Gündem

Okur gözüyle Alper Görmüş’ün “Zor Yazısı”

Yazan: http://www.habervesaire.com/haber/368/

Hale Akay Doğruya doğru, Ahmet Şık‘ın gözaltına haberi alındığı andan itibaren insanların en çok merak ettiği konulardan bir Alper Görmüş‘ün ne yorum yapacağıydı. Perşembe gününden Salı sabahına kadar herkes bir haber/açıklama bekledi, merak edip Görmüş’ü arayanlar ulaşamadıklarını söyledi, diğerleri kulaklarının delik olduğunu düşündükleri insanlara “bir tatsızlık mı var?” diye sordu. En sonunda zaten OdaTV meselesi […]

Hale Akay

Doğruya doğru, Ahmet Şık‘ın gözaltına haberi alındığı andan itibaren insanların en çok merak ettiği konulardan bir Alper Görmüş‘ün ne yorum yapacağıydı.

Perşembe gününden Salı sabahına kadar herkes bir haber/açıklama bekledi, merak edip Görmüş’ü arayanlar ulaşamadıklarını söyledi, diğerleri kulaklarının delik olduğunu düşündükleri insanlara “bir tatsızlık mı var?” diye sordu.

En sonunda zaten OdaTV meselesi ilk gündeme geldiği günden beri Ahmet Şık hakkında kalem oynatmamış Görmüş’ün olumsuz bir tavrı olduğu kanaati uyandı. Akabinde yayımlanan yazı da bu kanaati destekledi.

Alper Görmüş’ün Taraf‘taki o “çok zor yazısı”nın temel meselesi görüldüğü kadarıyla Darbe Günlükleri‘ne ilişkin Görmüş’e göre çok önemli olduğu anlaşılan bir yanlışı düzeltmekti. Uzun uzun yazılmış bu düzeltmeye karşın, Ahmet Şık’ın tutukluluk durumu küçücük bir kutuda, epey de şüphe uyandırıcı bir ara başlıkla, nasıl yorumlanacağı belli olmayan ifadelerle ele alınmıştı.

Görmüş’ün kendisinin de belirttiği gibi Darbe Günlükleri ile ilgili yanlış bilgide Ahmet Şık’ın bir suçu yoktu, böyle bir iddiası olmamıştı [1]. Ancak yine Görmüş’ün çok iyi bildiği gibi, bu yazı yayınlandığı andan itibaren zaten epey yol kat etmiş olan Ahmet Şık’ı itibarsızlaştırma çabaları için mükemmel bir malzeme olacak, Şık’ın yanlış bilginin dolaşımındaki suçsuzluğuna ilişkin bilgi de görmezden gelinecekti.

Nitekim böyle de oldu.[2] Salı akşamı ise Nokta’nın eski çalışanlarından Nevzat Çiçek Twitter’dan Nokta‘nın aynı dönemdeki benzer haberlerinden (kendi ifadesiyle ‘Darbe günlüklerinin ön haberi’) “Asker’in Medya Notları”nın da aslında kendisi tarafından yazılacağını, babası kalp krizi geçirdiği için Ahmet Şık tarafından yazıldığını bize muştuladı. Yani Ahmet Şık ödül aldığı bu habere de bir anlamda “konmuştu”.

Bir okur olarak bu bilgilerin yalan olmadığına eminim, ama zamanlamasına bakarak bunun masumane bir bilgi düzeltme gayreti olduğuna kanacak da değilim.

Ahmet Şık’ın gazetecilik kariyerinin Nokta‘daki sızdırma belgelere dayanan haberlerle sınırlı olmadığı çok açık, ancak onu bir kere Nokta’nın haberlerinin üstüne konan, yalan söyleyen kişi konumuna düşürmenin verdiği zararı düzeltmek de artık çok zor. Bir sürü insanın alt tarafı gelen belgeleri düzeltip, dergiye sunmaktan başka pek bir beceri istemeyen bir gazetecilik faaliyetini neden bu kadar abarttığını da anlamış değilim.

Ortada bu haberlere ilişkin büyük bir başarı varsa, o da herhalde günlükleri basına sızdıran kimliği meçhul kişiye aittir. Geri kalanların rolü ise cesur birer aracı olmaktan ibarettir. Ama o haberlerin arkasında durmak o dönemdeki tüm Noktaekibinin ortak tavrı olsa gerek ve okurların da baştan beri asıl önem atfettiği, Görmüş’ü ve diğer Nokta çalışanlarını takdir ettiği şey tam da bu tavırdır. Örneğin elimizde günlüklere ilişkin davada Alper Görmüş’ün hemen arkasında Ahmet Şık’la beraber bir fotoğrafı var, ancak Ahmet Şık’ın aslında bu fotoğrafa da kendine pay çıkarmak için girdiğini söyleyecek insanlarla karşılaşırsak artık şaşırmam.

Alper Görmüş’ün yazısının tutuklamalara ilişkin kısmına gelince… Belki amacı bu değildir, ancak Ahmet Şık’ın Ergenekon davası kapsamında tutuklanmasını ne kadar tuhaf bulsa da, benim o yazıdan edindiğim izlenim Alper Görmüş’ün bu konuya ilişkin şüpheleri olduğudur.

Şüphelenmesinde beni rahatsız eden bir şey yok, ancak beklentim buna ilişkin nedenleri de bir şekilde açıklamasıdır. En önemlisi de tutanakların tamamının bir gün önce (Pazartesi öğleden sonra) ulaşılabilir hale geldiği bir ortamda eksik bilgi ile şaibe uyandırmak gibi kendisine hiç yakıştıramadığımız hatalar yapmamasıdır (veya en azından tutanakların tamamı ortaya çıktıktan sonra yazıyı geri çekmesidir).

Sonuçta kendisinin de yazısının başında şikâyet ettiği şey medyadaki bu türden dikkatsizlikler değil miydi?

Bir suçun Ahmet Şık’a yamanması için olmadık taklaların [3] atıldığına şahit olduğumuz bu günlerde, Alper Görmüş gibi şimdiye kadar tavrı ile saygı uyandırmış bir gazeteciden “O günlükleri ben yazdım, tamam mı!” tepkisinden daha fazlasını talep etmek, “belki de başka deliller vardır”dan daha net ifadeler görmek istemek, ve hatalara karşı pek de hoşgörülü olamamak okurları olarak en doğal hakkımızdır. Size ihtiyacım yok diyorsa, o bambaşka bir konu elbette.

—————————————————————————
[1] Habervesaire, “Darbe Günlükleri” Deniz Kuvvetleri’nin bilgisayarından…,

Yorum yazın