Genel

Kantinde boykot var!

Yazan: HaberVs

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde öğrenci ve akademisyenler, perşembe günü gerçekleştirilecek yemek boykotuna hazırlanıyor.

Burcu Soydan
Erim Hüner

İstanbul Bilgi Üniversitesi Kuştepe kantininde yedikleri yemekten zehirlenen bir grup akademisyenin girişimiyle başlayan boykot fikri, öğrencilerin de yemeklerden şikayetçi olmasıyla hayata geçirildi. Kantin işletmecisi Adil Öngel’e şikayetlerini anlatan mesajlarla sonuca ulaşamayan akademisyenler çözümü boykotta buldu.

Geçen sene kantinde yediği bir yemekten dolayı zehirlenen Sinema ve Televizyon bölümü araştırma görevlisi Pınar Beşikçi, şikayeti karşısında kantin işletmecisinin küstahlığından yakındı: “Ben geçen sene kantinde yediğim bir yemekten dolayı zehirlendim. Bunun üzerine başka şikayeti olan arkadaşların da kantin işletmecisine e-posta mesajı attıklarını gördüm ve ben de bir mesaj attım. Fakat işletmecinin küstahlığıyla karşılaştım. Bizler bazen sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar okulda olduğumuzdan burada yemek yemek zorunda kalıyoruz. Eskiden bir tek çorba içerdik şimdi onu bile içemiyoruz. Kullandığı yağlar mı kötü bilemiyorum ama yemekler gerçekten yenecek gibi değil. Daha hijyenik, daha kaliteli yemekler bekliyoruz.”

Öğrenci Birliği neden sessiz”

Kantinden şikayetçi olan ve artık yemeğini evden getiren İngilizce Dil Programları Okutmanı Feyza Kasımoğlu, yemeklerde defalarca toprak ve saça rastladığını söyledi: “3 konuda şikayetimiz var: Birincisi gıdaların sağlıksız olması ve temizlik, ikincisi fiyatların pahalılığına karşılık porsiyonların küçük olması üçüncüsü ise kantin işletmecisi ve çalışanların davranışı. Önceden Dolapdere kampüsünde kartlarımız yetiyordu hatta artıyordu bile fakat şimdi bitiyor erkenden, hem de kalitesiz yemeklerle. Bir gün salata bardaki patlican ve patates bozuktu. Onun dışında defalarca yemeklerde saça ve toprağa rastladık. Bunun bir telafisi de yok çünkü biz zaten parasını ödemiş oluyoruz. Maalesef kantin çalışanlarının ve işletmecilerinin davranışları da akademik bir ortama yakışır değil. Biz iki haftadır kantinden yemek yemiyoruz. Artık evden getiriyoruz yemeğimizi. Yapılacak boykotu da sonuna kadar destekliyorum. Ayrıca Öğrenci Birliği’nin de konuya sessiz kalmasını anlayamıyorum. Tarkan’ı getirmekten daha önemli konular da var ilgilenilmesi gereken.”

“Kötünün iyisine razı olmak zorunda değiliz”

Şikayetler bu şekilde çoğaldıktan sonra ortaya atılan boykot fikrinin kısa sürede benimsenmesi de kaçınılmaz hale geldi. 30 Ekim Perşembe günü yapılacak olan boykota hem öğrencilerden hem de akademisyenlerde büyük ilgi bekleniyor. Hatta sloganlar bile hazır :
“Güleryüzlü personel, kaliteli yemek istiyoruz.” , “Cafe değil okul kantini istiyoruz.”, “Aldır gönlüm aldır yemek için kazan kaldır.”, “Tek el istemiyoruz ikinci bir kantin istiyoruz”, “Yemekler midemi fiyatlar cebimi deldi, e artık dur deme zamanı geldi.”

Sadık Şafak – Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Öğrencisi
Yemek saatlerinden şikayetçiyim. Üç gibi bitiriyorlar. Daha uzun tutulabilir. Bir de fiyatları daha makul olabilir.Örneğin bugün bir çorba ve ıspanağa 6 lira verdim. Normalde 6 liraya daha fazla yemek yiyebilmeliyim. Ama sonuçta kantini okuldaki diğer restoranlara tercih ediyorum çünkü hem burada sıcak yemek var hem de fiyat açısından diğerlerinden daha ucuz.

Boykota destek verecek öğrencilerden biri olan Reklam bölümü öğrencisi Baran Şaşoğlu, diğer okullardaki kantinlerle karşılaştırmanın gereksiz olduğunu, sorunun verilen paranın karşılığının alınamadığı olduğunu vurguluyor: “Yemeklerin porsiyonunun az olmasından, yemeklerin soğuk olmasından verdiğimiz paranın hizmet olarak karşılığını alamamamızdan şikayetçiyim. Bunların yanında bence en büyük sorun bu kantine bir alternatif olmaması. Yani alternatifler var Otto gibi ama bunlar aynı klasmanda değil. Çünkü burada 5 liraya yiyeceğiniz yemeği Otto’da 15 liraya yiyorsunuz. Bu bir alternatif değil. Buradaki kantin diğer okullarınkine göre daha ucuz olabilir belki ama bu kötünün iyisi olduğu anlamına geliyor. Neden gerçekten iyisi varken kötünün iyisine razı olmak zorunda kalalım ki?” Çok para vererek kalitesiz yemek yemenin boykotu kaçınılmaz hale getirdiğini söyleyen Medya ve İletişim Sistemleri bölümü öğrenci Melisa Yünlü, servis kalitesinden de şikayetçi: “Fiyat kalitesine göre çok yüksek ve doyurucu değil. Sıra çok uzun ve kantin görevlileri sayıca çok az olduğundan gerekli hızda servis veremiyorlar. Tadı beklenenden çok düşük ve fiyatlar bu kadar yüksekken boykot edilmesi kaçınılmaz bir durum. Bilgi Üniversitesine yakışmıyor.”

“Bize tesis edilen mevcut koşullarda en iyi hizmeti veriyoruz”

Eleştirilerin odak noktası olan Kuştepe ve Santal kampüslerinin işletmecisi Adil Öngel, kantin fiyatlarının çoğu özel üniversiteye göre ucuz olduğunu savundu: “Pahalı diyen arkadaşlara neye göre pahalı demek istiyorum. Neyle kıyaslıyorlar? Biz bu fiyatları oluştururken İstanbul’da altı tane özel üniversite dolaştık ve ona göre kıyasladık. O yüzden insanların diğer okullara bakıp kıyaslamasını istiyorum. Diğer özel üniversitelerle kıyasladığınız zaman ucuz olduğumuzu bile söyleyebiliriz. O yüzden neye göre pahalı çok göreceli bir kavram.
Burada 70 kişi çalışıyor ve hepsinin maaşı bu işletme tarafından ödeniyor. Onun dışında okula kira ödüyoruz, doğalgaz masrafımız var. Bunların da düşünülmesi gerekiyor.”

Server Uraz – Medya ve İletişim Sistemleri Öğrencisi
Kantinden hiç memnun değilim. Yemekler çok kalitesiz. Önceki seneler daha kaliteliydi. Genelde kantini tercih etmiyorum bu nedenle. Verdiğim parayla aldığım hizmetin uyuştuğunu düşünmüyorum. Kaldı ki az para da olsa çok para da olsa yemek kalitesiz olduktan sonra zaten bir sorun var demektir. Ayrıca çok sıra var o yüzden kantini yetersiz buluyorum. Eğer çok aç değilsem okuldan çıkıp dışarıda yiyorum ya da evde yiyorum. Madem para vereceğim bari kaliteli yemek yiyelim diyorum.”

Şikayetini bildiren herkese mutlaka cevap verildiğini belirten Öngel, insanları ortak nokta bulmaya davet ettiğini fakat insanların eleştiriden öteye gitmediğini söylüyor: “Biz şikayetim var diyen herkese mutlaka cevap veriyoruz. Bu konuda mailler alıyoruz ve aldığımız maillere en kısa zamanda dönüyoruz bizim de eksik kaldığımız bir şey var düzeltelim diye. Bizim aylık bir genel yemek komitesi toplantımız var. Şikayeti olan arkadaşlara buyrun toplantımıza gelin burada bildirin şikayetlerinizi diyoruz, ortak noktada buluşup çözüm arayalım diyoruz fakat gelen hiçbir arkadaş olmadı henüz.”

Öngel, kantinde oluşan sıra için ellerinden geleni yaptıklarını belirtiyor: “Biz bir kişinin bankodan yemek alıp kasaya gidip ne kadar zamanda çıktığını kronometre tutarak hesapladık ve bu yaklaşık iki dakika ediyor. Burda yaklaşık 4 bin 500 kişi var. Bu yemek bankolarıyla bu kadar kişiye hizmet vermemiz elbette belli bir süre tutuyor. Biz varolan sistemi en hızlı şekilde işletmeye çalışıyoruz. Yukarıya da bir yemek bankosu koyduk, kasa sayısını ikiye çıkardık. Şu anda bize tesis edilen mevcut koşullarda yapabileceğimiz bunlar. Örneğin şu an Kuştepe kantinindeki fastfood bölümünde kasa eksikliği olduğundan kasa sayısını ikiye çıkarmayı düşünüyoruz.”

Öngel, okuldaki diğer yemek alternatiflerinin kendileriyle aynı klasmanda olmadığını da sözlerine ekliyor: “Okuldaki diğer restoranların bizden farklı klasmanda olduğunu düşünüyorum. Biz So Cafe olarak buradaki en ucuz restoranız. Bir tek La Centrale bize ait. Belki oranın fiyatlarını Otto ve Tamirhaneyle kıyaslayabiliriz. Onlar kendi aralarında rekabet edebilirler ama So Cafe bu rekabetin içinde olmaz.’

Oğul Sertaç Kayserilioğlu – Medya ve İletişim Sistemleri Öğrencisi
Yemekler güzel ama sıra sorununa bir çözüm bulunmalı. Özellikle öğlen saatlerinde çok sıra bekliyoruz. Fiyatlar da çok pahalı değil. Yemekler bazen soğuk oluyor ama o da sıradan kaynaklanıyor bence.
Selim Arı – Görsel İletişim Tasarımı Öğrencisi
Şahsen ben yemeklerden memnunum ama ev yemeği tarzı yemekler, daha bildiğimiz yemekler olsa daha iyi olur. Daha önce hiç adını duymadığım yemekler var. Her sınıfın çıkış saati birbirine denk düşüyor böylece kantin çok kalabalık oluyor. Onun dışında bir şikayetim yok.

Yorum yazın