Genel

DSİ Antalyalıya ‘suyun tapusunu’ sordu

Yazan: HaberVs

Yusuf Yavuz Antalya’nın Finike ve Kumluca ilçelerinde yaşayan 100 bini aşkın nüfusun tek su kaynağı Alakır Nehri üzerinde projelendirilen sekiz hidroelektrik santral (HES) bölge halkını ayağa kaldırdı. Su kaynaklarının ellerinden alınmasına tepki gösteren sekiz köy, birleşerek dava açmaya hazırlanıyor. Köylüler, 3 Mart’ta Türkiye Su Meclisi ve çevre örgütü temsilcileriyle bir araya gelerek bölgenin merkezi konumundaki […]

Yusuf Yavuz

Antalya’nın Finike ve Kumluca ilçelerinde yaşayan 100 bini aşkın nüfusun tek su kaynağı Alakır Nehri üzerinde projelendirilen sekiz hidroelektrik santral (HES) bölge halkını ayağa kaldırdı. Su kaynaklarının ellerinden alınmasına tepki gösteren sekiz köy, birleşerek dava açmaya hazırlanıyor.

Köylüler, 3 Mart’ta Türkiye Su Meclisi ve çevre örgütü temsilcileriyle bir araya gelerek bölgenin merkezi konumundaki Karacaören köyünde bir toplantı düzenlendi. Grubun sözcüsü Mehmet Başar, Alakır Vadisi’ndeki su kaynaklarının bölge halkı için yaşamsal öneme sahip olduğunu belirterek hukuk mücadelesi başlatacaklarını açıkladı. Başar, Alakır’da yapılması istenen sekiz HES’in, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliğinden muaf tutulduğu bilgisini verdi. Oysa 2003’te yayınlanan bu yönetmelik, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesini ve gereken önlemlerin alınmasını zorunlu tutuyor.

3 Mart’ta Alakır Vadisi’ne gelen “Antalya Isparta ve Burdur Dereler Gönlünce Aksın Platformu” üyeleri, bölgede inşaatı devam eden ve başlama aşamasındaki HES projelerini inceledi. Karacaören Köyü Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Mehmet Başar’ın ev sahipliği yaptığı inceleme gezisine, Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi ve TTKD (Türkiye Tabiatını Koruma Derneği) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz’ün yanı sıra, Türkiye Ormancılar Derneği Antalya Şube Başkanı Gürel Şirin, Gömbe Belediye Başkanı Hasan Toker, Orman Kooperatifleri Birliği yöneticisi Hikmet Yılmaz ile Manavgat, Elmalı, Finike ve Kumluca’dan çok sayıda çevre gönüllüsü katıldı.

Suyun belgesi

İnceleme gezisinde HES inşaatları sırasında çok sayıda kızılçam ağacının kesildiğini, birçoğunun da iş makinelerinin çalışmaları sırasında yıkıldığı belirleyen çevreciler, bölgedeki ağaç kıyımını protesto ettiler. Ardından bölge halkıyla Karacaören köyünde bir araya gelen platform üyeleri, Alakır Nehri üzerine yapılacak HES’leri değerlendirdiler. Toplantıda söz alan Büyükalan köyü Muhtarı Zeki Kahraman, bölgedeki su kaynaklarının 1930’lu yıllardan bu yana kullandıklarını ancak HES projelerinin uygulanmaya başlanmasıyla kadim hakları olan su kaynaklarının kullanımına izin verilmeyeceğini söyledi. Suyla ilgili taleplerini DSİ yetkililerine ilettiklerini söyleyen Kahraman, “suyun kullanım hakkının size ait olduğunu gösteren belgeniz var mı?” yanıtını aldıklarını anlattı. Diğer köy muhtarları da benzer sıkıntılara değinerek, Alakır Çayı’nın suyunun bölge halkının ve doğanın hakkı gözetilerek değerlendirilmesini istediler.

Antalya’ya 59 yeni santral

Toplantıda konuşan Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi ve TTKD Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz, ülke genelindeki su kaynaklarında bin 700 HES’in projelendirildiğini vurgulayarak, bunun 59’unun Antalya, 56’sının Isparta ve yaklaşık 20 civarının da Burdur’da olduğunu belirtti. Antalya, Isparta ve Burdur Dereler Gönlünce Aksın Platformu olarak, Alakır, Gömbe ve Manavgat Gençler köyünü pilot bölgeler olarak belirlediklerini anlatan Gündüz, bu bölgelerde HES’lere karşı yürütülecek hukuk mücadelesinin destekleyeceklerini vurguladı. HES’lerle ilgili düzenlemenin su kaynaklarını pazarlama amacını taşıdığını öne süren Gündüz, Türkiye’nin su fakiri ülkeler arasında bulunduğunu hatırlatarak, yakın gelecekte bölgenin su kaynaklarının yalnızca fotoğraflarda görülebileceğini söyledi.

Alakır vadisinin Batı Toroslar’daki en önemli endemik bölgesi olduğunu söyleyen Gündüz, “bu önemli doğa mirası hepimize sorumluluk yüklüyor. Bu vadideki bir zambak türü yok olursa Brezilya’daki insan etkilenecek. Bu bitkilerimizin adlarını çocuğumuzun adını ezberlediğimiz gibi ezberlememiz gerekiyor” diye konuştu. HES’lerin dünyanın çoktan terk ettiği bir enerji seçeneği olduğunu vurgulayan Gündüz, sistemin bazı bankalar tarafından finanse edildiğini ve su kaynaklarının kar amacına kurban edildiğini de sözlerine ekledi.

Yorum yazın