Genel

Ergenekon soruşturmasında son durum…

Yazan: [email protected]

Ahmet Şık Geçen Cuma sabahı yapılan operasyonda aralarında Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun da bulunduğu 12 kişi gözaltına alınmıştı. Selçuk, emniyetteki sorgusunun ardından sevk edildiği savcılıkta ifadesi alındıktan sonra, yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Selçuk, soruşturmanın gizliliği nedeniyle gazetecilerin, sorgusuna ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı. Eski İstanbul Üniversitesi […]

Ahmet Şık

Geçen Cuma sabahı yapılan operasyonda aralarında Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun da bulunduğu 12 kişi gözaltına alınmıştı. Selçuk, emniyetteki sorgusunun ardından sevk edildiği savcılıkta ifadesi alındıktan sonra, yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Selçuk, soruşturmanın gizliliği nedeniyle gazetecilerin, sorgusuna ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı. Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu da Selçuk gibi savcılıkta serbest bırakıldı. Emniyetteki sorgusunda susma hakkını kullanan Alemdaroğlu’yla ilgili sevk edildiği nöbetçi mahkemenin verdiği ara kararda, “Üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu” belirtilerek tutuklamanın şartlarını oluşturacağı ifade edildi. Ancak, Alemdaroğlu’nun yaşı ve sağlık durumu dikkate alınarak serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkışı yasaklanan Alemdaroğlu hakkında, ikamet adresinin bulunduğu yerin polis merkezine her ayın 1. ve 15. günlerinde imza verme zorunluluğu da getirildi. Bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde Alemadaroğlu’nun tutuklanacağı kendisine bildirildi. Ulusalcı kimliğiyle bilinen işadamı İbrahim Benli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Benli, savcılık çıkışında kendisi hakkında somut bir suçlama yöneltilmediğini, soruşturma konusunda bilgi vermemesi konusunda uyarıldığını ve buna uymaya çalışacağını söyledi.

İP tam kadro cezaevinde

Aynı operasyonda gözaltına alınan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ile Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, gazeteci Adnan Akfırat ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. İP Genel Başkanı Perinçek’in, “Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticisi olmak ve
devlete ait gizli belgeleri temin edip elinde bulundurmak” suçundan tutuklanmasında bir dönem Ergenekon örgütünün içinde bulunduğunu söyleyen eski gazeteci Tuncay Güney’in verdiği ifadelerin etkili olduğu öğrenildi. Perinçek de savcılıkta verdiği ifadede, teknik takip sonucu kayıt altına alınan telefon konuşmalarının içeriğini tamamıyla kabul ettiğini ancak Tuncay Güney’in kendisi hakkında yönelttiği suçlamaları reddettiğini söyledi. 2001 yılında dönemin Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından bizzat sorgulandıktan sonra önce ABD’ye ardından da Kanada’ya giderek bu ülkeye yerleşen Tuncay Güney, savcılığın talebiyle geçen ay Türkiye’ye getirilerek Ergenekon soruşturması kapsamında yeniden ifade verdi. Kimi basın organlarına da çıkan ifadelerinde Güney, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Sedat Peker. Sami Hoştan ve Doğu Perinçek’in birbirleriyle irtibatlı olduğunu öne sürdü. Güney ifadesinde Doğu Perinçek’in referansıyla Aydınlık dergisinden bazı muhabirlerle Kuzey Irak’a gittiklerini ve kendilerine JİTEM’ci subayların da eşlek ettiğini belirterek, Mesut Barzani ve Celal Talabani kuvvetlerine 12’şer bin silah verildiğini, bu silahlardan 6 bininin ise PKK’lı Cemil Bayık’a teslim edildiğini öne sürdü. Perinçek’in savcılık sorgusunda da dile getirilen bu iddialara şu sözlerle cevap verdi: “Bunların hepsi hayal mahsulüdür ve kendi içinde çelişkilidir. Böyle bir şey olmamıştır. Bu şahsın dile getirdiği gibi ne Bilecik’te herhangi bir toplantıya katıldım ne de Ergenekon yapılanmasının örgüt belgesini kaleme aldım. Bu suçlamalar benim karakterim, üslubum ve siyesi mücadelemle bağdaşmamaktadır. İP Genel Başkanı olarak bölücü terörle sürekli savaş halindeyim. Bunlar ABD ve AKP’nin komplosudur. Bana ve partime yönelik suçlamalar. Baskın ve aramalar hukuksuzdur, usulsüzdür. Sadece dosyada bulunan ve emniyette bana söylenen telefon görüşmelerinin içeriğini kabul ediyorum ve bunların içinde suç olan bir görüşme de yoktur.” Ancak Perinçek tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi’ne konuldu. Perinçek’le birlikte Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, gazeteci Adnan Akfırat ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever de tutuklanarak cezaevine gönderilirken diğer sanıklar Yusuf Beşirik, Yusuf Tuncer, Aydın Gergin, Mahir Çayan Güngör ve Aykut Tokak da savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.

Başsavcılık: “Ergenekon’un başka davalarla ilgisi yok”

Bu arada İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin de yazılı bir açıklama yaparak Ergenekon soruşturmasının bu kapsamda yapılan operasyonların kamuoyu gündeminde yer alan diğer davalarla hiçbir ilişkisi bulunmadığını belirtti. Ergenekon operasyonuna ilişkin ilk resmi açıklamayı yapan Başsavcı Engin, soruşturmanın bir ihbar üzerine 2007 yılı Haziran ayında Ümraniye’de bir evde patlayıcı maddeler ele geçirilmesiyle başladığını belirterek, “Devam eden süreçte teknik takip ve diğer soruşturma yöntemleriyle genişletilerek sürdürülen ve kamuoyunda ‘’Ergenekon soruşturması’’ olarak bilinen soruşturma kapsamında 21 Mart 2008 tarihinde yapılan operasyonla ilgili olarak basın ve yayın organlarında yer alan haber, yorum ve değerlendirmelerin önemli bir bölümünün gerçeği yansıtmadı görülmektedir” dedi. Soruşturmanın gizliliği ve yayın yasağı kararları dikkate alınarak açıklama yapılmasının gerekli görüldüğünü dile getiren Engin, soruşturmanın 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütüldüğünü belirttiği açıklamasında, “21 Mart 2008 tarihinde yapılan operasyonda gözaltına alınanlardan birçoğu Ergenekon adı verilen soruşturma dosyasındaki delillere göre, önceki tarihlerde bu soruşturma kapsamına alınan kişiler olup, yapılan işlemler de bu soruşturmanın devamı niteliğindedir. Soruşturmanın icrasıyla görevlendirilen kolluk biriminin başvurusu üzerine, acil sebepler ve operasyonun eş zamanlı olarak yapılmasının gerektirdiği zorunluluk nedeniyle ve mahkeme kararlarına istinaden arama, el koyma ve gözaltı işlemleri de gece yapılmıştır” dedi.

Sürecin sonuna gelindi”

Operasyonun başlatıldığı tarihten itibaren basında Türkiye’nin gündeminde yer alan önemli başka davalarla Ergenekon soruşturması arasında paralellik kurulmaya çalışıldığını belirten Engin, “Bu doğrultuda yanlış ve gerçek dışı yorum ve değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir. Ergenekon soruşturması 2007 yılı Haziran ayında başlatılmış olup gerek 21 Mart 2008 tarihinde, gerekse daha önce bu kapsamda yapılan operasyon ve işlemlerin kamuoyu gündeminde yer alan diğer davalarla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Soruşturmanın kapsamı, elde edilen deliller, bilgi ve belgelerin yüz binlerce sayfa oluşturması, bunların incelenmesi, analizi ve tasnifinin uzun süreyi gerektirmesi, bu belgelere istinaden ek operasyonlar yapılması gibi zorunlu sebeplerle soruşturmanın bugüne kadar uzadığı, ancak bu süreçte bu soruşturma sebebiyle tutuklu bulunanların tutukluluk halleri ve hukuki durumlarının en geç birer aylık sürelerde hâkim tarafından incelenerek tutukluluk hallerinin devam edip etmeyeceği hususunda kararlar verdiği ve bu sürecin sonuna yaklaşıldığı tespit edilmiştir” dedi.

Yorum yazın