Gündem

Emre Aköz’ün borcu: 265 bin TL

Yazan: Barış Uygur

Öğrencileri “hiç yüzleri kızarmadan ‘parasız eğitim’ istemek”le itham eden Emre Aköz’ün, kendi eğitim harcamaları için devletin ödediği paranın bugünkü karşılığı 265 bin TL.

Son günlerde sabahlarım, Türkiye’nin muhtelif gazeteleriyle şenleniyor. Kendimi şaşırtmacalarla dolu bir tiyatro oyunu izler gibi hissediyorum. Son zamanlarda B tipi bile olamayacak kadar kötü filmlerin mutlak kötü karakterlerinin kahkahalarla süsledikleri konuşmalarını dinler gibiyim çünkü. Hani bilirsiniz, elinde bir içki kadehi ve nursuz yüzüyle bir mafya babası “Ah hah ha, ne kadar da kötüyüm, aşk olsun bana doğrusu” der ve yanındaki adamları da kötü olduklarına sevinerek patronlarına kahkahayla eşlik ederler.

Buna benzer bir duyguyu bundan birkaç yıl evvel, Venezüellalı bir lise öğrencisiyle tanıştığımda yaşamıştım. Kendisine Chavez’le ilgili sorduğum bir soruya, heyecan içerisinde Chavez’in ne kadar berbat bir adam olduğunu anlatmaya koyularak başlamıştı. Ancak verdiği tek örnek şuydu: “Ben özel bir lisede okuyorum, ailem okula para veriyor. Ama Chavez geldikten sonra, okulumuzdaki her sınıfa beş tane de fakir öğrenci alındı. Ben fakirlerle okumak istemediğim için ailem okula para veriyor ama Chavez fakir öğrencileri sınıfımızda bedava okutuyor. Ne kadar berbat bir adam olduğunu anla işte.” Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak gibi olmuştum. Karşımda “fakirlerle okumak istemiyorum” diyen bir insan vardı.

Böyle düşünen insanları bulmak ülkemizde de maalesef çok zor değil. Ancak bu düşüncenin, bu kadar açık bir şekilde, hiçbir başka mazerete sığınmadan dile getirilmesi karşısında afallamıştım. Filmin kötüsünün “Daha önce arsaları mahalleliye ben sattım ama şimdi bu fakirlerin hepsini kovacağım buradan, arsaları ellerinden alıp, zengin olacağım, ha ha ha!” demesi gibi.

“Herhalde bir daha böylesini görmem” diyordum ki, Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz’ün dünkü yazısı ilişti gözüme (ODTÜ’lü sosyalistlere yakışan oyun: Uzuneşek). Emre Aköz, haftalardır talepleri gündeme getirilmeyen, sadece eylemleri, o da hükümet karşıtı ana akım medyada, salt hükümet karşıtı olduğu için yer alan çocukların taleplerine yer verdi. Ancak şu şekilde:

“(…) hiç yüzleri kızarmadan ‘parasız eğitim’ istiyor ve bunu bir ‘hak’ olarak görüyorlar.

Hocalar bunlara ders anlatacak… Kütüphaneden yararlanacaklar… Yemek yiyecekler… Isınmak için doğalgaz, aydınlanmak için elektrik, temizlenmek için su kullanacaklar…
Ancak hiç para vermeyecekler!
Özetle “Başkaları bize baksın” mantığı
Maliyetler başkalarının cebinden çıkacak.
Oh ne ala memleket!”

Genç kardeşlerim yüzleri kızarmadan anayasal haklarını talep ediyorlarmış baksanıza! Utanmadan bir de yemek yemeye kalkanlar varmış aralarında! Temizlenmek için su kullanmalarına hiç girmiyorum! Emre Aköz, gereksiz yere paragraflar attığı, manasız tırnaklarla süslü yazısında anayasal haklarını talep edenlere “utanmaz” demekten hiç mi hiç utanmıyor anlayacağınız.

Halkın vergileriyle halkın çocuklarının okutulmasına karşı Emre Aköz. Öyle ya, halkın vergileri, bir takım gazetecilere (örneğin boş bulduğu yere tırnak atan tırnakçı köşe yazarlarına) kimsenin izlemediği televizyon programları karşılığında verilmeli. Halkın vergileri kimi zaman şirketlere ballı kredi olarak, kimi zaman leşkerlere maaş olarak kimi zaman da o leşkerlerin katıldığı gezilere harcama olarak aktarılmalı.

Bu artık sonu gelmesi gereken bir kepazeliktir. Ben vergi veren bir mükellefim. Madem meseleyi, “ben vergisini ödeyen bir Amerikan vatandaşıyım” seviyesine çektik, benim ödediğim vergiler Emre Aköz’ün cebinde ne arıyor kardeşim? O paralarla en azından iki üç çocuğu okutur, toplumsal katma değer sağlardık.

Ve TRT’den maaş almış, verdiğimiz vergileri cebine indirmiş Emre Aköz, “iletişim fakültesinde okuyan yumurtacılar, gerici TRT’ye mi girecek” diye soruyor. Evet, girmemeliler. TRT, iletişim fakültesi mezunlarının arpalığı değil, Emre Aköz’lerin çıkıp paraları cebe indirmesini sağlayan bir kurum olarak kalmalıdır. Gördüğünüz gibi, kimsenin devletten beslenmemesi gerektiğini savunan Emre Aköz’ün hakkıdır devletten, Allah’ın bir kulunun izlemediği programı için para almak.

Ha bu arada, özel liselerde para karşılığında verilen pahalı eğitimi, hiç olmazsa bir kısım başarılı gençlere vermek için kurulan Anadolu Liseleri var ya. Hani akranları düz lisede, yabancı dil falan öğrenemeden okurken; halkın vergileriyle, hiç olmazsa başarılı bazı orta ve alt sınıf öğrencilerinin de girip okuyabildiği. Emre Aköz beyefendi onlardan birinden, Kadıköy Anadolu Lisesinden mezun. Yani benzeri bir eğitim özel okullarda bugün yılda en az 15-20 bin liraya verilirken kendisi bedava okumuştu orada. Yine Türkiye’nin en saygın üniversitelerinden, muadili özel üniversitelerin yıllık 25 bin lira talep ettiği Boğaziçi’nde de bedava okuduğunu unutmayalım.

Yani kendi hesabıyla Emre Aköz’ün bu devlete (7 x 20.000) + (5 x 25.000) olmak üzere 265 bin lira borcu bulunmaktadır. Madem Emre Aköz parasız eğitim isteyenleri utanmazlıkla suçlamaktadır, kendisinde zerre kadar utanma varsa bu 265 bin lirayı nakden ve defaten ödemekle mükelleftir. Hesap ortadadır. Emre Aköz, sadece eğitim harcamaları için halkımızın ödediği vergilerden 265 bin lirayı kullanmış, bildiğimiz kadarıyla şimdiye kadar bunu maliye ya da maarif vekâletine de ödememiştir.

Tekrar ediyorum, bugün yazdıklarından sonra kendisinde zerre kadar utanma varsa, ödemekle yükümlü olduğu meblağ 265 bin liradır. Bu arada internetteki farklı kaynaklarda Aköz’ün İstanbul Üniversitesi mezunu olduğu da yazdığı için hesabı yeniden yapmak gerekebilir. Aköz, ayrıca İstanbul Üniversitesinde de okuduysa orada okuduğu dönemi de ekleyecek olursak ödemekle mükellef olduğu para 265 bin liradan da çoktur. Herhalde utanmaz bir adam olmadığı için bize kazık atmaya kalkmaz, hesabını yapar parasını öder diye düşünüyorum.

Ama neden bahsediyorum ki ben? Parasız eğitim istemek, halkın toplu halde ödediği vergilerden halkın çocuklarının yararlanmasını istemek öğrenciler, özellikle de solcu öğrenciler için utanmazlık. Bu vergilerin sadece Emre Aköz’ün ve benzerlerinin cebine akmasını istemekse “sosyolog gazetecilik”. Tam olarak anlamıyorum ama herhalde doğrusu budur. Emre bey bir ihtiyacı olursa lütfen haber versin, TRT’den zamanında TMSF’den falan aldığı paralar yetmezse lütfen söylesin, ben kendisine para gönderirim. Dolaylı yoldan gideceğine doğrudan kendisinin cebine insin bari devlete masraf çıkartmasın. Gördünüz mü bakın, Emre Aköz’den tahsilata kalktık ama yine borçlu çıktık.

Yorum yazın