Gündem

Kabine üyelerinin karnesi

Yazan: HaberVs

Habervs Wikileaks’in yayınladığı ABD Ankara Büyükelçiliği belgelerinden en çarpıcı olanı 2005 tarihli hükümetteki bakanların tek tek değerlendirildiği telgraf. Edelman dönemindeki büyükelçilik görevlisi John Kunstadter imzalı “Kabine Değişikliği” başlıklı telgrafta, kabine değişikliğiyle Başbakan Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün kabinedeki etkisini azalttığı yorumu yapılıyor.Telgrafa göre dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler, büyükelçilik kaynaklarına “Kabine değişikliği Başbakan Erdoğan’ın Gül ve çevresinin […]

Habervs

Wikileaks’in yayınladığı ABD Ankara Büyükelçiliği belgelerinden en çarpıcı olanı 2005 tarihli hükümetteki bakanların tek tek değerlendirildiği telgraf. Edelman dönemindeki büyükelçilik görevlisi John Kunstadter imzalı “Kabine Değişikliği” başlıklı telgrafta, kabine değişikliğiyle Başbakan Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün kabinedeki etkisini azalttığı yorumu yapılıyor.
Telgrafa göre dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler, büyükelçilik kaynaklarına “Kabine değişikliği Başbakan Erdoğan’ın Gül ve çevresinin kendi politikalarına ne kadar zarar verdiğinin farkına varması” demiş. Başbakan’ın yakın bir gelecekte o dönem Devlet Bakanı olan Beşir Atalay ve Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek’i de görevden almak istediği iddia edilen raporda Atalay için “Gül’e çok yakın”, Cemil Çiçek için ise “Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı hırslarını gizlemeyen ve Erdoğan’a saygısız” ifadeleri kullanılmış. Telgrafta daha sonra tek tek görevden alınan ve atanan bakanlar değerlendirilmiş:

Abdülkadir Aksu (Eski İçişleri Başkanı): Kürt kayırmacılığı, eroin ticaretiyle ilgisi olduğu iddiaları, küçük genç kızlara düşkünlüğü, oğlunun mafyayla ilişkisi nedeniyle kabinenin en zayıf halkasıydı. Başbakan tüm bunları devletin istediği zaman farkındaydı. AKP’nin kalbine yönelmiş bir yolsuzluk soruşturması yapan Gülenci bir polis şefi olan Hanefi Avcı’yı görevden alarak Erdoğan’ın amaçlarına hizmet etti. Ama Erdoğan’la hep problem yaşadı. Ama bir grup milletvekiliyle AKP’den ayrılacağı söylentileri çıktı.

Kürşat Tüzmen (Eski Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı): Ultra milliyetçi MHP’li. Etkili olduğu Irak’a petrol karşılığı gıda takası ticaretindeki pek çok bağlantı tarafından “her türlü avantaya açık” olarak tanımlanıyor.

Nimet Çubukçu( Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığına getirildi)
: Heybeliada’da yazlıkları olan bir ailede iyi koşullarda yetişti. MUSİAD’ın avukatlığını yaptı. Çubukçu aylardır hırslı bir şekilde bakan olmaya odaklanmıştı. AKP’li Şaban Dişli’nin 7 Haziran’da bize anlattığına göre seçilmesinden Emine Erdoğan’a yakınlığı etkili oldu.

Mehdi Eker (Tarım Bakanlığına getirildi): Pasif, Erdoğan’a yakın. İngilizce biliyor ama seviyesini test etmedik. AKP’li bir isim ve konsoloslukla uzun zamandır diyalogu olan, AKP ile derin ilişkiye sahip iki kişi Mehdi Eker’i iyi, pasif ve Erdoğan’a yakın bir adam olarak tanıttı. Bu isimler ve Enerji Bakanı, Eker’in önceki tarım bakanı Güçlü’nün görevinden uzaklaştırılmasıyla ilgili bilgi sakladığını öne sürdü. Eker’in Güçlü’den Rus hükümetinin Türk sebze ve meyvelerinin ithalatının bitki hastalığından dolayı yasak getirileceğine dair altı ay önce alınan bir kararı gizleyerek Güçlü’yü kötü gösterdiği belirtildi. Bu yasak başladığında Güçlü etkisiz ve habersizmiş gibi gösterildi.

Güldal Akşit (Eski Kadından Sorumlu Devlet Bakanı)
: Babası Fethullah Gülen’e yakın.

Neo-Osmanlıcı Davutoğlu

Yine yayımlanan bir başka belgede ABD’li diplomatların ağzından Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için, “Tehlikeli ve deli” ifadeleri kullanılıyor. Ayrıca ABD’li diplomatlar son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak da “Türkiye’nin ekseni doğuya kayıyor. AB’ye üye olması zor” diyor. Yine belgelerde Başbakan Erdoğan’ın danışmanları ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ankara’nın ötesini gören bir perspektifleri olmadığı belirtilerek, Davutoğlu’nun Neo Osmanlı vizyonundan Amerika’nın kaygı duyduğu ifade ediliyor. Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün, Davutoğlu’nun Erdoğan üzerinde İslamcı etkisini kullandığını söylediği ve Dışişleri Bakanı’nı “son derece tehlikeli” olarak tanımladığı belirtiliyor. Amerikalı diplomatlar ayrıca Ahmet Davutoğlu’nun kendine fazla güvendiğini belirterek, “Türkiye bir Rolls Royce’ın hırsına ama bir Rover’ın imkanlarına sahip” diye yazmış. Bir belgede de AK Parti’li bir danışmanın ironik bir şekilde “Türkiye’nin Endülüs’ü geri almayı ve Viyana yenilgisinin intikamını almayı istediğini” söylediği yer alıyor.

Gül, Arap/İslam eğilimli dış politika yanlısı

20 Ocak 2004, Ankara Büyükelçiliği’nden: Savunma Bakanı Gönül’ün İstanbul’da bir sempozyumdan sonra bize aktardığına göre Dışişleri Bakanı Gül, 1 Mart 2003 tarihli ABD askeri konuşlandırma tezkeresinin meclis tarafından reddedilişini kapalı toplantılarda övmeye devam etti. Gül, ABD ilişkilerine ters olacak şekilde daha fazla Arap/İslam eğilimli bir dış politikayı savundu. Buna rağmen Erdoğan, Gönül ve adalet bakanı Çiçek gibi isimler hükümetlerinin ayakta kalması için ABD desteğini şart görüyor ve başarılı bir ziyaret amaçlıyorlar.

Yorum yazın