Spor Üniversite

İstanbul Bilgi Üniversitesi Türkiye’yi temsil etti

Yazan: Anıl Poyraz

Dünyada ilk kez düzenlenen SportsPro Hachathon 2021’de Türkiye’yi İstanbul Bilgi Üniversitesi temsil etti. Öğrenciler sosyal, çevresel ve ekonomik sorunlar hakkında çözüm alternatiflerinin üretildiği yarışmada ana dili İngilizce olan öğrencilere karşı yarıştı.

Daha önce SportsPro OTT USA ve Blackbook Motorsport Forum gibi etkinlikleri organize eden SportsPro şirketi tarafından ilk defa düzenlenen Hackathon yarışmasında, FAYDA projesi ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü öğrencileri yarıştı.

Hackathon, ortak bir fikre sahip insanların kısıtlı sürede, bir takım çalışması yaparak inovatif fikirler ürettikleri bir yarışma türü. Yarışmacılar kendilerine verilen süre içinde beyin fırtınasıyla en iyi fikri geliştirmeye çalışıyor.

Uluslararası platformda basılı ve dijital alanda spor endüstrisinin nabzını tutan şirketlerden biri olan SportsPro, 2014’ten beri de ulusal etkinliklerine devam ediyor.

SportsPro Hackathon’da üniversite öğrencilerin takım olarak, belirlenen üç hedef olan gezegen, insan ve ekonomi için fayda sağlayacak bir proje tasarlamaları istendi. Yarışmacılardan Yamaç Aytekin, tasarlanan projenin; çevreye faydalı, gelir elde edebilen ve insanlığa fayda sağlayan bir proje olması ve bu projenin üç farklı hedefi de aynı anda karşılamasının gerektiğini söylüyor.

Aytekin, yarışmada sunum becerisi, anlatım ve projenin uygulanabilirliği gibi etkenlere de dikkat edildiğini de vurguluyor.

Bir diğer yarışmacı Işık Doğa Akdemir bazı üniversitelerden birkaç takım olduğunu söylerken etkinliğinin ilk defa yapıldığını ve takımların neye göre seçildiğini bilmediğini söylüyor.

Yarışmacılardan İbrahim Kalkan, yarışma konseptine hazırlık süreci olmadan girildiğini ve iki gün içinde olabildiğince projeyi geliştirip sunduklarını söylüyor. Yamaç Aytekin projelerinde, profesyonel sporcular ile spor endüstrisinde bir startup fikri olan ama yatırım bulamayan girişimcileri birleştiren ve sporcuları yatırımcı yapan bir uygulama ile web sayfası tasarladıklarını söylüyor. Ayrıca sporcuların platform üstünden sosyal sorumluluk projelerine erişebildiğini ve bunun profesyonel bir sporcu için önemli olduğu da ekliyor.

Hem yatırımcılara yatırım fırsatı verip hem de profesyonel sporcuların kişisel markalaşmalarına ve sonraki kariyer planlamalarına fayda sağlayan bir proje tasarladıklarını anlatan Kalkan, ayrıca uygulamaya herkesin katılıp projeleri destekleyebildiğini, bunun da etkileşimi artırarak sponsor kazançlarını yükseltebileceğini söylüyor.

Yüksek lisans öğrencilerine karşı yarıştılar

Yarışma sonucunda henüz ilk üç takımın açıklandığını ve ilk üçte yer almadıklarını söyleyen yarışmacılar, katılan 14 takım arasında altı takımın sunumlarının yarıda kaldığını belirtiyor. Işık Doğa Akdemir sunum için sadece dört dakikalarının olduğunu ve sürenin aşılması durumunda sunumu kestiklerini söylüyor. Takım üyesi İbrahim Kalkan ise yarışmadaki tüm takımların yüksek lisans öğrencisi olduğunu yalnızca kendilerinin lisans öğrencisi olarak yarışmaya katıldığını belirtiyor.

Rakiplerin anadili İngilizce’ydi

Bir diğer yarışmacı Kerem Er konseptin kendilerini çok zorladığını ve yarışma kurallarının çok keskin olduğunu belirtiyor. dört dakika sunum üç dakikalık jüri soru cevabından oluşan yarışmada moderatörün sürenin aşılmasına asla izin vermediği ve bu yüzden titizlikle hazırlandıklarını ifade ediyor. Her takımın sunum için iki kişi seçtiği yarışmada, Bilgi adına Kerem Er ve Yamaç Aytekin bu görevi üstlendi. Partneri Yamaç Aytekin ile çok prova yaptıklarını söyleyen Kerem Er, anadili İngilizce olan öğrencilere karşı süreyi aşmadan sunum yapmayı başardıklarını vurguluyor. Ayrıca Türkiye’de hep kısa olan sunumları uzatmaya çalışırken bu projede 20 dakikalık bir sunumu dört dakikaya indirmenin kendileri için farklı ve zor bir tecrübe olduğunu da söylüyor.

“Global bir bakış açımız vardı”

Yamaç Aytekin, Amerikalı öğrencilerin çok kapalı düşündüğünü ayrıca sporu da siyaseti de kendi ülkeleri bazında düşündüklerini belirtiyor. Fakat kendilerinin konuya Türkiye’de çok daha küresel bir bakış açısıyla yaklaşabildiklerini ve bunun bir avantaj olduğunu da söylüyor. Ayrıca spor endüstrisini de onlardan daha iyi öğrendiklerini ve bunun farkının çok belirgin olduğunu ifade ediyor. Amerikalı öğrencilerin buldukları projelerin çok daha basit ve çok gerçekçi olmadığını belirtiyor. Kendi projeleri ile birincilik alan takımın projesini en mantıklı projeler olarak gördüğünü söylüyor. İbrahim Kalkan ise ekiplerinde hukuk, iletişim gibi fakültelerden öğrencilerin ve ayrıca çift-anadal yapan öğrencilerin de bulunduğu çok yönlü bir ekip oluşurduklarını belirterek bu noktada gerçekleştirdikleri iş paylaşımıyla daha iyi bir iş çıkardıklarını ifada ediyor..

Kerem Er ise sekiz kişilik ekipte herkesin farklı bir konuda altyapısı ve uzmanlığı olması nedeniyle proje hazırlığında çok fazla fikir ayrılığı yaşandığını ve bunun bazen bir dezavantaj yarattığını söylüyor. Işık Doğa Akdemir ise hazırlanan sunumlarda görsel olarak geri kaldıkları özeleştirisini yapıyor. Ayrıca  bir dezavantaj olarak yabancıların “hackathon” terimina daha yakın olduklarını, münazaranın kültürel bir kavram olarak Türkiye’de biraz eksik olduğunu düşünüyor.

Nasıl Seçildiler?

Yarışmacılar İngilizce yeterlik, okul not ortalaması ve gönüllülük deneyimleri baz alınarak çıkan ortalamaya göre başvuruda ilk sekize giren öğrenciler yarışmaya kabul edildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Cem Tınaz SportsPro’ nun dünyada spor endüstrisinin nabzını tutan önemli bir şirket olduğunu ve yarışma için 6 aylık bir süredir kendileri ile temasta olduğunu söylüyor.

Cem Tınaz

Ayrıca üniversite rektörlüğü ve mütevelli heyeti ile konunun paylaşıldığını ve rektörlüğün bu duruma olumlu baktığını ve gereken kaynakları karşıladıklarını da vurguluyor. Tınaz ayrıca, yarışan öğrencilerin bu organizasyona katılarak küresel spor endüstrisinin hangi bağlamlarının öne çıktığını tecrübe etmelerinin önemli olduğunu ifade ediyor. Kendisinin de geçmiş yıllarda buna benzer organizasyonlarda yer almasının, Türkiye dışında ulusal bir mecrada öğrencilerin neler yapabildiklerini farklı bir pencereden bakabilme konusunda çok katkı sağladığını söylüyor. Tınaz, almış olduğu geri bildirimlerin olumlu olduğunu, öğrencilerin diğer öğrencilerden geride kalmadığını ve bu bildirimleri öğrencilerin ders içeriklerine ve eğitim sistemlerine entegre ettikleri belirtiyor.

Yorum yazın