Doğa Koronavirüs günlüğü

Neden 30 + Zonguldak?

Yazan: Zeynep Çam
Nisanın ilk haftasında kirlilik değerleri yüzde 65 azalmasına rağmen Zonguldak, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre "havası kirli" bir kentti. Şehir havasındaki kirletici oranı (PM10), 30 Aralık 2019'da 445'e yani "tehlikeli" seviyeye yükselmişti.

Koronavirüs tedbirlerine rağmen havanın “temiz” seviyesine inmediği Zonguldak, nüfusa oranla en fazla Covid-19 vakasının görüldüğü kent. Uzmanlara göre kentte acil tedbirler alınması gerekiyor.

Türkiye genelinde hava kalitesi, ancak koronavirüs salgını nedeniyle hayatın durma noktasına gelmesi sayesinde yaşanabilir seviyeye gelebildi. Bu büyük düşüşe rağmen bazı yerleşimlerdeki hava kirliliği halen Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “yaşanabilir” kabul ettiği düzeye gerilemiş değil.

DSÖ, bir yerleşimde havanın “temiz” kabul edilebilmesi için bir metreküp havada günde ortalama en fazla 50 mikrogram kirletici madde yani partikül madde (PM10) olabileceğini söylüyor (50 µg/m3). Ekosfer Derneği‘nin havaizleme.gov.tr sitesinden derlediği verilere göre 2-9 Mart arasında partikül madde (PM10) günlük ortalama değeri Ankara Bahçelievler’de 66,75 µg/m3 (metreküpte 66,75 mikrogram) ve İstanbul Sultangazi’de 101,58 µg/m3 (metreküpte 101,58 mikrogram) idi. Her iki yerleşimde de değerler DSÖ’nün sınır kabul ettiği 50 µg/m3’ün üzerindeydi. 30 Mart-6 Nisan arasında Ankara Bahçelievler’de havadaki kirletici madde miktarı yüzde 36 düşüşle günde ortalama 42,99 µg/m3’e, İstanbul Sultangazi’de yüzde 57 düşüşle günde ortalama 43,2 µg/m3’e geriledi.

Çevre ve Şehirçilik Bakanlığı, Ulusal Hava Kalite İzleme Ağı 22 Nisan 2020 verilerine göre Türkiye’de ölçüm yapılan tüm yerleşmelerde, hava kirlilik açısında “iyi” durumda: Çizelgede yeşille belirtildiği üzere bu yerleşimlerde kirletici partiküllerin mekteküp havadaki oranı 50 mikrogramın altında.

Aynı dönemde Zonguldak‘ta ise hava kirliliğinde yüzde 65 azalma gözlemlendi; Ereğli ilçesinde 2-9 Mart arasında 151,27 µg/m3 günlük ortalama değere ulaşan PM10 kirletici verileri, 30 Mart-6 Nisan haftasında 55 µg/m3’e kadar düştü. Zonguldak’taki hava kalitesi, kirletici seviyesindeki bu çok büyük düşüşe rağmen DSÖ’nün “temiz hava” kriterini karşılayamadı. Çünkü ildeki yedi kömürlü termik santral ve Ereğli bölgesindeki demir çelik fabrikaları Zonguldak’taki havayı adeta yaşanamaz bir seviyeye getirmişti.

“Zonguldak Covid-19 nedenli ölüm sayısında ilk sırada”

İşte bu nedenle koronavirüs salgını kapsamında kısıtlamalar Türkiye’deki 30 büyükşehir ile birlikte Zonguldak’ta da uygulanıyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de Covid-19 vakalarının illere göre dağılımını hâlâ paylaşmıyor. Ancak CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz‘a göre 17 Nisan itibarıyla Zonguldak, vaka sayısında İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Sakarya’nın ardından Türkiye’de altıncı sırada. Vaka ve Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı nüfusla kıyaslandığında ise ilk sırada yer alıyor.

Yavuzyılmaz’a göre Zonguldak’ta son 10 yılda kanser nedeniyle ölümlerde yüzde 54, solunum yolu rahatsızlığı kaynaklı ölümlerde ise yüzde 87 artış var. Nüfusun yüzde 60’ı akciğerler hastalıklarına yakalandı. Hava kirliliği (partikül maddeler [PM], sülfürdioksit [SO2], kükürt dioksit [SO] gibi kirleticiler] ve solunum yolları hastalıkları arasında doğrudan ilişki olduğunu gösteren birçok araştırma mevcut.

“Sanayi tesislerinin çalışmasının durdurulması gerekir”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava Kalite İzleme Ağı koronavirüs kayıpları ve hava kirliliği arasında gözle görülür bir bağlantı olduğunu düşünen uzmanlar, gerekli tedbirler alındığı taktirde tablonun değişebileceğini dile getiriyor.

Koronavirüs ile mücadelede hava kalitesinin önemine dikkat çeken Temiz Hava Hakkı Platformu Koodinatörü Buket Atlı, Zonguldak’ta hava kirliliği kaynağı olan tüm sanayi tesislerin, çalışanlar mağdur edilmeyecek şekilde geçici süreyle durdurulması gerektiğini söylüyor. Hava kirliliğinin DSÖ’nün önerdiği PM10 limitlerinin üzerinde olan illerde de, valilik koordinasyonunda kirliliği azaltacak acil önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.

Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı

Görüşlerini HaberVeisaireyle paylaşan Atlı, acilen adım atılması halinde 2020’nin Türkiye’de temiz hava adına bir milat olabileceğini söylüyor:

“Hava kirliliği Türkiye’nin yıllardan beri devam eden bir halk sağlığı ve çevre sorunu. Çevre mevzuatına uymayan kömürlü termik santrallerin çalışmaya ara vermesi ile sanayiden kaynaklanan ve koronavirüs sebebiyle evde kalınması ile trafikten kaynaklanan emisyonların azaldığını tahmin ediyoruz. Fakat, tekrar kirliliğin artmasına engel olmak için yapısal ve yasal önlemler almak gerekiyor.”

“81 ilin 80’inde kirli hava var”

Temiz Hava Hakkı Platformu olarak yaptıkları Kara Rapor çalışmasından bahseden Atlı, 2016 -2018 yılları arasında Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre 81 ilin neredeyse 80’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği seviyeden daha kirli hava soluduğunu tespit ettiklerini söylüyor.

Atlı, 2017’de hava kirliliğini Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği seviyelere indirebilseydi, Türkiye genelinde trafik kazalarının yedi katı kadar (yaklaşık 52 bin kişi) ölümün engellenebileceğini belirtiyor. Hava kirliliğini azaltmak için yasal önlemler alınması gerektiğini kaydeden Atlı: “Zonguldak’ta olduğu gibi sürekli kirli hava soluyan ve kronik akciğer hastalıklarından mağdur olan vatandaşlarımızın koronavirüsten daha kötü etkilenmesini engelleyebiliriz.”

Atlı, alınması gereken önlemleri şu şekilde sıralıyor:

  • Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği PM10 limitlerinin üzerinde olan illerde valilik koordinasyonunda kirliliği azaltacak acil önlemler alınması.
  • Saç telinin 1/30’u kadar küçük olan ve solunum yolundan geçerek doğrudan kana karışan PM2,5 kirliliğini düzenleyen bir mevzuatın hazırlanması.
  • Uluslararası uygulamalarla uyumlu sınır değerlerin acilen kabul edilmesi ve her ilde ölçüm yapılmaya başlanması.

“Ulusal sınır değer ve mevzuat olmadığı için önlem alınmıyor”

Kirli hava solumanın, koronavirüsü de dahil olmak üzere solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıkların etkisinin artmasına sebep olan çok önemli bir faktör olduğunu anlatan Atlı, “Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı sağlık sorunlarına en fazla sebep olan kirletici ince partikül maddeler (PM2,5). Akciğerlerden solunarak doğrudan kana karışan ve kanser dahil pek çok sağlık sorununa sebep olduğu kanıtlanmış ince partikül maddelerin ölçümü, 2019’da, 339 Ulusal Hava Kalitesi İzleme İstasyonu’ndan sadece 81’inde yapıldı. PM2.5 için bir ulusal sınır değer ve mevzuat olmadığı için sonuçlar hakkında bir önlem alınmıyor. Bundan sonraki süreçte hava kirliliğinin tekrar eski haline dönmesini engellemek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan PM2.5 kirleticisinin tüm illerde ölçülmesini ve ulusal sınır değerleri içeren mevzuat düzenlemelerini acilen yapması gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.

“Kirli hava virüsün vücuda alınmasını kolaylaştırıyor”

Temiz Hava Hakkı Platformu üyelerinden Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan kronik rahatsızlığı olanları uyarıyor:

“Hava kirliliği hem kronik hastalıklara neden oluyor hem de var olan kronik hastalıkları alevlendirerek virüsün daha ölümcül seyretmesine neden olabiliyor. Ayrıca, kirli hava solumak bireylerde solunum sisteminin savunma mekanizmasını bozarak, virüsün vücuda alınmasını ve yerleşmesini de kolaylaştırıyor. Bu nedenle virüsün bireylerde yol açacağı hasarı azaltabilmek için, hava kirliliğinin azaltılmasını sağlayacak önlemlerin ihmal edilmemesi gerekir.”

“PM2.5 ulusal limitlerin belirlenmeli”

Temiz Hava Hakkı Platformu Çevre için Hekimler Derneği temsilcisi Prof. Dr. Ali Osman Karababa diğer ülkelerdeki hava kalitesi sınır değerlerine dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Avustralya ve Kanada ulusal mevzuatında DSÖ’nün önerdiği değerlere uyarken, Japonya ve ABD’de bu değere yakın limitler belirlendi. Enerji politikasında kömürün büyük yeri olan Çin bile geçtiğimiz yıllarda kent ve kırsal için farklı PM2.5 limitleri kabul etti. Türkiye’de ise ne yazık ki PM2.5’e yönelik hiçbir sınır değer ve ulusal mevzuat yok. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerler ve Avrupa Birliği’nin limitleri de göz önüne alınarak 2020 yılında PM2.5 kirleticisi için ulusal limitlerin belirlenmesini talep ediyoruz.”

 

‘Hava kirliliği verileri şeffaf değil’

Yorum yazın