Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, avı ve satışı yasak olmasına rağmen Çanakkale’de yakalanan “güneşlenen köpekbalığı”yla (Cetorhinus maximus) ilgili “herhangi bir ihbar ya da şikâyet” olmadığını, balığın bulunamaması nedeniyle türünün tespit edilemediğini ve bu nedenle balıkçılar hakkında yasal işlem yapılamadığını” söylüyor.
Bakanlığın bu cevabı, bugün yayınladığımız “Köpekbalığına ne oldu?” başlıklı haberimiz üzerine Sualtı Dergisi haber grubuna Mehmet Erhan Öztürk tarafından gönderildi. Öztürk, bilgi edinme hakkını kullanarak 1 ve 2 Ocak 2009 tarihlerinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na başvurmuş ve “Küçükkuyu beldesi açıklarında yakalanan avlanması yasak köpekbalığı türü ile ilgili” bilgi talebinde bulunmuştu.
Bakanlığın cevabı
Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 22 Ocak 2009 tarihli yazısında Öztürk’e şu cevabı verdi:
“Bakanlığımızın merkez ve mahalli teşkilatına, olaya anında müdahale edilmesi açısından herhangi bir ihbar ya da şikâyet ulaşmamıştır. Konu medyadan ve Bakanlığımızın bilgi edinme birimine sonradan yapılan ihbarlardan öğrenilmiş, bunu müteakip Çanakkale İl Müdürlüğü’müze konunun araştırılması ve mevzuatla öngörülen işlemlerin yapılması gerekli talimat verilmiştir.
“Yapılan araştırma sonucunda balığın 1 Ocak 2009 tarihinde balık ağlarına kendiliğinden takılıp öldüğü, iki balıkçı teknesi tarafından karaya çekildiğine dair bilgi edinilmiştir.
“Basın tarafından çekilen fotoğraflarda söz konusu balığın Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 2/1 Numaralı Tebliğ’in ‘Avlanması yasak türler’ başlıklı 16. maddesi ile avcılığı tamamen yasaklanan güneşlenen köpekbalığı (Cetorhinus maximus) türüyle benzer özellik gösterdiği, ancak İl Müdürlüğümüzce yapılan araştırma esnasında balığın bulunamamış olması nedeniyle bilimsel olarak tür tespiti yapılamadığından, aykırılığa konu olan balık ve bunu karaya çıkaran balıkçılar hakkında yasal işlem yapılması mümkün olamamıştır.
“Yakalanan balığın gerek yurt içi gerek yurt dışına satışı konusunda İl Müdürlüğümüze ya da Bakanlığımıza yapılan herhangi bir başvuru ya da verilmiş izin bulunmamaktadır.”
Fotoğraf var, kanıt yok!
Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Erhan Öztürk’e gönderildiği cevapta özetle “o balığın, avı ve satışı yasak Cetorhinus maximus olduğuna dair kanıt yok” diyor.
Oysa bakanlığa, “o balığın” avı ve satışı yasak Cetorhinus maximus olduğuna dair uyarılar geldiğini biliyoruz. Örneğin, HaberVesaire’nin 2 Ocak ve Milliyetgazetesinin 4 Ocak tarihli haberlerinde görüş veren Adnan Menderes Üniversitesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Bilecenoğlu, basına verdiği bilgiyi bakanlıkla da paylaştı.
Sadece fotoğrafa bakarak tür tespiti yapmanın, bilim adamları için her zaman mümkün olamadığını biliyorum. Ancak bahsedilen balık, balina köpekbalığından sonra evrenin en büyük ikinci balığı. Üstelik konusunda ülkenin önde gelen birkaç ismi arasında yer alan bir bilim adamı bu konuda bakanlığı uyarıyor. Bakanlık, fotoğraflara bakarak balığın türünü tespit edemeyebilir. Ama kendilerini uyaran deniz biyoloğu Murat Bilecenoğlu’nu dinleyebilir.
Yetki sınırı
Öztürk’e gönderilen yazıda anlaşılması güç bir nokta daha var. Araştırmayı yürüten Çanakkale İl Müdürlüğü’nün balığı bulamadığı söyleniyor. Oysa balık, gitmesi en mümkün yere, Yunanistan’a balık ihracatının yapıldığı Ayvalık’a götürülüyor. Büyük olasılıkla bu “araştırma”yı yürütmekle görevlendirilen Çanakkale İl Müdürlüğü de bu bariz durumun farkında. Nitekim 15 Ocak’ta görüştüğüm, bu müdürlüğün yetkilileri “balığın kendi il sınırları dışına çıkarıldığı, Balıkesir’e gönderildiğini sandıklarını ve bu nedenle takip etme şanslarının bulunmadığını” söylüyordu. (Bu konuda açıklama yapamayacağını belirten yetkili, bilginin merkezden (Ankara) alınması gerektiğini söylemişti.)
Bir önceki haberde yer aldığı üzere, balığın Ayvalık’a getirildiğini ancak Yunanistan’daki firmaların onu satın almak istemediklerini İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri de kabul ediyordu. Bakanlık, araştırma için görevlendirdiği Çanakkale İl Müdürlüğü’nün “balığı bulamadık” açıklamasını kabul ediyor, ancak Ayvalık’a geldiğini doğrulayan İlçe Tarım Müdürlüğü memurlarına ulaşamıyordu. Özetle bakanlık, bir gazetecinin İstanbul’dan, kendi elemanlarından telefonla aldığı bilgiye ulaşamıyor!
Hangi ilin bakanlığı?
Küçükkuyulu balıkçılar, köpekbalığının üç gün boyunca Edremit Körfezi’nde dolandığını ve en sonunda kendi kendine ağlara takıldığını söylüyor. Ama belli ki bu üç gün sonunda, ağa kendi kendine takılsın takılmasın, balığı karaya çıkarabileceklerine kanaat getirmişler.
Karaya getirdiklerinde bile avladıkları şeyin ne olduğunu bilmeyen, denizde ekmek kovalayan balıkçıların bu eylemi kabul edilebilir. Suçlarının tespiti durumunda para cezasına alırlar. Peki kendi sirkülerinde yer almasına rağmen balığı tanıyamayan, kendine bağlı iki müdürlüğün sınırları, Çanakkale Balıkesir arasında seyahat eden dev köpekbalığını bulamayan bakanlık hakkında ne söylenebilir? Örneğin, resmi tatile (1 Ocak) denk gelmesi nedeniyle “olay mahalinde” bulunamayan”, bunun üzerine kimseyi inandırmayan açıklamalar yapan, sekiz metrelik, iki tonluk bu koca avı halının altına süpüren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın görevini yaptığı söylenebilir mi?