Genel

Belediye ihaleleri kimi kalkındırıyor?

Yazan: Güventürk Görgülü – Uğur Orakçı

açılıyor. Burada isterseniz “yol” yazın, isterseniz “kavşak”, isterseniz “üst geçit”, isterseniz “metrobüs”, isterseniz de “tünel” yazın, tarih aralığı olarak 2003-2009 arasını, en alttaki kutudan da “ihale sonuçlandı” seçeneğini seçin ve arayın. Merak ettiğiniz hiç bir ihalenin sonucunu burada göremiyorsunuz. Bu aramayı dilersiniz firma isimleriyle yapın. Sözünü ettiğimiz ve “Kalyon”, “MVM” veya MVM’nin Küçük Dilara olayından […]

açılıyor. Burada isterseniz “yol” yazın, isterseniz “kavşak”, isterseniz “üst geçit”, isterseniz “metrobüs”, isterseniz de “tünel” yazın, tarih aralığı olarak 2003-2009 arasını, en alttaki kutudan da “ihale sonuçlandı” seçeneğini seçin ve arayın. Merak ettiğiniz hiç bir ihalenin sonucunu burada göremiyorsunuz. Bu aramayı dilersiniz firma isimleriyle yapın. Sözünü ettiğimiz ve “Kalyon”, “MVM” veya MVM’nin Küçük Dilara olayından sonra şekil değiştirmiş hali olan KBT şirketlerinin isimlerini yazıp denediğinizde yine hiçbir sonuç elde edemiyorsunuz.

Peki hiç bir anahtar kelime kullanmadan sonuçlanmış tüm ihaleleri listeleyip incelediğinizde ne oluyor? Burada da arsa ve gayri menkul satışları, dükkan ve kulübe kiralanması dışında ufak tefek bir kaç bakım ve onarım ihalesiyle karşılaşıyorsunuz.

Bu yolları, parkları kim yaptı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sitesinden indirilen ve Başkan Kadir Topbaş’ın 5 yıllık icraatını anlattığı “5 Yılda rekorlara imza attık” başlıklı kitapta, 5 yılda 169 kavşak ve yol bitirildiği, bunların toplam maliyetinin de 2 milyar 465 milyon 678 bin lira olduğu belirtiliyor. Ancak bu inşaatların ne zaman ihaleye çıkartıldığı ve inşaatının kim tarafından gerçekleştirildiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin web sitesinden veya başka bir biriminden öğrenilemiyor…

İBB 5 yılda yol ve altyapı için 13.9 milyar lira harcadı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yayınladığı “5 Yılda Rekorlara İmza Attık” başlıklı kitapta yer alan 5 yıllık harcama miktarları:
– 169 kavşak ve yol: 2.465.678.000 TL
– 28,71 km raylı sistem: 1.173.322.800 TL
– Kağıthane-Piyalepaşa, Bomonti-Dolmabahçe tünelleri: 550.000.000 TL
– Deniz ulaşımı yatırımları (Deniz otobüsü, vapur, iskele vb): 332.407.942 TL
– 30 km metrobüs hattı (Avcılar-Zincirlikuyu): 384.880.000 TL
– 11 km metrobüs hattı (Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme): 89.896.000 TL
– Toplam 2110 araç kapasiteli kapalı otopark: 41.500.000 TL
– Toplam 14,6 milyon ton asfalt dükümü: 995.300.000 TL
– 4.000 km atıksu hattı: 2.083.073.626 TL
– 3347 km içme suyu, 564 km isale hattı: 2.043.835.002 TL
– 18 milyon m2 yeşil alan: 1.593.820.410 TL
– 13.500 km doğalgaz hattı: 2.000.000.000 TL
– 14 adet spor tesisi yapımı: 197.800.000 TL

Kitapçıkta açıklanan 5 yıllık toplam harcama: 13 milyar 951 milyon TL
Yıllık ortalama harcama miktarı: 2 milyar 790 milyon TL

Benzer biçimde İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün ihaleleri de internet sitesinde bulunamıyor. İBB’nin, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in açıklamalarına14 Mart 2009’da verdiği yanıtta, Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün 2004-2008 arasındaki toplam harcamalarının 888 milyon 957 bin 430 lira olduğu belirtiliyor. Ancak İBB internet sitesinin “İhaleler” bölümünde 2003-2005 arası sonuçlanmış birkaç küçük park yapım ve onarım ihalesi dışında ihaleye rastlanamıyor. Diğer yandan “5 Yılda Rekorlara İmza Attık” başlıklı kitapta 18 milyon metrekarelik yeşil alanın maliyetinin 1 milyar 593 milyon 820 bin 410 TL olduğu belirtiliyor. Bir başka deyişle İstanbul’da son 5 yılda yeşil alana harcanan para, İBB’nin açıkladığı Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü bütçesinin yaklaşık iki katını buluyor ve bu alanda kimin ne kadar ihale aldığı da belirsiz.

Ulaşım ve çevre düzenlemesi konusundaki harcamalar gibi altyapı çalışmaları konusunda ihalelerin sonuçlarına ulaşılamıyor. “5 Yılda Rekorlar” kitabında atık su tesisleri için 2 milyar 83 milyon 73 bin lira, içme suyu tesisleri için 2 milyar 43 milyon 835 bin lira harcandığı belirtiliyor. Buna karşılık nebelediyenin sitesinde ne de bu yatırımları gerçekleştiren İSKİ’nin sitesinde bu konudaki ihalelerin sonuçlarına ulaşılamıyor.

İBB şirketleri de şeffaflıktan uzak

İBB’nin harcamalarındaki tek belirsizlik ihale sonuçlarında da değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’na ait tam 23 şirketin bilançoları, gelir gider tabloları ve bu şirketler tarafından açılan ihaleler de şeffaf değil. Örneğin İstanbul’da son 5 yılda dikilen 36 milyon lalenin çoğunu sağlayan ve referans listesinde İstanbul’da 42 adet park uygulaması bulunan Ağaç A.Ş.’nin ne bilançosu ne de ihaleleri belli.

Akbil, İstanbul Kart ve son olarak da Akyolbil gibi kapsamlı projelerde imzası bulunan BELBİM’in web sitesinin “Finansal bilgiler” bölümünde ise şirketin 2002-2006 arası gelir giderlerini gösteren, ancak para biriminin ne olduğu dahi anlaşılamayan bir çubuk grafikten başka bilgi yer almıyor. Benzer şekilde İstanbul genelinde tarihi köşkleri, deniz otobüsü ve vapurlardaki büfeleri işleten BELTUR’un sitesinde de finans ve ihale bilgilerinin izine rastlanmıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Hamidiye A.Ş., İstanbul’a gaz dağıtım faaliyetini gerçekleştiren İGDAŞ, İSBAK, İSFALT, Başkan Kadir Topbaş tarafından şu andaki değerinin 2 milyar doları bulduğu açıklanan İSPARK, İSTAÇ, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi, İstanbul Enerji A.Ş., İstanbul Halk Ekmek A.Ş., Ulaşım A.Ş., İSTON, kurulduğu günden bu yana yaklaşık 40 bin konut üreten KİPTAŞ, Konut A.Ş., Kültür A.Ş., Sağlık A.Ş., Spor A.Ş. ve UGETAM web sitelerinde finansal büyüklükleriyle ilgili herhangi bir veri bulundurmayan, verdikleri ihalelerden de hiç söz etmeyen şirketler. İstanbul’daki deniz otobüsleri, hızlı feribotlar ve vapurları işleten İDO’nun web sitesinde ise yalnızca 2007 yılına ait bir faaliyet raporu bulunuyor.

Bütün işler “acil” mi?

Belediye ve belediyelere bağlı şirketlerin birçok ihaleyi Kamu İhale Yasası hükümleri dışında, istisna maddelerine dayanarak vermelerinin bu alanda sağlanmak istenen şeffaflığı yok ettiği basında pek çok kez dile getirilmişti. Hatta kamu ihalelerini denetlemekle görevli Kamu İhale Kurumu’nun (KİK) yetkilerinin yasa değişiklikleriyle tırpanlandığı da pek çok kez yazıldı.

Vatangazetesinin7 Ocak 2008 tarihli haberine göre İstanbul Bahçelievler’de oturan Prof. Dr. Recep Seymen, İBB tarafından 2006 yılında açılan 4.6 milyon liralık “Ünverdi kavşağı” ihalesini Kamu İhale Kurulu’na (KİK) başvurarak iptal ettiriyordu. Kurul, pazarlık usulüyle verilen ihaleyi 2 Ekim 2007’de iptal ederken 4734 sayılı Kamu İhale Yasası’nın 21’inci maddesi’nin b fıkrasında sayılan “acil” durumların “ortaya çıkma ihtimalinde” değil, “ortaya çıkması durumunda” bu maddenin kullanılabileceğini belirtiyordu.

Yasadaki “istisnai” durumlar
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesi b fıkrasına göre “Pazarlık usulü” ile ihale yapılabilecek durumlar:
“Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması”

Bu haberin hemen ardından, 22 Ocak 2008 tarihli Milliyetgazetesinde KİK’in yetkilerinin Kamu İhale Yasası’nda yapılan değişiklikle önemli ölçüde tırpanlandığı haberi yayınlandı. 19 Aralık 2007’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre KİK artık, kendisine gelen mektupları veya gazete haberlerini ihbar kabul ederek başlattığı incelemeler sonucunda ihaleleri iptal edemeyecek, tespit ettiği usulsüzlükleri ilgili idareye bildirmekle yetinecekti.
Yine Milliyetyazarı Metin Münir, 23 Mayıs 2008 tarihli yazısında “AKP neden Kamu İhale Yasası’nı elli defa değiştirdi?” diye soruyordu. 2002 yılından beri AKP’nin kamu ihale sisteminde 50’ye yakın değişiklik yaptığına işaret eden Münir, bunların 14’ünün doğrudan Kamu İhale Yasası üzerinde yapıldığını, 15’inci değişiklikle en öldürücü darbenin geldiğini belirterek şunları söylüyordu:

“AKP’nin Meclis’e sunduğu son değişiklikler arasında en öldürücü olanı, “Davet usulü” ile yapılan ihalelerin kapsamının genişletilmesidir. Davet konusundaki inisiyatif de genişletiliyor, belirsizleştiriliyor.”

Yılda 14 milyar dolar denetim dışı

Bu tartışmaların ardından, geçtiğimiz ay TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) tarafından yayınlanan “Kamu İhale Kanunu’nda yapılan değişiklikler ne anlama geliyor?” başlıklı değerlendirme raporu aslında kamu ihaleleriyle ilgili yasal düzenlemelerin neden bu kadar çok değiştirildiğini, belediye ihalelerine neden ulaşılamadığını ve belediyenin neden bu kadar çok şirketi bulunduğunu da çok iyi açıklıyor.

Rapora göre Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) hariç ihaleye konu olabilecek kamu harcamaları 2008 yılında 48 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Buna KİT’ler de dahil edildiğinde rakam 66 milyar dolara yükseliyor. TEPAV, kamunun öngördüğü genel kurallar dışında yapılan alımların, toplam kamu alımlarının yüzde 20’sine ulaştığını, bunun parasal büyüklüğünün de yaklaşık 14 milyar doları bulduğunu tahmin ediyor. Raporda, Kamu İhale Yasası’na getirilen istisnalarla KİT’ler ve BİT’ler (Belediye İktisadi Teşebbüsleri) aracılığıyla ciddi bir siyasi rant yaratılabileceğine şu sözlerle dikkat çekiliyor:

“(…) Zira, ülkemizde KİT’lerin yanı sıra belediyelerin kanun ile kendilerine verilmiş görevlerinin çoğu kendilerine bağlı iktisadi teşebbüsler aracılığı ile yürütüldüğü için, kanun kapsamı dışında kalabilecek alım miktarı oldukça önemli boyutlara ulaşabilecektir.”

İhale Kanunu altı yılda 17 kez değiştirildi

Değişime konu olan rakamlar büyüdükçe, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin değişim hızının da o denli arttığı görülüyor. Metin Münir’in bu konudaki tespitlerini TEPAV’ın raporu da doğruluyor. 22 Ocak 2002 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 2008 yılı sonuna kadar tam 17 kez değiştirildi. TEPAV, 17 kez doğrudan değiştirilen bu yasanın 37 kez de diğer yasalarla değişikliğe uğratıldığını, toplam 54 adet yasal düzenleme sonucunda en az 140 civarında ekleme, değişiklik, istisna hükmüyle müdahale edildiği tespitini yapıyor.

Sözkonusu müdahalelerle kamu alımlarının giderek daha büyük bölümünün Kamu İhale Yasası dışına çıkartılması yanında, kamu ihalelerini denetlemekle görevli Kamu İhale Kurulu’nun yetkilerinin kısıtlanması, bu yasa kapsamında kalan ihalelerin de siyasi etkilere açılması anlamına geliyor. Hal böyle olunca, gerek yerel yönetimler gerekse merkezi yönetim aracılığıyla her yıl milyarlarca dolar, tamamen denetim dışı bir şekilde el değiştiriyor. Bu durumda AB normlarına uygun “yönetişim ilkeleri”nden” de “Dürüstlük”ten de “Şeffaflık”tan da “Adalet”ten de söz etmek biraz zor görünüyor. Kalkınma derseniz; bu işlerden elbette birileri kalkınıyor.

OECD raporlarında Türkiye’de ihale sistemi
Kasım 2006 tarihli bir OECD raporuna esas teşkil eden ülkelerarası karşılaştırmaları içeren bir ankete Türkiye adına verilen yanıtlara göre, İhale sisteminde tespit edilen eksiklikler:
– Kamu idarelerinin ihalelere yeterli hazırlık ve planlama yapmadan çıkmaları,
– İhaleye katılım ve ihaleyi kazanma kurallarının açık olmaması,
– Seçim kriterlerinin ihaleye son başvurma tarihinden önce ilan edilmemesi,
– İhaleye eşit düzeyde katılımı sağlayacak bir biçimde ihale hazırlığı için yeterli zaman verilmemesi,
– İhaleye davet konusundaki duyuruların yetersizliği,
– İhale karar belgelerine ulaşım yetersizliği,

Kamu İhale Yasası’nda AB normlarına uygun olmayan değişiklikler
– Kapsam maddesinin AB standartlarına uygun olmayan bir şekilde daraltılması (4964 /2003).
– 4734 sayılı kanunun istisnaları düzenleyen üçüncü maddesinin farklı zamanlarda çıkartılan düzenlemelerle genişletilmesi (4761 /2002; 4964 /2003; 5812 /2008 gibi).
– 31/5/2008 tarihinden önce 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihalesi yapılmış yapım işlerinde, iş kalemleri veya iş gruplarının imalatında kullanılan malzemelerin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle 1/1/2008 tarihinden sonra yapılan ve yapılacak olan imalatlar için fiyat farkı verilebilmesi konusunda Bakanlar Kurulunun yetkili kılınması (5794, 2008)
– İhaleye katılma yeterlik kriterlerinin oluşturulmasının rekabeti önleyecek sonuçlara yol açacak şekilde düzenlenmesi
– Doğrudan temin yapılabilecek alanlar genişletilmesi (5812, 2007).
– 5625 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik, uygulama projesi hazırlama koşulunun istisnalarını önemli ölçüde arttırmıştır (5625, 2007).
– Kamu İhale Kurumu’nun basına yansımış iddiaları inceleme yetkisinin kaldırılması (5812, 2008).
– KİK’e yapılan şikâyet başvuruları için ödenmesi gereken bedelin önemli ölçüde arttırılması (5812, 2008).

Muafiyette sınır yok

Farklı yasalarla 4734 sayılı Kamu İhale Yasası’na getirilen istisnalar
– Hazine’ye ait taşınmazların satışında yapılacak ekspertiz değerlemeleri
– Meclis lojmanları yerine yapılacak inşaatlar (4969 sayılı Kanun)
– Özelleştirme portföyündeki petrol sektörü kuruluşlarının faaliyetleri (5015 sayılı Petrol Kanunu)
– Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi müşavirlik ve Kontrollük İşleri (5104 sayılı Kanun)
– Tarım sigortaları havuzundan yapılacak işlemler (5363 sayılı Kanun)
– Nükleer güç santrali kurulmasına ilişkin olarak yapılacak seçim süreci (4710 sayılı Kanun)
– Mahalli idare birliklerince yaptırılacak işlemler (5355 sayılı Kanun)
– 2009 yılında İstanbul’da yapılacak olan Dünya Bankası ve IMF toplantılarının organizasyon giderleri
– Spor müsabakaları müşterek bahis oyunlarının özel kesime verilmesine dair ihale işlemleri (5738 sayılı Kanun)
– Vakıflar Genel Müdürlüğünün Vakıflar Kanunu çerçevesinde yapacağı danışmanlık türü hizmet alımları (5737 sayılı Kanun)
– Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün oluşturacağı özel hesaptan yapılacak harcamalar (5764 sayılı Kanun),
– Türkiye Yatırım Destek Ajansının söz konusu Kanun’dan muaf tutulması (5523 sayılı Kanun)
– İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansının söz konusu Kanun’dan muaf tutulması (5706 sayılı Kanun)
– TÜRKSAT A.Ş’nin söz konusu Kanun’dan muaf tutulması (5189 sayılı Kanun)
– Sağlık Tesislerinin kiralama karşılığı yaptırılması (5396 sayılı Kanun)


Kaynak: TEPAV; Kamu İhale Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler Ne Anlama Geliyor? Şubat 2009

Yorum yazın

Arşivler

© HaberVesaire 2016