Genel

Daha önceleri neredeydiniz?

Yazan: Mustafa Kuleli

“Misyon gazeteciliği” diye bir laf duyardım da hep, ne menem bir şey olduğunu tam çıkartamazdım. Sağ olsun Fatih Altaylı sayesinde meseleyi tam olarak anladım. Haberturk.com’un kendisiyle yaptığı söyleşide demiş ki Altaylı: “Vakit’i, gazetecilik anlayışı açısından beğeniyorum. Çok akıllılar. Bir misyon gazeteciliği yapıyorlar ve bunu çok başarı ile yapıyorlar. Düşünün Deniz Feneri davası görülüyor, Deniz Feneri […]


Misyon gazeteciliği” diye bir laf duyardım da hep, ne menem bir şey olduğunu tam çıkartamazdım. Sağ olsun Fatih Altaylı sayesinde meseleyi tam olarak anladım. Haberturk.com’un kendisiyle yaptığı söyleşide demiş ki Altaylı: “Vakit’i, gazetecilik anlayışı açısından beğeniyorum. Çok akıllılar. Bir misyon gazeteciliği yapıyorlar ve bunu çok başarı ile yapıyorlar. Düşünün Deniz Feneri davası görülüyor, Deniz Feneri davasında bir sürü mahkûmiyet çıkmış, Vakit gazetesi başlık atıyor, ‘Deniz Feneri’nde 2 tahliye’ diye.”

Okur okumaz “misyon gazeteciliği” nedir kavradım böylece. Söyleşinin üzerine, bir de o günün (15 Ekim) gazetelerine bakınca bu teorik bilgiyi pekiştirmek için, pratik ile sınama imkânımızın olduğunu fark ettim.

Manşetler pek bir demokrattı

Yeni Şafak Gazetesi mesela, “Devlet işkence için özür diledi” manşetini atmıştı sekiz sütuna. Başlık altı şöyle idi: “Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Metris Cezaevi’nde işkence görerek ölen Engin Ceber’in yakınlarından devlet ve hükümet adına özür diledi” Hemen yanda ise Bakan Şahin’in büyük bir fotoğrafı ve “Bakan Şahin’den tarihi açıklama” yazılı bir kutucuk vardı.

Ha keza, Zaman Gazetesi de “Devlet özür diledi” manşetinin altına, “Türkiye’de dün tarihî bir olay yaşandı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, cezaevinde işkenceyi kabul ederek, ölen tutuklunun yakınlarından özür diledi. İhmali görülen 19 kişiyi görevden alan Adalet Bakanı’na, insan hakları örgütlerinden de destek geldi” diye yazmıştı.
Star’ın manşeti ise “Devlet ilk kez özür diledi” idi. Manşetin sağında Şahin’in mütebessim bir fotoğrafı ve “işkenceye sıfır tolerans” damgası vardı

Sizi geçen günkü sohbette görememiştik

Buraya kadar tamam. Ortada gerçekten tarihi bir olay var ve manşete çıkması doğal. Peki bu gazeteler neden altı gün önce de işkenceye karşı böylesine duyarlılık göstermemişti? İddialar kesinleşmediği için mi yoksa hükümetin nasıl davranacağı kestirilemediği için mi? Bakın diğer gazeteler o günlerde ne yapmış:

9 Ekim’de “Engin’in tek suçu dergi dağıtmaktı” manşetini atan BirGün Gazetesi , “Yürüyüş dergisi dağıttığı için tutuklanan Engin Ceber, Emniyet’teki darp ve hapishanedeki dayak yüzünden ‘beyin ölümü gerçekleşince’ hastaneye kaldırıldı” diyor; avukatların tanıklığını ve doktorların kafaya darp sonucu ölüm teşhisini haberde belirtiyordu.
Cumhuriyet Gazetesi’nin birinci sayfadan verdiği spotun başlığı “‘Cezaevinde dayak’ öldürdü” şeklindeydi. Milliyet de birinci sayfadan “Cezaevinde ölümüne işkence” başlıklı bir spot girmişti.

10 Ekim’de Radikal gazetesi birinci sayfasından “Metris’te tutukluyken komaya giren Engin Ceber’in işkence gördüğü iddiası darp ve travma raporlarıyla desteklendi” diyor, Evrensel ise “Gözaltındayken ve cezaevinde gördüğü işkenceler sonucu beyin ölümü gerçekleşen Ceber”in tahliye edilmesindeki ironiyi geniş bir haberle sayfalarına taşıyordu.

Gerçekler Zaman’la(mı) anlaşılır

Zaman Gazetesi 11 Ekim’de “Metris cezaevinde şüpheli ölüm”, Yeni Şafak Gazetesi 12 Ekim’de “Metris’te dayaktan ölüme soruşturma” ve Star Gazetesi yine 12 Ekim’de “Suçu dergi satmaktı, bildiğimiz kadar” başlıklı haberleri birinci sayfalarına taşımıştı. Yeni Şafak ve Star, bu olayı haberleştirmek için soruşturma açılana dek beklemeyi uygun bulmuştu

14 Ekim’e gelindiğinde Mehmet Altan, Star’daki başyazısında “İşkence Ankara Kriteri mi? diye sormuş, Anca 15 Ekim’de, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in özrü vesilesiyle bu olay kendine Zaman, Yeni Şafak ve Star’ın manşetlerinde yer bulabilmişti.

10-11 Ekim tarihlerinde iç sayfalarından “şüpheli ölüm” diyerek, olayı kısa haberlerle veren bu gazetelerin, 15 Ekim’de koca koca manşetler atmaları size de biraz “şüpheli” gelmedi mi?

Zaman Gazetesi’nin Mehmet Ali Şahin’in açılmalarını verirken haberin sonuna “İşkence olaylarının sayısı her yıl azalıyor” ara başlığını uygun görmesi ve Başbakanlığa bağlı Türkiye İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı’nın istatistikî verileriyle bunu kanıtlamaya çalışması, yalnızca okuru bilgilendirmek için mi?

Ve son bir soru daha soralım; Acaba Doğan Grubu’nun hükümetle gerilimli ilişkileri olmasa, bu grubun gazeteleri (Hürriyet, Milliyet, Radikal vs.) böyle bir işkence haberine ne kadar yer verirdi? Geçmişte mesela, ne kadar duyarlıydılar? Arşivler internette, isteyen baksın.

Yorum yazın