Genel

Medyada “erkek sorunu” yaşanıyor

Yazan: [email protected]

Duygu Ertürk Kadınların Medya İzleme Grubu MEDİZ’in İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi’nde düzenlediği “Medyada Cinsiyetçiliğe Son!” Kampanyası kapsamında düzenlenen konferansta medya sektöründe işbölümü ve cinsiyetçilik, yatay ve dikey ayrımcılık, cam tavanlar, karar organlarında kadınların/kadın kotasının yokluğu, cinsel taciz konuları tartışıldı. Konuşmacılar arasında yer alan Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Temuçin Tüzecan dünyaya hakim olan “erkek sorunu” […]

Duygu Ertürk


Kadınların Medya İzleme Grubu MEDİZ’in İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi’nde düzenlediği “Medyada Cinsiyetçiliğe Son!” Kampanyası kapsamında düzenlenen konferansta medya sektöründe işbölümü ve cinsiyetçilik, yatay ve dikey ayrımcılık, cam tavanlar, karar organlarında kadınların/kadın kotasının yokluğu, cinsel taciz konuları tartışıldı.

Konuşmacılar arasında yer alan Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Temuçin Tüzecan dünyaya hakim olan “erkek sorunu” var oldukça, medya sektöründe çalışan kadın sayısının artmasının kaliteyi yükseltmeyeceğini söyledi.

Uzun bir süre Kanal7 ve Yeni Şafak gibi islami yayın organlarında çalışan AKP Kadın Kolları üyesi Ayşe Böhürler, “medya sektöründe çalışmak kadınlar için özveri meselesi” derken Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan “Bu özelliklerimle kadın olsaydım da aynı başarıyı gösterirdim” iddiasında bulundu.

Künyeye bir kaç kadın eklemekle sorun çözülmez

Temuçin Tüzecan
Medyadaki cinsiyetçilik kotayla değil, kültürel ve tarihsel nedenlere dayanan “erkek sorunu”yla açıklanabilir. Bu sorun tüm dünyada kadını sosyal hayattan dışlayan bir bakış açısıyla açıklanabilir. Erkek sorunu var oldukça, medyada çalışan kadınların oranı yüzde 80 de olsa mesele çözülmez. Sonuçta kadınlar o kültürel ortamda çalışacak. İslamcı gazeteler künyelerine üç, beş kadın daha koyunca sorun çözülecek mi yani? Konuya sadece şehirli, profesyonel kadın bağlamında bakmamak lazım. Türkiye’nin genel toplumsal yapısı medya sektörüne yansıyor. Kadınlar toplumun genelinde sosyalleşemiyor.

Sadece güzel kadınlar yükselebiliyor

Ayşe Böhürler
Türkiye’deki bütün genel yayın yönetmenleri erkek. Bu durum Türkiye’deki medya profilini ortaya koyuyor. Gazetecilik gibi sert bir işte çok az kadın başarılı olabiliyor. Hele işin fikri yönetim kısmında bulunmak bir kadına kolay bahşedilen bir şey değil. Çünkü erkekler bu “hak”kı kadınlara bahşediyor. Ülkemizde muhabir kadınlar güzel, şık olmak zorunda. Çirkin kadınlar görünmeyecek yerlere itiliyor. Erkekler için böyle bir problem yok. Erkeklerin rahatlıkla çalıştıkları medya sektöründe bulunmak kadınlar için özveri meselesi.”


Kadın olsam da aynı başarıyı gösterirdim

İsmet Berkan
Bizim gazetemizde kimseye bir şey bahşedilmiyor. Daha ziyade biz bunu bir yükün altına girmek ve o yükü başarıyla taşıyabilmek olarak tanımlıyoruz. Ben bu özelliklerimle ve deneyimimle kadın olsaydım da aynı başarıyı gösterirdim. Önemli olan yetenek. Kadına bakış açısına gelirsek, geçmişle kıyaslandığında durumun düzeldiğini görüyoruz. Bu konuda Türk medyası’na teşekkür etmek gerek. Töre cinayetleri yalnızca son yıllarda değil, daha önceden de işleniyordu. Son üç buçuk yıldır Türk medyası bu cinayetlerle ilgili eleştirel tonda yayın yapıyor. Medyanın bu tavrı sayesinde Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi de olması gerektiği şekilde değiştirildi.”

Yorum yazın