Genel

Bir türlü ısınamadık şu küresel ısınmaya

Yazan: [email protected]

Gökhan Tan Doğa ya da basın jargonuyla “çevre” denilen şey, bu konuda aşırı hassasiyet gösteren azınlığın sorunu mu sadece? Cevap, evet. Türkiye’deki gazetecilerin büyük çoğunluğu böyle düşünüyor. Medyanın çevre sorunlarını ele alış şekline ve bu konudaki haberlerin, tüm haberler içinde tuttuğu hacme bakmak bizi bu sonuca götürüyor. Küresel ısınma Türk basınında çok önemli bir haber […]

Gökhan Tan

Doğa ya da basın jargonuyla “çevre” denilen şey, bu konuda aşırı hassasiyet gösteren azınlığın sorunu mu sadece? Cevap, evet. Türkiye’deki gazetecilerin büyük çoğunluğu böyle düşünüyor. Medyanın çevre sorunlarını ele alış şekline ve bu konudaki haberlerin, tüm haberler içinde tuttuğu hacme bakmak bizi bu sonuca götürüyor.

Küresel ısınma Türk basınında çok önemli bir haber alanı olarak gözükmüyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) 6 Mayıs’ta düzenlediği “Medyanın küresel ısınmaya yaklaşımı” paneline medya yöneticilerinin gösterdiği yaklaşım, durumu yeterince açık bir şekilde ortaya koyuyor.

TGC, hazırlıklarına aylar önce başladığı Küresel Isınma Kurultayı’nda, medyayla ilgili panele hemen tüm gazetelerin yayın yönetmenlerini davet ediyor. Yayın yönetmenlerinin bu daveti nasıl değerlendirdiklerini, kurultayın hazırlık komitesini başkanı, gazeteci Seda Poyraz’dan öğrenelim:

“Yaklaşık iki ay öncesinden, gazetelerin yayın yönetmenlerini davet etmeye başladık. Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök’ü çağırdık ama o gün başka bir programı vardı. Bu durumda başka isimlere de gittik, örneğin Bekir Coşkun. Ancak mayıs ayı gündemleri yoğundu. Dolayısıyla Vahap Munyar’dan rica ettik.

Milliyet gazetesi Yayın Yöntemeni Sedat Ergin hemen kabul etti.

Star’dan Mustafa Karaalioğlu’nu çağırdık, o da danışmanına yönlendirdi. Ancak bu konu hakkında Mustafa Bey tarafından doğrudan bilgilendirilmediği için katılamayacağını bildirdi.

Akşam gazetesi Yayın Yönetmeni Serdar Turgut’un katılması konusunda da çok ısrarcı olduk. Fakat onun da bir programı vardı. Bu durumda o gazeteden, yayın yönetmenliği tecrübesi de bulunan köşe yazarı Yavuz Semerci’yi çağırdık.

Zaman gazetesinden Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı da çağırdık. O da katılamadı.

Sabah Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, panelden bir gün önce, çok acil bir programı çıktığı için katılamayacağını bildirdi.

Vatan gazetesi Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, prensip olarak katılmayacağını ama gazete olarak destekleyeceklerini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız panelin, gazetenin kuruluş yıl dönümüne denk geldiğini ve katılamayacağı için üzgün olduğunu bildirdi.”

Seda Poyraz’ın bize söylemeyi unuttuğu, davet edilen başka yayın yönetmenleri de olabilir. Fakat davet edilen sekiz yöneticiden sadece Milliyet Yayın Yönetmeni Sedat Ergin panele katıldı.

Yayın yönetmenlerinin, İbrahim Yıldız örneğinde olduğu gibi, geçerli mazaretleri de olabilir. Ayrıca bu panele katılmamaları, tek başına, konuya duyarsız kaldıklarını da göstermez.

Ancak davete icabet eden tek yayın yönetmenin Sedat Ergin olması da bir tesadüf olmamalı. Milliyet’in, küresel ısınma da dahil olamak üzere doğa haberlerine yaklaşımı, yayınladığı özel haberler ve bu haberleri ayırdığı yer bunun bir tesadüf olmadığını gösteriyor. Aynı şekilde, ancak Gazeteciler Cemiyeti’nin ısrarı ve ricasıyla, panele ekonomi yazarlarını gönderen ya da cevap bile vermeyen gazetelerin “çevre haberi” performası da bunu doğruluyor.

Gazetecilerin panelini, Türkiye’nin doğasını nasıl davrandığı ve basının bunu gösterme isteğinin seviyesinin bir tespiti olduğunu düşünüyorum.

Katılsalardı…

Yayın yönetmenleri o kürsüde otursalardı, kendilerine şu sorular sorulabilirdi:

Küresel ısınmaya neden olan bir olayı ya da doğa katliamını en son ne zaman ön sayfanızdan duyurdunuz?

En son ne zaman, ajanslardan haber almak yerine gazete merkezinden uzman bir muhabiri bir doğa haberine gönderdiniz?

Ve, olumlu ya da olumsuz, doğayla ilgili hangi haberi Türkiye’nin gündemi olmaya layık görüp takipçisi oldunuz?

Küresel ısınma ve doğa haberleri, Türkiye’deki gazeteler için “renklendirici” haber niteliği taşır. Belki yüz haberden 99’u, ajanslardan alınır. “Güzel” bir fotoğrafı varsa, sayfayı renklendirme amacına uygun olarak kullanılır. Ekonomi, politika, polis, dış haber, spor muhabirleri gazetenin olmazsa olmazlarıdır ama çevre ya da bilim muhabiri istihdam etmek lükstür. Doğayı öğrenmeden de yaşanır. İşte bu yüzden yayın yönetmenleri zaman zaman “Yine mi çevre haberi” diye editörlere çıkışırlar.

“Yine de olumlu bir gelişme”

Gazeteciler, kendi camialarında ilk kez küresel ısınma konulu bir etkinliğin düzenlenmesini “olumlu bir gelişme” olarak niteliyor. Cumhuriyet gazetesi Yazıişleri müdürü Mehmet Sucu örneğin. “Olumsuz bakamak lazım” diyor. Sucu. “Ekonomi yazarlarının panele çağrılmış olmasını ise doğru buluyorum. Çünkü çevre kirliliğine neden olanların başında, onların haber alanına giren sanayi kuruluşları geliyor” diye ekliyor. Panele, Cumhuriyet’ten bir katılımcı olmamasını gazetenin kuruluş yıldönümüyle aynı güne denk gelmesine bağlıyor.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji ekinin Yayın Danışmanı Orhan Bursalı’ya göre konuyla doğrudan ilgili olmayanların panelde bulunması “iletişim beceriksizliği”. “Ben bu kurultaya davet edilmedim” diyor Bursalı. Konuyla ilgilenen esas aktörlerin orada yer almaması gerçekten çok tuhaf.”

Ömer Madra

Panelle ilgili akla gelen bir soru da, küresel ısınma konusunda Türkiye’nin en aktif gazetecisi Ömer Madra’nın konuşmacılar arasında bulunmaması. Seda Poyraz, “Bir tek Ömer Madra’yı çağırma konusunda ihmalimiz oldu. Onun için plaket bile hazırlamıştık ancak kendisine çok geç haber verebildik” diyor.

Madra, Açık Radyo’nun davet edilmediğini doğruluyor. “Kurultaya saatler kala ‘konuşmacılık’ daveti davet sayılırsa, bunu kabul etmedim” diyor. Herşeye rağmen o da, bu kurultayı “fevkalede olumlu bir gelişme” olarak yorumluyor. Tabii, kurultay sponsoru Tesco (Kipa) Süpermarket Zinciri’nin çevre konusunda kabarık dosyasına dikkat çekerek.

Yorum yazın