Genel

“İkon fotoğraf”ı da görmediler!

Yazan: [email protected]

Alper Görmüş Medyakronik’te 26 Mart 2008 tarihinde yayımlanan “Ergenekon’da iyi gazetecilik, fikri takip, kilit unsur…” başlıklı yazımdan bir bölümle başlayalım; böylece konuya ilişkin hatırlamamız gereken noktaları kısaca gözden geçirmiş olacağız. “Cumhuriyet gazetesi, 2006’nın Nisan ayının ilk yarısında üç kez bombalandı. Gazete, saldırıyı, ‘laikliğe karşı bomba’ olarak yorumladı. Gazetenin okurları da ‘laikliğe karşı’ gerçekleştirilen bu saldırıya […]

Alper Görmüş

Medyakronik’te 26 Mart 2008 tarihinde yayımlanan “Ergenekon’da iyi gazetecilik, fikri takip, kilit unsur…” başlıklı yazımdan bir bölümle başlayalım; böylece konuya ilişkin hatırlamamız gereken noktaları kısaca gözden geçirmiş olacağız.

“Cumhuriyet gazetesi, 2006’nın Nisan ayının ilk yarısında üç kez bombalandı. Gazete, saldırıyı, ‘laikliğe karşı bomba’ olarak yorumladı. Gazetenin okurları da ‘laikliğe karşı’ gerçekleştirilen bu saldırıya karşı kınama gösterileri yaptılar.

“17 Mayıs’ta Danıştay silahlı saldırıya uğradı, bir yargıç öldürüldü. Saldırgan yakalandı. Adı Alparslan Arslan’dı ve bir avukattı. Bu olay çok daha büyük laiklik yürüyüşlerine yol açtı. O kadar ki, öldürülen yargıcın Ankara’daki cenaze törenine Başbakan ‘provokasyon’ endişesiyle katılamadı.

“Kısa bir süre sonra Danıştay saldırganının Cumhuriyet’e bomba atan kişilerden biri olduğu ortaya çıktı. Bir süre sonra da bu kişinin şu anda Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan kişilerle tanıştığı, birlikte fotoğraf çektirdiği ve biriyle de iş ortağı olduğu iddiaları ortaya atıldı.
“Fakat asıl bağlantı, önceki yaz Ümraniye’de bir evde bulunan 27 adet el bombası vesilesiyle kuruldu. Çünkü 30’luk ‘kafile’den yerinde bulunmayan üçünün, Cumhuriyet’e atılan bombalar olduğu anlaşılmıştı. Ve evin sahibi (dolayısıyla bombaların da sahibi), Ergenekon tutuklusu bir emekli binbaşıydı.”

Devamını biliyorsunuz, bu gelişmeler, başta “bahçesine bomba atılan” Cumhuriyet ve “büyük gazete” Hürriyet olmak üzere “Ergenekon’a soğuk” hatta “Ergenekon’u ti’ye almayı seven” bir kısım gazete tarafından görmezlikten gelinde. Hatırlayın, eski Cumhuriyetçi Umut Talu, eski gazetesinin tavrıyla ilgili olarak “Bu, nasıl iş?” diye sormuştu şaşkınlık içinde…

“İkon fotoğraf” gerçekmiş!

Aradan zaman geçti, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, Alparslan Arslan’ı Veli Küçük’le birlikte gösteren fotoğrafın gerçek olup olmadığı için gerekli teknik araştırmayı yaptırdı ve sonuç “gerçek” şeklinde tezahür etti.

Peki “Ergenekon’a soğuk ve soruşturmayı ti’ye almayı seven” gazeteler ve gazeteciler ne yaptı? Hiçbir şey! Sadece bir gazeteci, Hürriyet’ten Enis Berberoğlu köşesinde buna dikkat çekti ve artık Ergenekon çetesiyle Danıştay saldırısı arasında bağlantının kurulduğunu yazdı:

“Kimi dosyalar tabiatı gereği karmaşıktır. Ama bazen ikon bir fotoğraf, ilişki ağını ortaya serer… Aynı otomobilde kaza geçiren milletvekili, ülkücü mafya ve polis şefinin sayesinde deştiğimiz Susurluk ilişkilerinin düğün fotoğrafını hatırlayın örneğin… Polis şefiyle kaçak ülkücünün aynı karede göbek atarken poz vermesi yüzlerce manşete, makaleye eşdeğerdi!

“Ergenekon’la ilgili çok yazıldı, çizildi, olmadık olaylar irtibatlı kılındı. Ama bu dosyanın ikon fotoğrafı soruşturmanın adı konulduktan altı ay sonra bulundu. (Daha doğrusu eski bir fotoğrafın fotomontaj değil gerçek çıkması vitesi aniden büyüttü.) Fotoğrafta emekli general Veli Küçük ile Danıştay saldırısı hükümlüsü Alparslan Arslan birlikte kameraya bakıyor. Böylece Ergenekon’la Danıştay saldırısı arasında bağ arayanlar güçlü bir kanıta kavuşuyor. Artık her iki dosyanın birlikte ele alınması elzem gözüküyor.”

Gözüküyor mu gerçekten? Cumhuriyet’e, Hürriyet’e ve benzerlerine bakıldığında pek öyle gözükmüyor gibi…

Enis Berberoğlu, lütfen Hürriyet yazı işlerini ziyaret edin arada bir…

Yorum yazın