Genel

Vatandaşını ağlatan Vali Güler’e istifa çağrısı

Yazan: HaberVs

Ahmet Şıkahmets@medyakronik.com İstanbul’da 1 Mayıs günü yaşanan ve valinin tarifiyle “orantılı” olan polis şiddeti nedeniyle daha önce de sıklıkla eleştirilen Vali Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı eleştirilerin odağına oturttu. Hükümeti de arkasına alarak, “Taksim geçilmez” diyen vali ve emniyet müdürü yüzünden gaz bombası atan polisler, coplanan ve tazyikli suyla ıslatılan işçiler belleklere kazındı. […]

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

İstanbul’da 1 Mayıs günü yaşanan ve valinin tarifiyle “orantılı” olan polis şiddeti nedeniyle daha önce de sıklıkla eleştirilen Vali Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı eleştirilerin odağına oturttu. Hükümeti de arkasına alarak, “Taksim geçilmez” diyen vali ve emniyet müdürü yüzünden gaz bombası atan polisler, coplanan ve tazyikli suyla ıslatılan işçiler belleklere kazındı. Polis Şişli Etfal Hastanesi’ne bile gaz bombası atarken, bir gazetecinin kolu kırıldı, turistlerin bile coplandı. Sivil toplum örgütleri 1 Mayıs öncesinde “güvenlik güçleri orantılı güç kullanacak” diye açıklama yapan Güler’i istifaya davet ederken, gün boyu yaşanan olayları görmezden gelerek gazetecilere İstanbul’da herhangi bir olağan üstü durum olmadığı açıklamasıyla çeken Cerrah da İstanbullular için krizi yönetemeyen isim olarak öne çıktı.

Başbakan, vali, bakan herkes aynı telden

Polis şiddetiyle son bulan bu yılki 1 Mayıs “kutlamaları” öncesinde gerilimi en çok tırmandıran, bayramlarını Taksim’de kutlamak isteyen işçileri ve sendikaları “kanunsuz eylem” yapmakla suçlayıp “orantılı şiddetle” tehdit eden Vali Güler’di. Elbette ki vali kendi başına karar almıyordu, arkasında kendisini Türkiye’nin en büyük metropolüne vali olarak atayan hükümet vardı. Hem de partisi hakkında açılan kapatma davasıyla bunca sıkışmış bir hükümet. Ama buna rağmen ne demişti Başbakan Tayip Erdoğan, “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar”. Koskoca başbakan böyle derse vali de tehdit ederdi tabi. Sermaye sınıfından fırsat buldukça, zaman zaman başbakanın “ayak takımı” diye nitelediği işçi sınıfıyla da muhatap olmak zorunda kalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de iler tutar yanı olmayan bir açıklamayla “Taksim izin verilecek bir alan değildir” demişti anımsayın. En sonunda Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de sendikaların talebini, “Kimse devlete ve devlet erkini kullanan mercilere meydan okumasın, devlet kendisine meydan okutmaz” diye yanıtlamıştı.

Kral, derebeyi ve gladyatörler

Görünen o ki Tayyip Erdoğan başbakan olmayı krallık, Muammer Güler vali olmayı derebeylik, Celalettin Cerrah emniyet müdürü olmayı gladyatörlük olarak görüyor. Hal böyle olunca da “şiddet tutkunu intikamcı” polisler çıkıyor meydana. Polisler karşılarına çıkan herkesi düşman, mesleklerini de düşmana karşı savunma olarak görünce de 2008 yılının 1 Mayıs’ında karşımızı çıkan manzaranın elle tutulur bir yanı kalmıyordu. Başbakan ve bakanların desteğiyle Türkiye’nin en önemli kentinin valisi tarafından tehdit edilip sindirilmeye, korkutulmaya çalışılan “ayak takımı sınıfından işçiler”, devletin sözünden çıkmanın bedelini gün boyunca ödediler. Dayak yediler, gaz bombalarıyla zehirlendiler, tazyikli suyla ıslatıldılar ya da gözaltına alındılar.

Tepkiler sanal aleme taşındı

İstanbul’un başındaki en önemli mülki amir olan Vali Güler’e tepkiler sanal aleme de taşındı. 1 mayıs’ta yaşanan olaylara tepki duyarak valinin istifa etmesini savunanlar bu isteklerini www.valiistifa.netadresinde dile getiriyor. Valinin istifasını isteyenlerin sayısı kısa binlerce kişiye ulaşırken Cerraha da tepki yağıyor. İnternet sitesinde, “Biz aşağıda imzası olanlar, 1 Mayıs’ı, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütün İstanbul halkı için işkenceye dönüştüren Vali Muammer Güler’in istifa etmesini talep ediyoruz” denilerek Valiliğin İstanbul’da aldığı önemlerin vatandaşın gündelik hayatını nasıl olumsuz etkilediği anlatılıyor. Sitede ayrıca, “Taksim ısrarı, demokrasi ve temiz toplum ısrarımızın bir ifadesidir” deniliyor.

Yorum yazın