Gündem

Erkek kadını döver de, söver de!

Yazan: Didem Şengül
Ümit Karalar

Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde neden mi sokakta olacak?

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün gerçek bir hikâyesi var, hikâyenin kahramanları ise Mirabel (Patria, Minerva ve Maria) kardeşler. Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veren kardeşler, bizzat Trujillo tarafından hedef gösterildi ve 25 Kasım 1960’ta askerler tarafından tecavüz edilip öldürüldü. Ölüm nedenleri trafik kazası olarak açıklanan Mirabel kardeşlerin katli Dominik Cumhuriyeti’nde büyük tepki uyandırdı. Direniş hareketi güçlendi ve 1961’de diktatörlük, anti-Trujilo hareketi tarafından düşürüldü.

1981’de Kolombiya’nın Bogoto kentinde toplanan Latin Amerikalı ve Karayipli kadınlar Mirabellerin anısına 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan etti. Bu karar, diktatör şiddetine karşı kadınlar cephesinden bir mücadele ilanıydı. 1999'da da Birleşmiş Milletler tarafından tanındı ve uluslararası nitelik kazandı. 

Günde beş kadın…

Türkiye’nin Mirabelleri namus bekçisi eski koca tarafından öldürülen, “eşin döver de söver de” diyerek karakoldan ölüme yollanan, bekaret kontrolünden geçen, dekolte giyiyorsa tecavüzü hak etmiş olan, töreden kaçan, hak istemek için sokağa çıkıp devlet şiddeti gören kadınlar…

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin 2011 tarihli “Kadına Yönelik Şiddet Raporu” Türkiye genelinde son yedi yılda 4 bin 190 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü ortaya koyuyor. Raporda en dikkat çeken noktası ise fiziksel ve cinsel şiddet yaşamış kadınların yüzde 88’inin korku, olayın duyulması, namus, dedikodu gibi gerekçelerle devlet ya da sivil toplum kuruluşlarına başvurmaması. Resmi kayıtlara göre her gün 10 kadından dördü şiddet görüyor ve günde ortalama beş kadın bu sebeple hayatını kaybediyor. Kadınların yüzde 54’ü aile içinde katlediliyor. Ölüm sebepleri arasında en fazla kıskançlık, kadının kendi kararını vermesi, boşanması, evden ayrılması gibi nedenler yer alıyor. Cinayeti işleyenler ise genel olarak kocalar, eski kocalar, sevgililer ya da ailedeki diğer erkekler. Kadınlar fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel ve psikolojik şiddete de maruz kalıyor.

Bianet’e göre durum 2012’de de değişmedi. Yılın ilk 10 ayında toplam 137 kadın öldürüldü, 106 kadın tecavüze, 195 kadın şiddete, 117 kadın tacize maruz kaldı. Bu sayıların yalnızca kayıt altına alınmış vakaları gösterdiğini hatırlatmamızda da yarar var.

Aileyi koruyan yasa kadını da koruyor mu?

Mor Çatı Kadın Sığınağı’nın verilerine göre 2012’nin ilk dört ayında yalnızca Mor Çatı’dan destek talep eden kadınların sayısı 384, sığınak talep edenlerin sayısı ise 102 oldu.  Yeterli sığınak olmadığından kadınların hepsi sığınma evlerine yerleştirilemiyor. Türkiye’de toplam 1941 kişilik kapasiteye sahip 86 sığınak var. İhtiyaç duyulan sığınak sayısı ise 1400.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre, 2012’nin ilk altı ayında koruma talebiyle başvuran kadınların yüzde 75’ine kağıt üzerinde tedbir kararı çıkarttıldı, ancak bu kadınlar koruma altındayken öldürüldü. Koruma talebi altında olup sığınma evine yerleştirilen kadınların ise yüzde 37,5’i katledildi.

20 Mart’ta yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine İlişkin Yasa’ya göre devletten korunma talep edebilen kadın, yeterli önlemler alınmadığı için kurban olmaya devam ediyor. Sadece sığınma evlerinin sayısı değil, var olan evlerdeki güvenlik önlemleri de yeterli değil. Koruma verilmesi ve sığınma evine yerleştirilmesine rağmen Konya’da kocası tarafından 20 Mayıs’ta öldürülen Dilber Keskin, etkin korunma sağlanmadığının sadece bir örneği. Mor Çatı’ya göre sığınma evlerini kurbanların katillerine söyleyenler arasında polisler hatta savcı bile bulunuyor.

31 Temmuz’da Zeytinburnu’ndaki Semiha Şakir Doğumevi’nde sezaryen olması gerekirken normal doğuma zorlanan 40 yaşındaki Şükran Tuğ hayatını kaybetti. Adana’da 19 yaşındaki sevgilisi Tuğba Genç’i boğan Tahsin Can Bulut, çıkarıldığı ilk duruşmada Genç’i öldürme nedenini kürtaj olmasına bağladı.

Kadınlar 25 Kasım’da sokakta

Kadınlar haklarını savundukları için bile yargılanırken, onların güvenliği, ifade özgürlükleri, yaşam hakları için kadın örgütleri ve platformları 25 Kasım’da yine sokaklarda olacak. Türkiye’nin yüzü mosmor bir şekilde tanıdığı, eski eşi tarafından bıçaklanan Ayşe Paşalı’yı, kardeşi tarafından öldürülüp töre cinayetine kurban giden Bitlisli Güldünya Tören’i, erkek arkadaşıyla telefondan görüştüğü için babası ve dedesi tarafından diri diri toprağa gömülen Medine Memi’yi unutmamak ve unutturmamak için..

1 Yorum

  • Haberin başlığında anlatım bozukluğu var. Döver ve söver fiilleri öncesinde gelen nesnelerde farklı ekler gerektiriyor: "kadını döver", "kadına söver" şeklinde. Dolayısıyla doğru kullanım ancak "erkek kadını döver de, kadına söver de" şeklinde olabilir; zira "kadını sövmek" diye bir kullanım olamaz.

Yorum yazın