Genel

Berkan’ın görüştüğü ‘çok önemli bakan’ bir sır değil!

Yazan: HaberVs

Dünkü (7 Nisan) Medyakronik’te yer alan “İsmet Berkan’dan Ergenekon savcısına çok önemli mesaj” başlıklı yazıdan şu satırları hatırlayarak başlayalım: “Radikal genel yayın yönetmeni İsmet Berkan, 6 Nisan tarihli ‘Ergenekon’un Yakın Tarihi 3’ başlıklı yazısında Ocak 2004’te Başbakan Tayip Erdoğan Kıbrıs’la ilgili olarak ipleri eline aldıktan sonra New York’ta Kıbrıs görüşmeleri bitip İsviçre’nin Bürgenstock kasabası için […]

Dünkü (7 Nisan) Medyakronik’te yer alan “İsmet Berkan’dan Ergenekon savcısına çok önemli mesaj” başlıklı yazıdan şu satırları hatırlayarak başlayalım:

Radikal genel yayın yönetmeni İsmet Berkan, 6 Nisan tarihli ‘Ergenekon’un Yakın Tarihi 3’ başlıklı yazısında Ocak 2004’te Başbakan Tayip Erdoğan Kıbrıs’la ilgili olarak ipleri eline aldıktan sonra New York’ta Kıbrıs görüşmeleri bitip İsviçre’nin Bürgenstock kasabası için randevu tarihi beklenirken hükümetin çok önemli bir üyesiyle özel bir görüşme yaptığını belirtiyor. Berkan görüştüğü ‘çok önemli bakan’a askeri cepheden gelen darbe hazırlıklarıyla ilgili dedikoduları aktardığında ‘Hepsini biliyoruz’ şeklinde cevap alıyor. Berkan bu kez bakana ‘Peki ne yapıyorsunuz’ diye soruyor, ‘Bekleyin çok şey olacak’ cevabını alıyor.

Berkan aynı yazısında Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz’ün, kendisine bilgi veren önemli bakanın bilgilerine hâlâ sahip olmadığını vurgulayarak, bu bilgilere sahip olmadan Ergenekon soruşturmasının gerçek darbe girişimine uzanması ihtimalinin çok yüksek olmadığının altını çiziyor. Elbette bu cümlelerle İsmet Berkan, Türkiye için çok önemli sonuçları olabilecek bir soruşturmayla ilgili bildiklerini kamuoyuna açıklamış oluyor. Böylece yurttaşlık görevini de yerine getirmiş oluyor. Şimdi savcı Zekeriya Öz’e İsmet Berkan’ın bilgilerine başvurmak düşüyor.”

Bizim dünkü özetlememizde olmayan, ama Berkan’ın tam metnini yayımladığımız yazısında yer alan şu cümleyi de unutmayalım (“çok önemli bakan”ın “Bekleyin çok şey olacak” şeklindeki çıkışından sonra): “Aradan dört yıl geçti, hâlâ bekliyoruz!”

Nokta’nın yayınının hemen sonrası

Nokta’nın 29 Mart- 4 Nisan 2007 tarihli sayısının kapak haberi şöyleydi: “Hayret verici ayrıntılarıyla SARIKIZ ve AYIŞIĞI… 2004’te iki darbe atlatmışız…”
İçerde, İsmet Berkan’ın işaret ettiği “Sarıkız” darbesine tam 26 sayfa ayrılmıştı. Darbe girişimi şu spotla anlatılmıştı dergide:

Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüklerinin en ilginç bölümleri, hiç kuşkusuz ‘Sarıkız’ adı verilen darbe planı… Neredeyse bir yıla yayılan darbe planlaması, 24 Nisan 2004’teki Kıbrıs referandumundan sonra tamamen rafa kaldırılmış. Başlangıçta birlikte hareket eden dört kuvvet komutanı zamanla görüş ayrılığına düşmüş. Örnek’in günlükleri, zamanın Genelkurmay başkanı Özkök’ün girişime başından sonuna karşı çıktığını gösteriyor.”

Aynı haftanın içinde, tam olarak 7 Nisan 2007’de, Milliyet gazetesinin manşetinde şu haber yer aldı:

Gül’den Milliyet’e ‘Günlük’ açıklaması / BİZ ÖNCEDEN BİLİYORDUK / Gül, Oramiral Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerdeki darbe iddiaları için, ‘Bu gayretleri basında çıkmadan biliyorduk, devlette bilmesi gerekenlere ilettik’ dedi. / Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Nokta dergisinde yayımlanan günlük notları için, bir bölümü yazılmamak kaydıyla ilginç şeyler söyledi. Şu sözleri dikkate değer: ‘İddia edilen, ortaya atılan niyetleri biliyoruz. Basında çıkmadan önce biliyorduk. Bunlar, devlette bilmesi gereken yerlere bildirilmiştir. Bilmesi gerekenlerin bilgisi vardır. Zaten savcılar da gereğini yaparlar.”

Şimdi bu sözleri zihninizin bir köşesinde tutmak suretiyle, İsmet Berkan’ın “çok önemli bakan”la konuşmasını aktarırken kullandığı sözleri bir daha hatırlayalım:
“Görüştüğüm bakana askeri cepheden gelen dedikoduları aktardığımda o bakan ‘Hepsini biliyoruz’ dedi, hatta ‘Sarıkız’ kod adını da kullandı. ‘Peki ne yapıyorsunuz?’ dediğimde, ‘Bekleyin, çok şey olacak’ dedi, aradan dört yıl geçti, hâlâ bekliyoruz!”

Hasan Cemal’e ismiyle-cismiyle konuşan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül “biliyorduk” diyor, Berkan’ın isimsiz bakanı ise “biliyoruz…” Ayrıca unutmayın, bir kabinede “çok önemli bakan” sıfatı esas olarak Dışişleri Bakanı için kullanılır.

Darbe Günlükleri haberi nedeniyle yargılanan tek kişi olan benim, biliyorsunuz. Yargılandığım mahkemede tanık olarak dinlenilmesini talep ettiğim kişiler arasında, Hasan Cemal’e verdiği bu söyleşi nedeniyle Abdullah Gül de vardı. Fakat mahkeme, talebimi reddetti. “Böyle bir davada böyle bir tanıklık nasıl reddedilir?” diye sormayın, ya da bana sormayın, çünkü ben de kendi kendime soruyorum aynı soruyu.

Berkan’a “yazılmamak koşuluyla” konuşmuş olmalı

İsmet Berkan’ın “çok önemli bakan”la konuşmasını gazetesinde yazmamasını ben, muhatabının sözlerini “yazılmamak koşuluyla” sarf etmiş olmasına bağlıyor ve Berkan’a hak veriyorum. Ama anlaşılan bir vatandaş olarak bu bilgilerin kendisinde kalmasına da razı değil. Bir gazeteci “yazılmamak koşuluyla” kendisine emanet edilen bilgileri yazmadığı için ancak takdir edilebilir. Ama aynı gazeteci, kendisindeki bilgileri yargıya aktarabilir, böyle bir davranış önceki sözüyle çelişmez. Berkan şimdi bunu yapmak istiyor anlaşılan.

Bu arada madem değerli olabilecek tanıklıklar sayfası açıldı, ben de buradan bu fasıldan sayılabilecek kimi hatırlatmalar yapmak istiyorum.
Hasan Cemal(yukarıda aktardığım Milliyet manşetindeki şu bölüm nedeniyle): “Abdullah Gül, Nokta dergisinde yayımlanan günlük notları için, bir bölümü yazılmamak kaydıyla ilginç şeyler söyledi…”

Berkan için söylediğimi Cemal için de söylüyorum: Abdullah Gül’ün “yazılmamak kaydıyla” söylediği şeyleri yazmadığı için kendisi ancak takdir edilebilir. Fakat bunları yargıya ifade etmesi gazeteciliğini hiçbir şekilde zedelemez.

Enis Berberoğlu (7 Nisan 2007 tarihli Hürriyet’te yer alan şu satırları nedeniyle): “Darbe günlüklerinin medyaya yansıdığı günlerde hükümetin çok önemli bir ismiyle sohbet ettik. ‘Yazılanların hepsi doğru’ dedi ve ekledi: ‘Çok yakından izledik; sağlam durmasaydık, her şey çok farklı olabilirdi.’’

Aslı Aydıntaşbaş (Sabah Ankara temsilcisi, 5 Nisan 2007 tarihli Sabah’ta yer alan şu satırları nedeniyle): “Görüştüğüm üst düzey komutanlar, Örnek’in günlükleri konusunda ‘Ya bırak bu zırvaları’ demek yerine sessiz kalıyorlar. Ben bu sessizliği garipsemiyor, önemsiyorum.”

Yorum yazın