Ergenekon soruşturması kapsamında 18 ayrı il ve ilçede gerçekleştirilen operasyonlarda 50’den fazla isim gözaltına alınarak, sorgulanmak üzere İstanbul’a getirildi. Soruşturmanın 12. gözaltı dalgasının hedefinde ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV), Başkent Üniversitesi, Kanal B ve eski rektörler vardı. Başkent Üniversitesi Rektörü ve Kanal B’in sahibi Mehmet Haberal, Giresun Üniversitesi Rektörü Osman Metin Öztürk ile eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Mustafa Yurtkuran, eski Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu da gözaltına alındı. Rektörlerin ev ve işyerlerinde saatler süren aramalar yapıldı. Bilgisayar ve bazı belgelere el konuldu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sorgulanmak üzere İstanbul’a götürülen Mehmet Haberal’ı havaalanından yolcu ederken, gözaltına alınanlar arasında Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Profesör Erol Manisalı da bulunuyor. Operasyon kapsamında ÇYDD Başkanı Türkan Saylan’ın evi de arandı. Kanser hastası olan Saylan gözaltına alınmadı. ÇEV merkezi ve şubeleri de tıpkı ÇYDD’ye olduğu gibi operasyon düzenlenip arama yapılan kurumlar arasında yerini aldı. Türkiye çapında 95 şubesi ve yaklaşık 20 bin üyesi bulunan ve bugüne kadar birçok kız çocuğunun okumasına ön ayak olan ÇYDD’nin şubelerinde saatler süren arama yapıldı ve derneğin burs verdiği öğrencilerin, üyelerin listesi olduğu belgelere el konuldu.
ÇYDD, 12. dalganın hedefinde
Ümraniye’de bir gecekonduda 2007 Haziran ayında el bombaları bulunmasıyla başlayan ve yapılan operasyonlarla bir anda tüm yurdu saran Ergenekon soruşturmada bugün 12. dalga operasyon yapıldı. Arama ve operasyonlar, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı’nın koordinasyonunda Ergenekon soruşturmasını yürüten beş savcının talebi ve özel yetkili mahkemenin kararıyla yapıldı. Sabah saatlerinde eşgüdümlü olarak başlatılan ve Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Samsun, Şanlıurfa, Bursa, Trabzon, Antalya, Alanya, Mersin, Van, İzmir, Giresun, Kars ile Adana’da önceden belirlenen 83 ayrı adrese baskınlar yapıldı. Ergenekon davasının 2. iddianamesinın sanıkları arazında bulunan paşaların öncülüğünde darbe ortamı hazırlamak gerekçesiyle yapıldığı öne sürülen “bayrak mitinglerinin” düzenlenmesinde aktif rôl alan ÇYDD, bugün yapılan operasyonun merkezinde yeraldı.
Saylan gözaltına alınmadı
Dernek Başkanı Saylan’ın Beşiktaş Arnavutköy’deki evine, sabahın erken saatlerinde gelen çeşitli şubelere bağlı polisler saatler süren arama yaptı. Kanser tedavisi gören ve sağlık durumu iyi olmayan Saylan gözaltına alınmadı. Sabah saatlerinde eve gelen polis ekipleri arama yaparken, operasyonu haber alan gazeteciler de evin önünde toplandı. Bir süre sonra bu kalabalığa operasyonu protesto etmek isteyenler dahil oldu. Gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve akademisyenler Saylan’ın evine geldi. Saylan’ın avukatı Hüseyin Karataş, “Öğrendiğimiz kadarıyla Türkan Hanım ile ilgili bir gözaltı ve yakalama kararı yoktur. Zaten hiçbir suçlama yok. Ergenekon kapsamında mahkeme kararına göre ilintili olabilecek delillerin ve belgelerin elde edilmesi için arama yapılıyormuş. Alınan belgeleri söyleyeyim; tamamen özel… AKP iddianamesi alınmıştır. Parti kapatmasıyla ilgili açılan bir davanın iddianamesidir. Hiçbir delil, hiçbir belge, hiçbir suç unsuru yoktur. Sadece özel. Hatta şunu da söyleyeyim; bazı kanunların metinleri dahi, derneklerin yasalarına dair kanun metinleri de alınmıştır” dedi.
“İnşalah aşk mektuplarımı almadınız”
Prof. Dr. Saylan’ın evindeki yaklaşık yedi saat sürdü. Polis ekipleri evden bir çuvalla çıktı. Bu sırada bazı vatandaşlar polise tepki gösterdi. Arama tamamlandıktan sonra Saylan, pencereye çıkarak gazetecilere açıklama yapmak istedi. Ancak bu girişimi polislerce engellendi. Saylan daha sonra kapısı önünde bekleyen gazetecilere evinde bir açıklama yaptı. Polislir için, “Çok efendi davrandılar. Tutanağı okudum. Avukatlarıma telefon ettim, onlar geldi. Arkadaşlar geldi. Odaları bölüştüler, aramaya başladılar. Delil teşkil edecek herhangi bir bilgi ve belge aradılar. ‘İnşalah aşk mektuplarımı almadınız’ dedim şaka olarak. Birçok makalemi aldılar” dedi.
Hükümetin hıncı var
ÇYDD merkezi ve şubelerinin basılıp, yönetim kurulu üyelerinin gözaltına alınmasından rahatsız olduğunu belirten Saylan, “20 bin üniversite öğrencisine ve 36 bin kız çocuğuna burs veriyoruz hep birlikte. Bilgileri, disketleri ve bilgisayar çıktılarını kopya etmeden alıyorlar ve gidiyorlar. O çocuklar bursalarını alamayacaklar. Bu ay o üniversite öğrencileri harçlıklarından, ekmek paralarından yoksunlar. Bunu kim bize anlatacak? Bunun gerekçesi ne olacak? Burslarla ilgili her şube savcılığa gitsin dedik. Bizimkiler ne karar verecek? Ne zaman ki ‘1 Mart Tezkeresi geçmesin’ diye ifade verdik, yazı yazdık, işte ondan sonra her şey değişti. Hükümet bize ‘Ergenekoncu’ diyor ama bunu demek için bize hıncı var” diye konuştu.
Yurtçapında ÇYDD operasyonu
Aynı sıralarda derneğin İstanbul’da Şişhane’deki genel merkezi ile Kadıköy, Bakırköy, Pendik şubeleri saatlerce arandı. Pendik Şube Başkanı Şeyda Eşsiz gözaltına alındı. ÇYDD’ye yönelik operasyon sadece İstanbul’la sınırlı kalmadı. ÇYDD’nin Van, Diyarbakır, İzmir, Antalya, Alanya, Mersin, Şanlıurfa, Van, Trabzon, Diyarbakır, Adana, Çukurova, Bursa ve Kars şubelerine de sabah saatlerinde baskın yapıldı. Aramalarda bilgisayarlar, CD’ler, burs verilen öğrencilerin isimlerinin bulunduğu listeler, üye listelerinin de aralarında olduğu belgelere el konuldu. Van’daki baskında ÇYDD’nin Van Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Prof.Dr. Ayşe Yüksel’in evi ve üniversiteki ofisi arandı. Prof. Dr. Yüksel İstanbul’da havalimanında gözaltına alınırken, çilingirle açılan evindeki bilgisayar ve CD’lere el konuldu. Prof. Dr. Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alımı ihalesinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla eski Rektör Prof.Dr. Yücel Aşkın ile birlikte yargılanan isimler arasındaydı. Kars’ta ise ÇYDD şube başkanı Vedat Akçayüz’e ait boyacı dükkanı arandı. Arama yapılan şubelerde operasyona tepki vardı. Çok sayıda kişi genel merkez ve şubeler önünde toplanarak, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları atıp, operasyonları kınayan pankart ve dövizler taşıdı.
ÇEV başkanının evi arandı
Operasyon kapsamında Doğan Gazetecilik A.Ş İcra Kurulu üyesi ve Pazarlama, Satış, İş Geliştirme Grup Başkanı olanTijen Mergen de gözaltına alındı. Mergen, Milliyet Gazetesi’nin başlattığı ve ÇYDD ile ortak yürüttüğü “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasını yürütüyordu. Yine kanser tedavisi için yurtdışında bulunan ÇEV Genel Başkanı Gülseven Yaşel’in de evi arandı.Yaşel’in aramasında bulunan avukat Vural Ergül, arama kararının örgüt üyeliği suçlaması nedeniyle yapıldığını belirterek, “Yaşel ve eşi evde olmayınca aramaya ilk olarak kapıcı dairesinden başlamışlar. Toplam sekiz polis gelmiş, kapıcıyı kelepçelemişler ve Yaşel’in evine götürmüşler. Kapıcının anahtarıyla kapı açılmış. Kapıcıyı elleri kelepçeli bir koltuğa oturtarak aramaya nezaret etmesi için alıkoymuşlar. Bu arada kapıcı korkudan bayılmış. Polisler kelepçeyi çözmüş, kapıcıyı kendine getirmeye çalışmış. Tam o sırada Yüşel’in bir komşusunu da aramada hazır bulunsun diye eve getirilmiş. O da apartmanın kapıcısını başında altı polis yerde yatıyorken görünce az kalsın bayılıyormuş. İkisini de yemek masasına oturtarak arama yapmışlar. Bu tam bir Ergenekon terörü. Gülseven Yaşel’in evinden Fettullah Gülen davasıyla ilgili ve Fettullah Gülen aleyhine bir takım kitaplar, teyip ve vidyo kasetleri ile CD’ler aldılar. Ancak arama mahallinin sakinin bulunmadığı andan, zapt olunanların halgisinin mahalin sahibine ait olduğunu bilemediğimiz için itirazlı kayıt hakkımızın saklı olduğunu belirttik” dedi.
Eski rektörlere gözaltı
12. dalga operasyonda gözaltına alınan bir grup da rektörler oldu. Gözaltına alınan rektörler, 2007 yılında gerçekleşirilen Cumhuriyet mitinglerinin hızlı takipçileri arasındaydı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanvekili ve eski Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran’’n evinde arama yapıldı ve Yurtkan gözaltına alındı. 2000 – 2008 yılları arasında Uludağ Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapan Yurtkuran, üniversitede türbana karşı çıkan rektörlerdendi. Yurtkuran, 2007’de hazırlanan sivil anayasa taslağındaki türban serbestisini eleştiren ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Herkes kendi işine baksın” dediği rektörlerden biriydi. Ağustos 2008 yılında rektörlük süresi dolan Yurtkuran’ın yerine, seçimlerde bu kez eşi Merih Yurtkuran aday olmuştu. Yurtkuran bu nedenle, “Rektörlük hanedanlık mı?” eleştirilerine hedef olmuştu. 254 oy alarak birinci olan Merih Yurtkuran YÖK Genel kurul’unda Cumhurbaşkanına gönderilecek üç kişilik listeye alınmamıştı.
Hükümeti onu o hükümeti sevmedi
Samsun’daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) eski Rektörü olan ve halen tıp fakültesinde görevli olan Prof. Dr. Ferit Bernay da operasyonda gözaltına alınanlar arasındaydı. Bernay’ın evinden içinde bilgisayar diskleri, doküman ve CD bulunduğu bildirilen beş torba çıkarıldı. 8 yıl rektörlük yapan Bernay dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2000’de üçüncü sırada yer almasına karşın rektör olarak atandı. Bernay hakkında bu tarihten itibaren çok sayıda kadrolaşma ve usulsüz uygulama iddiaları ortaya atıldı. Bernay, 2004’te tekrar rektör olarak seçildi. Bernay, intihal suçlamasıyla da karşı karşıya kaldı. Rektörün AKP ile yıldızı hiç barışmadı. AKP Samsun milletvekilleri meclis araştırması yapılması için önerge verdi. Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla araştırma komisyonu kuruldu. Üniversitede türban serbestisine karşı çıkan Bernay ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi yönetiminin ülke sorunlarına yönelik açıkladığı ve AKP’lileri hedef alan sert senato kararları hükümetin tepkisi çekti.
Balbay’ın günlüklerindeki rektör
Gözaltına alınan bir diğer rektör de adı gazeteci Mustafa Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlükler de İlhan Selçuk ve Şener Eruygur arasında geçen konuşmada geçen eski İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu oldu. Hilmioğlu’nun Tandoğan’da yapılan Cumhuriyet mitinginee üniversite öğrencilerini götürmek için sınavları ertelediği iddia edilmişti. TSK’nın internet sitesinde yayınlanan 27 Nisan bildirisinin sonuna kadar arkasında olduğunu açıklayan Hilmioğlu’yla ilgili Balbay’ın günlüklerinde Eruygur şöyle diyordu: “Biz kimlerle görüştük, bilgi verelim. Anıl Çeçen, Yıldırım Koç, Malatya, İstanbul, Samsun, 9 Eylül rektörleri. Onlar çok heyecanlı. Malatya falan bir görseniz, bu işi yarına bırakmayalım diyecek kadar heyecanlı. Buna yeni rektörler de katılabilir. Artık bilen bilir, gören görür, biz yola çıktık.”
Veli Küçük’ün arkadaşı
Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk de üniversitedeki odasında ve evinde yapılan aramalarden sonra gözaltına alındı. 2007 yılı Mayıs ayından bu yana görevde olan Öztürk, 1978 – 84 yılları arasında Kara Harp Okulu’nda öğretim üyeliği yaparak Yönetim Hukuku, Yönetim ve Davranış Bilimleri dersleri verdi. Emekli binbaşı olan Prof.Dr. Osman Metin Öztürk’ün adı Ergenekon iddianamesinde bir dönem Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı yapan Ergenekon sanığı emekli tuğgeneral Veli Küçük’le yaptığı görüşmelerle geçmişti. Öztürk, Mart ayında, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde yaptığı konuşmada, Küçük ile yaptığı görüşmeler nedeniyle adının Ergenekon soruşturmasına çekilmek istendiğini söylemişti.
Demirel, Haberal’ı uğurladı
Operasyonun hedefindeki bir diğer rektör ise Başkent Üniversitesi’nden Mehmet Haberal oldu. Evi ve ofisi aranan ve gözaltına alınan Haberal’ın sahibi olduğu Kanal B televizyonu da arama yapılan yerler arasındaydı. Baskın olmasına karşın yayınını kesintisiz sürdüren kanal, arama yapıldığını alt yazıyla izleyicilerine duyururken haber müdürü Metin Kayahan, aramalarda polisin eski bazı programlara ilişkin yayın kasetleri ve cd’lere el koyduğunu söyledi. TV binasındaki bilgisayarların da hard diskleri kopyalandı. Evindeki bilgisayar ve bazı CD’ler ile kimi belgelerine el koyulan Haberal kendisi gibi Ankara’da gözaltına alınan İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu ile birlikte geniş güvenlik önlemleri altında Türk Hava Yolları’na ait tarifeli uçakta saat 13.10’da İstanbul’a götürüldü. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Esenboğa Havalimanı’na gelerek Haberal’a geçmiş olsun dileklerini iletti.
Cumhuriyet yazarı Manisalı gözaltında
Operasyonlarda 68’liler Birliği Vakfı Genel Sekreteri Namık Kemal Boya da gözaltına alınırken İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı de Beşiktaş’taki evinde yapılan aramaların ardından gözaltına alınan bir diğer isim oldu. Küreselleşme ve AB politikalarına karşı ulusalcı düşünceleriyle bilinen Manisalı’nın adı Ergenekon soruşturması hazırlanan her iki iddianemesinde de geçmişti. İlk iddianamede Manisalı’nın adı halen Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan sanıklardan Adnan Akfırat’ta ele geçirilen belgelerde söz ediliyor. Akfırat’ta bulunan “Başbuğ’dan Mektup Var” başlığı taşıyan belge, Alparslan Türkeş’in 26 Temmuz 1983’de GATA’da tedavi görürken yazdığı mektup olduğu belirtiliyor. Bu mektubun içeriğinde baş harfleri verilen bazı şahıslar ve MİT hakkında değerlendirmeler yapılıyor. Mektup Ergenekon’da da söz ederek, oluşumun operasyonel ayağının emekli bir asker tarafından yürütüldüğü anlatılıyor. Bu emekli askerin bir yazısında, tıpkı Kurtuluş Savaşı esnasında TBMM hükümetinin Kuvayi Milliyeyi canlandırmak için Anadolu’ya gönderdiği irşad heyetleri gibi bazı yayınlara ve yazarlara ihtiyacı olduğunu yazdığını belirtiliyor. Bu yazarlardan biri de Cumhuriyet’ten Erol Manisalı’nın adı yer alıyor. İkinci iddianamedeyse ise Manisalı’nın adı özellikle Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun (CÇG) raporlarında dikkat çekiyor. İkinci iddianamede, CÇG’nin 16 Şubat 2004 tarihli raporunda Erol Manisalı’nın Harbiye Orduevi’nde Levent Ersöz’le yaptığı görüşmenin gizli ses kaydına alındığı belirtiliyor.
Komutandan “ziyaret”
Ergenekon’un 12. dalga operasyonun yapıldığı saatlerde 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı ziyaret etti. Orgeneral Saygun, emniyetin Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde gerçekleşen ve yaklaşık 15 dakika süren ziyaretin ardından Cerrah tarafından uğurlandı. Cerrah, ziyarete ilişkin basın mensuplarının yönelttiği sorulara, “Daha önceden planladığımız bir ziyaretti. Düşündüğünüz gibi bugün gerçekleşen operasyonla ziyaretin bir ilgisi yok” dedi.
Ergnekon’un dünkü 12. dalgasında, şüpheli sayılan onlarca ismin yanı sıra Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) da var. Elde edilen kimi dökümanlara bakılırsa, Ergenekon tarafından yönlendirilen bu iki örgüte ilişkin suçlamalar şöyle: Cumhuriyet Mitingleri, Cumhuriyet İçin Halk Yürüyüşü, Ulusla Birlik Kurultayı. Cumhuriyet Mitingleri’nin Ergenekon’un “darbeye yönelik organizasyonu” kabul eden 2. Ergenekon İddianamesi’nde, ÇYDD, “Devletin Yeniden Yapılandırılması” başlıklı dökümana göre, kitlelerin yönlendirilmesi için hedef seçilen örgütler arasında sayılıyor. ADD Genel Merkezi’nde bulunan ‘14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nin Sonuçları’ başlıklı dökümanda, bu eyleme ÇYDD’nin de katıldığı belirtiliyor. Yine “Cumhuriyetimiz İçin Halk Yürüyüşü” başlıklı belgedeyse, 4 Kasım 2006’daki Tandoğan Meydanı’ndaki mitingin katılımcılarından biri olarak ÇYDD gösteriliyor. Türkan Saylan’a ilişkin tek veri şu: Şüpheli Kemal Yavuz’un Hilton Oteli’nde yapılan, bir siyasi parti için ön çalışma amaçlı toplantıda Saylan’ı gördüğü yönündeki ifadesi. Yine raporlara göre sivil toplum kuruluşlarını yönlendirmek için Ulusal Birlik Hareketi’ni kuran CÇG, bu doğrultuda ÇEV’i de yönlendirdi. Bir başka raporuna göre, 20 Mart 2003’te düzenlenen ‘Ulusal Birlik Kurultayı’nın katılımcıları arasında ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer de var. İkinci iddianamede dikkat çeken bir nokta daha var. Ergenekon’un dünkü 12. dalgasında gözaltına alınan Prof. Dr. Erol Manisalı, Cumhuriyet Çalışma Grubu’na (CÇG) atfedilen devre raporuna göre, ÇYDD Başkanı Türkan Saylan hakkında “Türkan Saylan gibi gardrop Atatürkçüleri var. AB’ne laf söyletmiyor, Gümrük Birliği’ni savunuyor, Atatürkçüyüm diyor. Olmaz böyle şey. TÜSİAD’dan farkı yok. Atatürkçülüğü istismar ediyor, kullanıyorlar” diyor.