Ekonomi Yaşam

Üzerinde güneş batmayan meslek: Fayans ustalığı

Yazan: Özge Demiral
Fotoğraf: nampafloors.com

Seramik ustalarına duyulan talep, ekonomik kriz ve pandemi koşullarını dinlemiyor. Yüksek ücretlere rağmen çırak bulmakta ve yetiştirmekte zorlanan ustalar ise bu durumu “gençlerin sabırsızlığına” veriyor.

İşsizlik rakamlarının her geçen gün yükselmesine, Türkiye ekonomisinin gözbebeği inşaat sektörünün bile kriz yaşamasına rağmen sektördeki bir iş kolunun üzerindeki güneş batmıyor: Seramik ya da daha yaygın kullanılan şekliyle fayans ustalığı. Seramik ustaları pandemi koşullarına ve ekonomik durgunluğa rağmen talebi karşılayamıyor, aylar sonrasına randevu verebiliyorlar.

25 yıllık seramik ustası Alaaddin Tosun, yetişmeyip geri çevirdikleri işler olduğunu söylüyor. Seramik ustalarının kazancının diğer dallara oranla daha yüksek olmasını ise “ince işçilik gerektirmesine” bağlıyor. Alaaddin Usta’ya göre seramik ustalarının görece yüksek fiyatlara çalışmasının bir nedeni de, piyasada yeterince usta ve çırak olmaması. “Malzeme taşımak ve seramikleri yapıştırmak gençlere cazip gelmiyor” diyor usta.

Mimar Mustafa Gökhan Aygör da seramik ustası bulmakta zorlandıklarını onaylıyor. Aygör’e göre piyasada yeterince seramik ustası olmamasının nedeni, gençlerin daha kolay para kazanabileceği işlere yönelmesi. “Bu nedenle seramik ustalarının çırak bulmaları zorlaşıyor” diyor Aygör. Ve mevcut ustaların ise yaş ilerledikçe ellerinin zayıfladığını gözlemliyor.

22 yıldır tek başına çalışan seramik ustası Habip Gül, bugün kendisini arayana ancak bir buçuk ay sonrasına tarih verebildiğini söylüyor. Gül, mesleğinin sektördeki hemen tüm dallardan daha kıymetli olrduğuna inanıyor:

“Çünkü inşaat temelden son noktaya gelene kadar bütün kusurları, bütün ayıpları örten seramiktir.”

Seramik işçiliği neden zor?

“Duvar bozuk, elektirik yanlış çekilmiştir; seramikçi düzeltir. Ama herkes kusuru seramikte bulur. Seramikçi daha hassas olmalı daha çok yoruyor” diyor Habip Usta:

“Bu ince çalışılması gereken bir iş, öncelikle sabır gerekiyor. Ben üç yıl çıraklık yaptıp. Başka iş fırsatları bulsam da, hatta kimiz zaman işsiz kalsam da seramikte ısrarcı oldum, işi öğrendim. Müşterinin istediğini cevaplayabilmek için alt yapının kuvvetli olması gerekiyor. Mesleğin adayları öğrenmeye açık olmalı, kendine de bir şeyler de katabilmeli.”

Alaaddin Usta’ya göre işin en zor yanı denge; çok küçük hatalar bile derz aralarının (iki seramik arasındaki boşluk)  kaymasına neden olabiliyor.

Gökhan Aygör, son yıllarda seramik model ve boyutlarının çok çeşitlenmesinin işçiliği etkilediğine dikkat çekiyor: “Özellikle boyutların büyümesi ustaların işini zorlaştırıyor” diyor Aygör.

Gelişen ürünler, değişen boyutlar…

Ürün çeşitliliğini, “seramik artık uçsuz bucaksız bir alan; binlerce seçenek var” diye tanımlıyor Habip Usta:

“Duvar büyüklüğünde seramik var örneğin. Bir taş bin lira! Ölçüyü yanlış alıp deldiğin zaman, bir santim bile hata olsa o taşı çöpe gönderiyor. Bu işi yapan usta çok para ister çünkü emek vereceğini bilir.”

Mimar Hande Canbilen, usta ücretlerinin genellikle malzeme fiyatlarıyla paralel gittiğini ancak ince işlerde malzeme fiyatının üzerine çıkabildiğini anlatıyor:

Düz bir malzeme ise, işçilik ücreti olarak seramiğin metrekare fiyatı kadar işçilik istiyorlar. Ama malzeme fiyatının üzerine bir şeyler koyanlar da oluyor. Ama yerleşimde özel dikkat isteyen seramikler var; rölyefli seramikler, İtalyan seramikler, İznik çinileri… Bunların malzemesinin, bıçağının vs de özel olması gerekiyor.” 

Hande Canbilen’e göre “iyi bir iş istiyorsan, iyi ustaları tercih etmek durumundasın.

Çırak bulunamıyor

Ustalara göre seramik işçiliğinin incelik gerektirmesi, çırak yetişme sürecini de zora sokuyor.

Alaaddin Tosun bu mesleğe “sanat yapmak isteyenlerin” başlayabileceğini söylüyor. Mimar Aygör’a göre ise bu mesleğin adayları ince işlerle uğraşmayı seven, temiz bir iş çıktığında ona bakıp “başardım” demeyi seven kişiler.

“Nasıl tarak çekilmeli, hangi marka kalekim kullanılmalı, seramik nasıl yapıştırılmalı, çırağa çok iyi öğretilmeli” diyen Aygör derz araları ayarlanamazsa işçiliğin çok kötü gözükeceğini söylüyor.

Ama Habip Usta’ya göre gençlerde bu sabır yok. “Şimdiki gençler sabırlı değil; ezilmeye ve yorulmaya gelmiyorlar” diyor usta:

“İşlerimi yetiştiremediğim için yeğenimi yanıma aldım. Boya ve cephe yaparak 200 lira yevmiyeye çalışıyordu. Hem işi sevdirmek için hem de gelecekte nasıl getiri sağlayacağını anlatmak için, çırak olmasına rağmen 300 lira yevmiye ile çalıştırdım. Şu an 400 lira usta yevmiyesi. Herkes para için çalışıyor. İstediği parayı bu meslekten de elde edebileceğini göstermek istedim.”

“Ancak vasıfsız işçiye bu kadar yevmiye fazla. ‘Devamlı çalışırsın, öğrenirsin, o zaman çok kazanırsın’ diyorum ama ‘uzun süreli düşünmüyorum‘ diyorlar. Bu işin çok iyi bir meslek olduğunu yeterince anlatamıyoruz galiba.”

Seramik işçiliğinin zor bir meslek olduğunu düşünmeyen Abdullah Usta ise, bir çırağın bir yıl içerisinde işi tamamıyla öğrenebileceğine inanıyor. “Buna rağmen çırak bulamadığımız için yanımızda usta çalıştırıyoruz” diyor. Ustanın çırak gibi çalışması da işçilik fiyatları da aynı oranda artıyor.

Malzeme fiyatları da usta ücretleri de yüksek

Seramik ustalarının belli bir rayici yok. Çalışılan yere ve kullanılan malzemeye göre değişen çok geniş ücret yelpazesinde çalışıyor.

Mimar Canbilen, ustanın metrekare başına talep ettiği ücretin 80 ile 100
TL arasında olduğunu söylüyor. 

Mimar Aygör “Geçen yıl metrekare başını 20-25 TL’ye yaptırırken şu an en az 40-45 TL’ye yaptırabiliyoruz” diyor. Normalde fiyattaki senelik artışın 5 ile 6 TL olduğunu söyleyen Aygör, bu sene dolar kurunun hem malzeme fiyatlarını hem de ustalık ücretlerini ikiye katladığını söylüyor.

Nitekim Habip Usta da, geçen yıl metrekareye 50 TL talep ederken, artık metrekare 80 TL’ye çalışıyor.

Mimar Canbilen’e göre talebi ve fiyatları etkileyen bir başka faktör, pandemi koşulları. “Evlerde daha fazla zaman geçirilmesi hataların daha görünür olmasına neden oldu. Bu süreçte özellikle marangoz ve seramik ustalarına çok iş düştü” diyor.

Abdullah Tosun Usta’ya göre hem kazancının iyi olması hem de çalışma saatlerini kendinin belirlemesi, kendi işinin patronu olması mesleğini kıymetli kılıyor. Habip Gül Usta da mesleğini seviyor. İşin ahlaki boyutunu da vurgulamadan edemiyor:

“Piyasadaki usta sayısının az oluşu müşteriye karşı kullanılmamalı. Yüksek ücret istediğiniz müşteri belki mecbur olduğu için o fiyatı kabul edecek, ama sizi kimseye tavsiye etmeyecektir. Oysa memnun kalırsa size iş bulmak için bile uğraşır!”

Yorum yazın