İnsan hakları Koronavirüs günlüğü Yargı

Karantinada istismarcıları ile ‘hapsolmuş’ çocuklar

Yazan: Burak Orhan
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin 23 Nisan Özel Yayını’nda koronavirüs salgını dönemindeki çocuk istismarları ile ilgili problemler hakkındaki çalışmalara da yer veriliyor. (Görsel: istanbulbarosu.org.tr)

Koronavirüs döneminde baroların çocuk istismarı vakaları için görevlendirdiği avukat sayısında üç kata varan azalma söz konusu. Bu azalma, erişim zorluğu nedeniyle bildirilmeyen istismar vakalarına bağlanıyor. Var olduğu halde istatistiklere girmeyen bu vakalar “karanlık sayı” olarak isimlendiriliyor.

İstanbul, Diyarbakır ve İzmir barolarının ortaya koyduğu sayılara göre karantina döneminde çocuk istismarı nedeniyle resmî makamlara yapılan bildirimlerde iki ila üç kat azalma söz konusu. Çocuk istismarı vakalarına yapılan avukat görevlendirme sayıları üzerinden değerlendirme yapan üç baro, istismar bildirimlerinde yaşanan düşüşün nedenini çocuk haklarının korunmasıyla ilgili mekanizmalara erişimin sağlıklı işlememesine bağlıyor. Devletin ilgili kurumlarının, çocuğa karşı işlenen cinsel suçlara ilişkin verileri pandemi sürecinde de düzenli raporlanması gerektiğine dikkat çekiyor.

Barolara göre Covid-19 pandemisine karşı alınan önlemler, çocuğun kendi güvenliği ve iyiliği açısından daha fazla tehditle karşılaşma olasılığını da beraberinde getiriyor. İzolasyon, çocuğun kötü muamele, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, sömürü, sosyal dışlanma ve kendilerine bakan kişilerden ayrı düşme gibi sorunların . Pandemi için alınan okulların kapatılması, hareketin kısıtlanması gibi önlemler, çocukların rutin yaşantılarını ve destek sistemlerini bozucu etkiler yaratabiliyor.

Cinsel istismara uğrayan çocuklar için avukat görevlendirmeleri

Barolar, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümleri uyarınca çeşitli nedenlerle avukata erişimi bulunmayanlar için avukat görevlendiriliyor. İstanbul, Diyarbakır ve İzmir barolarının çocuklara karşı işlenen suçlar avukat görevlendirme istatistiklerinde de dikkat çekici bir değişim söz konusu.

İstanbul Barosu, 10 Mart – 20 Nisan arasında, cinsel istismara uğrayan 178 çocuk için avukat görevlendirmiş. Bu sayı, geçmiş yılların oldukça gerisinde. Baro, 2019’un aynı tarih aralığında 508, 2018’de ise 375 avukatı mağdur çocuklar için görevlendirilmiş. Koronavirüs kısıtlamaların henüz başlamadığı 1 Şubat – 10 Mart 2020 arasında da 464 mağdur çocuk için avukat görevlendirmesi yapılmış.

İstanbul Barosu’nun çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle yaptığı avukat görevlendirme sayısı (Grafik: istanbulbarosu.org.tr)

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre “mağdur çocuk sayısında görülen ciddi azalmanın başlıca nedeni, koruyucu mekanizmalara erişim konusunda yaşanan sıkıntılar.”

Diyarbakır Barosu’nun istatistiklerinde de benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Baro, 10 Mart – 29 Nisan arasında cinsel istismara uğrayan 50 çocuğa karakol aşamasında avukat görevlendirmiş. Aynı tarih aralığı incelendiğinde bu sayı 2019’da 142, ve 2018’de 130.

Diyarbakır Barosu’nun çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle yaptığı avukat görevlendirme sayısı (Grafik: diyarbakirbarosu.org.tr)

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin yaptığı açıklamada, “çocuğa karşı işlenen cinsel suçlara ilişkin verilerin, pandemi sürecinde devletin yetkili makamlarınca düzenli olarak raporlanması gerektiği” vurgulanırken “uluslararası sözleşmeler gereği yetkililerce ne gibi önlemler alındığının kamuoyu ile paylaşılması” talep ediliyor.

İzmir Barosu ise 10 Mart – 7 Mayıs arasında mağdurun çocuk olduğu suçlarda 155 avukat görevlendirmesi yapmış. Son iki yılda aynı tarih aralığına bakıldığında 2019’da 487, 2018’de ise 443 avukat mağdur çocukları savunmak için baro tarafından yönlendirilmiş.

İzmir Barosu’nun mağdurun çocuk olduğu suç fiilleri nedeniyle yaptığı avukat görevlendirme sayısı (Grafik: izmirbarosu.org.tr)İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada da “ev içinde çocuğa yönelik her türlü şiddet ve istismarın önlenmesine ilişkin bir politika ve acil önlem planının ele alınmadığına” dikkat çekilirken, tıpkı Diyarbakır Barosu gibi uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükler hatırlatılıyor: “Taraf olunan sözleşmeler uyarınca çocukların uğradığı hak ihlallerine ilişkin verilerin kayıt altına alınması ve kamuoyuyla paylaşılması.”

Almanya: Bildirimler yüzde 15 azaldı

Almanya’da da kreşlerin ve okulların kapalı olduğu dönemde çocukların çoğu evde kaldı. Evde kaldıkları için Almanya Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı’na bağlı Jugendamt (Gençlik Ofisi) tarafından yeterince gözetilemeyen çocuklar, aile içi şiddet ve istismara karşı korumasız halde.

Koronavirüs döneminde Almanya’da da ihmal veya istismar edilen çocuklar hakkında veri akışı zayıfladı. Önde gelen medya kuruluşları Westdeutscher Rundfunk (WDR) ve Süddeutsche Zeitung (SZ) tarafından ülke çapında yapılan ve devlet medya kurumu ARD‘nin Tagesschau adlı bülteninde yayınlanan bir araştırmaya göre Gençlik Ofisi’ne koronavirüs kısıtlamalarının ilk dört haftasında yapılan bildirimler,  kısıtlamadan önceki dört haftaya kıyasla yüzde 15 azaldı; 8306‘dan 7060‘a geriledi.  Araştırma kapsamında görüşü alınan 261 Gençlik Ofisi’nden 544 yetkilinin yüzde 43’ü, çocuk korumaya ilişkin başvuru sayısının belirgin şekilde düştüğünü söyledi.

Karanlık sayı

Var olduğu halde bildirilmediği için istatistiklere dahil edilemeyen vakalar, kriminolojide “karanlık sayı” olarak adlandırılıyor. Araştırma sonuçlarına göre kreşlerin ve okulların kapanması karanlık sayıyı arttırmış görünüyor. Zira normal şartlar altında Gençlik Ofisi’ne çoğunlukla kreş ve okul yetkilileri tarafından vaka bildirimi yapılıyor.

Almanya Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da WDR ve SZ tarafından yapılan araştırma karanlık sayının arttığı şeklinde değerlendiriliyor. Açıklamada kreşlerin ve okulların kapatılması nedeniyle çocukların acil risk durumlarını görmenin çok daha zor hale geldiği ifade ediliyor. Çocuklara ve gençlere yönelik sosyal danışma hattına rağbetin de yüzde 20’den fazla arttığına dikkat çekiliyor.

Türkiye ve Almanya, Lanzarote’de imzalanan Çocukların Cinsel Sömürüye ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne taraf devletler arasında yer alıyor. Lanzarote Komitesi Başkanı George Nikolaidis ve Lanzarote Komitesi Başkan Yardımcısı Christel De Craim, Sözleşme hükümlerini hatırlatan bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, koronavirüs salgını sürecinde çocukların cinsel sömürüye ve istismara karşı korunmalarına yönelik tedbirlerin güçlendirilmesinin ve yeni duruma uyarlanmasının önemi vurgulanıyor. Birçok çocuğun evde veya mülteci kampı, cezaevi gibi ortamlarda “istismarcıları ile hapsolmuş durumda kalması trajik bir gerçek” olarak niteleniyor. Ayrıca, evde kalan çocukların çevrimiçi ortamda cinsel şantaj, siber zorbalık benzeri istismara daha açık hale geldiği belirtiliyor. Sözleşme’ye taraf devletler, koronavirüs salgınının taleplere yanıt verme kapasitesini etkilemesi nedeniyle yeterli donanımın sağlanması ve yardım hatlarının çocuklar başta olmak üzere herkesçe bilinir ve ulaşılabilir kılınması konusunda uyarılıyor. Taraf devletlere, koronavirüs krizinden etkilenen duygu ve davranışlarıyla baş etmekte zorlanan ebeveyn ve bakıcılara destek sağlaması öneriliyor. Nikolaidis ve De Craim, Avrupa Konseyi tarafından yayımlanan bilinçlendirme materyaline dikkat çekiyor.

Aile Danışmanı Ebru Gözüm de İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi 23 Nisan Özel Yayını’nda yer alan makalesinde, koronavirüs salgını sürecinde evde ailesiyle birlikte olan çocuğu istismar konusunda dikkate almanın çok önemli olduğunu belirtiyor. Evde cinsel istismara uğrayan bir çocuğun, istismarcısından kaçacak yeri olmaması nedeniyle büyük travma yaşayacağını ifade ediyor. Gözüm makalesinde, çocukların uğradıkları istismarı kime, nasıl açıklayabilecekleri ve kendilerini nasıl koruyabilecekleri ile ilgili kısa süreli bilgilendirici kamu spotlarının faydalı olacağını açıklıyor.

Yorum yazın