Genel

Lahana hapı sağlığı zayıflatıyor

Yazan: Pınar Keleş

İnsanlar ağız tadıyla kolay kolay şişmanlıyor ve sonra da yine kolay yoldan zayıflamak istiyor. Şimdi de zararsız olduğu iddiasıyla lahana hapı çıktı. Ama dikkat, o da zararlı.

Zayıflamak isteyen insanlar için diyet listelerinin yerini bazı zayıflama hapları aldı. Yosun hapları olarak bilinen ve çeşitli isimlerle çıkan bazı haplar zararlı etkilerinden dolayı toplatıldıktan sonra şimdi de lahana çorbası kapsülü eczanelerde yerini aldı. Zayıflamak için içilen beyaz lahana çorbasının içindeki maddeler, toz halinde bu kapsüllere konuldu. Alman sağlık ve diyet uzmanları tarafından geliştirilen hap, vitaminlerle de güçlendirildi. Almanya’dan ithal edilen hap “Doğal yolla zayıflayın” sloganıyla piyasaya sürüldü.

Kolaylık arayanlar

Eczanelerde reçetesiz satılan hapın tok tutma özelliği sayesinde hapı kullanan kişi açlık hissetmiyor ve böylece normalden daha az yemek yiyor. Lahana hapı, su atılmasını kolaylaştırdığı gibi, vücuda giren yağların emilimini de engelliyor.

İçinde 60 kapsül bulunan kutu ortalama 60 YTL’ye satılıyor. Günde 3 defa, sabah öğle akşam yemeklerinden yaklaşık yarım saat önce birer kapsül alınıyor. Hapın haricinde düzenli beslenme ve spor takviyesiyle ayda ortalama 6 kilo verdirdiği söylenen hapa talep hayli fazla. Eczacıların da söylediği gibi “bu zamana kadar zayıflamayı başaramamış ve kolay yoldan incelmek isteyenler lahana hapını tercih ediyor”.

Zayıflama hapları içinde en doğalı olduğu söylenen lahana hapı, içindeki bileşenlerle diğer haplardan ayrı tutuluyor. Lahana hapının ağrı kesici haricinde başka ilaçlarla kullanılmaması öneriliyor. İlk günlerde hafif baş dönmesi, mide bulantısı gibi yan etkileri dışında kullanımında herhangi bir sakınca olmadığını söyleniyor, ama doktorlar hiç de aynı fikirde değil. Dahası, lahana kapsülü de dahil olmak üzere bu haplardan kaçınılması gerektiği konusunda uyarıyorlar.

“Vitamin takviyesi şart”

Dahiliye Uzmanı Dr. Sadi R. Vural, lahana hapıyla ilgili şu bilgiyi veriyor: “Bu hap, vücuda giren yağın emilimini engelleyerek kilo verdiriyor. Vücuda giren yağ, dışkı yoluyla atılıyor ve bağırsaklarda emilmiyor. Piyasada el altından satılan kimyasal madde içeren haplara nazaran doğal bir zayıflama yöntemi. Ama tek başına kullanılmamalıdır. Bir diyet programına takviye bir hap olarak kullanılmalıdır.”

Peki hapın bir sakıncası var mı? Dr. Vural’ın cevabı şu: “Bu hap bilinçli kullanılmalıdır. Bilinçsiz kullanım kötü sonuçlara yol açabilir. Örneğin, A,E,D,K vitaminleri yağda çözülerek vücuda girerler. Ama bu hap, yağların emilimini bozduğu için vücut bu vitaminlerden yoksun kalır. Bu vitaminlerin hapla beraber ayrıca takviyesi yapılmalıdır. Aksi takdirde, vitamin alamayan insanlar ciddi hastalıklarla karşılaşabilirler. Hap 3 hafta kullanılır, bir hafta ara verilir, sonra bir 3 hafta daha kullanılır. O bir haftalık ara, bağırsağın yağ emilimini bozmamak ve alınamayan vitaminlerin bir haftalık da olsa geri kazandırılması için gereklidir. Çok fazla zayıflamak uğruna bilinçsiz olarak sürekli kullanım ciddi hastalıklara neden olabilir.”

“Lüzumsuz masraf dışında zararı yok”

Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’ye göre ise hapın kullanımında herhangi bir sakınca yok, ama bir getirisi de yok. “Lahana hapının etkinliği de, zararı da yok. Dolayısıyla lüzumsuz masraf etme yönünde bir zararı oluyor. Fakat bazı firmalar bitkisel ilaçlara, etkili olması için, kimyasal madde katıyorlar. Bir, iki yıl önce ‘yosun hapı’ denen zararsız ilaca iştah kesici sibutramin katılmıştı. Bunların sebebi, bizde Sağlık Bakanlığı’nın önemsizleştirilmesi oldu. Bu tür konular, 1990’ların sonunda, tıp fakültelerine ve tabip odalarına hiçbir şey sorulmadan, Tarım Bakanlığı’na verildi. Sağlık Bakanlığı döneminde bu tür ilaçların ithali biraz zor olurdu. Şimdi imali de, ithali de bir tarla işi gibi Tarım Bakanlığı’nın elinde.”

“Bitkisel ilaçlar da zararlı olabilir”

Diyet Uzmanı M. Turgay Köse de, genel olarak, zayıflamak için kullanılan haplarla kaygı taşıyor. “Zayıflama, alanı çok geniş bir yelpazede iş olanağı sağlamaktadır. ‘Light’ ürünlerden zayıflama ilaçlarına, aktarlarda satılan karışımlardan ameliyatlara, spor aletlerinden zayıflama çaylarına kadar çok geniş bir pazar söz konusu. Bu bağlamda pek çok insanın çantasına, beslenme destek ürünleri girdi. Bu tür ürünlerin hemen hepsinin üzerinde ‘Yüzde 100 Bitkisel’ veya ‘Yüzde 100 Doğal’ gibi ibareler yer alıyor. ‘Doğal olan her şey zararsızdır’ görüşü kesinlikle kabul edilemez, bu tür ürünlerin doktor ve/veya diyetisyen tavsiyesi olmadan kullanılması insan sağlığını tehdit edebilir.”

Köse, zayıflamak için kullanılan lahana hapıyla ilgili olarak da aynı şeylerin altını çiziyor, hatta ciddi uyarılarda bulunuyor: “Bu veya buna benzer beslenme destek ürünleri metabolizma hızını arttırarak, yağ yakımını hızlandırarak, iştahı baskılayarak… kilo vermeye yardımcı olur. Ama genel yaklaşım bu ürünlerin zayıflattığı yönündedir. Hiçbir beslenme desteği zayıflatmaz, sadece diyet ve egzersizle alınan sonuçları arttırıcı etkiler gösterir. Gerçekte vitamin, mineral ve antioksidanlar da aslında birer ilaçtır, asla gelişigüzel kullanılmamalıdır. Tıp eğitimi almamış kişilerin insanlara sağlık öğütleri vermesi, hele ki ilaç önerisinde bulunması son derece yanlıştır. Her mesleğin amatörlüğü olur, ama hekimliğin olmaz. O nedenle bu tür beslenme destek ürünlerinin topluma özel olarak düşünülmemesi, bireysel olarak değerlendirilmesi gerekir. ‘Ne de olsa bunlar bitkisel kaynaklı, tamamen doğal, fazla alınsa da zararı olmaz’ gibi sözlere inanılmamalıdır. Esas tedavinin diyet, fiziksel aktivitenin arttırılması ve yaşam tarzı değişikliği olduğu unutulmamalı; ama destek olarak da bakanlık onaylı ve literatür destekli ürünlerin doktor ve/veya diyetisyen kontrolü altında kullanılabileceği bilinmelidir.”

“Bilimsel bir kanıtı yok”

Diyetisyen Canan Aksoy da, lahana hapının vaade ettiği kolay zayıflama tuzağına düşülmemesi gerektiğini vurguluyor: “Lahana kapsülünün içerik maddesine baktığımız da evet her şey doğal, kişiye zarar vermez gibi görünüyor. Ama lahananın en büyük özelliklerinden biri, vücuttan suyun atılmasını kolaylaştırmaktır; bu da denetimsiz bir şekilde olursa kullanan kişiyi hipotansiyona, vücudumuz için gerekli vitamin ve minerallerin atılıp bunların eksikliğine götürebilir. Bunlar elbette ki çocuk ve ergenleri daha da riskli şekilde etkiler. Ayrıca, bu ilaçtan medet umarak zayıflamayı planlayan kişinin beslenme düzenini de bozabilir. ‘Kişinin zayıflamaya ihtiyacı var mı?’ sorusunun yanıtını da düşünmemiz gerekir. Zayıflarken dengeli ve sağlıklı şekilde beslenmek gerekir ki, son dönemlerde medyada yayınlandığı gibi sonu felaketle biten durumlarla karşılaşılmasın. Lahana kapsülünün etken maddelerinde baktığımızda, bilimsel olarak ispatlanmış bir zayıflama etkisi taşıyan bir etken madde görülmüyor. Temel olarak, bu ilaç plasebo etkisi dışında zayıflatma özelliği taşımaz. Bilimsel literatürde lahana kapsülünün zayıflattığı şeklinde bir bilgi yok.”

Hapın eczanelerde reçetesiz, her yaş grubundaki insana satılması da yanlış. Çünkü Aksoy’un söylediği gibi, “sağlıklı bir zayıflamadan bahsedebilmek için bireyin haftalık ortalama ağırlık kaybının 0,5 ila bir kilo arasında olması gerekir. İkinci olarak da, bu beslenme programının kişiye özel, ona uygun olması gerekir. 15 yaşındaki bir bireyle 50 yaşındaki bir bireyin gereksinimleri, hayat koşulları, kan tablosu aynı olmayacağı gibi, beslenme programları da birbirinden farklı”.

Lahana hapının, zayıflamak için, diyet programlarının yerine tercih edilmesiyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Herkesin sağlıklı büyüyebilmek, yaşlanabilmek, varolan sağlık koşullarını iyileştirmek veya sürdürebilmek için bir beslenme programına ihtiyacı var. Ama lahana kapsülüne ihtiyacı var mı, bunu sorgulamamız lazım. Lahana, kış aylarındaki beslenmemizde hayatımıza bir şekilde dolması, yemeği veya salatası olarak zaten giriyor. Doğal bir ürün olarak sofralarımızda yer alsın, ama kapsülünden beni zayıflatır umudunu taşımak yanlış. Zayıflama sektöründeki hızlı büyüme içinde hergün bir takım doğal veya sentetik ilaçlar piyasaya çıkıyor. Fakat zayıflamanın hala tek bir bilimsel yöntemi var, o da doğru ve sağlıklı beslenebilmek ve hareket etmek.”

3 Yorum

Yorum yazın