Yaşam

Dikkat stadyum boşalabilir!

Yazan: Ecem Kurumsuz Ünal

Tek günahım bindiğim belediye otobüsünün maç çıkışında İnönü Stadyumu’ndan geçmesiydi. Ne zaman bir Beşiktaş atkısı görsem dün geceyi hatırlayacağım.

Dün gece Beşiktaş’daki işyerimden çıkıp Fındıklı’daki evime gitmek üzere iskeledeki otobüs duraklarından 28 numaralı Beşiktaş-Edirnekapı otobüsüne bindim, iki dakika içinde kalktı. Biraz trafik vardı, bende de biraz yorgunluk. En arka sıradaki koltuğa geçtim ve gözlerimi kapattım. Oturduğum cama vuran bir taraftarın gürültüsü ile uyandım, gözlerimi açınca güldü geçti. Ya sabır dedim ve etrafa baktım. O sırada İnönü Stadyumu’nun yanından geçmekteydik. Beşiktaş’ın, UEFA Avrupa Ligi ikinci turunda karşılaştığını daha sonra öğreneceğim Braga maçı sona ermişti ve taraftarlar stadyumu boşaltmaktaydı.

Otobüs yaklaşık 10 dakika bu kalabalığı bekledi, hareket edemedi. Sonra cama şiddetli şekilde vurulmaya başlandı, beş altı taraftar otobüse bindi. Taşkınlık yapmadılar. Ben şaşkın bir balık gibi etrafı izlemeye devam ederken, otobüs sallanmaya başladı ve sayısını hatırlamadığım kadar çok insan küfür ederek şöfore bütün kapıları açtırdı ve otobüse binmeye başladı. Üstüste istiflendiler, kapılar kapanmıyor, insanlar sarkıyordu otobüsten. Bir yandan yürüyen taraftarla birlikte bağrılıyor, slogan atılıyor ve şöföre gitmesi için küfrediliyordu.

Otobüsün heryerinden insan taşıyordu ama hâlâ hareket edemiyorduk. Derken hareketlendik ama şöfor, taraftarların açık kalan düşecek endişesi ile yol alamıyordu. Kendini amigo diye nitelendiren, sloganları başlatan kırmızı montlu biri kaptana küfretmeye başladı. “Sür şu otobüsü yoksa cam çerçeve kalmaz!” Zıplamaya başladılar.  Şöfor tehdit ediliyordu. “Kapılar kapansaydı bari” dedi…  Taraftarlar birbirlerini ite ite, kapıya yumruk şeklinde hamlelerle arka kapıyı kapatmayı başardılar. Otobüse binemeyenler de dışarıdan vurmaya devam ediyordu.

Adım adım ilerleyen yolculukta otobüsün içi ağıza alınmayacak küfür ve sloganlar ile doluydu. Evimin olduğu ilk durağa geldiğimizde otobüsü durdurmadılar, “durmak yok Güngören’e kadar kimse inmeyecek” diye. Kendi aralarında “Eminönü ya da Edirnekapı’da inelim, taksiye yedişerli binelim, çok yazmasın” minvalinde konuşuyorlardı.

Neyse, ben evimi camdan izleyerek arkama yaslandım. Değil sesini şöfore ulaştırıp inmeye çalışmak, kımıldamak mümkün değil. Kalabalığın müsebbibleri de durumun farkında. “Zaten kımıldayacak yer yok, senin şeyin bende” diye abuk sabuk espriler yapıp birbirlerine dayanıyorlar.

İçimdeki öfkeyle cama yasladım başımı. Bir sonraki durakta (Karaköy civarı) inmek isteyenler oldu. Bağırdılar “İnmek yok, taksiyle dönün evinize çıldırtmayın adamı” diye. Durakta duran şöforü de dürüttüler yine. Otobüste onlar dışında bulunan yaklaşık 20 kadar “normal” vatandaş oturduğu yere sinmiş durumda. Keza kapılar Eminönü’nde de açılamadı, açtırılmadı. Önce “Aç” dediler şöfore, sonra “şaka yaptık .bne” diyerek yürüttüler.

Otobüs bilmediğim bir güzergâha doğru ilerliyordu ve tıpkı diğerleri gibi benim de yapacak bir şeyim yoktu. Metrobüs durağından önce 30 kadarı ve elebaşları indi.  İnerken de vatandaşa seslendi “İyi taksiler” diye. Saat geceyarısını geçmişti  ve otobüs de yoktu dönmek için. Bir sonraki durakta çoğu indi, insanlar inecekleri durakları çoktan geçmişlerdi. Yaşlı bir amca “Allah belalarını versin” diye iç çekti. İnsanlar söyleniyor ve şöföre dönmek için adres soruyordu. Neyse şöför metrobüs durağını tarif etti ve iniverdim ben de.

Etrafıma baktım, tanıdık değil hiç. Fatih’i filan çoktan geçmişiz. Üstümde hiç nakit yok, taksilerde de kredi kartı geçmiyor. Kala kaldım öyle.  Sonra insanların peşine takıldım park mı mezarlık mı karar veremediğim bir yerin içinden geçtik. Metrobüs gişesine geldim. Turnikeye pasomu yaklaştırdım çekti ama geçmedi, bir daha yaklaştırdım ama olmadı. (Aylık kartlar arka arkaya basamıyormuş.)

Tekrar turnikeye döndüm ilk basışımda güvenliklerden biri görmüş sanırım, buyrun demin ben gördüm sizi seslendim duymadınız dedi. Teşekkür ettim ve geçtim gösterdikleri yerden. Avcılar metrobüsü geldi beklememek için o kadar yolu göze alıp Esenkent’teki teyzeme bile gitmeyi göze aldım ama metrobüsten sonra nasıl devam edecektim yola? Beş dakika sonra Zincirlikuyu metrobüsü geldi, bindim. Bindim ama oradan Kabataş’a nasıl gidecektim? (Bir ara taksicilere market alışverişi tekllif etmeyi bile düşündüm.)  

Sırtımdaki çanta ve elimdeki poşete rağmen yürümeye karar verdim. Zincirlikuyu’da indim, Beşiktaş’a doğru, Barboros Bulvarı’na oradan sahile ve Kabataş’taki evime yürümeye karar verdim. Karar vermek kolaydı ama yürümek, üstelik iş çıkışı yüreyeceğim yolun kaç katını. Taksiler korna çalıyor, saat 2 olmuş, tip tip bakıyorlar.

Beşiktaşlıların yaptığı şeyi anlamlandırmaya çalışıyorum ama olmuyor. Yolun yarısına geride bıraktım ve yola çöktüm, devam edip eve vardığımda saat 3'ü bulmuştu. Çok üşümüştüm. Geceleri çalışıp sabahları okula gitmek zaten yeterince yorucu. Sabahki dersimi düşündüm ve uykuya daldım. Ama bu yorgunluk ve asap bozukluğuyla dersimi de kaçırdım. Tek günahım bindiğim belediye otobüsünün maç çıkışında İnönü Stadyumu’ndan geçmesiydi. Sanırım artık ne zaman bir Beşiktaş atkısı görsem dün geceyi hatırlayacağım.

Zamanım ve enerjim böyle gasp edildi dün gece. 

Acaba bu “insan”ların yukarıdaki barbarlığı tekrar yapmaması için benim, otobüsün diğer 20 yolcusunun ve şöforün ve şöforün çalıştığı kurumun ve asayişimizden sorumlu insanların yapabileceği birşeyler yok mu?

8 Yorum

  • Dünyaya Hoşgeldin. Kaldıralım kaldıralım, stadın yerini değiştirelim. biraz daha vahimleştirirsen olacak. ha gayret. 🙂 Hayal gücün muhteşem.

  • Olayı Beşiktaşlılara bağlamak gerçekten çok vahim. Madem kredi kartın vardı 3-5 lira fazi vererek bu kadar işkence ve hayalgücü çekmeye değermiy di? Komik olmuş. Hiç gerçekçi değil.

  • Bir Beşiktaş Taraftarı olarak sizden o terbiyesizliği yapan cahil çocuklar adına özür dilerim..

  • Oncelikle maçta olan biri olarak olanlardan taraftara kişisel olarak hiçbir suçlama bulunmaya kimsenin hakkı yoktur!
    Saat 12.30 insanlar çıkmış bir sonraki gün işe, okula gidecek bir sürü insan var.. O saatte ne tranvay ne de otobus! kabatasta belki vardır edasıyla koşan binlerce insan, burda sorun iett nin mi yoksa taraftarın mı! ee tabi taksiler ekmek yiyecek yaa! stat çıkışı yürüyecek yer yok ama taksi var.. Sorunu kisisellestirmek yaptığımız hataların en başında geliyor! gs taraftarı metronun anasını aglatiyor, fenerbahce metrobusu.. Sorun yapılanın yazılması değil, sorun sizlerin Iett yi, Buyuksehir belediyesini sorumlu tutamamaniz!

  • Yorumların odak noktası haline gelen "kişiselleştirmek" bile beşiktaş taraftarına yakışmamış. Kimsenin bir başka kimseye böyle bir mağduriyet yaşatmaya hakkı yok!

  • Ben bu yazıya inanmıyorum, kesinlikle abartılmış art niyetli bir yazı oldugunu düşünüyorum…

  • taraftarlara ettiğiniz ifadeleri yeri ve zamanında iett ve belediyeye etseniz bütün bunların sonucu ortaya çıkmayacak.. tabi nasılsa beşiktaş giydirin lafları! gs maçından sonra bir metroya binin bakalım ne olucak veya fener maçından sonra metrobüse! Sizin gibiler yüzünden bu sorun yaşanıyor, hanginiz acaba beşiktaş bragayı yendiğinde bir yazı yazdınız veya bu sitede ne kadar yer aldı..

  • Demek ki bu barbarlik sadece FB taraftarina mahsus degil… Gecen sene FB-Sivas maci sonunda Ankara'da bir arkadasin evinden ciktik ve etraf holiganlarin trafigi kappatigi bir haydutlar guruhu idi. 25 yildir ABD'deyim ve hayatimda bu kadar korkmamistim. Bir Besiktas taraftari olarak olanlari kiniyor ve size de gecmis olsun diyorum. Olanlarin hic bir mazereti yok.

Yorum yazın