İnsan hakları Kadın

‘Üniversite öğreniminden, parka bile gidemediğiniz bir hayata…’

Yazan: Asena Tunca
Kabil'de 3 Eylül'de düzenlenen protesto sırasında kadınlar (Fotoğraf: Wali Sabawoon)

HaberVs, son bir yılda Taliban yönetimi altında hemen tüm haklarını yitiren, son olarak parklara gitmeleri bile yasaklanan Afgan kadınlarıyla görüştü: “Bir kadın için Taliban rejimi altında yaşamanın diri diri gömülmekten farkı yok.”

Afganistan bir yılı aşkın süredir, idareyi işgalci ABD’den devralan Taliban tarafından yönetiliyor. 15 Ağustos 2021’de ülkede kontrolü ele geçiren köktendinci Taliban rejimi bu süre içinde şeriat hükümlerini kullanarak kadınları zorla evlendirdi, sosyal hayattan ve çalışma yaşamından uzaklaştırdı, okulları kapattı.

Rejimin son icraatı ise Afgan kadınlarının başkent Kabil’deki parklara girişini yasaklamak oldu. Daha öence harem-selamlık ilkeleri gerekçe gösterilerek kadınların parkları ziyareti haftada üç gün ile sınırlandırılmıştı. Ama Afgan kadınları artık yanlarında erkek akrabaları olsa dahi parklara giremeyecek.

Yasağa tepki gösteren kadınlara BBC üzerinden yaptığı açıklama ile, “Bu kararı almak zorundaydık çünkü son 15 ay içinde tüm çabalarımıza karşın insanlara parklara gidiyordu” diye cevap veren Ahlak ve Erdem Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Akif şeriat kanunlarına saygı gösterilmediğini söylemişti.

HaberVesaire, ülkedeki erişim engellemelerine ve sıkı denetim altındaki internet ağlarına rağmen Afgan kadınlara ulaştı. e-posta, Instagram veya WhatsApp üzerinden konuşmanın güvenli olmadığını düşünen kadınlar HaberVs muhabiri Asena Tunca ile Facebook üzerinden iletişim kurdu. 40’ı aşkın kadına bu yolla ulaşmaya çabalayan Tunca, 20’li yaşlarında iki kadınla görüştü.  Süreya Nabi ve Şerife Safari, Taliban rejiminin hayatlarının nasıl -kabusa- dönüştürdüğünü anlattı.

Kadınlar mahkûm gibi evlere kapatılıyor

Taliban’ın açıklamalarını protesto eden kadınlara silah doğrultuldu (Fotoğraf:AA)

Taliban’ın kapsamlı kısıtlamalarıyla tüm kadınların sosyal, politik, kültürel ve ekonomik haklarına erişimlerinin reddedildiğini, eğitim ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldıklarını söyleyen Süreya Nabi, “Bir kadın için köktendinci Taliban rejimi altında olmak, tüm hayalleriyle birlikte diri diri gömülmek demek. Özgürce giyinme hakkı da dahil olmak üzere tüm temel haklardan ve insani özgürlüklerden mahrum kalmak demek. Ne yazık ki eskiden istihdam, eğitim ve yükselmelerle dolu bir hayat dileyen kadınlar şimdi yüksek sesle konuşamayan mahkûmlar gibi evlerine kapatılıyor” diyor.

Kadınların her türlü önyargıdan ve engelden arınmaya, temel insan haklarına sahip olmak istediklerine, “ikincil” insan olmak istemediklerine vurgu yapan Nabi, “Afgan kadınları haklarını korumaya çalıştıkları için Taliban ek kanunlar ve düzenlemeler ile zorlamaya devam ediyor. Taliban’ın kadınlara kötü muamelesi çok sayıda protestoya ve güçlü tepkilere yol açtı, ancak hiçbir iyileştirici etki yaratmadı” diyor.

Nabi’ye göre ülkede sadece kadınların değil kimsenin can güvenliği yok. Eli silahlı erkekler Kabil’in ortasında dolaşıyor. Ancak kadınlar, çok daha savunmasız. “Bir kısmı başka ülkelere kaçmayı başardı, geri kalanlar ise sorumluluklarını sürdürmek istedi. Ancak, Taliban onları işlerinden uzaklaştırdı ve hepsini görevinden aldı. Afgan toplumunun yarısının enerjisini ve yeteneğini temsil eden kadınlar devlet kurumlarından uzaklaştırıldı. Bu, ‘toplumun yarısı yok’ demek” diyor Nabi.

Süreya Nabi, sorunların gün geçtikçe büyüyeceğini ve ülkenin daha kötü bir hal alacağını düşünüyor. Ancak Taliban iktidardan uzaklaştırılana kadar keyfi yasalara karşı mücadelenin sürmesi gerektiğine inanıyor

“Okula devam ederken parka bile giremeyeceğiniz bir hayat”

Taliban militanları yönetimi ele geçirmelerinin birinci yılını kutluyor (Fotoğraf:AA)

“Taliban’dan önce derslerimle uğraşıyordum, sonrasını biliyorsun” diyerek sözlerine başlayan Şerife Safari “Bir yandan maddi baskılar, diğer yandan sosyal kısıtlamalar insanlar üzerinde manevi bir yıkım ve psikolojik baskılara neden oldu. Birkaç cümleyle anlatmak zor ama berbat bir yıldı. Düşünsenize okulunuza gidip geldiğiniz onca yılın ardından bir daha parka bile giremeyeceğiniz bir hayata sürükleniyorsunuz” diyor.

Safari, “Taliban’ın kadınlara bakış açısı herkes tarafından biliniyor. Taliban’ın gelişiyle Afgan kadınlarının, özellikle eğitimli kadınların hayatları çok çok geriye gitti. Kadınların çeşitli nedenlerle dövüldüğüne tanık oldum” diye anlatıyor.

Tüm haklarından mahrum edildiklerini ve tek istediklerinin özgürlüklerine saygı duyulan, barışçıl bir hayat olduğunu söyleyen Safari de kadınların protestolarına yanıt alınamadığı görüşünü paylaşıyor:

“Kadınlar medya aracılığıyla dünyaya seslerini duyurdu, uluslararası bir yardım istedi. Ne yazık ki hiçbiri ele alınmadı” diyen genç kadın, Taliban’a hiçbir şekilde güvenmediğini ve göçlerin süreceğini kaydediyor. En çok göçün Pakistan’a yapıldığını belirtiyor.

Kadınların kamu kurumlarından uzaklaştırılmasının ve erkeklerin yönetimi ele geçirmesinin idari süreçlerde gecikmelere ve düzensizliklere neden olduğunu söyleyen Safari, konuşmamızı şöyle bitiriyor:

“Çok nefret dolular. Kadınların yok olmasını istiyorlar. Hepimiz için her gün birbiri ardına gelen hayal kırıklıklarının devam ediyor.”

 

Yorum yazın