İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yine bir ilk yaşandı. Öğrenciler, üniversitenin ahşap atölyesinde görevli Kadir Karabulak, Bülent Karaçeper ve Rıza Karaçeper’in işten çıkartılması üzerine öğlen saatlerinde Santral yerleşkesinde eylem gerçekleştirdi.
Bilgi Üniversitesi çalışanları, geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki vakıf üniversitelerinde bir ilke imza atarak sendikal örgütlenme yolunda önemli adımlar atmıştı. Eylemi gerçekleştiren öğrenciler bugün yaşanan işten çıkarmaların, üç çalışanın da sendikaya üye olması nedeniyle yapıldığını dile getiriyordu. Bu nedenle rektörlük binası önünde oturarak Rektör Halil Güven’le görüşmek istediler. Öğrenci Dekanı Şerafettin Düztepe, öğrencilerin belirleyeceği iki temsilcinin rektörle görüşebileceği bilgisini verdi. Yaklaşık 40 kadar öğrenci rektörlüğe toplu halde girme isteğinde ısrarcı olduğu için görüşme gerçekleşmedi. Üniversite yönetimi, konuyla ilgili bir açıklama bulunmadı.
HaberVsmuhabirleri, konu hakkında bilgi alabilmek üzere üniversite yönetimine sözlü başvurdu. Ancak Rektör Halil Güven’in toplantıda olduğu cevabını alan muhabirlerin de, birinci ağızdan bilgi edinme şansı olmadı.
Öğrencilerle görüşen bazı görevliler ahşap atölyesindeki işten çıkarmanın sendikalaşmayla değil, bu bölümün kâr etmemesine bağlı olduğunu söylese de, öğrenciler bu olayı üniversite yönetiminin sendikalaşmaya engel olma çabası olarak yorumluyor. Sendikalı sayısının çoğunluğa ulaşmaması için üniversite yönetiminin sendikalı işçi sayısını azaltmaya çalıştığını savunan öğrenciler, çıkarılan çalışanlar hepsinin sendikaya üye olduğunu belirtiyor.
İki defa denediler
Eyleme, kantinde düdük, ıslık ve içlerine taş koyduları pet şişeleri sallayarak başlayan eylemciler, rektörlük binasının önünde “Sendika artık engellenemez”, “Şirket değil üniversite” gibi sloganlar attılar ve rektörlüğün önüne bozuk para fırlattılar. Rektörün dışarı çıkmaması üzerine, “Öğrenciler, burada rektör nerede?” diye slogan atarak tekrar kantine döndüler ve sloganlar, düdükler eşliğinde halay çektiler. Eylemcilerden biri, “Atılan işçilerin hakkını korumak için buradayız. Şirket mantığını engellemeye çalışıyoruz” derken bir başka eylemci, atılan üç kişinin kişisel nedenlerle değil, sendikal örgütlenme nedeniyle işten çıkartılmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Santralistanbul yerleşkesinde eğitim binalarını dolaşan öğrenciler E-1 binasının içine girerek eylemlerini sürdürürken binada ders yapan öğrenciler de sınıflardan çıkarak eylemcilere destek verdi. Daha sonra E-2 binasında aynı eylemi tekrarlayan eylemciler E-3 binasının önüne geldiklerinde kapı güvenlik görevlileri tarafından kitlendi. Kapıyı açtıramayan eylemciler Güvenlik Müdürü Murat Yuva’yla tartıştı. Eylemciler kapıların açılmaması üzerine binanın yangın merdiveninden tırmanarak üst kattan içeri girdiler. Yerleşke turunu tamamlayan eylemciler tekrar rektörlük binasının önüne gittiler.
“Sendikaya karışmayın”
Binanın önüne çıkan Öğrenci Dekanı Şerafettin Düztepe burada eylemcilere, “Siz öğrenciliğinizi yapın. Sendika ile ilgili işlere karışmayın” tavsiyesinde bulundu. Düztepe, üniversite ile ilgili akademik soruların yanıtlanacağını, ancak başka bir konu hakkında rektörün açıklama yapmasının mümkün olmadığını belirterek iki öğrenci temsilcisinin rektörle görüşebileceğini söyledi.
Eylemciler ise Düztepe’nin açıklamalarından sonra iki temsilci seçme önerisini reddederek çeşitli sloganlarla rektörü dışarı davet ettiler. Yarın da eylemlerine devam edeceklerini belirten öğrenciler rektörün çıkmaması üzerine 50’den geriye sayarak eylemlerini sonlandırdılar.
Şerafettin Düztepe, eylem sonrasında HaberVs’ye yaptığı açıklamada olaya tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bu çocukların asıl işi öğrencilik. Öğrenciyi ilgilendirmeyen işlerle ilgilenmesinler. Dersliklere girerek dersleri engellemek hoş bir davranış değil”
Rektör’e açık mektup
Eylemci öğrenciler, toplu görüşme taleplerinin gerçekleşmemesi üzerine rektörlüğe açık mektup yazdılar. Öğrencilerin “Takdir edersiniz ki üniversite öğrencisiz olmaz” diye başladıkları açık mektupta “santralistanbul’un inşasında emeği olan ahşap atölyesinin ‘kâr getirmemesi’ gerekçesiyle kapatılmasına ve çalışanlarının işten çıkarılmasına gürültülü bir şekilde tepki gösterdik. Nevin Ateş ile başlayan ve ahşap atölyesiyle devam eden işten atılmaların okul içndeki sendikal hareketi baltalamaya yönelik olduğunu düşünüyoruz” diyorlar. Bu sürecin takipçisi olacaklarını belirttikleri mektubu, “Bilgi Üniversitesi Öğrencileri’nden daha önemli bir işiniz yoksa yarın yine toplu görüşme talebimizle kapınızda olacağız” sözleriyle bitiriyorlar.
Bilgi Üniversitesi çalışanları da eylemle ilgili farklı düşünceler dile getirdiler. Temizlik görevlisi Ö., yapılan eylemden çok memnun olduklarını, sendikalaşmanın anayasal bir hak olduğunu ve bunun engellenmesinin suç olduğunu söyledi. Öğrencilerin bu gibi durumlara tepkisiz kalmamasını olumlu bulan Ö., “Bizim haklarımızı korumaları gerçekten çok güzel bir davranış” dedi.
Rektörlük binasını korumak için kapısına gelen güvenlik görevlilerinden G. ise eyleme olumsuz bakanlardan. “Sendika şirketlerde olur, burası şirket değil” diyen G., öğrencilere yönelik tepkisini “Çocuklar bu işe karışmamalı ister rektör, ister öğretim görevlisi olsun işini güzel yapmayanlar çıkarılmalı” sözleriyle dile getirdi.