Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker tarafından 26 Ağustos 2011’de yayımlanan tebliğ ile lüfer avı limitinin 14 santimetreden 20 santimetreye çıkarılmasının ardından restoran işletmecileri ve balıkçılar kararı desteklediklerini, ancak her yerin aynı oranda denetlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Kararın, 20 santimden sonra yumurtlayabilen lüfer neslinin tükenmemesi için alındığı ifade ediliyor. Yavru lüfer, yıllardır balıkçılarda çinekop adı altında satıldığı için lüfer neslinde büyük oranda azalma olduğu açıklanıyor.
Padişah balığı lüfer
HaberVs’ye tezgâhındaki balıkları tek tek gösteren İstanbul Mimarsinan Köyü’nde balıkçılık yapan Ali Sert, yavru lüfer satmadığını vurguluyor ancak Kumkapı Hali’nde satılmaya devam edildiğini belirtiyor. Yasaklanacaksa her yerde aynı şekilde yasaklanması gerektiğini ifade ediyor. Balığın istenildiği büyüklükte tutulmasının mümkün olduğunu da anlatan Sert, “Teknelerde kumpas adı verilen cihazla balığın boyunu ölçmenin ve küçükleri tutmamamın mümkün olduğunu” söylüyor. Balığın kasalandıktan sonra ölçülmesinin bir anlamı olmadığını belirten Sert, henüz kimsenin kendisini denetlenmeye gelmediğini söylüyor ve gelen müşterinin bilinçli davranıp küçük balık seçmediğini anlatıyor.
Balıkçı Levent Çevik ise karardan çok memnun olduğunu, yasağı tamamen desteklediğini söyleyerek sözlerine başlıyor. “61 yaşımdayım daha lüferin içinde yumurta görmedim” diyen Çevik, lüferin 20 cm’den sonra yumurtladığını bilmediğini belirtiyor. Bugüne kadar lüferi ufak tuttukları için neslinin tehlike altına girdiğini, Su Ürünleri’nden gelip bilgilendirme yapıldıktan sonra gerçeği öğrendiklerini söylüyor. Daha önceden kullandıkları ağların küçük balıkların çıkmasına izin vermediğini, ancak şimdi kullandıkları açık ağların arasından ufak balıkların rahatlıkla çıkabileceğini anlatıyor. İleride bu kararın faydasını göreceğini söyleyen Çevik, şu an 300-350 gramlık lüferi 25 liraya sattıklarını, lüferin artmasıyla balığın fiyatının 5 liraya kadar düşebileceğini belirtiyor. Lüfer çoğaldığında halkın da rahatlıkla yiyebileceğini, bu durumun balıkçıların da işine geleceğini aktarıyor. Lüfer balığının beyaz etli, padişah balığı olduğunu söyleyen Çevik, Marmara Denizi’nin en kıymetli balığına sahip çıkılması gerektiğini belirterek “Bu yasağı kim koyduysa Allah razı olsun” diyor.
Sokakta, arabasının arkasında satış yapan balıkçı ise şu an için yalnızca hamsi sattığını, yavru lüfer satmadığını söylüyor. Her gün Kumkapı Balık Hali’nde olduğunu belirten balıkçı, “Hal’de yavru lüfer satılıyor ama nedense kimse görmüyor, denetlemiyor. Orayı da denetlesinler o zaman. Sonuçta Hal’e balık giriyor, alan balıkçı da satıyor” diyor. Bu şekilde devam etmesi durumunda lüferin neslinin tükeneceğini, çocukların yarın lüferi göremeyeceğini ifade ediyor.
“1 Sene lüferi yasaklasınlar”
Balıkçı kasabası olarak bilinen Mimarsinan’daki Balık Osman adlı tarihi restoranın bugünkü işletmecilerinden Osman Berk Altındeniz, yavru lüfer yasağına uyduklarını söylüyor ve HaberVs’ye müşterilerine sundukları lüferlerin boylarını gösteriyor. Kısa vadede yavru lüfer satmanın karlı gibi göründüğünü, ancak bu durumun balıkçılara da lüfere de zarar verdiğini, uzun vadede ise lüfere getirilen sınırlamanın iyi sonuçlar doğuracağını anlatıyor. Son 10 yılda lüferin gitgide azaldığını, lüfer neslinin tükenmek üzere olduğunu, böyle giderse Marmara’da birçok balık türünün tehlike altında kalacağını vurguluyor. Alınan kararla balıkçıların birkaç yıllığına daha az kar edeceğini, bu sebeple restoranlarda da balıkların pahalanacağını aktaran Altındeniz, ileriki yıllarda lüferin bollaşacağını söylüyor. “Kurallara çok da uyulduğunu söyleyemem, Hal’de satılmaz belki ama yerel balıkçı rahatça tutar ve satar” diyen Altındeniz, işletmeci olarak restoranında yavru lüfer satıp risk alamayacağını, kesilen cezanın yüksek olduğunu ve yasağın birkaç kez ihlali söz konusu olursa ruhsatının iptal olacağını aktarıyor. Balığını hem Kumkapı Hali’nden hem de beldenin yerel balıkçılarından aldığını söyleyen Altındeniz, belde balıkçılarının Kumkapı’ya göre çok daha ucuz olduğunu anlatıyor.
Balık Osman çalışanlarından İbrahim Cingöz ise, “Bana kalırsa 1 sene lüferi yasaklasınlar ki balık çoğalsın, ben satacak bir şey bulurum” diyerek denizleri kollamamız gerektiğini vurguluyor. Yavru lüferlerin bilinçsizce avlanmasının yanı sıra balığın çinekop bile değilken avlandığını ifade ediyor.