Yaşam

Evinizde hissedin!

Yazan: Özlem Özbaş - Nur Niyaz Bildik

Tünel’de unutulmaya yüz tutmuş bir sokağa giriyoruz, binaların arasında çamaşırların sallandırıldığı… The House Apart, hem kaosun içinde hem de bir o kadar korunaklı, sıcacık, “ev gibi”. Lüks otellerde size ait olmayan, sizi yabancılaştıran odalarda geçirilen vakittense, kendinizi evinizde hissetmenizi sağlayacak, basit ama şık bir konseptle yaratılmış The House Apart’lar. Karşılığında öyle büyük paralar sarfetmenize de […]

Tünel’de unutulmaya yüz tutmuş bir sokağa giriyoruz, binaların arasında çamaşırların sallandırıldığı… The House Apart, hem kaosun içinde hem de bir o kadar korunaklı, sıcacık, “ev gibi”.

Lüks otellerde size ait olmayan, sizi yabancılaştıran odalarda geçirilen vakittense, kendinizi evinizde hissetmenizi sağlayacak, basit ama şık bir konseptle yaratılmış The House Apart’lar. Karşılığında öyle büyük paralar sarfetmenize de gerek yok üstelik. The House Apart’ın ortaklarından ve işletmecisi Alex Varlık, hizmetin sadece konaklamadan ibaret olmadığını, her şeyi içeren bir paket programları bulunduğunu söylüyor. Paket, The House Cafe’de kahvaltı, yeme-içme, alışveriş, eğlence ve havaalanı transferlerini de kapsıyor.

Odalarda, konuklar için her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Öyle ki yangın söndürme cihazlarının rengi bile metalik gri. Yakın zamanda, anahtarlıkların Louis Vuitton ile kaplanacağından bahsediyor Varlık ve ekliyor “Tabii misafirlerimiz ayrılırken bunları geri almayı unutmayacağız!” Apartların dekorasyonunu, ödüllü mimarlık ofisi Autoban yapmış.

The House Apart fikinin nasıl doğduğunu sorduğumuzda şöyle anlatıyor Varlık: “Bu, İstanbul’da olmayan bir konseptti. İnsanlar büyük paralar harcayıp lüks otellere gidiyor. Bunun en önemli nedeni evlerindeki rahatlığı hissedebilmek. Fakat resepsiyonda sizi karşılayan görevliden, odalardaki minyatür yiyecek-içeceklere, tek kullanımlık sabunlara kadar her şey sizin oraya ait olmadığınızı yüzünüze haykırıyor. İnsanların asıl aradıkları şey sıcaklık, biz insanlara bunu sunma fikriyle yola çıktık.”

Zincirin ilk halkası için Tünel’i seçmiş olmalarına değinince, Varlık haklı olarak semtin dinamizminden bahsetmeye başlıyor. Hedefledikleri müşteri profilinin de Tünel’i ya da Cihangir’i tercih eden kitle olduğunu ekliyor.

“İyi pazarlama, pazarlama olmayandır”

Neden reklam yapmadıklarını ise şöyle açıklıyor: “İyi pazarlama, pazarlama olmayandır. Kulaktan kulağa yayılan, daha sınırlı fakat daha istenildiği gibi bir müşteri profilimiz var. Kalmaya gelecek misafilerin yemekten alışveriş zevklerine, sevdikleri müziklere kadar her şeyi öğrenip ona göre hizmet veriyoruz. İstanbul’a gelen bir yabancının şehirde kaybolup gitmesini önlüyoruz bir anlamda. Verdiğimiz hizmet bizim en etkili reklamımız”.

Varlık, The House Apart’larda turistlerin yanı sıra işadamlarını, üniversite öğrencilerini ve genç çiftleri de ağırladıklarını söylüyor.

Varlık’ın deyimiyle, “film gibi” bir konaklama peşindeyseniz The House Apart size tam da istediğinizi sunmaya hazır. Önümüzdeki günlerde Nişantaşı şubesi kapılarını açıyor. Daha lüks ama yine ev sıcaklığında olması planlanan Ortaköy şubesi içinse biraz daha sabretmek gerekecek.

Yorum yazın