Cumhuriyet gazetesinin başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Selçuk’la birlikte İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmesi Ferit İlsever, Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, gazeteci Adnan Akfırat ve işadamı İbrahim Benli’nin de araların da bulunduğu toplam 12 kişinin gözaltında bulunduğu öğrenildi. Avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmeyen zanlıların, “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla gözaltına alındığı ve yürütülen soruşturma kapsamında ele geçirilen bazı belge ve dokümanlarda isimlerinin yer aldığı, teknik takip sonucu izlemeye alınan telefon trafiğinde de yer aldıkları öne sürüldü.
Ümraniye’de bir gecekonduda, Cumhuriyet’e atılanlarla aynı seriden oldukları daha sonra tespit edilen 27 el bombasının bulunmasıyla ilgili yürütülen ve zaman içinde genişletilen operasyonlarda bugüne kadar aralarında emekli general Veli Küçük’ün de bulunduğu 37 kişi tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol ve Doç. Dr. Emin Gürses de bulunuyordu.
Sabah 04.30’da baskın
Ulus’taki evi sabah 04.30 sıralarında basılarak gözaltına alınan ve yaklaşık 3 saat boyunca evinde arama yapılan İlhan Selçuk’un ve Cumhuriyet’in avukatlarından Akın Atalay, müvekkili hakkında bilgi almak için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gitti, ama görüşmesine izin verilmedi. Atalay, ”Şu anda iyi olduğuna dair yetkililerden bilgi aldık. Normalde bu suçlarla ilgili gözaltı süresi 48 saattir. Yarın sabah görüştüğümüzde kendisiyle ilgili daha ayrıntılı bilgi edineceğiz. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle bize söylenen bir şey olmadı. Şu anda kendisine yöneltilmiş bir suçlama da yok. Bir soruşturma kapsamında ifadesi alınmak üzere saat 04.30 da evine gelinmiş ve 07.30’da emniyete götürülmek üzere evinden çıkarılmış” dedi.
“Sakin olmak lazım”
Selçuk’un avukatlarından Fikret İlkiz de, hukuken 24 saat boyunca müvekkilleriyle görüşmelerinin mümkün olmadığını söyledi. “Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda var. Biraz sakin olmakta fayda var” dedi. İlkiz, Selçuk’un Terörle Mücadele ve Özel Soruşturma Yöntemleri ve Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu çerçevesinde gözaltına alındığını belirtti. “Bu nedenle 24 saat boyunca kendisiyle görüşemeyeceğiz, ama sorgusunun 48 saat içinde bitirilmesi gerekmektedir. Müvekkilimiz Selçuk’la gözaltındayken de görüşme olanağımız var. Ama bu soruşturmada talebimiz 24 saat sonra söz konusu olacak. Görüştüğümüz zaman da bizi vekili sıfatıyla, müdafii sıfatıyla da görüştüreceklerdir. Bizi talep ettiği ya da biz katıldığımız zaman soruşturma ve ifadede yanında yer alabiliyoruz” dedi.
“Gözaltı biçimi takdir hakkı”
Selçuk’un gözaltına alınma biçimini “görevlilerin bir takdiri olarak” değerlendiren İlkiz, “Ama bu takdir hakkının kullanılmasında hukuka aykırılık söz konusu olursa ve bu bir hak ihlali niteliğinde değerlendirilirse kuşkusuz biz de haklarımızı korumak anlamından sorumluluğumuz yerine getiririz” dedi. Sözkonusu gözaltıların AKP’ye yönelik kapatma davasından sonra yapılmasına dikkat çeken İlkiz, “Haklarında açılmış bir dava nedeniyle hükümet üyelerinden bazılarının Ergenekon soruşturmasını işaret etmesine karşılık bu soruşturmada gözaltına alınanlar da hükümeti mi eleştirmeli diye düşünüyorum” dedi.
“Kapatma davası yörüngesinden çıkarılıyor”
İlhan Selçuk’un gözaltına alındığının duyulmasının ardından çok sayıda Cumhuriyet okuru gazetenin İstanbul Şişli’deki merkezi ile Ankara bürosunun önüne gelerek protestoda bulundu. Birçok gazeteci de Cumhuriyet’e destek ziyaretinde bulundu. Gazetenin genel yayın yönetmeni İbrahim Yıldız öğle saatlerinde destek için gelenlere hitaben yaptığı konuşmada, “Devletin kendisine 15 yıldır yakın koruma tahsis ettiği, ikametgahı, çalıştığı yer ve tüm yaşamı toplumun bütün kesimlerince saydam olarak bilinen Selçuk’un, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbe dönemlerini anımsatan bir yöntemle gözaltına alınmasının anlamını kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz” dedi.
Yıldız, “AKP’nin kapatılması davası sonrasında siyasi iktidarın ve yandaşlarının bu davanın yörüngesinden çıkarılması çabası içinde olduğunu” belirttiği konuşmasında, “Bu bağlamda kamuoyunda ‘Ergenekon Operasyonu’ olarak bilinen ve uzun süredir devam etmekte olan soruşturmanın, AKP’nin kapatma davasıyla ilişkilendirilmesi ve Cumhuriyet gazetesinin bu yolla sindirilmek, susturulmak istenmesi oyununa alet olmayacağız. İlhan Selçuk’a uygulanan bu haksız gözaltı işlemine karşı gazetemiz tarafından derhal yargıç nezdinde hukuki işlem başlatılmıştır” dedi.
İşçi Partisi’ne baskın
Operasyon, Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün gözaltına alınan ve tutuklu sanıkların ifadeleri doğrultusunda polise verdiği yeni gözaltı listesiyle başladı. Öz’ün yazılı izni ve talimatıyla bu sabah eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdi. Sabaha karşı 04.30 sıralarında İşçi Partisi Genel Merkezi basılıp, Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltında alındı. Aynı saatlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ait 6 ekip de partinin İstanbul il merkezine, yayın organları Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisi merkezleri ile bürolarının da arasında bulunduğu 32 ayrı adrese baskın düzenledi. Baskın yapılan adreslerde bulunan bilgisayarların hard disklerine ve bazı belgelere el konuldu.
THY’ye ait bir uçakla İstanbul’a getirilen Perinçek’in gözaltına alındığı saatlerde Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever ile İlhan Selçuk, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, gazeteci Adnan Akfırat, ulusalcı İşadamı İbrahim Benli, Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akaya, Perinçek’in koruması Yusuf Beşerik, Yusuf Tuncer, Aydın Gergin, Mahir Çayan Güngör ve Aykut Tokat evlerinden gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen zanlılar sorguya alındı; avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmedi. Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin İşçi Partisi Genel Merkezi’nde yaptığı aramalarda bilgisayarlara, bazı belgelere ve dosyalara el konuldu; 4 tabanca bulunduğu da belirtildi.
“Gözaltılar AKP’nin kapatılma davasıyla ilgili”
Perinçek’in Ergenekon manifestosunu hazırladığı iddia ediliyordu. Perinçek, daha önce “Türk ordusu ve milli kuvvetlerine karşı psikolojik harekat” olarak tanımladığı Ergenekon operasyonuyla ilgili bir açıklamasında, “Ergenekon Manifestosu konusunda benden etkilenmiş olabilirler. Öyle gözüküyor. Görüşlerimin asker tarafından yakından izlendiğini ve beğenildiğini de biliyorum. Etkileniyor olabilirler. Ancak, ben böyle bir örgütün emrine girmem” demişti.
Perinçek açıklamasında, derin devlet tipi bir yapılanmanın gerekli olduğunu savunup, Ergenekon operasyonunu da, “Emniyetteki Fethullahçı örgütlenmenin komplosu” diye tanımlamıştı.
Polisin aramalarının devam ettiği sırada bir basın açıklaması yapan Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı, bir saldırıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. “Bu operasyonun durdurulması için gerekli başvurularımızı yaptık. Ancak, bu operasyonun sinyalleri yaklaşık bir haftadır geliyordu. Olay tamamen AKP’ye açılan kapatma davasıyla bağlantılı. AKP’nin kapatılması girişimine karşı politik bir saldırıdır. Anayasayı delmeye çalışıyorlar, öbür taraftan Ergenekon bahanesiyle kendilerini engelleyebilecek kuvvetlere saldırıya geçtiler” dedi.