, Hayal’in Hrant Dink’i öldüreceğini jandarma başçavuş Okan Şimşek ve uzman çavuş Veysel Şahin’e söylediğini belirtmiş, Şimşek ve Şahin İğci’nin sözlerini doğrulamıştı. 2 jandarma görevlisi hakkında dava açılırken, polis muhbiri Erhan Tuncel’in anlatımlarına rağmen Trabzon emniyetinden hiç kimse hakkında soruşturma açılmamıştı.

Mahkeme değil sirk

Duruşmanın sonraki bölümlerine ise sanıkların rahat tavırlar içinde sergiledikleri “sululuklar” damga vurdu. Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut, sanıklar Erhan Tuncel ve Ogün Samast’a sorular sormak istediğini söyledi. Mahkeme başkanının izni üzerine Turgut, Erhan Tuncel’e emniyetten ne kadar maaş aldığını sordu. “Sabit bir maaş yoktu. Ara ara maddi destekte bulunuyorlardı” diyen Tuncel, Karadeniz Teknik Üniversitesi veya Atatürk Üniversitesi’nden gizli bir çalışan olarak gösterilip maaş aldığı iddialarını yalanladı. Avukat Turgut, Erhan Tuncel’in sık sık Eskişehir’e yabancı uyruklu sevgilisini görmeye gittiğini belirterek, sevgilisinin İsrailli olup olmadığını sordu. Tuncel, “Ben bu soruya cevap vermiyorum. Bu gelenek, örf ve adetlerimize aykırıdır. Ben size eşinizi soruyor muyum?” diyerek kızdı. Turgut’un ısrarlı soruları üzerine Tuncel, mahkeme salonundan çıkmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanının izin vermemesi üzerine Erhan Tuncel, “Sevgilim İsrailli değil, Lübnanlıydı. Şimdi aklıma geldi. O zaman bilmiyordum ama sonradan öğrendim ki, o kız İsrail cumhurbaşkanının kızıydı” ifadelerini kullanınca salonda gülüşmelere yol açtı.

Samast: “Jennifer Lopez aradı”

Turgut, Ogün Samast’a da soru sormak istediğini söyledi. Samast, “Beni bu adamla muhattap etmeyin” diyerek duruma tepki gösterdi. Mahkeme başkanının izniyle sorularını sürdüren Avukat Turgut, “Ogün Samast, Agos Gazetesi önünde iken kendisine iki telefon gelmiş. Bunlardan biri Yasin Hayal, diğeri ise Etyen Mahçupyan’dı” dedi. Bu sırada Samast’ın, “Hayır Jennifer Lopez’di” sözleri salondakileri güldürdü.

Hayal’den BBP şov

Söz alan Yasin Hayal ise basın mensuplarının ilk kez duruşmaya katıldığını belirterek, gazeteciler aracılığıyla Muhsin Yazıcıoğlu’na selam yolladı. Hayal, “Yüce Türk milletinin lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nu selamlıyorum. Ey Müslümanlar, ey alperenler kalbinizi ferah tutun. BBP iktidara gelinceye kadar bu kervan yürümeye devam edecek. Ogün Samast gazetenin önündeyken beni aradı. Bana, ‘gazeteye girip herkesi tarayayım mı?’ diye sordu. Ben de “Öyle bir şey yapma. Masum insanlar ölür, vicdan azabı çekeriz dedim” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine söz alan Ogün Samast, telefon görüşmesinde Yasin Hayal’in kendisine içerideki herkesi öldürmesini söylediğini iddia etti. Birbirlerine yönelik karşılıklı suçlamalarda bulunan sanıkların, oturdukları sıradaki samimi tavırları ve gülüşmeleri dikkat çekti. Duruşmaya ara verilirken, adliye nezaretine götürülen Yasin Hayal, “Yaşasın BBP”, “Yaşasın alperen ocakları” şeklinde slogan attı.

BBP ile Alperen Ocakları arasında ilişki yokmuş!

Duruşmanın sabah oturumunda Büyük Birlik Partisi (BBP) İl Başkanı Yaşar Cihan’ın oğlu Hakkı Bahadır Cihan da tanık olarak dinlendi. BBP ile partinin gençlik örgütlenmesi olan Alperenler ocakları arasında bir ilişki olmadığını ileri süren Cihan, “Metin Gündoğdu’nun ‘Dink’i öldürme işini bizimkiler yapacaktı yüzlerine gözlerine bulaştırdılar’ sözlerinin yanlış aksettirildiğini” söyledi. Cihan “Alperenler ocağının anahtarının Erhan Tuncel’de olduğu” yolundaki ifadeleri kabul etmedi. Müdahil avukatlardan Arzu Becerik “Siz örgütlenmeden sorumlu kişisiniz bilmeniz gerekmez mi” sözleriyle Cihan’ın Yasin Hayal’in Alperenler çay ocağını işlettiğini bilmemesini eleştirdi.
Müdahil avukatlar cinayetten sonra Cihan’a neden ilk olarak Erhan Tuncel’i aradığını sordular, Cihan “kişisel merakım” diye cevap verdi. Cihan “Yasin Hayal’le 2000’de Nizam-ı Alem ocaklarında tanıştığını, o günlerde samimi olduklarını, Hayal askere gittikten kendisi de üniversiteye başladıktan sonra bu ilişkinin son bulduğunu, Erhan’la nerde tanıştığını hatırlamadığını” söyledi.

Tanıklar teşhis etti

Yargılamanın öğleden sonraki kısmında Ogün Samast’ın akrabaları Yaşar Samast, Aslan Samast, Ogün Samast’ı cinayet sonrası kaçarken gören Agos gazetesi çalışanı İnan Murat, Ahmet Emin Özmete, yine Agos gazetesi reklam bölümü çalışanı Kristin Dellaloğlu tanık olarak dinlendiler. Duruşmada Agos çalışanları Murat, Dellaloğlu ve Özmete “Gazeteye gelip kendisini Ankara Üniversitesi öğrencisi olarak tanıtan ve cinayetten sonra da Şafak Sokak’tan silahıyla birlikte kaçan Ogün Samast’ı teşhis ettiler.

Tuncel: “Ben birilerini temsil ediyorum”

Daha sonra mahkemeye açıklamalarda bulunan Erhan Tuncel 17 Kasım 2006’da Emniyet’le ilişiğinin kesildiğini gösteren Emniyet istihbarat raporuna itiraz etti. Raporun diğer görevlileri aklamak için düzenlendiğini belirten Tuncel, “Bir rapor nedense cinayetten sonra emniyet anlaşılmaz şekilde sesli şekilde düşünür oldu” dedi. Tuncel “Dink cinayeti öncesi hiçbir zaman yazılı bir rapor istenmediğini mahkeme başkanının duruşmada okuduğu istihbari bilgilerin bir aya yayılan bilgilerin toplamına ilişkin bir rapor olduğunu” söyledi. Tuncel “Böyle bir iddianameyi kabul etmem mümkün değil, 1,5 yıldır cezaevindeyim, psikolojim bozuldu maddi gerçekliğin ortaya çıkması en çok benim işime yarar. Kabul etseniz de etmeseniz de ben burada birilerini temsil ediyorum” dedi
Avukat Fikret İlkiz’in “Siz kimi temsil ediyorsunuz?” sorusuna Tuncel “Ben nereden bakarsanız bakın bir haber elemanıyım” diye cevap verdi. Avukat Hatemi Tuncel’in dilekçesinde adı geçen görevlilerin dinlenmesini talep etti
Tuncel’in her fırsatta bir yerlere mesaj göndermeye çalıştığını söyleyen müdahil avukatlardan Kezban Hatemi “Tuncel’in 26 Haziran 2007’de mahkemeye gönderdiği dilekçesinde adı geçen görevlilerin huzurda dinlenmesini talep ediyorum” dedi.

Perde arkasındakiler ortaya çıkarılsın

Öldürülen Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ile kızı Delal Dink ve kardeşi Orhan Dink de duruşmayı izleyenler arasındaydı. Duruşma dolayısıyla resmi ve sivil giyimli çok sayıda polis tarafından adliye önünde ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Adliyeye gelerek duruşmayı izlemek isteyen kişiler, polislerce önce adliyeye girişteki sokakta, ardından da adliye bahçesinde kimlik kontrolü ve çanta aramasından geçirilerek içeri alındı. Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Cem Özdemir de duruşmayı izleyenler arasındaydı. “Bu davada kardeşimi vuranları suçluyoruz” diyen Özdemir, olayda perde arkasındaki isimlerin de açığa çıkmasının gerektiğini vurguladı.

Hrant’ın arkadaşları: “Adalet istiyoruz”

Hrant Dink’in arkadaşları da her zaman olduğu gibi bugün de Beşiktaş Meydanı’nda bir araya gelerek “Adalet istiyoruz” taleplerini tekrar dile getirdi. “Hepimiz Hrant’ız Adalet İstiyoruz’’ yazılı dövizler açan grup adına açıklama yapan sanatçı Zeynep Tanbay, Dink’in öldürülmesinde ihmali bulunan birçok görevli hakkında soruşturma açılmadığını söyledi. Görevlerini ihmal ettikleri iddiasıyla bazı görevliler hakkında Samsun ve Trabzon’da açılan davaların da İstanbul’da görülen dava ile birleştirilmemesini eleştiren Tanbay, “Dink cinayeti davası Türkiye Cumhuriyeti için bir namus davasıdır. Bu dava artık Türkiye’deki hukuk ve adalet sistemi için varlık yokluk davasıdır. Adalet istiyoruz. Bu aslında tek, basit bir istektir” dedi.

İddianame

Hrant Dink’in Şişli’de öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ile Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Erhan Tuncel’in, ‘‘Hrant Dink’in öldürülmesine azmettirmek’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ‘‘terör örgütünün yöneticisi olmak’’, ‘‘patlayıcı madde imal etmek’’, ‘‘patlayıcı madde atmak’’, ‘‘mala zarar vermek’’ ve ‘‘6 kişinin yaralanmasına neden olmak’’ suçlarından da 22,5 ile 48 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Yasin Hayal’in ‘‘Hrant Dink’i öldürmeye azmettirmek’’ suçundan müebbet, ‘‘terör örgütünün yöneticisi olmak’’, ‘‘Ferit Orhan Pamuk’u tehdit etmek’’ ve ‘‘ruhsatsız silah bulundurmak’’ suçlarından 18 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, O.S’nin de ‘‘Hrant Dink’i öldürmek’’ suçundan 18 yaşından küçük olduğu da dikkate alınarak 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması, ayrıca ‘‘terör örgütüne üye olmak’’ ve ‘‘ruhsatsız silah taşımak’’ suçlarından 8,5 ile 18 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Sanıklardan Mustafa Öztürk, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu’nun da ‘‘Hrant Dink’in öldürülmesi eylemine yardım etmek’’ ile ‘‘terör örgütüne üye olmak’’ suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Yaşar Cihan ve Halis Egemen hakkında ‘‘terör örgütüne yardım etmek’’ suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis isteminde bulunuluyor. İddianamede, Salih Hacısalihoğlu, Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman ve Veysel Toprak’ın da ‘‘terör örgütüne yardım etmek’’, ‘‘ruhsatsız silah taşımak’’ ve ‘‘suçluyu gizlemek’’ suçlarından 7,5 ile 16 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. Sanıklardan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci hakkında düzenlenen iddianamede de bu sanığın ‘‘Hrant Dink’in öldürülmesine yardım etmek’’ ve ‘‘terör örgütüne üye olmak’’ suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmiş, dosya daha sonra ana dava ile birleştirilmişti.

Yorum yazın