Genel

Oyun parkı gibi sergi

Yazan: Yelda Ülker

santralistanbul, “Modern ve Ötesi”nden sonra, “Haritasız: Medya Sanatlarında Kullanıcı Çerçeveleri” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. İçeriği ile Türkiye’de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş yeni medya sergisi olan Haritasız; ziyaretçilerini birer kullanıcı, katılımcı ve yaratıcı olmaya da davet ediyor. Ziyaretçilerini sergilenen eserlerin bir parçası yapan sergide dijital ve etkileşimli medyaların geniş ölçekli kullanımını gerektiren bir çağdaş […]

santralistanbul, “Modern ve Ötesi”nden sonra, “Haritasız: Medya Sanatlarında Kullanıcı Çerçeveleri” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. İçeriği ile Türkiye’de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş yeni medya sergisi olan Haritasız; ziyaretçilerini birer kullanıcı, katılımcı ve yaratıcı olmaya da davet ediyor. Ziyaretçilerini sergilenen eserlerin bir parçası yapan sergide dijital ve etkileşimli medyaların geniş ölçekli kullanımını gerektiren bir çağdaş sanat seçkisiyle sanatın yeni medyayla ilişkisini sorgulanıyor. Sergi kapsamında, Türkiye’de henüz profesyonel anlamda örnekleri izleyiciyle buluşmamış medya sanatları, teknoloji geliştiren kurumlar ve akademik faaliyetler için kalıcı bir kaynak oluşturmak amacıyla bir de kitap hazırlanıyor. “Haritasız” sanat ve bilimi buluşturmakla kalmayıp her gün gelişmekte olan teknolojilerle güncellenen sanatsal kavramları da tartışıyor. İzleyicisini kullanıcı, yaratıcı ve katılımcı olmaya davet eden sergi, bu kavramları sanat tarihinde detaylı bir şekilde incelemiş Marcel Duchamp, Peter Weibel gibi önemli isimlere de yer veriyor.

Öncü isimler yeralıyor

Alman ZKM Sanat ve Medya Teknolojileri Merkezi, Avrupa’nın seçkin tasarım enstitülerinden ECAL Lozan Sanat ve Tasarım Üniversitesi ve bağımsız küratörlerin de katkılarıyla gerçekleştirilen sergide dünyanın farklı yerlerinden önemli ve tanınmış sanatçının yanı sıra öncü ve yenilikçi sanatçılar ile sanatçı kolektiflerinin çalışmalarına yer veriliyor. Kuratörlüğünü Bilgi Üniversitesi VCD Bölümü Başkanı İhsan Derman ve öğretim görevlisi Ahmet Atıf Akın üstlendiği sergi Şili, Brezilya, Kore, Japonya, ABD ve Avustralya’nın yanı sıra Türkiye ile diğer Avrupa ülkelerinden 80’in üzerinde sanatçının çalışmalarını bir araya getiriyor. Sergide esereleri yeralan genç sanatçılar, dijital platformda teknolojik gelişmelere ön ayak olan ve Avrupa’da hem teknoloji geliştiren şirketler hem de sanat akademileri tarafından ilgiyle takip edilen medya festivallerine farklı kapsamlarda katılım göstermiş ve çeşitli ödüllere layık görülmüş öncü isimlerden oluşuyor.

Müzeden çok oyun parkı gibi

Eserlerin sürükleyici nitelikleri, ziyaretçilerin sanatsal ifadenin dikkat çekici biçimlerini ve izleyici ile sanat yapıtı arasındaki ilişkinin kökten değişimini keşfetmelerine imkân tanıyan sergi, farklı ve ileri teknolojiyi yansıtma özelliğine sahip. İzleyiciyeri tarafından kullanılabilmeleriyle de dikkat çeken sergide katılımcılar, kendilerini bir müzeden çok bir oyun parkında gibi hissediyor. Bu durumda izleyici ile sanat yapıtı arasında duygusal bir bağ kuruluyor. Böylece sergi tüketiciyi, sanatçıyı, ziyaretçiyi kullanıcı olarak konumlayarak nesnelerin kullanım değeri ile sanatsal değeri arasındaki farkı gösteriyor

Björk’le müzik yapabilirsiniz

Sergi kapsamındaki eserlerin bir kısmı dünyada ilk defa sanatsal bağlamda sergileniyor. Örneğin İzlandalı müzisyen Björk tarafından Volta albümünde kullanılan reactable isimli dokunmatik arayüze sahip enstrüman, izleyicilerin beraberce Björk’ün albümde kullandığı ses ve metotlarla müzik üretmesine olanak veriyor. Bu eserlere bir diğer örnek de Evelina Domnitch ve Dmitry Gelfand’ın Camera Lucida isimli eseri. Belaruslu ikili, ses görselleştirme amacıyla yaptıkları araştırma sonucu geliştirdikleri sıvı ile Avrupa çapında önemli sanat festivallerinde beğeni ve ödül toplamakla kalmayıp aynı zamanda NASA gibi önemli bir bilim kurumunun da dikkatini çekmişler.
Sergide yer alan parçalardan bazıları sanat yapıtı olması amaçlanarak üretilmemiş. Bazıları müzik aletleri olarak tasarlanmış, bazıları ise küçük aletler ya da adı konmamış aygıtlar. Sergiyi gezenler, eserleri kullanarak, kendi müziklerini yapabiliyor. Özellikle Marcos Alonso, Günter Geiger ve Martin Kaltenbrunner’ın “Tepki Veren” adlı eserleri, bu anlamda çok ilgi görüyor. Eser, gelen konukların yarattıkları birbirinden ilginç müzikleri paylaşabilmelerini ve eğlenceli vakit geçirmelerini sağlıyor.

İllüzyon eserler

Serginin, ZKM tarafından sunulan ve küratörlüğünü Peter Weibel ile Bernhard Serexhe’nin gerçekleştirdiği “YOU_ser: Tüketicinin Çağı” bölümünde değişen sanat yapıtı ve duruşu üzerinden bu yeni kullanıcı odaklı sanatın öncül sınırlarını sergiliyor. Santralistanbul adına Ahmet Atıf Akın’ın küratörlüğünü yaptığı bölümde ise özellikle dijital platformda teknolojik gelişmelere ön ayak olan medya festivallerine farklı kapsamlarda katılım göstermiş genç sanatçıların çalışmaları yer alıyor. Serginin kuşkusuz en dikkat çekici yapıtı Peter Weibet ve Malthias Gammel’nın, Flick_IST adlı eseri. Fotoğraf çeken eser, kabinin dışına kurulmuş ekranlarda çekilen resimlerin sergilenmesini sağlıyor. Ayrıca çekilen fotoğrafın basılmış halini de fotoğraf sahibi alabiliyor. Birkaç kişinin doluştuğu kabinlerde komik yüz ifadeleriyle ilginç görüntüler oluşturuyor. Sebastian Neitsch ve Jan Bernstein’in “Korkak Küp” adlı eseri izleyicileri sahip oldukları teknolojilerle şaşırtan bir eser görünümünde. İlk başka bir odanın ortasında beyaz bir kutu varmış gibi duran eser, daha sonra odaya birilerinin girmesiyle beyaz ışık yaymaya başlıyor. Aynı zamanda oda da bulunanların hareketlerine göre yer değiştiren eser, görenlerin büyük beğenisini kazanıyor.

“Sihirli” kitap

Bir başka ilginç yapıt ise Masaki Fujihata’nın “Sayfaların Ötesinde” adını verdiği 1995 yapımı eser. Bir oda da projektörün yansıttığı ışık sayesinde masada bir kitap ve duvarda da kapı varmış izlenimi veren eser, sergiyi ziyaret edenler tarafından masanın üzerindeki gerçek kalemle, görsel kitabın sayfalarını değiştirebilmesine ve yapılan değişikliğin aynı anda gerçekleşmesine olanak tanıyor. Eğer ziyaretçi üzerinde kapı yazan sayfada ise, oda da bulunan ışıklandırmayla yapılmış kapı açılıyor ve güzel bir kadın ortaya çıkıyor. Ziyaretçi, ışık sayfasına geldiğinde ise masanın üzerinde bulunan ışık yanıyor.
Bugüne dek yapılanların en ilginci sıfatını hakeden ve farklı yapıdaki eserler sayesinde klasiklerden ayrışan sergi, gelenlere eğlenceli bir zaman geçireceklerinin garantisini veriyor. Yeralan eserlerle izleyici ile sanat yapıtları arasındaki ilişkinin değişimini gösteren “Haritasız”; işitmeye, görmeye, dokunmaya, katılmaya ve yaratmaya çağırıyor. Kültür-sanat izleyicilerinin yanı sıra bilişim, iletişim ve teknoloji meraklılarının, öğrencilerin, ailelerin ve çocukların da ilgiyle izleyebilecekleri Haritasız sergisi, atölye çalışmaları, festival ve performans gibi yan etkinliklerle de desteklenerek 18 Ağustos’a kadar santralistanbul Ana Galeri’de ziyaret edilebilecek.

Yorum yazın