Genel

Kapalı kapının arkası

Yazan: Koray Çil
Koray Çil

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere yerleşkesinde bir “kapı sorunu” var: Eğitim binalarıyla servis durağı arasındaki kapı iki aydır kapalı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere yerleşkesinde bir “kapı sorunu” var. Söz konusu kapı yıllardır, eğitim binalarıyla servislerin kalktığı durağı birbirine bağlıyor. Daha doğrusu bağlıyordu; artık ayırıyor. Çünkü yaklaşık iki aydır kapalı.

“Kapı” küçük ama sorun önemli. Bilgi’de okuyan ya da Kuştepe, Dolapdere veya Santral yerleşkelerine gelmiş olanlar bilir: Üniversitenin bu farklı yerlerdeki eğitim binaları ve kent merkezi arasındaki ulaşım düzenli servislerle, sık kullanılan ismiyle “shuttle”lar ile sağlanıyor. Bu servisleri kullanmak, kent içine dağılmış yerleşkeler arasında gidip gelmek durumunda olan ve arabası olmayan öğrenciler için bir zorunluluk. İki ay öncesine kadar Dolapdere’den servise binmek isteyenler, eğitim binalarının karşındaki otoparkın içinden geçerek durağa gidiyordu. Otopark içinden geçen yol, kestirme olduğu gibi caddeye çıkmak gerekmediği için güvenliydi de.

Ama daha önemlisi, öğrencilerin ve personelin servis beklemesi için yapılan sudurma ve banklar da kapının kapanmasıyla otopark alanı içinde kaldı. Yani, güneşin alnında kavrulmadan ya da kötü hava koşullarında ıslanmandan üstelik oturarak beklemenizi sağlayan alanı kullanmak imkansız hale geldi.

İyi de yıllardır binlerce insana hizmet eden durağa erişimi sağlayan bu kapı niye kapandı?
Kapatan her kimse, bir kapıdan beklentisi ne olabilirdi?

“Üniversite yönetimine sorun”

Otoparkın işletmecisi Mustafa Yılmaz “Öğrenciyle bir sorunumuz yok” diyerek sorunun cevabının okul yönetiminde aranması gerektiğini söylüyor.

Kapıyı kendilerinin kapattığını saklamayan Yılmaz, gerçek nedeni dile getirmek yerine bu durumun yaratacağı olası sorunları sıralıyor: “Bu kadar öğrencinin güvenliği nasıl sağlanacak? Şu sıralar havalar güzel ama soğuk ve yağışlar başladığı zaman bekleme yerleri açıkta öğrenciler sıkıntı yaşayacaktır. Biz Dolapdere’yi çok iyi biliyoruz. İki ay sonra hırsızlar piyasaya çıkar. Öğrencileri çok rahat gasp edebilirler. Polis de buralarda az geziyor. Güvenlik hakkında ciddi sorunlar olabilir. Sorun çözülürse herkes rahat eder.”

“Kendi mülkleri, buna hakları var”

Bilgi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Kaya Arslan ise, adı geçen otopark işletmesinin içinde bulunduğumuz öğretim yılı başında kendilerine yeni bir taleple geldiğini saklamıyor. Arslan bu işletmenin, Dolapdere’de görev yapan akademik personelin araçlarının kendi alanlarına park edilmesini talep ettiğini ancak üniversitenin arkasında, bu amaçla kiralanmış ve sözleşmesi devam eden bir başka otopark olduğunu söylüyor.

Arslan’a göre Mustafa Yılmaz’ın önerdiği çalışma koşulları üniversite yönetiminin kabul edebileceği şeyler değil:

“Bizimle anlaşmazsanız mülkümüzden geçmenize izin vermeyiz dediler ve yolu kapattılar. Sonuçta kendi mülkleri ve bunu yapmaya hakları var. Biz problemi çözmek için bir iki alternatif üzerinde çalışıyoruz.”

Hangi alternatif?

Günlerin kısalması ve havaların bozulmasıyla, işletmeci Mustafa Yılmaz’ın -Bilgi Üniversitesi yönetimine karşı kullanmak istediği- olumsuz koşulların oluşması an meselesi. Öğrenciler, okul servislerini Dolapdere caddesi üzerinde ve karanlıkta beklemek durumunda kalıyor.

Kaya Arslan, “Yakında en etkin ve güvenli olan alternatif üzerinde karar kılıp, size bildireceğiz” diyor. Ancak otopark alanının tekrar kullanılmasının bu alternatifler içinde olma ihtimali zayıflamış gözüküyor.

Yorum yazın