Günümüzde pek çok insan, depresyondan musdarip olmasına rağmen antidepresan ilaç kullanmaktan çekiniyor. Antidepresan ilaçların bağımlılık yapmasından, hayat enerjilerinin eskisi gibi olmamasından, beyinlerinde veya ruh sağlıklarında kalıcı bir hasar bırakmasından korkuyor ve bu sebeple tedavi olmayı da geciktiriyor. Oysa depresyon tedavi edilmesi gereken bir ruhsal rahatsızlık durumu ve hastalığın ağırlığına göre tedavide zaman zaman ilaçlar gerekebiliyor. Ancak antidepresanlar kişilerin ne kendi başlarına başlayabilecekleri ne de kendi başlarına bırakabilecekleri ilaçlar değil.
Psikiyatrlar her rahatsızlık için kullanlacak ilaç türünün belirlenmesi, kullanılacak dozun ayarlanması ve tedavi bitiminde de bırakma zamanı ve süresinin mutlaka doktor kontrolünoe belirlenmesi gerektiğini söylüyor. HaberVs’nin ulaştığı hastalar, antidepresanlar doktor kontrolünde burakılmadığı zaman ortaya oldukça sarsıcı yan etkiler çıkabileceğini anlatıyor.
C.İ. 48 yaşında bir ev hanımı, P.B. ise henüz 23 yaşında genç bir kadın. C.İ. üç yıl, üniversite son sınıf öğrencisi P.B. ise beş yıl ilaç tedavisi görmüş. İkisi de hayatlarında bir şeylerin yolunda gitmemesi sebebiyle yaşadıkları umutsuzluk, hüzün ve sinir problemlerinden kurtulmak için ilaca başlamış. C.İ. hayatının yoluna girmesi ile beraber ilacı doktor kontrolünde 4 aylık bir süreçte bırakmış. Çarpıntı, mide bulantısı, titremeler, ağlama krizleri gibi birçok yan etkiyle uğraşmış fakat bunlar üç hafta içinde tamamen geçmiş.
P.B. ise başta doktor kontrolünde bırakmadığı için düzelemediğini, sonra tekrar ilaç tedavisi görerek kontrollü şekilde bıraktığını anlatıyor. İkisi de halihazırda ilaç tedavisi görmüyor ve ilaçtan önceki hallerine oranla çok daha iyi hissediyorlar. Her ikisi de psikolojik rahatsızlık yaşayan kişilerin ilaç tedavisi görmesi gerektiğini ve bırakma sürecinin de mutlaka doktor kontrolünde olması gerektiğini düşünüyor.
Psikiyatr Doç. Dr. Tonguç Demir Berkol, ilaç kullanım sürecinin her aşamasına kesinlikle bir uzmanın karar vermesi gerektiğini söylüyor. Hastaların ilaca başladıktan üç gün sonra bu ilaç fayda etmedi diyerek çok geldiklerini, ilaçların 2-3 haftadan önce etki mekanizmasının başlamadığını vurguluyor. “Antibiyotik kullandığımızda kafamıza göre alırsak iyileşemeyiz, bu ilaçlar da bunun gibi, belli bir süre ve düzen gerektiriyor” diyen Tonguç, antidepresan tedavisinin yavaş başlayan ve yavaş etki gösteren bir tedavi olduğunu belirtiyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Didem Özkan, antidepresanların depresyon, kaygı bozukluğu, bazı ağrılar ve uykusuzluk gibi pek çok alanda kullanıldığını belirtiyor. Ancak ilaçları bu psikolojik rahatsızlıkları hafif yaşayanlara değil, gerçekten ilaca ihtiyacı olan hastalarda kullandıklarını söylüyor. Eğer hasta ağır bir depresyon geçiriyorsa, ciddi bir işlevsellik problemi yaşıyorsa (günlük yaşamını devam ettirmede zorluk) , yoğun bir karamsarlık içerisindeyse veya çok fazla intihar düşünceleri varsa, hastalarla bu süreci değerlendirerek ilaç kullanmalarına ya da kullanmamalarına beraber karar verdiklerinin altını çiziyor.
Çekilme semptomları…
29 yaşındaki D.O. , ilaç kullandığı dönemde çalışma hayatında olan bir ev hanımı. Ç.Y. 22 yaşında, aynı zamanda çalışan bir erkek öğrenci. İki hasta da yaklaşık iki yıl önce ilaç tedavilerini sonlandırmışlar. İlaçtan önce kendini çok kötü hisseden D.O., ilaca başladıktan bir süre sonra intihar düşüncesi yaşadığını belirtiyor. Ancak bu düşünce bir süre sonra geçmiş. Hissettiği mutluluğa aldanarak bir süre sonra doktora sormadan ilacı bırakmış.
Antidepresanların hayat kurtarıcı olduğunu düşünen Doç.Dr. Tonguç Demir Berkol, intihar düşüncesinin ilaca alışma sürecinde görülebilecek bir etki olduğunu söylüyor. Özellikle ilk bir hafta anksiyete de artışa sebep olma ihtimalinin var olduğunu belirterek bu durumu kontrol altına almak için bazı ek ilaçlar kullanılabileceğini ifade ediyor.
“Hayatımın en büyük hatasını sorsanız, kontrolsüz ilacı bir anda bırakmak derdim” sözleriyle durumunu anlatan D.Ö., hem fiziksel hem de ruhsal olarak birçok sıkıntı çekmiş: “Beynimde elektriklenmeler başladı, vücudunun birden uyuşuyordu, yataktan kalkamıyordum, uyuyamıyordum, iştahım gitti, başım dönüyordu ve herkesten nefret etmeye başladım.”
İlaca tekrar başlayıp tedavisini tamamlayan D.Ö. halihazırdaki durumunun ilaçtan önceki durumdan çok da farklı olmadığını belirterek ilaçların tedavi etmediğini, geçici çözüm olduğunu söylüyor.
Ç.Y.’nin de ilacı bırakma dönemi çok ağır geçmiş, ilacı kullandığı dönemdeki huzuru ortadan yok olmuş. “Mide kasılmaları, kusmalar, hissizlik hali, sinir ve mutsuzluk gibi birçok şey yaşadım. En çok da, ilaç kullanmaya başlamadan önceki halime dönmekten korktum” diyor. Bu sürecin yaklaşık üç hafta sürdüğünü ifade eden Ç.Y. de D.Ö. gibi ilaçların geçici mutluluk verdiğini düşünüyor.
Doktorlar antidepresanların kesinlikle bağımlılık yapmadığını, sadece bazı hastaların ilacı bırakma süreçlerinde “çekilme semptomları” denilen semptomlarla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. İlacı yavaş yavaş bırakan kişilerde bu semptomların çok az görüldüğü, ancak hızlı kesildiği durumlarda çekilme belirtilerinin sert bir şekilde ortaya çıkabileceği belirtiliyor.
Dr. Didem Özkan, ilacı kesme süreçlerinin yavaş yavaş olduğunu, ortalama iki ile dört hafta arasında dozunu yavaş yavaş azaltarak kestiklerini söylüyor. Bu şekilde çekilme belirtilerinin önüne geçilebiliyor. Özkan, çekilme belirtisi olarak baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, hafif halsizlik, burunda akıntı, hafif mide bulantısı, bir dönem dikkat kaybı, hafif uykuda bozulma, çok hafif kaygıda bir artış, terleme gibi şikayetlerin ortaya çıkabileceğini, bunların da birkaç hafta içinde kaybolacağını belirtiyor. “Tabii ki sıfırlanmadığı da oluyor ama genel olarak konuşursak bu belirtilerin çoğu hafif ya da idare edilebilir dediğimiz çok ciddi olmayan yan etkiler oluyor. Ciddi çekilme belirtileri olan hastalarda ise daha uzun ömürlü ve daha yavaş atılan ilaçlara geçiyoruz.”
Özkan, hastaların ilaç tedavisinin psikiyatristlerin kılavuzlarına ve yapılan çalışmalara göre, hastanın ilk kez antidepresan kullanmaya başlamasından itibaren bir sene ilaç tedavisini devam ettirmesi gerektiğini söylüyor.
Antidepresanlar başka bir hastalığı tetikler mi?
D.B, sosyal kaygılar ve rezil olma korkusu ile altı yıl önce psikiyatriste başvurmuş 24 yaşında genç bir erkek, hukuk mezunu. Psikolojik nedenlerle mesleğini yapamıyor. Görüştüğümüz hastalar arasında en uzun süre ve en çeşitli antidepresan kullanan kişi. Dört hatalı ilaç kullanımından sonra doktorunun doğru ve etkili ilacı bulabilmesi mümkün olmuş. İlk ilacı kullanmaya başladıktan sonra kendi gibi olmadığını hissetmeye başlamış: “Zombi gibiydim, sonra doktor ilacımı değiştirdi. sekiz aydan sonra iyi geldi ama hala tam etki etmedi, bu şekilde yüksek dozlu birkaç ilaç değiştirerek ilerledik, hiçbiri ilk zamanki gibi etki etmedi.”
İlacı bırakmasından sonra hala devam eden sorunlarla karşı karşıya kalan D.B., hiç girmediği boyutta bir depresyona girdiğini, anksiyetesinin arttığını söylüyor ve ilaçların uzun süreli kullanımda çok tehlikeli olduğunu savunuyor: “Ben antidepresanlar hayatımı mahvetti diyenler kategorisindeyim”
Anksiyete ve kaygılarının bu kadar artmasından ilacı sorumlu tutan D.B.’ye göre ilaca hiç başlamasaydı şu anda bu seviyede ruhsal sorunlar yaşamayacaktı: “İlacı bırakınca daha kötü oluyorum, panik atak geçiriyorum, hayattan zevk alamıyorum. Ancak şuan en kötü dönemimdeyim. İlaca başladım fakat kötüyüm. İşlevselliğimi kaybettim, depersonalizasyon yaşıyorum.”
İlaçların kendisini kötüleştirdiğini fakat fiziksel bir bağımlılığı olmadığı olmamasına rağmen ilaçsız da yapamadığını ifade eden D.B., doktorların bu durumu kabul etmediğini söylüyor: “Hiç mutlu değilim, ilaçların yaptığını düşünüyorum fakat hiçbir doktor ilaçların bunu yaptığını kabul etmiyor. Günümüzde herkes ilaç içiyor, herkese yazıyorlar, doktor beni sadece üç dakika dinleyerek yazdı. İsmine anksiyete diyorlar bence bu iç sıkıntısı ve kaygı.”
Dr. Didem Özkan, hiçbir antidepresanın kaygıyı veya diğer rahatsızlıkları arttırmayacağını, ilacın bırakılmasıyla ortaya çıkan rahatsızlıkların çekilme belirtisi olmadığından emin olduklarında, terapi desteği ile yüzde 60-70 oranında bu tür tekrarları önleyebildiklerini söylüyor. Antidepresan ilaç kullanımına bağlı olarak hastalığın daha da kötüleşmesinin ya da hastalığı aktifleştirmesinin sözkonusu olmadığını vurgulayan Özkan, “Hasta yeniden hastalanabilir ve kaygı bozuklukları geceleri oluyorken bir anda gündüzleri olmaya başlayabilir. Bu onun daha kötü olduğunu göstermez, hastalığının tekrar ettiğini gösterir” sözleriyle bazı durumlarda sık tekrarlayan rahatsızlıklar yaşanabileceğinin altını çiziyor.
Psikiyatrist Dr. Tuba Coşkun ise depersonalizasyon (kendine yabancılaşma) gibi durumların bir belirti olduğunu söylüyor. Bunun altta yatan bir psikiyatrik bir problemden kaynaklandığını, ilaç kullanımının böyle bir probleme yol açtığına daha önce şahit olmadığını, bunun tedavi edilememiş bir ruhsal bozukluk olabileceğini söylüyor.
Dr. Didem Özkan da kronik rahatsızlıklar yaşanması veya rahatsızlığın sık sık tekrarlanması durumunda daha uzun süreli ilaç kullanımı önerdiklerini belirtiyor.