Genel

‘Ayak takımı’ ayaklar altında

Yazan: Ahmet Şık

İstanbul’da 1 Mayıs İşçi Bayramı, hükümet, içişleri bakanlığı ve İstanbul Valiliği’nin gayretleriyle beklendiği gibi olaylı geçti. İstanbul Valisi Muamer Güler’in iddia ettiğinin aksine polisler “orantılı” değil, neredeyse “intikam” amaçlı “şiddet” kullandı. Biber gazi ve tazyikli suyla grupları dağıtan polisler plastik mermi atan silah kullanmaktan da çekinmedi. Özellikle kullanılan biber gazları nedeniyle çok sayıda kişi fenalık […]



İstanbul’da 1 Mayıs İşçi Bayramı, hükümet, içişleri bakanlığı ve İstanbul Valiliği’nin gayretleriyle beklendiği gibi olaylı geçti. İstanbul Valisi Muamer Güler’in iddia ettiğinin aksine polisler “orantılı” değil, neredeyse “intikam” amaçlı “şiddet” kullandı. Biber gazi ve tazyikli suyla grupları dağıtan polisler plastik mermi atan silah kullanmaktan da çekinmedi. Özellikle kullanılan biber gazları nedeniyle çok sayıda kişi fenalık geçirdi. Şişli Etfal Hastanesi’nde de polisler, kendilerine taş atarak kaçan bir grubu kovalarken girdikleri hastane bahçesinde uyarılara rağmen çok sayıda gaz bombası kullandı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ile Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) binalarının içine de gaz bombaları atıldı.

Bu nasıl “orantı”

Üç büyük emek örgütü DİSK, KESK ve TÜRK-İŞ’in 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama talepleri, başbakan ve kimi bakanlar tarafından “devlete baş kaldırmak” diye nitelenince, İstanbul Valisi Muaamer Güler’in dile getirdiği “orantılı şiddet” yerini bilindik görüntülere bıraktı. İstanbul’da ilan edilen “sıkıyönetim” uyarınca Taksim ve çevresindeki birçok cadde ve yol, bir gün öncesinden trafiğe kapatılmıştı. İstanbul polisinin yanı sıra Rize, Erzincan, Diyarbakır ve Şanlıurfa da dahil 12 ayrı ilden takviye polis getirilirken askeri birlikler de Taksim çevresinde güvenlik önlemi aldı. Bariyerlerle çevrilen ve kimsenin girmesine izin verilmeyen Taksim Meydanı’nda adeta kuş uçurtulmadı. Taksim Meydanı’na çıkmayı hiçbir grup başaramazken, Şişli, Kurtuluş, Nişantaşı, Beyoğlu, Cihangir, Osmanbey, İstiklal Caddesi ve Firuzağa’dan meydana gitmek isteyen gruplara tazyikli su ve gaz bombası kullanarak müdahale edildi. Yer yer uzun süreli çatışmalar çıktı.

DİSK’lilere üç kez polis saldırısı

Polislerin ilk müdahalesi Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi Nakiye Ergül Sokak’ta bulunan DİSK Genel Merkezi’nde yaşandı. Bir gece öncesinden sendika önünde toplanan işçilere polis, sabah 06.30 sıralarında biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Genel merkez binasının içine de su sıkılıp gaz bombaları atılınca fenalaşan 2 kişi ambulansla hastaneye götürüldü. Bazı işçilerin de gözaltına alındığı ilk müdahale sonrasında yüzlerce işçi sendika binası içinde beklemeye devam etti. Yarım saatlik bir bekleyişin ardından yeniden sendika binasının önüne çıkan işçilere ilk önce boyalı tazyikli su sıkıldıktan sonra gaz bombalarıyla ikinci kez müdahale edildi. Müdahale sırasında çok sayıda kişi, atılan gazlardan etkilenerek fenalık geçirdi. Bu esnada ara sokaklarda toplanarak DİSK Genel Merkezi önüne gelmeye çalışan küçük gruplar da benzer yöntemlerle dağıtıldı. Bir süre sonra polis işçilere bir kez daha benzer yöntemlerle müdahale etti. DİSK binasına sığınan işçiler uzun süre pencerelerden sloganlar attı.

Can güvenliği olmadığı için vazgeçildi

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin sendikaya gelmesinden kısa bir süre sonra CHP ve DTP milletvekilleri ile ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in de aralarında bulunduğu siyasiler ve bir çok sivil toplum örgütü temsilcisi de DİSK binasına geldi. İşçiler sık sık, “Yaşasın 1 Mayıs”, “AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atarken siyasiler ve sendikacılar da önce olay yerindeki emniyet müdürleriyle daha sonra da hükümet yetkilileri ve İstanbul Valisi Güler’le de telefonla uzun süren pazarlıklar yaptı.

Yetkililere Taksim Meydanı’na çıkmakta kararlı olduklarını açıklayan sendikacılar ve sivil toplum örgütü temsilcileri DİSK’in önünde toplananlara, Osmanbey, Şişli, Nişantaşı ve diğer bölgelerde polisin sert müdahaleleri nedeniyle, “can güvenliğimiz yok” diyerek Taksim’e çıkmaktan vazgeçtiklerini açıkladı. Çelebi, önce DİSK binası önünde, ardından CHP Şişli İlçe Örgütü binası önünde açıklama yaptı. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de kararla ilgili, “Can güvenliğimiz olmadığı için yürümekten vazgeçtik. Yoksa bunlar bizi öldürecek” açıklamasını yaptı.

Hastaneye de bomba

Bu olaylar yaşanırken Taksim İstiklal Caddesi, Şişli, Bomonti, Osmanbey, Nişantaşı ve Dolapdere’de polisler toplanmaya çalışan her grubu biber gazı atıp panzerlerle müdahale ederek dağıttı. Göstericiler de polislere taş atarak karşılık verdi. Ara sokaklara kaçışan göstericilerle polis arasındaki çatışma ve kovalamaca saatlerce sürerken atılan gaz bombalarının en büyük mağdurları ise semt sakinleri ile esnaflar oldu. Şişli’de polisler kendilerine taş atan grubun Şişli Etfal Hastanesi’ne doğru kaçması üzerine hastane bahçesi ile kantinin içine de gaz bombaları attı. Kimi hasta yakınları ve personelin kendilerini uyarmasına sinirlenen bir polis, “Ver lan şu bombayı” diyerek meslektaşından aldığı bir gaz bombasını kantinin içine attı. Gazdan etkilenen çok sayıda hasta ve yakınları fenalık geçirirken kimi çocukların bayıldığı görüldü. Olaylar sırasında polisler gazetecilere de saldırdı. Üzerlerine 3 kez üst üste tazyikli su sıkılan Anadolu Ajansı kameramanı Engin Morgül ile Reuters kameramanı Bülent Usta yere düşerken kullandıkları kameralar da kırıldı.

Her yerde çatışma

Dolapdere, Kurtuluş, Nişantaşı, Cumhuriyet ve Halaskargazi Caddeleri üzerinde toplanarak Taksim’e gitmeye çalışan gruplara polis sert bir şekilde müdahale etti. Bazı çevik kuvvet mensupları ile sivil polislerin yakaladıkları göstericilere feci şekilde dövdü. Nişantaşı’nda polis müdahalesinden kaçarken yere düşen bir kadın gösterici yerde savunmasız bir şekilde yatarken önce bir sivil polis kafasından tekmeledi, ardından çevik kuvvet polisleri tarafından coplandı. Bu arada Taksim İstiklal Caddesi’nde toplanan ve aralarında Anarşistler ile Halk Kültür Merkezleri üyelerinin de bulunduğu bir grup, kimi işyerleri ile bankamatik cihazlarını taş atarak tahrip etti. Bu grup da panzerlerle tazyikli su sıkılarak ve gaz bombasıyla dağıtılırken ara sokaklara kaçanlar polisler tarafından gözaltına alındı. Çevredeki restoranlarda oturanlarla işyeri sahipleri de polislerin gelişigüzel attıkları gaz bombalarından fenalaştı. Taksim ve çevresini abluka altına alan çevik kuvvet ekipleri, Beyoğlu’nun ara sokaklarında toplanan gruplarla yer yer çatışmaya girdi. Polisin kullandığı gaz, Beyoğlu’nun neredeyse bütün sokaklarında bulut halinde bir süre durarak etkili oldu.

ÖDP de basıldı

Kazancı Yokuşu, Alman Hastanesi ve Taksim İlk Yardım Hastanesi’nin bulunduğu Sıraselviler Caddesi’nde de polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. Çevrede hastaneler olmasına rağmen polis burada da grupları yoğun gaz kullanarak dağıtmayı tercih etti. Polisler ve göstericiler arasındaki çatışmalar yaklaşık 2 saat boyunca devam etti. Firuzağa çevresindeki kahvelerde oturan ve olaylarla ilgisi olmayan kimi vatandaşlar da polis tarafından dövüldü. Bu sırada Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) il merkezini basan polis içeriye gaz bombası atarak plastik mermi kullandı. Harita Mühendisleri Odası İstanbul şubesi de basıldı. Her iki kurumdan da gözaltına alınanlar oldu.

Cerrah’a göre olumsuzluk yaşanmamış

Öğle saatlerinde İl Kriz Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada 5 yüzden fazla kişinin gözaltına alındığı belirtildi. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul kendilerine ulaşan bilgilere göre yaklaşık 900 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Sabah saatlerinden itibaren DİSK önünde toplanan işçilere polis, biber gazı, cop ve tazyikli su ile müdahale etti. Öğle saatlerinde adeta “tecrit edilen” Taksim Meydanı’nda incelemede bulunan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah sabahın erken saatlerinden itibaren yaşanan birçok alaya karşın, “İstanbul’da olumsuz bir durum yaşanmadı” iddiasında bulundu.

Yorum yazın